Yeji Y. Ham’ın savaş, kuşaklar arası travma, küresel şiddet ve toplumsal bellek sorunlarına değinen romanı Görünmez Otel üzerine bir yazı.
Yeji Y. Ham’ın geçtiğimiz günlerde Timaş Yayınları tarafından yayımlanan Görünmez Otel başlıklı romanı, konumlandırması/sınıflandırması oldukça güç, birçok farklı edebi türü içerisinde barındıran bir metin. Sevinç Sanem Erzurumlu tarafından Türkçeye çevrilen roman, yoğunluğu, gücü, yıkıcılığıyla modern dönemlerin önemli metinlerinden biri olarak görülebilir.
Birçok eleştirmen tarafından “Gotik gelenekte bir edebi korku” olarak tanımlanan Görünmez Otel, Kore Savaşı'nın yankılarını, kuşaklar arası travmaları ve kolektif hafızayı vurgular; okura bir ülkenin tarihiyle bireyin tarihi arasındaki ilişkiye dair çok yönlü bir araştırma sürer. Ham, roman boyunca hem gündelik hayatın çürümüşlüğüne hem de tarihsel çalkantının tortusuna dair mitik ve samimi bir örgü örer.
Romanın ana kahramanı Yewon, Dalbit adında (tam adıyla Dalbitsori) labirentimsi, klostrofobik bir köyde yaşar. Türlü âdetlerle, bilinen ve bilinmeyen birtakım geleneklerle kuşatılmış bu köy (ve civar köyler), alışık olunmayan türden alışkanlıklarla kuşatılmış gibidir. Öyle ki bir parçası olan herkes (ve elbette okur da) kimi zaman neyin gerçek neyin hayal, neyin dünyevi ne rüya olduğunu anlayamaz. Öte taraftan köydeki her evde, kemiklerle dolu bir banyo küveti vardır: Kırılmış uyluk kemikleri, yanık kaburgalar, parçalanmış leğen kemikleri ve kaybolmuş akrabaların kalıntıları. Bu kemikler törensel bir şekilde aileler tarafından yıkanıp korunur. Dışarıdan bakıldığında hem koruyucu hem de ürkütücü olan bu ritüel, bir taraftan tanıdık diğer taraftan herkes için tamamen yabancı bir yasın temsili olarak ön plana çıkar.
Dalbit’te geçen tuhaf ve zorlu günlerde Yewon, tüm bu durağanlığa rağmen kendi yolunu bulmaya çalışan, hayatın akışı içerisinde kendi varlığını duyurmaya çalışan genç bir figür olarak belirir. Hayatı parçalanmış ve onarıl(a)maz bir ritimle ilerler: Marketteki sıkıcı işinden kovulmuş, babası yurt dışında geçirdiği bir iş kazasında ölmüş, erkek kardeşi askere alınmış, kız kardeşiyse kendi trajedisine gömülmüş durumdadır. Ancak bunlar sadece kişisel trajediler değil, aynı zamanda tarihsel acıların yankılandığı geçit olarak da romanda kendisine yer bulur.
Yewon’un yaşamı bütün bu düzen ve düzensizlikler içerisinde sürüp giderken beliren bir imge, onu gerçeklikle rüyalar arasında sıkıştırır, yavaş yavaş bütün hayatını istila eder. Bu belirsiz imge, “Görünmez Otel”dir. Bu harabe otel, bitmeyen anahtarları ve sonsuz odaları olan tuhaf bir yerdir: Karanlık koridorlar, çıkışı olmayan labirentler, nereye açılacağı bilinmeyen kapılarla örülüdür bu otel. Kişi, otele nasıl geldiğini hatırlayamaz, öyle ki bu yolculuğa çıktığını dahi kestiremez. Bir anda otelde oluverir kişi, bin bir bilmeceyle kuşatılmış olarak. Başta sadece rüyalarda ortaya çıkan bu mekân, zamanla gerçekliğe sızarak geçmiş ve hafızanın tamamen geride bırakılamayacağını ima eden büyük bir imgeye dönüşür. Öyle ki bu imge giderek hem Yewon’un hem de okurların zihninde kendisine kalıcı bir yer edinir. Bütün bir anlatı da bu zemin üzerinden hareket eder, çok geçmeden içerisine kolektif hafızaya dair travmalar dâhil eder.
Görünmez Otel, özünde kolektif travmanın özel hayatlardaki izini sorgulayan bir roman olarak değerlendirilebilir. Kore Savaşı, fiziksel olarak geçmişte kalsa da ritüeller ve nesilden nesle aktarılan yaslarla hâlâ yaşayanlar üzerinde büyük bir etki bırakır. Banyodaki her kemik, oteldeki her rüya, parçalanmış her aile ağı, susturulmuş tarih ve acının karmaşık geometrisi üzerinden art arda işlenir ve Yewon’un yaşamıyla beraber bütün bir toplumun hikâyesini de biçimlendirir.
Yeji Y. Ham, Görünmez Otel’i geliştirirken mekân duyusuna özel bir anlam atfeder. Öyle ki roman gücünün büyük bir bölümünü bu mekân olgusu üzerinden geliştirir. Yewon’un yaşamına, Korelilerin toplumsal travmalarına paralel bir şekilde işin içerisine dâhil edilen karanlık ve tekinsiz mimari yapılar, grotesk ritüeller kişisel travmayı daha geniş tarihsel ve kültürel bir bağlama yerleştirir. Öyle ki roman boyunca sık sık bir mesele olarak işlenen aile, tarih ve hafıza gibi başlıklar dile getirildikleri alanlarla daha da anlamlı bir hâl alır. Otel odası da, bitimsiz koridorlar da, uçsuz bucaksız köy yolları da, giderek daha da travmatik bir hâl alan banyolar da bu sürecin bir parçası, mekân olgusunun ne derece bilinçli bir şekilde işlenebileceğini gösteren/hatırlatan unsurlar olarak belirir. Bu da Ham’ın bütün bir romanı ne derece tutarlı bir şekilde ilmek ilmek ördüğünü gösterir.
Zaman, Görünmez Otel’de arka planda dahi olsa kendisini her fırsatta duyuran en temel meselelerden biridir. Doğrusal değil, döngüsel bir zaman algısı üzerinden ilerleyen roman, çoğunlukla belirli ânlara yoğunlaşır, çok katmanlı bir yapı üzerinden hareket eder. Bu yapı, romanın tek bir düzlem üzerinden değil, birçok yönlülük ve çok zamanlılık algısı üzerinden hareket ettiğini gösterir. Bir bugünün, bugüne ait insanların zamanı vardır, bir de geçmiştekilerin, rüyalardakilerin, öte taraftakilerin. Bu durum birçok açıdan romandaki zaman algısını tekil olmaktan uzaklaştırarak onu daha çetrefilli bir hâle getirir. Erkek kardeşin doğumu, babanın ölümü, kemiklerin yıkanması gibi anlar ayrı ayrı değil, üst üste binerek oluşturulan yoğun zamanların/anların ürünüdür. Öyle ki bu yoğunluk, romanın ana mekânlarından biri olan otelin sonsuz koridorlarına ve iç içe geçmiş odalarına benzer: Geçmiş ile şimdi arasında herhangi bir ayrım kalmaz. Her şey iç içe geçer ve döngüsel, yoğun, çok katmanlı bir yapı inşa eder.
Yewon, geçmiş ile şimdi arasında gidip gelen bir karakter olarak romanın merkezinde yer alır. Kırsal hayatın daraltıcı çemberinde sıkışmış, kayıplarla çevrili, üstüne yığılmış ailevi sorumluluklarla kuşatılmış gibidir. Bay Kim, Bayan Han, Min, Tae-kwun, Hyun-in gibi karakterler roman boyunca Yewon’u farklı şekillerde yönlendirir, hayatının bir parçası olurken onun dikkati sürekli farklı şeyler üzerine eğilir. Öte taraftan bu durum, söz konusu bu karakterler üzerinden romana birçok farklı konunun girmesine de zemin hazırlar. Kimlik, göç, aidiyet gibi başlıklar tam da bu noktada romana dâhil olur. Bayan Han’ın Yewon ile tanıştırdığı Kuzey Koreli mülteci, ona geçmişe, topluma ve hafızaya dair yeni başlıklar açar. Benzer şekilde Yewon’un ailesi, ona kuşaklar arası kırılmaları göstermesi/hatırlatması bakımından önemlidir. Askerdeki erkek kardeş, sürekli bir tehdit unsuru olarak belirir Kız kardeş, kendi travması içinde sessizliğe gömülmüş bir vaziyettedir. Anneyse kemiklere saplantılı bir hâle gelmiş, gerçeklikle ile delilik arasında gidip gelen bir ruhaniyete ulaşmıştır. Söz konusu bu karakterlerin her biri geçmişten kalan kimi kişisel kimi kolektif bir acıyı başka bir biçimde içinde taşır, ancak hiçbiri bu travmalardan tamamen sıyrılamaz.
Türlü imge ve göndermeyle yüklü otel, çok katmanlı bir anlam dünyasını içerisinde barındırır. Normalde geçici kalışlar için tasarlanmış bu mekân, romanda kalıcı bir mahzene dönüşür. Geçmişin kendini dayattığı bir limbo gibidir. “Her bekleyişin sonunda bir kapı vardı. / Hepimizin bir odası vardı. / Hepimiz bekliyorduk. / Peki sonra ne olacaktı?” (Ham, 2025:168) gibi vurgular, bu otelin aslında hem bireysel hem de kolektif hafızanın donmuş/dondurulmuş bir formu olarak her zaman önemli bir yerde durduğunu gösterir. İçerisindeki türlü açmazlar, odalar, koridorlar, kapılar da bu düşüncenin farklı yansımalarıdır. Açılan ve açılmayan her bir kapı okur ve karakterlere farklı mesajlar imler. Böylelikle otel, geçiciliği ve kalıcılığı, inşa ettiği zıtlıklarla imge dünyası güçlü bir kavrama dönüşür. Bu durum romanın başlığında da vurgulanır: Görünmez Otel.
Öte taraftan romanda ön plana çıkan bir diğer önemli imge banyodaki kemiklerdir. Savaşın ve ölümün evrenselleştirilmiş ve evcilleştirilmiş bir versiyonu gibi beliren kemikler, geçmişe, topluma ve travmalara dair güçlü bir motiftir. Roman boyunca onların yıkanması Kore kültürü bağlamında bir yandan ataların onurlandırılması anlamına gelirken diğer yandan çürümeye, yok olmaya, silinip gitmeye dair bir mesajı da içerisinde barındırır. Bu yönüyle roman, aynı anda hem bir yas evi, hem bir hatıra labirenti, hem de çıkışı olmayan bir tarihsel kapan olarak ön plana çıkar.
Görünmez Otel, Han Kang’ın Vejetaryen’i, Yoko Ogawa’nın Hafıza Polisi gibi yakın geçmişin önemli metinleriyle de yakın bağlar kuran, inşa ettiği dünya, geçmişle bugün arasında kurduğu bağlar, kişisel ve kolektif hafızaya dair geliştirdiği düşüncelerle ön plana çıkan bir roman olarak değerlendirilebilir. Henüz genç bir yazar olarak Görünmez Otel’de kendisine oldukça güçlü bir zemin geliştiren Yeji Y. Ham, geliştirdiği ses, inşa ettiği dünya ve imgelerle dikkat çeker.