Özgün mizahi üslubu ve ele aldığı konulara ilginç yaklaşımıyla dikkat çeken sanatçı Marcel Dzama’nın Türkiye’deki ilk kişisel sergisi “Ay Işığıyla Dans” üzerine bir yazı.
Sanat dünyasında kendine özgü bir yol izleyen ve yaratıcı vizyonuyla tanınan Kanadalı sanatçı Marcel Dzama, “Ay Işığıyla Dans” başlıklı sergisiyle Pera Müzesi’nde sanatseverlerle buluşuyor. Küratörlüğünü Alistair Hicks’in üstlendiği sergi, Dzama’nın müzik ve dansın öne çıktığı renkli hayal dünyasından başlayarak günümüzde karşı karşıya kalınan kötü yönetimler, çevresel yıkım ve savaşların sebep olduğu felaketleri gözler önüne serdiği eserlerden oluşuyor. Ayrıca sergide, Dzama’nın New York’lu sanatçı dostu Raymond Pettibon ile birlikte ürettikleri çalışmalar da yer alıyor.
Marcel Dzama, 4 Mayıs 1974’te Kanada’nın Winnipeg kentinde üç çocuklu bir ailenin en büyüğü olarak dünyaya geldi. The Canadian Encyclopedia’ya göre çocukluk yıllarında disleksi tanısı konulan Dzama, okuldaki akademik zorluklardan kaçış yolunu çizimlerde bulmuş. Ders dinlemek yerine yaptığı eskizlere öğretmenleri sık sık el koymuş.
Sanatçı, 1997’de Winnipeg’deki Manitoba Üniversitesi’nden Güzel Sanatlar Lisans diplomasını aldı. Öğrencilik döneminde sanatçı dostları Michael Dumontier, Neil Farber, Drue Langlois, Jon Pylypchuk ve Adrian Williams ile birlikte “sanatçı olarak çalışmaya bu kolektifte başladım” diye bahsettiği Royal Art Lodge’u kurdu. Kolektifin çalışmalarının büyük bir çoğunluğu, metin içeren küçük ölçekli çizimler ve resimlerden oluşuyordu. Kolektif’in işleri 2003’te büyük övgü toplayan “Ask the Dust” başlıklı bir sergide yer aldı. Sergi, Toronta’daki Power Plant Güncel Sanat Galerisi’nde ve New York’taki Drawing Center’ta izleyiciyle buluştu. Sonrasında Santa Monica’daki Richard Heller Galeri’de ilk kişisel sergisini açtı. Bu dönemde sanatçının işleri ağırlıklı olarak kalem, mürekkep ve seyreltilmiş kök birası özütüyle yapılmış resimlerden oluşuyordu. Bu sergi eleştirmenlerden büyük övgü aldı ve aralarında aktör Jim Carrey ile Nicolas Cage’in olduğu birçok kişi Dzama’nın işlerini satın aldı.
Dzama, 2003’te Royal Family ismini verdiği ikinci bir sanat kolektifini kurdu. Üyeleri arasında kız kardeşi ve annesi Hollie ve Jeanette Dzama, amcası Neil Farber ve eşi sanatçı Shelley Dick yer alıyordu. Bu kolektifin çalışmaları da bir sonraki yıl yeniden Richard Heller Galeri’de sergilendi. Aynı sene Dzama ve Dick, New York’a taşındı.
New York’a yerleştikten sonra Dzama’nın işleri uluslararası ölçekte daha görünür hâle geldi. Musée d’art contemporain de Montréal, Kanada Ulusal Galerisi (Ottawa), Museum of Modern Art (New York), MoMA PS1 (Long Island City), Dallas Museum of Art ve KW Institute for Contemporary Art (Berlin) gibi kurumlarda sergilendi. Sanatçının iş birlikleri müzik dünyasına da uzandı; The Weakerthans – Reconstruction Site (2002), Beck – Guero (2005) ve They Might Be Giants – The Else (2007) albümlerinin kapak tasarımlarını yaptı. Ayrıca Arcade Fire’ın kısa filmi Scenes From The Suburbs (2011) için sanat yönetmenliği yaptı ve Department of Eagles’ın “No One Does it Like You” (2009) adlı müzik videosunun yönetmenliğini de üstlendi. Sanatçı hâlen New York’ta üretimlerine devam ediyor. Üretim sürecinde özellikle geceleri çalışmayı tercih eden sanatçı, bu alışkanlığını işlerine de yansıtıyor. Geceyle kurduğu bu bağ, eserlerinde sıkça karşılaştığımız yarasa figüründe de kendini gösteriyor.
“Diktatörlere Karşı Mücadele”
Pera Müzesi’nin iki katına yayılan “Ay Işığıyla Dans” adlı sergi, Marcel Dzama’nın resim, çizim, heykel ve film gibi farklı disiplinlerde ürettiği eserlerini bir araya getiriyor. Hayal gücüyle örülü sahneleri, maskeli figürleri ve popüler kültürü harmanladığı kompozisyonlarıyla dikkat çeken Dzama’nın mitolji ve edebiyattan beslenen eserleriyle izleyiciyi fantastik bir dünyaya davet ediyor.
Küratör Alistair Hicks’le yaptığımız sohbette, sergi fikrinin yedi yıl önce filizlendiğini ve bugün, müzenin 20’nci yılına denk gelmesinin yanı sıra Donald Trump’ın yeniden Amerikan başkanı seçilmesiyle ayrı bir anlam kazandığını aktarıyor. Hicks, “Bu durum Dzama ve Raymon Pettibon’un savaşlara ve çevreyi tahrip eden diktatörlere karşı verdikleri mücadelenin hâlâ ne kadar güncel olduğunu gösteriyor” diyor.
Sergi, diktatörler, savaş çığırtkanları ve yerküreyi kendi çıkarları için yağmalayanlar gibi birbiriyle kesişen üç tema etrafında örülüyor. Sanatçı, bu karanlık başlıkları, kimi zaman kara mizah aracılığıyla kimi zamansa Dadaizm’in en önemli temsilcilerinden Marcel Duchamp’tan esinlendiği satranç metaforuyla sorguluyor. Serginin dikkat çeken unsurlarından biri ise izleyiciyi sergi boyunca bakışlarıyla takip eden dolunay figürü. Dzama’nın Fas’a yaptığı seyahat sırasında, dünyanın aya en yakın olduğu ve "Pembe Ay" olarak adlandırılan büyük bir dolunaya tanıklık etmesi, bu imgenin eserlerine daha da güçlü bir şekilde yerleşmesini sağlamış. Bu Ay figürü, aynı zamanda Georges Méliès’in klasik filmi Aya Seyahat’teki yüzü olan Ay’ı da çağrıştırıyor; böylece Dzama’nın işlerinde hem bireysel deneyim hem de sinema tarihinin izleri buluşuyor.
Sergide öne çıkan işlerden Devrim Dişidir, kadın devrimini merkezine alırken; Elon Musk’ı bir kürsüde konuşurken betimlediği Yobazları yakın, kitapları değil adlı çalışması, çağın teknoloji ve sansür tartışmalarına keskin bir gönderme yapıyor. Stalin ve Trump’ı birbirine sarılmış şekilde tasvir ettiği Onunla cehennemin kapılarında buluşan diktatör favorisi değildi fakat Stalin, ilk beşine girer başlıklı işi ise, güç ve çıkar ilişkilerine eleştirel bir mesafe koyuyor. Dzama’nın Raymond Pettibon’la birlikte ürettiği Diktatörlere Hayır eserinde ise, diktatör olarak resmedilmiş bir domuz figürü karşımıza çıkıyor; bu çalışma, George Orwell’ın Hayvan Çiftliği romanındaki iktidarın yozlaşmasını simgeleyen karakterlere doğrudan bir gönderme yapıyor.
Marcel Dzama’nın “Ay Işığıyla Dans” isimli sergisi, 17 Ağustos 2025 tarihine dek Pera Müzesi’nde ziyaret edilebilir.