NELER OLUYOR
  • 22-06-2020

    Kurt Cobain’in, Nirvana’nın 1993 yılındaki MTV Unplugged performansı sırasında çaldığı gitarı, geçtiğimiz Cumartesi günü Los Angeles’ta 6 milyon dolara satıldı.

    Cobain’in Los Angeles’taki Voltage Guitars isimli mağazadan satın aldığı 1959 Martin D-18E tipi gitarı, şimdiye kadar satılan en pahalı gitarın rekorunu kırdı. Bir önceki rekor Pink Floyd’un gitaristi David Gilmour’un 3.95 milyon dolara satılan siyah Stratocaster gitarına aitti.

    Gitarın kullanıldığı meşhur MTV Unplugged program kayıtları sırasında David Bowie uyarlamalarının yanı sıra Come As You AreAbout A Girl ve Dumb gibi sevilen şarkılarını da çalan grup, büyük bir başarı elde etti. Kurt Cobain’in ölümünün ardından bir canlı performans albümü olarak da yayımlanan performans, 1996 yılında En İyi Alternatif Müzik Performansı dalında Grammy ile de ödüllendirildi.

    ​Öte taraftan bu satış, bugüne kadar müzayelerde gerçekleştirilen tek gitar veya enstrüman satışı da değil. Elvis Presley’in 1977 Lincoln Mark V Coupe tipi gitarı 62.500 dolara, Johnny Cash’in Valencia tarzı akustik gitarı 57.600 dolara, Noel Gallagher’nin Oasis’ 1995 tarihli albümü için el yazısı notları ise 22.400 dolara satılarak bu alanda öncü satışlar oldu.

    0
    0
    1189
  • 21-06-2020

    2021 yılında British Council iş birliği ile İstanbul’da gerçekleştirilecek olan Women of the World (WOW) İstanbul Festivali, önümüzdeki hafta sonu bir ilki gerçekleştirecek. Dünyada ilk kez kadınları ele alarak Covid-19'un getirdiği ve şiddetlendirdiği ayrılık, yoksunluk ve eşitsizliğe yanıt olarak dünya çapında kadınlara odaklanan ilk çevrim içi küresel dijital festival olacak WOW Global 24, 27 ve 28 Haziran 2020 tarihlerinde izleyicilerle buluşacak. Canlı yayınla dünyayı gezecek ve içerisinde olduğumuz pandemi döneminde, dünya çapında kadınlar ve kızlara neler olduğunun gerçekçi bir resmini çizecek.

    Türkiye’nin yanı sıra Amerika’dan Birleşik Krallık’a, Avustralya’dan Hindistan’a kadar birçok farklı ülkede gerçekleştirilecek program, izleyicilere oldukça zengin bir içerik vadediyor. Tiyatrodan konsere, söyleşiden film eleştirisine kadar birçok farklı türden etkinliğin olacağı program, her ülkeden uzman kadın araştırmacı ve sanatçıların katılımıyla hayata geçiriliyor.

    ​Dijital olarak izleyicilerle buluşacak WOW Global 24 kapsamında her ülke kendisine ayrılan 2 saatlik zaman diliminde kendisini temsil edilecek. Programa göre 27 Haziran Cumartesi günü saat 18:00 ile 20:00 arasında Türkiye’den sanatçı ve müzisyenler çeşitli etkinlikler gerçekleştirecek. Gaye Su Akyol’un açılış konuşmasıyla başlayacak Türkiye yayını, Barış İçin Müzik Orkestrası, #Susmabitsin platformu, Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu ve Kardeş Türküler, Havle Derneği, şef Takuhi Tovmasyan, gazeteci Pınar Öğünç, Sabancı Vakfı, Hrant Dink Vakfı, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, İKSV, Engelli Kadınlar Derneği’ni temsilen klinik psikolog Beyza Ünal ve Erişilebilir Her Şey ile devam edecek. Türkiye’ye ayrılan bölüm, şarkıcı Kalben’in Dünya Kadınları Festivali’ne özel mesajı ile son bulacak.

    ​WOW İstanbul küratörü ve British Council Sanat Direktörü Esra A. Aysun ve WOW İstanbul danışma kurulu üyeleri Asena Günal, Rümeysa Çamdereli, Özlem Ece Aydınlık ve Ülker Uncu’nun katkıları ve British Council Sanat Müdürü Su Başbuğu’nun yapımcılığındaki program, kadın meselesine dair sorunları yeniden gündeme getirmeyi ve farkındalık yaratmayı hedefliyor. Canlı yayınla dünyayı gezecek olan WOW Global 24, içerisinde olduğumuz pandemi döneminde, dünya çapında kadınlara neler olduğunun gerçekçi bir resmini çizmeyi amaçlıyor. Kadınların başarılarını kutlamak ve desteklemek üzere hayata geçirilen Women of the World (WOW) Festivali, bu sene 10. yıl dönümünü kutluyor.

    0
    0
    1200
  • 20-06-2020

    Vincent Van Gogh ve Paul Gauguin’in 1888 yılında Arles’ten gönderdikleri ve Fransız genelevinde başlarından geçenleri anlattıkları mektup 210 bin Euro’ya Van Gogh Museum tarafından satın alındı. İkili tarafından ortaklaşa kaleme alınan mektup, Paris’teki Drouot müzayede evinde gerçekleşen müzayedede satın alınarak Amsterdam’daki Van Gogh Museum’un koleksiyonuna katılmış oldu.

    On dokuzuncu yüzyılın iki büyük resim ustası tarafından arkadaşları olan Fransız ressam Emile Bernard’a yazılan mektup, Van Gogh ve Gauguin’in bir Fransız genelevinde yaşadıklarını anlatıyor. Sanatçıların daha önce kaleme aldıkları yazışmalardan farklı bir yerde duran ve “istisnai” bir durum içeren mektup, her iki sanatçının kişisel yaşamlarına dair ilginç detaylar da sunuyor. “Büyük bir sanat rönesansı” gerçekleştirdiğine inanan ikili, Provence’ın Arles bölgesinde beraber yaşadıkları dönemden de kısaca bahsediyor.

    Mektubun Van Gogh’un bir sinir krizi sonucu kulağını kesmesini takip eden günlerde yazıldığı belirtiliyor. Kişisel mektuplarında Van Gogh’un “iyice çıldırdığını” yazan Gauguin, Hollandalı sanatçıyla birlikte 1 yıl geçirme planını ciddi şekilde gözden geçirdiğine de değiniyor.

    Uzmanların ifade ettiğine göre 1 ve 2 Kasım 1888 tarihli mektupta sanatseverler için bu olayı tölere edecek bir unsur da var. Sanatçılar geneleve resim çalışması yapmak için gittiklerini belirtirken bu ziyaretin hayal güçleri için çok verimli olduğunu da sözlerine ekliyor.

    ​Öte taraftan 1888’in ilerleyen günlerinde Van Gogh ve Gauguin’in yaptığı çalışmalarda görülen cafe ve yerleşimlerin bu ziyaretle ilgisi olabileceği ifade ediliyor. Genelev, Van Gogh’un 1888 yılında Yellow House isimli resminde ölümsüzleştirilmişti.

    The Yellow House (The Street), 1888 by Vincent van Gogh. Photograph: Van Gogh Museum

    0
    0
    1419
  • 19-06-2020

    Netflix, yeni fantastik dizisi Cursed’ün tanıtım fragmanını izleyicilerle paylaştı. Aynı isimli New York Times çok satan romanından uyarlanan dizinin önümüzdeki aylarda tüm dünya ile aynı anda izleyicilerle buluşacağı da açıklandı.

    Kitabın yazarı Tom Wheeler ve illüstratörü Frank Miller tarafından diziye uyarlanan Cursed, izleyicileri genç kadın karakteri Nimue, nam-ı diğer Lady of the Lake ile tanıştırıyor. Kral Arthur efsanesinin yeni bir uyarlaması olan dizi, gizemli ve özel yeteneklere sahip Nimue’nin Gölün Kraliçesi’ne dönüşüm sürecini odağına alıyor.

    Annesinin ölümünün ardından yalnız kalan Nimue, Merlin’i bulmak ve ona kadim bir kılıcı teslim etmek için yola çıkar. Çıktığı yolculuk sırasında Kırmızı Paladinler ve Kral Uther ile savaşmak zorunda kalan Nimue, büyük bir kararlılıkla yoluna devam ederek bir direniş sembolü hâline gelir.

    ​Doğanın yok edilmesi, din terörü, savaşın anlamsızlığı gibi konuları merkezine alan Cursed’ün oyuncu kadrosunda ise Ölmek İçin 13 Sebep dizisinden tanıdığımız Katherine Langford’un yanı sıra Devon Terrell, Gustaf Skarsgard ve Daniel Sharman gibi isimler yer alıyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=ZLoEC_wdda0

    0
    0
    1717
  • 19-06-2020

    Netflix, ilk iki sezonuyla büyük yankı uyandıran Dark’ın üçüncü ve son sezonunun resmi fragmanını  geçtiğimiz günlerde izleyicilerle paylaşmıştı. 27 Haziran 2020’de tüm dünyada aynı anda gösterime girecek olan diziden yeni bir fragman geldi. 60’ar dakikalık 8 bölümden meydana gelecek dizinin üçüncü sezon senaristliğini Jantje Friese, yönetmenliğini ise Baran bo Odar üstleniyor.

    ​​Dark üçüncü sezonunda zaman ve mekân kavramlarını gerisinde bırakarak âdeta beynin sınırlarını zorluyor. Yeni bir dünyaya geçiş yapan Jonas Winden, buradaki kaderi üzerine düşünmeye başlıyor. Diğer dünyada kalanlar ise bu yeni durumda ne yapabilecekleri üzerine büyük bir sorgulamanın içine giriyor. Karanlık ve aydınlık arasında gidip gelen üçüncü sezon, izleyicilere yine oldukça farklı bir atmosfer vadediyor. Dizinin son sezonu karakterler üzerindeki düğümlerin de birer birer çözülmesini sağlıyor. Dark’ın üçüncü sezonu ayrıca geniş oyuncu kadrosuyla da dikkat çekiyor. Üçüncü sezonda filmde rol alan isimler arasında Louis Hofmann, Lisa Vicari, Moritz Jahn, Paul Lux, Jördis Triebel, Maja Schöne, Mark Waschke, Andreas Pietschmann, Oliver Masucci, Karoline Eichhorn, Barbara Nüsse, Hans Diehl, Jakob Diehl, Nina Kronjäger, Sammy Scheuritzel ve Axel Werner bulunuyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=IEisFhIT41A

    0
    0
    1046
  • 18-06-2020

    Kristen Stewart, yönetmen koltuğunda Pablo Larraín’in oturacağı yeni filmi Spencer’da Prenses Diana’ya hayat verecek.

    Hollywood haber sitelerine göre Stewart’ın başrolünde oynayacağı 90'lı yılların başlarında geçen filmin senaryosu Peaky Blinders’ın yaratıcısı Steven Knight tarafından yazılacak.

    Film Prenses Diana’nın evliliğinin artık yürümediğine karar vereceği, Prens Charles ile Norfolk’taki Sandringham mülklerindeki üç günlük son Noel tatillerine odaklanacak. Prens Charles ile çalkantılı bir evliliği olan ve menfi davranışlarıyla da ön plana çıkan Diana, magazin gündeminin de önemli figürlerinden biri olmasıyla tanınıyor. Film, çocuklarıyla da özel bir ilişkisi olan Diana’nın yaşamından üç günlük bir süreyi kapsayacak ama geniş bir perspektifle birçok farklı açıdan ele alacak.

    Lady Diana Spencer ile Prens Charles 1981 yılında evlenmiş, 1992 yılında ise resmi olmamakla birlikte ayrılmışlardı. İkili 1996 yılında mahkeme kararıyla boşanırken aradan geçen sürede birçok olayla gündeme gelmiş, Kraliyet Ailesi bu durumdan büyük rahatsızlık duymuştu.

    ​Filmin önemi konusunda Deadline’a açıklama yapan yönetmen Larrain, “kadınların kendi kimliklerini oluşturma ve güçlü birer birey hâline dönüşme süreçlerinde Diana’nın oldukça değerli bir figür olduğunu” da belirtiyor.

    Filmin çekimlerine 2021 yılının başlarında başlanması ve sanal Cannes Market’te yer alması planlanıyor.

    0
    0
    1080
  • 18-06-2020

    Max Barbakow’un 2020 Sundance Film Festivali’nde büyük beğeni toplayan ilk uzun metrajlı filmi Palm Springs’in resmi fragmanı izleyicilerle paylaşıldı. Senaryosunda Barbakow ve Andy Siara’nın imzası bulunan film, küçük kız kardeşi Tala’nın düğününe giden Sarah’nın başından geçenleri anlatıyor.

    Konu itibariyle Groundhog Day’e benzemesiyle dikkat çeken filmde, kız kardeşinin düğünü için Kaliforniya Palm Springs’e giden Sarah, burada vurdum duymaz davranışlarıyla dikkat çeken Nyles ile tanışır. Aralarında tuhaf bir ilişki başlayan çift, bir süre sonra kendilerini bitmeyen bir döngünün içinde bulur. Bir süre sonra anlamını kavrayamadıkları bir döngünün içine hapsolduklarını fark eden çift, bu esareti kırarak bulundukları durumdan kurtulmanın yollarını aramaya girişir.

    Başrolünde Brooklyn Nine-Nine’daki başarılı performansıyla dikkat çeken Andy Samberg’ün rol aldığı filmin oyuncu kadrosunda Cristin Milioti, J.K. Simmons, Peter Gallagher, Camila Mendes, Tyler Hoechlin, Meredith Hagner ve Dale Dickey gibi isimler yer alıyor.

    ​Hulu tarafından gösterilecek filmin 10 Temmuz 2020’de gösterime gireceği duyuruldu. Film aynı zamanda Sundance Film Festivali’nde gösterilen ve yayın hakları en yüksek fiyata (17,5 Milyon Dolar) satılan festival filmi oldu.

    https://www.youtube.com/watch?v=CpBLtXduh_k

    0
    0
    1158
  • 18-06-2020

    Tüm filmleriyle büyük beğeni toplayan Fransız yönetmen François Ozon’un  Cannes 2020 Resmi Seçkisi’nde de yer alan yeni filmi Ête 85’ten yeni bir fragman paylaşıldı.

    Filmden paylaşılan yeni fragmanda görüldüğü gibi Ête 85, 1985 yazında 16 yaşındaki Alexis ve 18 yaşındaki David'in Normandiya sahilinde geçen yazını anlatıyor. Film, zaman kavramını ele alma biçiminin yanı sıra içerdiği cinsellik öğeleriyle de ön plana çıkan bir gençlik hikâyesi sunuyor. Filmin oyuncu kadrosunda Félix Lefebvre, Benjamin Voisin, Philippine Velge, Valeria Bruni Tedeschi ve Melvil Poupaud yer alıyor. Öte taraftan ana dili Fransızca olan filmin fragmanında ise hiçbir konuşmaya rastlanmıyor. Filmin müziklerinde ise Robert Smith ve The Cure'un imzası bulunuyor.

    ​François Ozon, daha önceki filmlerinde olduğu gibi Ête 85’in senaryosunu da kendisi üstleniyor. Yönetmen, son olarak geçtiğimiz yıl Berlin International Film Festival’inde prömiyerini yapan By the Grace of God ile gündeme gelmişti. Ête 85, 14 Temmuz 2020’de Fransa’da vizyona girecek. 

    https://www.youtube.com/watch?v=o20IOVfCkGw

    0
    0
    1082
  • 17-06-2020

    İngiliz romancı Kazuo Ishiguro, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandıktan sonra yayımlayacağı ilk romanı Klara and the Sun ile yeniden okurla buluşmaya hazırlanıyor. Kitabın merkezinde ise “yapay arkadaşlık” konusu yer alıyor.

    İngiliz kitap yayıncısı Faber, 2017 yılında “dünya ile aramızdaki aldatıcı bağları açıkça ortaya koyduğu” ve “büyük bir duygusallıkla” yazmasından ötürü Nobel’e değer görülen Ishiguro’nun yeni romanı Klara and the Sun ile 2 Mart 2021’de okurla buluşacağını açıkladı.

    Kazuo Ishiguro’nun Nobel’den sonra yayımlanacak ilk romanı olan eser, kendisine bir insan-sahip bulmak isteyen Klara isimli yapay varlığın mücadelesini anlatıyor. 2021 Mart’ında kitapçılardaki yerini alması beklenen roman, arkadaşlık konusundaki düşüncelerimizi ve bağlarımızı yeniden gözden geçirmemizi sağlıyor.

    Roman, bir dükkânda görevli Klara isimli bir robotun çevresindeki insanları gözlemlemesi ve onları belirli koşullarda uyarmasını, aşırı duygusal tepkiler verdiklerinde onları dengelemesini konu alıyor. Faber’den yapılan açıklamaya göre ayrıca Klara, kendisini seçecek insanı ararken onları analiz etmekten de geri durmuyor.

    ​Faber yayın yönetmeni Angus Cargill, Klara and the Sun’ın “insan kalbi hakkında şimdi ve hemen konuşan bir roman” olduğunu da sözlerine ekliyor.

    Kaynak: The Guardian

    0
    0
    2650
  • 17-06-2020

    Etkisi devam eden pandemi uluslararası boyutta eğlence ve film endüstrisini derinden etkilemeye devam ediyor. Bu zorlu süreç boyunca birçok festival ve film projesi iptal olurken gerçekleştirilemeyen etkinliklerin sayısı da hızla artıyor. Listeye son olarak Disney ve Lucasfilm ortaklığında gerçekleştirilen Star Wars kutlamaları da eklendi. Orijinal planda bu yılın ağustos ayında gerçekleştirilmesi planlanan kutlamalar, şu ân için 2022 yılına ertelendi.

    StarWars.com’dan yapılan yazılı açıklamaya göre nisan ayındaki San Diego’s Comic-Con’un iptalinin ardından Star Wars kutlamaları da ileri bir tarihe ertelendi. Son olarak 2015 yılında gerçekleştirilen kutlamalar, Star Wars evrenine dair söyleşi ve gösterimler dâhil birçok önemli etkinliği bünyesinde barındırıyor. Kutlamaların geleceğine dair belirsizlik sürerken San Diego’s Comic-Con’da olduğu gibi dijital bir çalışmanın yürütülüp yürütülmediği ise bilinmiyor.

    ​Star Wars kutlamalarının orijinal planda 27 ile 30 Ağustos 2020 tarihleri arasında Anaheim'ın Disneyland'daki binasında gerçekleştirilmesi düşünülüyordu. İlan edilen yeni tarihlere göre ise kutlamaların 18 ile 21 Ağustos 2022 tarihleri arasında hayata geçirilmesi planlanıyor.

    0
    0
    1005
DAHA FAZLA
Geldanlage