Amerikalı filozof William Braxton Irvine ile İnsan Nedir? Doğal Tarihimize Bir Bakış kitabı odağında multidisipliner yaklaşımların insanın var oluşuna dair cevapların peşine nasıl düştüğünü konuştuk.
Doçent Doktor Serdar Nurmedov ile Büyük Sorunların Küçük Kitabı odağında bizi biz yapan duygularımız, düşüncelerimiz, değişimlerimiz, kabullerimiz, reddedişlerimiz, psikolojimizi oluşturan tüm etken unsurlar üzerine konuştuk.
Burhan Sönmez ile Avrupa’nın ikiye bölündüğü Soğuk Savaş döneminde Paris-İstanbul-Batı Berlin hattında geçen ve Franz Kafka’yı odağına alan bir edebi gerilim ve aşk romanı olan Franz K. Aşıkları’nı konuştuk.
Nörolog Guy Leschziner ile Sözcükleri Tadan Adam / Duyularımızın Tuhaf ve Ürpertici Dünyası kitabı odağında her birimizin dünyaya dair algısının nasıl oluyor da gerçeklikten epeyce farklı olabileceğini tüm ayrıntılarıyla konuştuk.
Baran Güzel ile ilk romanı Korkudan da Büyük Bir Şey odağında sadece kadınları etkileyen çaresiz bir intihar salgının gölgesinde adım adım sona yaklaşan dünyada, korkunç bir karmaşanın içinde kendini bulan B’yi ve yayın dünyasını konuştuk.
Jess Baker ve Rod Vincent ile Süper Yardımcı Sendromu kitabı odağında yardım etme kavramını, yardım mekanizmasının nasıl çalıştığını, zaman zaman neden ve nasıl yanlış işlediğini yardım etme dinamiklerinin tamamını ele alarak konuştuk.
Aslı Ilgın Kopuz ile Zaman Zaman Güneşli romanı odağında ilişkiler, evlilik, aile, kadınların yalnızlık duygusu, mücadeleleri, çocukluğun yetişkin hâllerimize etkisi üzerine konuştuk.
Jenn Granneman ve Andre Sólo ile modern dünyanın hassas insanlara empoze ettiği kalıpları yıkacak yeni şeyler söyledikleri Duyarlı: Gürültülü, Hızlı ve Sürekli Üstümüze Gelen Dünyada Aşırı Hassas Olmanın Saklı Gücü adlı kitaplarından ve hassasiyetlerin gücünden konuştuk.
Audrey Magee ile Koloni romanı odağında anadilde asimilasyonu, yersiz yurtsuzluğu, politik şiddetin insanların hayatlarının içine sızışını, uzak ülkelere gitme arzusunu, hayal kırıklıklarını, kadın varlığının ve bedeninin sosyolojik anlamını konuştuk.
Joachim Zelter ile Yalanın Erdemi romanı odağında torun Witzleben ile büyükannesi arasında kurulan gerçeklere dayalı yalanları ve çağdaş Alman edebiyatına dair düşüncelerini konuştuk.
Mona Chollet ile Aşkı Yeniden İcat Etmek kitabı odağında patriyarkanın heteroseksüel ilişkileri nasıl manipüle ettiği, hem kadınları hem de erkekleri nasıl koşullandırdığı ve bu durumların aşkı ve arzuyu yaşamamıza nasıl engel olduğu üzerine konuştuk.
Zaman Sığınağı romanı ile 2023 yılı Uluslararası Booker Ödülü’nü kazanan yazar Georgi Gospodinov’un yazın dünyasına Doğal Roman, Hüznün Fiziği, Zaman Sığınağı romanları odağında bakan bir yazı.
Alexandre Seurat’nın Fransa’da yaşanan gerçek bir olaydan yola çıkarak yazdığı Sakar, aile kurumuna sorgusuz sualsiz kutsallık atfedilmesinin yıkıcı sonuçlarını yalın ve sarsıcı bir anlatımla gözler önüne seriyor. Şiddet sarmalının tüm sarsıcı boyutlarıyla Sakar üzerine bir inceleme yazısı.
Rebekka Endler ile Eşyaların Patriyarkası – Dünya Kadınlara Neden Uymaz? adlı kitabını, patriyarkanın tanımını, ataerkil düzen için neden elzem olduğunu ve aslında kadınlara yönelik bir baskı unsuru olarak nasıl kullanıldığını yaşanmış örnekleriyle konuştuk.
Uğur Tanyeli ile Korku Metropolü İstanbul - 18. Yüzyıldan Bugüne adlı kitabını “korkunun” şehirdeki yaşam pratiklerimize yansımaları ve bu şehirde yaratılan edebiyat metinleri ışığında konuştuk.
Günay Çetao Kızılırmak ile daha derinlere gitmek için kazdığı köstebek yollarında şehrin ve yaşamın düğümlerini çözüp insanı bulmaya, görmeye çalıştığı öykülerinden oluşan Köstebek Yolları kitabı üzerine konuştuk.
Ayça Karaman ile Karar Ver, Planla, Harekete Geç kitabı bağlamında ne tür tercihler yapmalı, nasıl odaklanmalı ve ihtiyacımız olan değişimleri nasıl gerçekleştirmeliyiz gibi sorular üzerine konuştuk.
Aslı Akarsakarya ile 2021 Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü kazanmasıyla Yapı Kredi Yayınları tarafından yeniden basılan öykü kitabı Buraya Kısıldık Sanırım odağında konuştuk.
Kerem Eksen ile baba oğul ilişkisi, aile, inanç ve ölüm üzerine bir hikâye anlattığı, yayımlanan son romanı Ölümden Uzak Bir Yer üzerine sohbet ettik.
Meryem Gültabak ile hem tanıdık hem de yabancı bir evrende geçen, her şeyin ortasında kibriyle, zaaflarıyla, içgüdüleriyle, inancıyla, merakıyla, şüpheleriyle insanın yer aldığı yeni romanı Bütün İyiler Öldü’yü konuştuk.
Amitav Ghosh ile iklim değişikliğinin edebiyat, tarih, politika ve kültür üzerindeki etkilerini kaleme aldığı İklim Değişikliği ve Hiç Düşünülmeyenler: Büyük Kaos kitabı ve yine aynı meseleyi bu kez göçlere, mistik efsanelere dayanarak yazdığı romanı Silah Adası üzerine konuştuk.
Jale Özata Dirlikyapan ile 2010 yılından sonra yayımlanmış on beş roman üzerine farklı kuramsal yaklaşımlarla, bakış açıları ve mesafelenme tercihleriyle yazılmış on beş yazıdan oluşan Mesafeyi Aramak - 2010’lu Yılların Romanları Üzerine Yazılar adlı çalışması üzerine konuştuk.
Mihalis Mentinis’in yemeğin ve yemek yapmanın psikopolitik fonksiyonunu farklı coğrafyalar ve disiplinler bağlamında ele alarak eleştirel bir inceleme sunduğu çalışması Yemeğin Psikopolitikası - Neoliberal Çağda Yemek Ritüelleri üzerine bir inceleme.
Doğu Yücel ile Kimdir Bu Mitat Karaman? romanıyla tanıştığımız Mitat Karaman karakterinin daha sert, daha absürt ve daha "yalnız" bir hikâyeyle yeniden okur karşısına çıktığı Beter Ol Mitat Karaman! romanı üzerine konuştuk.
Anıl Mert Özsoy ile Türkiye’nin yakın geçmişine tanıklık eden, okuru da bu geçmişle yüzleşmeye davet eden öykülerinden oluşan kitabı Herkes Her Şeyin Farkında üzerine konuştuk.
Andre Chastel’in hem bir eserin varoluşunu hem de bir varlığın mevcudiyetini sınırlandıran çerçevenin bulunuşunu sanat tarihi üzerinden sorguladığı kitabı Tablodaki Tablo ile Moritz Geiger’ın türlü sanat dışı tutumları göstermek ve sanat nesnesine yönelik değerler estetiğine giden yolları açmak istediği kitabı Estetik Anlayış üzerine bir yazı.
Mustafa Çevikdoğan ile öyküleriyle huzursuzluğun "içevurum"unu izlemenin mümkün olduğu bir dünya kurduğu yeni kitabı Geçecek Zaman üzerine konuştuk.
Marcel Proust’un John Ruskin’in Susam ve Zambaklar kitabı için yazdığı ön söz, aynı zamanda da Kayıp Zamanın İzinde’nin bir provası olan Okuma Günleri kitabı üzerine bir yazı.
Çiler İlhan ile 2009 yılında yaşanan, kayıtlara Bilge Köyü Katliamı ya da Mardin Nişan Töreni Katliamı olarak geçen, aşiretlerin kan davaları sonucu işlendiği belirtilen, gerçeğin kurguyu altüst ettiği Nişan Evi romanı üzerine konuştuk.
Ömür İklim Demir ile kum fırtınası, dünyanın kenarında, salonun ortasında duran sandalye, insanlar, evlerimiz, nesneler, olaylar ve yaşanılan durumların büyük dönüşümlere maruz kaldığı, geçmişten günümüze yüzyıllık bir zaman dilimini anlattığı son kitabı Kum Tefrikaları üzerine konuştuk.
Tuba Kumaş ile düş ile gerçeği birbirine kopçaladığı öykülerinden oluşan kitabı Uç’tan hareketle yazma serüvenine, çocukluğa, aileye, öykülerindeki gotik edebiyat unsurlarına ve korkularımıza dair konuştuk.
Fatma Nur Kaptanoğlu ile baş karakterleri zorlu sınavlar vermek zorunda olan; küçük yerlere sığmayan hayatlar, elden kaçan, denetlenemez duygular, sıkışmışlık hissi, insanın korkularına karşın engel olamadığı kendini aşma dürtüsü gibi ortak temalara sahip iki uzun öyküden oluşan yeni kitabı Ateşten Atlamak üzerine konuştuk.
Ayşe Özlem İnci ile gerçek ile rüyanın iç içe geçtiği, hayatların ve hayatlarımızın izini süren öykülerinden oluşan ilk kitabı Yerin Dibinden Geliyorum üzerine konuştuk.
Ebru Ojen ile son romanı Lojman’ı odağımıza alarak Aşı, Et Yiyenler Birbirini Öldürsün ekseninde gelişen yolculuğunu, romanlarının ve yarattığı karakterlerin doğasını konuştuk.
Seyhan Kurt ile sabit bir mimari formu olmayan, gündelik hayat pratiğiyle iç içe sürekli dönüşen “geleneksel Türk evi”ni odağına alarak, evin ve işlevlerinin tarihsel değişimini incelediği kitabı Haneden Ev Haline – “Türk Evi”nde Mimari, Düzenleme, Pratik üzerine konuştuk.
İlk öykü kitabı Belki Bir Gün Uçarız ile tanıştığımız Aylin Balboa’nın kendine has üslubunun altını çizdiği, geçmişle hesaplaşıp geleceğe kafa tutan öykülerinden oluşan ikinci kitabı Ateş Sönene Kadar üzerine bir yazı.
İnsan binlerce yıldır hikâye anlatır. Peki insan niçin bunca zamandır anlatır, amacı nedir? İsmail Gezgin bu sorunun cevabını Homo Narrans: İnsan Niçin Anlatır? adlı çalışmasında veriyor. İnsanın bu binlerce yıldır hikâye anlatma çabasının izini, mitler ve masallar eşliğinde sürüyor.
Hikmet Hükümenoğlu ile hayatını ele geçiren öfkesiyle boğuşan bir karakterin 90’lardan bugüne uzanan hayat hikâyesini anlattığı son romanı Atmaca üzerine konuştuk.
İrem Uzunhasanoğlu ile okurları 90’lı yıllara götürerek belleklerini harekete geçirdiği, 20 yıl birbirinden ayrı kalmış iki eski dostun, Öykü ve Firuze’nin hikâyesiyle tanıştırdığı romanı Evvel Bahar’ı konuştuk.
Figen Şakacı ile geçtiğimiz günlerde okurla buluşan öykü kitabı Kesekli Tarla’yı odağımıza alarak, edebiyatın kendisini, insan ilişkilerini ve kadınların kesekli tarladaki var olma mücadelesini konuştuk.
Sanat hukuku avukatı Pınar Sönmez’in ilk telif davasından başlayarak sanatın birçok dalındaki telif davalarını sanat hukuku ilkeleri ve fikri haklara ilişkin yasalar ışığında anlattığı kitabı Aşk, Yaratıcılık ve Yasa üzerine bir yazı.
Murat Uyurkulak; İzmir sokaklarında, kanıksanan ülke gerçeklerinin izini bir aşk hikâyesi içinde tutkuyla sürdüğü yeni romanı Delibo ile yeniden okurlarıyla buluştu. Uyurkulak ile yazar olma sürecini, İzmir'i, edebiyatı, Delibo’yu ve pandemi döneminin etkilerini konuştuk.
Jale Sancak ile kendi deyişiyle İstanbul'un "tam da bu gününü, bu günün insan hâllerini, yaşam koşullarını ve atmosferini edebiyatla" anlattığı kitabı Tanrı Kent üzerine konuştuk.
Mine Söğüt ile düzene, iki yüzlü ahlaka, tüketimciliğe, vurdumduymazlığa, savaşkanlığa, rekabetçiliğe itirazlarını dile getirdiği; zamana düştüğü notlardan oluşan kitabı Alayına İsyan üzerine konuştuk.
Yazar ve editör Cem Akaş ile kitapları başta olmak üzere kapsamı yayıncılık dünyasını da içine alan bir söyleşi gerçekleştirdik.
Irmak Zileli’nin okurunu ülkeye kaçak yollarla girmiş genç bir kadının son yolculuğuna çağıran, yabancılığın ve dilsizliğin nasıl bir his olduğunu anlatan romanı Son Bakış üzerine bir yazı.
Enis Rıza’nın seçtiği ve uzun bir yüzyıldan parçalar yansıtan fotoğraflara Ercan Kesal'ın kendi hayatından esinlerle metinler yazdığı sıradan insanların hayallerini toplumun aynasına yerleştirerek bir araya getirdikleri kitapları Zamanın İzinde üzerine bir inceleme.