0 YAPILAN YORUMLAR
97287 GÖRÜNTÜLENME
11 TAKİPÇİ
1 BEĞENİ
Devekuşuna Haddini Bildiren Gövdesidir

“Ben bir başkasıdır.” Tanımam kendimi. O yüzden bunca umarsızım. Camları kırabilir, hırsızlık yapabilir, yalan söyleyebilir, sizi sevebilir, hatta öpebilirim. Vicdan azabı da çekmem, kalp ağrısı da. Olur biter her şey. “ Ben bir başkasıdır.” 

Yaşamak, bir yerde dahil etmektir kendini acıya. Bu dünya en iyi acılardan sorulabilir. Kaybolursan güzellikler içinde, en iyi ihtimal, bu dünya senide bulur. Sende tanışırsın gerçeklerle. İnsan, mühim tecrübeler edinmeli hayatta. Tecrübe deyince kafanız başka çalışıyor doğrusu, hormonlarınızda devreye giriyor muhakkak. Oldum olası, o büyük abi ve ablalardan bu öğrenilir sadece, bütün diğer tecrübeleri bu doğururmuş gibi.

Bak, sana diyeceklerim, bir pazar listesi kadar kalabalık ama korkma! İnsan, şükrederek acıya karşı bir refleks geliştirebiliyorsa, kalabalıklar içinde bir çare bulur. Kuşlar, uçması öğretildikten beri uçuyor. İnsanlarda bildim bileli yalancı. Kuşlar aslında yürüye de bilir, insanlar doğruyu söylediği gün. Sözün kısası, insan yalan söyler, kuşlarda durmaz uçar. Doğru, hafiftir. Yalansa, ağır. Biri uçar diğeri dibe batar.

Özlemek iyi şey mi? Sanmam ama bilirim, devekuşuna haddini bildiren gövdesidir. Bana haddimi bildiren yokluğun. Şimdi seni özlemek neye yarar. Neye yarar göğsümüzde bir et parçasının hala çarpıyor olması. Geçen gün arka mahalleden geçerken, bir hayvan kesiyorlardı. Gördüm. Mora çalan, yumruğum kadar bir et parçasıydı. Onu da yediler. Ne anlamı kaldı bir kalbinizin olması? Söylerken hoş da, yerken, hiç hatırlamadınız.

“Ben bir başkasıdır.” Tanımam kendimi. O yüzden bunca umarsızım. Camları kırabilir, hırsızlık yapabilir, yalan söyleyebilir, sizi sevebilir hatta öpebilirim. Vicdan azabı da çekmem, kalp ağrısı da. Olur biter her şey. “ Ben bir başkasıdır.”

Kendimi denizlere katıyorum, denizler kirlenmiş. İnsanlara katıyorum, onlarda kirli. Soruyorum, bilumum esnaf, sanatkar ve sokak satıcısına; denizleri, insanlar mı kirletti? Evet. Peki, insanları denizler mi kirletti? Hayır. Bırakıp, bir felsefi duraksama arkamda uzaklaşıyorum. ‘Katmayın insanları denize, deniz taşabilir, insanlar pis kokar!’

Bir insanın yokluğunu, bir insanın anlatması mümkün değildir. Yine aynı yoldan gitsek de bulamayız kimseyi. En uzun hikayeden de iki satırlık özet çıkıyorsa, boş verin her şeyi. Bir mum yakın ve toplanın başına. Açlar, hastalar ve kötürümler için bir dua okuyun. Bir de üç günlük dünyada bir günü kalanlar için, elinizi açmışken, yaşam çizginizden birazda ona verin.

İnsan büyüdükçe, hayalleri küçülüyor. Düş peşime, bul beni. Tanrı ya da başka biri, kılıçtan geçirdi geçmişimi. Gözlerimi yumsam da geçmiyor acılar. Hava soğuk, bir söğüt dalının kırgınlığı var üstümde. Rüzgar çıkmadan bul beni. Yıllara meydan okudum, saniyelerle kaybedebilirim. Bul beni!

Sinir hastalıkları kliniğinde başçavuşum, her gün deli ve delilik şüphesi olanları toplayıp sıraya koyuyorum. Sonra içtima alıp, tekrar tekrar toplumun içine salıyorum. İyi bir ruha sahip olmak için çok uğraştım, geldiğim yer anca burası. Delilerin şefiyim bir nevi, birde deliliklerin. Pijamamın altını, üstüme giymiş gibiyim. Birazdan, ellerimin üstünde yürüyeceğim. Bul beni!

Sokak sokak dilenirken, iyi bir açık hava şarkıcısıydım. Hırsızlıktan kaçarken, sağlam bir jokey ve vurulurken, kötü bir figürandım. Harbiye de on binleri izledim. Hepsi şaşmış bana bakıyorlardı. Oysa, yaptığımda şaşılacak bir yan yok. Deliler iyi oyunculardır.

Acılarımız, tahammül sınırına vardığında, onları kontrol edecek donanımlı bir ordu yoktur. Hükmü geçmez klişe önlemlerin ve kontrolü kaybedersiniz sınırın iki yakasında. Gençliğimde, kuşları aç bıraktık, salyangoz ezdim, ve karıncalara ırkçılık yaptım. Şimdi getirsen tüm iyiliklerimi yan yana yine de tutamaz bu sınırı burada.

Yollar, -ayaklarımın bir suçu yok- aşındırdığım yerlerini geri istiyor. Takvimler, eski bir tarihçi gibi gözlüğünün üstünden bakıyor bana. Gıyabında en çok kararı bana veriyor hakimler ve bütün yalnızlar, terk edilmişler, serseri ve ayyaş tipler, azmettirici olarak beni göstermeye niyetliler. Şehrin açık hava otelindekilerden biriyim. Sığınacak sözcüğümde kalmadı. Kıyamet bizzat benden başlıyor. Bul beni!

Bütünlüğümü koruyan eski bir fotokopi makinesiyim. Suretini çoğaltıyorum. Back Round’dum da ayak seslerin. Bul beni! İnsanlık, cinayet mahallin unutulmuş bir suç aleti. Kime çarpsam ilkin ben kırılıyorum. Ben bir başkasıyken, diyeceklerim var sana. Bul beni!

Gövden ne kadar büyük olsa da sen bir kuş, yüreğim temiz olsa da ben bir insan. Haddimiz mi düşlenene varmak. Yinede bul beni bakarsın dünya yeniden başlar.


Hüseyin Arda SALKAYA

27.10.2015

0
2813
1
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage