29 EKİM, CUMARTESİ, 2022

“Mamut Art Project 2022” Sanatçılarıyla Bir Tanışma –I–

Bağımsız sanatçılara disiplinlerarası bir paylaşım ve sergileme alanı sağlayan Mamut Art Project 2022 bu yıl 10’uncu kez sanatseverlerle buluşuyor. Bu yılki edisyona katılan sanatçılardan Anıl Duran, Adekan, Dilşad Demir ve Gülnihal Yıldız’a merak ettiklerimizi sorduk.

“Mamut Art Project 2022” Sanatçılarıyla Bir Tanışma –I–

Her yıl Türkiye genelinde bağımsız yetenekleri sanat profesyonelleri ve sanatseverlerle buluşturan Mamut Art Project 10. yaşını kutluyor. Ege Yapı ana sponsorluğunda gerçekleşen Mamut Art Project, 30 Ekim tarihine kadar, Yapı Kredi bomontiada’nın farklı mekânlarında ve çevrim içi platformunda sanatseverlerle buluşuyor.

Mamut’un 2022 sergisinde yer alan seçkide yalnızlık, aile ilişkileri ve kökler, aidiyet, cinsel kimlik, mekân algısı gibi farklı konulara odaklanan; animasyon, fotoğraf, VR, sokak sanatları, heykel, resim, enstalasyon ve video dahil olmak üzere farklı disiplin ve tekniklerle üretim yapan 49 sanatçı yer alıyor.

Mamut Art Project 2022’ye katılan sanatçılardan 8’ini daha yakından tanımak için üç soru yönelttik. Yazı dizimizin ilkinde yer alan sanatçılar Anıl Duran, Adekan, Dilşad Demir ve Gülnihal Yıldız oldu.

1- Sanat sizin için ne zaman bir ifade alanı oldu? Üretimlerinizin temelini neler oluşturuyor?

2- Mamut Art Project 2022’ye katılmaya nasıl karar verdiniz? Sizin için burada yer almak neden önemli?

3- Sergi kapsamında izleyiciyle buluşan çalışmanızın kavramsal ve biçimsel çerçevesinden bahseder misiniz?

Anıl Duran, The Village

Anıl Duran 

1- Babaannemin öğle uykusuna yatırılmaya çalışılmasını hatırlıyorum. Hiç sevmezdim. Benzer zamanlarda gözümde canlanan paternleri hatırlıyorum. Zihnimde her rakamı temsil eden birer karakter veya şekil vardı. Merdivenlerden yukarı çıkmamam söylenen yerde, sadece gözümün yanı ile baktığımda görebildiğimi düşündüğüm büyük siyah bir küre hatırlıyorum. Bu formlar, karakterler farkında olmasam da hayatımın hep bir parçası oldular. Geçtiğimiz senelerde çeşitli diyaloglar sırasında beliren paternleri, bu sefer zihnimin dışında görme dürtüsü son dönem projelerimin başlama noktası oldu.

Bu projeler, karmaşık sistemlerin zamanla evrimleştikleri rafine hâlleri, kaotik, kapalı sistemlerin geniş zaman dilimleri içerisinde anlık oluşturdukları paternler, simetri ve algı gibi konulardan oluşuyor.

Bir diğer grup proje ise, yaptığım geziler sırasında biçimlenen, hareketli resimler olarak adlandırdığım çalışmalardan oluşuyor. Bir resmin sabitliğini mimik eden ama kendi içinde küçük öyküler, birbirinden farklı anlar ve söylemleri bir araya toparladığım kolajlar, hareket eden resimlere dönüşüyor.

2- Uzun zamandır New York’ta yaşıyor ve çalışmalarımı orada sürdürüyorum. Geçtiğimiz birkaç senedir projelerimi Türkiye’deki sanat oluşumları ile de paylaşmak istiyordum. Mamut Art Project bu anlamda keyifli bir çalışma oldu.

3- “The Village”, bir görsel hikâye oluşturmak için kasaba, çiftlik ve köylerden izlenimler, hikâye ve anlar topladığım, “hareketli resimler” adlı video serisinin bir parçası. Bu bölgelerin, değişimini yakalamakta zorlandığımız bir dünyada, temelde basit, değişmeyen doğası, neredeyse zamanda yolculuk yapmak ve en eski kolektif varoluş biçimlerinden birine tanıklık etmek gibi hissettiriyor.

“The Village”ı buradan izleyebilirsiniz.

1. Adekan, Canlı Yaşam, 150 x 240 cm, Tuval üzerin karışık teknik, 2022
2. Adekan, On The Run 35x50 cm Tuval üzerin karışık teknik, 2022
​3. Adekan, İsimsiz 31x30x36-cm-2022 Acrylic oil paint airbrush on poplar contra 1140x1520

Adekan 

1- Sanat benim için graffiti ile tanışmamla beraber sokakta kendimi ifade edebildiğim bir alan oldu. Üretimlerimin temelinde kendimden yola çıkarak insana dair duygu ve duygulanımları surat imgesi üzerinden gözlemliyorum. Bir süre sonra neler olur bilmiyorum.

2- Mamut Art Project üniversite hayatımda başlayan ve takip ettiğim bir oluşum. Sergideki işlerimi bir süreç sonunda ortaya koydum ve kendimi ifade edebileceğim alanlar arayışındayken Mamut Art Project’e yolladım. 

Mamut Art Project’i hem benim için hem genç sanatçılar için bir ifade alanı sağlaması, bir sonraki üretimlerinde motive ediyor olması açısından değerli buluyorum.

3- Sergi kapsamında yapmış olduğum çalışmalarıma uzun süren bir gözlem ve iç yolculuk sonunda vardım hâlâ da yolda olduğumu düşünüyorum. İnsanların yaşamış olduğu toplumdaki duygu durumlarının en rahat okunduğu yerlerin suratları olduğunu düşünüyorum. Yaşadığım toplumda kendimi anlamak için kent içerisindeki insanların yüzlerini uzun bir süredir inceliyorum ve bazı çıkarımlar yaptım. Biçimsel olarak da biraz kübist bir tavırla mekânsız ve parçalanmış olan suratları aynı düzlemde ele aldım. Biraz da hayvansal imgeler kullandım ki insan ile hayvan arasındaki farkın “dürtüsel” tarafımızı kontrol edebildiğimiz sürece “insan” olarak kalacağımızın bilincine vardım.

Dilşad Demir, Peki Bu Kadın Kim ?, Fine Art Baskı Fine Art Print 40 x 22 cm, 2022

Dilşad Demir 

1- Küçükken babam bana “Her sanatçı kendi derdini anlatır.” demişti. Asıl alanım olan sinemada da, fotoğrafta da üretimimin temeli, derdimi aramakla başlıyor. Üretirken toplumsal kaygı gütmediğim bir sorunum, ürettikten sonra kalbinde yer bulacağım kimi insanların farklı fikir ve duyarlılıklarıyla kesişiyor. Bu buluşma beni, düşündüklerimi üretebileceğim alanlara eğilmeye başladığım ilk günden beri çok heyecanlandırıyor. Aynı heyecanla çocukluğumdan bu yana, elimden o an hangisi geliyorsa; yazıyorum, kurguluyorum, çekiyorum ve form kazandırıyorum.

2- Çok kıymetli bir arkadaşım düşürdü içime ilk, katılmak fikrinin ateşini. İyi ki düşürdü. Bazı arkadaşlar iyi ki varlar. İlk sergimi Mamut Art Project’te gerçekleştirmek, benim için çok gurur verici. Sergi boyunca alanda bulunuyor, tüm sanatçı arkadaşlarımın eserlerini tekrar tekrar inceliyor, her birini ilk kez görmüş gibi umut doluyorum. Benim için ilhamı bol bir serüven.

3- Fotoğraf serim, “Peki Bu Kadın Kim?” sorusunu sorabilmeye kalkışma cesaretimin motivasyonundan geliyor. Soruma ilham olan, fotoğraflarımı üzerine kurguladığım karakterim Nazlı; herhangi biri. Annemizden, anneannemizden, sizden ve de benden hiçbir farkı yok.

Yozgat’ta Nazlı’nın evine misafir oluyorum. Peşine takılıp arkasından yürüdüğüm bu kadına ve yakın çevresine “Nazlı kim?” diye soruyorum. Türlü cevaplar alıyorum, “Karımdır, annemdir, komşumdur, iyi yemek yapar, dini bütündür, …” Yetmiyor. En sonunda Nazlı’ya tekrar soruyorum, “Peki Sen “Aslında” Kimsin?” Nazlı, “Sen sorana kadar hiç düşünmemiştim.” diye cevaplıyor. Yetiyor bu kez.

Bu soruyu, Nazlı nezdinde herkese yöneltmek istiyor; öğretilmiş ve atanmış sıfatları cevabımız yapmadığımız, özümüze inebildiğimiz bir dünya yaratmayı diliyorum. En azından kendime.

Çünkü Gülten Akın çok önceden uyarmış,
“Ah kimselerin vakti yok,
Durup ince şeyleri anlamaya.”

1-2. Gülnihal Yıldız, İsimsiz, El Yapımı Kağıt Üzerine Toz Pastel Soft Pastel on Handmade Paper, 22 x 28 cm, 2022
​3. Gülnihal Yıldız, İsimsiz, El Yapımı Kağıt Üzerine Toz Pastel Soft Pastel on Handmade Paper, 28 x 22 cm, 2022

Gülnihal Yıldız

1- Çocukluğum Ankara’da geçti. Babam memurdu ve Ankara’ya ilk taşındığımızda devletin lojmanlarında kalıyorduk. Bir arazi içindeydi, şimdi oraya devasa bir şehir hastanesi yapılıyor. Neyse, o zamanlar ilkokul zamanı yani, yaşıtlarım asla araziye gitmezdi. Ben o büyük arazide yürümeyi ve korkmamayı çok severdim. Sanırım o zamanlar zaten bir gariplik vardı. Bir keresinde babam Almanya’dan küçük bir dürbün getirmişti, onunla arazide neler olduğuna bakıyordum. Hep bir odak meselesi vardı, heyecan ve merak… Yazları resim kursuna gidiyordum, okulda hep ressam olmak istediğimi söylüyordum. Hiçbir zaman hemşire veya doktor olmak cazip gelmedi, yani fen bilimlerine hiç çekilmedim. Sanırım o zamandan beridir var.

Üretimlerin temelini her şey oluşturuyor. Bu her şey en temelde tutarlı bir şekilde çalışmaya devam etmek olabilir. Gün ışığının değişimi, bir ağacın gövdesi, bir bebek bir hayvan bir ses duyunca görünce “Aaa” diyorum. Bunun resmini yapmak lazım. Sonra oluyor veya olmuyor.

Çocukken o dürbüne bakar gibi veya birisiyle sohbet ederken arkadaki bir nesneye odaklanmak gibi, gözümün takıldığı şeyleri hafızama kaydedip somut olarak yüzeye aktarmaya çalışıyorum. 

2- Mamut Art Project’e başvurmaya, başvuruya son saatler kala karar verdim. Daha önce 2019’da başvurmuştum, olmamıştı. Sergide yer almak güzel bir olay; insanlar tanımak, eğlenmek, başka sanatçıların ne yaptığını izlemek güzel önemler.

3- Sergide 12 adet el yapımı kağıt üzerine toz pastel resimlerim yer alıyor. Aslında resimler kavramsal bir çerçevede buluşmuyor, günümüz sanat çağında bizim her şeye kavramsal bir çerçeve atamamız gerekliliği dayatılıyor gibi, böyle bir zorunluluk var sanki. Demek istediğim şey, ben resim yapıyorum. Resim bakan kişi tarafından okunuyor, benim resimlerimde özel olarak bir kavram veya bir hikâye üzerinden anlatılan bir şey yok. Bu resimleri yaparken, Zaven Biberyan’ın Ermeniceden çevrilmiş dört romanını okumuştum ve yazarla duygusal, güçlü bir bağ hissettim. Sanki o benim duygularımı 100 sene önce dil kullanarak icra etmişti. E ben de resimle icra ediyorum diye düşünerek ona armağan ettim. Özünde resim serisi değiller. Bazı resimleri bozuyorum, birkaç sene önce yaptığım bir resim değişiyor, mesela sergideki tren resminin altında başka bir resim daha var aslında, orada başka bir şey görüyorum ona dönüştürüyorum, oynuyorum kısaca.

Mamut Art Project 2022’yi 30 Ekim tarihine kadar, Yapı Kredi bomontiada’nın farklı mekânlarında ve çevrim içi platformunda izleyebilirsiniz.

​“ ‘Mamut Art Project 2022’ Sanatçılarıyla Bir Tanışma” serimizin Mekin Avras, Orhan Başeğmez, Samet Sert ve Sümeyra Çetin’in yer aldığı ikinci bölümünü buradan okuyabilirsiniz.

0
2872
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Advertisement
Geldanlage