17 KASIM, PAZARTESİ, 2025

Bir Aşkın, Kaybın ve Deliliğin Modern Mitolojisi: “Orpheus”

Yazar Éric Metzger ile klasik Orpheus mitini günümüz Paris’ine taşıdığı, modern insanın çıkışsızlığına dair bir hikâye anlattığı romanı Orpheus üzerine merak ettiklerimizi konuştuk.

Bir Aşkın, Kaybın ve Deliliğin Modern Mitolojisi: “Orpheus”

Fransız yazar ve mizahçı Éric Metzger, klasik mitleri bugünün şehir hayatıyla buluşturan özgün anlatımıyla öne çıkıyor. 1984 doğumlu Metzger, ironiyi duygusallıkla, mizahı varoluş sancısıyla ustalıkla dengeliyor. Televizyon için yazdığı metinlerle tanınan yazar, edebiyatta ise insanın yalnızlığına, kayıplarına ve anlam arayışına odaklanıyor.

Yazarın Türkçede İpek Ortaer Montanari çevirisiyle yayımlanan romanı Orpheus, klasik Orpheus mitini günümüz Paris’ine taşıyor. Yağmurla ıslanmış sokaklarda, neon ışıkları altında Eurydice’nin arayan modern bir Orphée’nin hikâyesiyle, geçmişin yankıları arasında babasına ulaşmaya çalışan Louis’in öyküsünü ustalıkla örüyor. Mizahın ve trajedinin iç içe geçtiği roman, hem insanın iç dünyasına hem de çağımızın yalnızlığına ayna tutuyor.

​Metzger ile Orpheus’un ortaya çıkışını, yazarlık serüvenini ve çağdaş mit yaratımını konuştuk.

Orpheus romanının fikri nasıl ortaya çıktı? Bu miti günümüz dünyasına taşımaya sizi ne yönlendirdi?

Günümüzde bile çağdaşlığını koruyan Yunan mitolojisini hep sevmişimdir. Orpheus, sahip olamayacağı şeyi arayan bir kahramandır; bundan daha insani ne olabilir ki?!

Televizyon ve mizah dünyasından gelerek roman yazmaya geçiş sizin için nasıl oldu? Mizah anlayışınız yazarlığınızı nasıl etkiliyor?

Aslında geçiş gibi bir durum yok; hep yazıyordum. Küçükken yazar olmak isterdim. İlk başta yazılarıma mizah katmakta zorlandım, muhtemelen o dönemde kendimi fazla ciddiye alıyordum. Kendi üslubumu bulabilmek için bir bakıma yazma eylemini kutsallığından sıyırmam gerekti.

Romanlarınızda sıklıkla yalnızlık, arayış ve toplumsal yabancılaşma temaları işleniyor. Bu temaları seçmenizin nedeni nedir?

Hayat! Çağdaş toplum!

Louis karakteri ve babasıyla ilişkisi oldukça etkileyici. Bu hikâye kısmen otobiyografik mi yoksa tamamen kurgu mu?

Gerçek dediğimiz şey burada neye karşılık geliyor? Romanda olan romanda kalır. Otobiyografik olanı ya da olmayanı açıklamakta bir yarar göremiyorum.

Yazarken stilinizde – mekân, zaman ve anlatım açısından – ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz? Örneğin, alışık olduğunuz bir mekân olan Paris’i yazarken özel bir zorluk yaşadınız mı?

Döneme göre değişiyor. Kendimi sürekli olarak geliştirmeye çalışıyorum. Uzun bir süre mekân ve manzara betimlemelerinde zorluk yaşamıştım. Üzerine çalışıp kendimi geliştirmem gerekti ki sonunda başardığımı umuyorum. Yazdığım her romanla birlikte ben de daha iyi bir yazar olmaya çalışıyorum, sanırım işin beni en heyecanlandıran kısmı da bu.

Gelecek projeleriniz neler? Yeni bir roman veya başka bir yaratıcı çalışma üzerinde mi çalışıyorsunuz?

Evet, gelecek romanım mart ayında L’Olivier Yayınları’ndan çıkacak! Peşinden başka romanlar da gelecek; çünkü yazmak istediğim başka romanlar (hem de çok daha fazlası) da var.

Mitolojik göndermeleri çağdaş gerçekçilikle hikâyenizde nasıl dengeliyorsunuz?

Denge peşinde değilim! Canım nasıl isterse, hissettiğim gibi yazıyorum. Neden denge kurmaya çalışayım ki? Bence dengeyi sağlamak için her şeyi ölçüp biçmek pek sıkıcı olurdu, değil mi?

​Son olarak, Metzger’in Orpheus’u, mitolojik bir kahramanın zamansız arayışını Paris’in gri sokaklarında yeniden yaşatıyor. Roman, hem geçmişe hem bugüne hem de insana dair her şeye dokunuyor. Mizahın, trajedinin ve edebiyatın sınırlarında gezinen Metzger, modern insanın mitini yeniden yazıyor.

Bu söyleşi için değerli zamanını ayıran Éric Metzger’e ve Türkçedeki çeviri sürecine katkısıyla metni bizlere ulaştıran İpek Ortaer Montanari’ye içtenlikle teşekkür ediyorum.

0
329
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage