
Maddalena Vaglio Tanet’in yazdığı, Ilaria Mancini’nin resimleriyle hayat verdiği, kelimelerin kafeslerde tutulup pazarda satılan tuhaf yaratıklar olduğu bir dünyada geçen hikâyesi Rim ve Özgür Kelimeler üzerine bir yazı.
Bir dünya düşünün ve o dünyada kelimelerin kafeslerde tutulduğunu, cebinizde olan paraya göre kelime dağarcığınızın olduğunu ve sadece kelimeleri bildiğinizi onu okuyup yazamadığınızı hayal edin. Hayali bile zor değil mi?
Maddalena Vaglio Tanet bunu hayal etmiş ve oldukça keyifli bir roman yazarak okuyucusunu düşündüren, sorgulatan, özgürlüklerimizin ve haklarımızın gücü elinde tutan bir delinin eline teslim edilmemesini tekrar tekrar idrak ettiren bir hayal gücü deryasına çıkartıyor.
Hikâyemizin kahramanı iki küçük çocuk, yüz on yedi yaşında eski zamanları hatırlayan ve kelimelerin özgür günlerine yeniden kavuşmasını isteyen ve bu diyarın halktan yaşayan okuma yazma bilen tek kişisi. Tabii ki her diyarın bir kötüsü olması gerektiği gibi burada da çocuklardan ve özgürlüklerden nefret eden bir büyücü var. Kral, bildiğiniz gibi kendi şaşalı yaşamında ve özgürlüklerin kıymetinden habersiz, halkını bu şekilde yöneten biri.
Kitabı sevme sebeplerimden biri umudun hiçbir zaman bir diyarı terk etmediğini net bir şekilde göstermesi. Hiç beklemediğiniz kişilerden hiç beklemediğiniz anlarda yeni yollar açılabiliyor hayatın süregiden hâllerinde. Rim, her zaman meraklı. Öğrenme tutkusu onu bu yolculuğa çıkartıyor. Neyi arzuladığını bilmiyor fakat içinde bitmek bilmeyen o merak onu hiç beklemediği biriyle yollarını kesiştiriyor.
Baskının, zulmün getirdiği yıkım kitabın her adımında çok net hissediliyor. Yazarın dili çocukların dünyasında oldukça net anlaşılır bir şekilde. Macera ve merak dolu bir dil, sorunların çözümleri ya da önerilerin hepsi gerçekten bir çocuğun düşünme penceresinden baktırıyor bizi.
İnsan olarak her zor koşula adapte olma hâlimiz belki çoğu zaman geciken tepkilere neden oluyor. Herkesin yaşanılan süreçlerden sonra tüm yaşanılanları kabul etmesi, bu kabul sonrası hemen herkese düşman muhafızların ortaya çıkması, sorgulamaya kimselerin cesaret edememesi, en küçük bir yanlışlarında zindanlara atılması ve tüm bu yaşanılanların ortasında küçük bir çocuğun koca yüreği ile bütün insanların kurtuluşunun sağlanması, çocukların güzel şeyler için mücadele etmesine örnek olması açısından oldukça kıymetli.

Kitabın girişinde yazarın atıf cümlesi şu şekilde: “Kelimelerin canlı olduğunu ve onlara iyi bakmamız gerektiğini bilenlere.” Gerçekten unutulan diller dendiğinde artık o dillere ait kelimelerin kullanılmadığını onu kullanacak kimselerin kalmadığını anlıyoruz. Tam da bu yüzden kelimelerin nasıl yaşayan şeyler olduğunu anlamamız gerekiyor. Aslında her kelime gerçekten paha biçilemez bir servet. Fakat herkesin ulaşabileceği bir yerde olduğu sürece. Tam da bu yüzden iyi ki kitaplar var ve iyi ki kütüphaneler herkesin ulaşabileceği yerler. Hayal gücü zenginliği tam da kelimelerin dünyasından geçiyor. Merak ne kadar önemli ise bilmek ve bildiğimizi anlayabilmek tamamen kelime zenginliğimiz ile ölçülebilir bir durum.
Kelimelerin hapsedilmediği, özgürce yanı başımızda dolaştığı, okuma yazmanın lüks değil herkesin bir özgürlük kapısı olduğu yarınlar hep olsun. Kelimeleri böylesine güzel kullanan yazarlar var oldukça umut her zaman yanı başımızda olur diye düşünüyorum. Kitabı okuyan her yaş grubunun keyif alacağını ve bir solukta kitabın sonuna geleceğini tahmin etmek zor değil.
Özgürlük kelimesinin ne denli önemli olduğunu anlayan tüm çocuklar ve yetişkinler için keyifli okumalar olsun…
Yazar: Maddalena Vaglio Tanet
Resimleyen: Ilaria Mancini
Çeviri: Berk Cankurt
Yayınevi: Domingo Yayınevi