07 NİSAN, PAZARTESİ, 2025

Aklımda Bir Şey Vardı, Vazgeçtim

4 Şubat - 28 Mart tarihleri arasında Depo’da gerçekleşen “Aklımda Bir Şey Vardı” sergisi vesilesiyle sanatçı Gülçin Aksoy’u anma yazısı.

Aklımda Bir Şey Vardı, Vazgeçtim

2022 yılında Merdiven Art Space’te açılan “Şefkat Nişanı” sergisinde tanıştık Gülçin Aksoy ile. Nergis Abıyeva küratörlüğünde gerçekleşen sergi Aksoy’un 2007 - 2022 yılları arasında ürettiği işlerinden bir seçkiyi oluşturuyordu. Hepimize aşina olan belki de her gün karşılaştığımız olaylara o kendine has üslubu ile izleyiciyi kendi sorgulamaları ile baş başa bırakan bir yaklaşımı vardı. 1980’li yıllarda gençliğini yaşayan her sanatçı gibi Aksoy da siyasi bürokrasinin kadın bir sanatçı üzerinde bıraktığı izleri araştırıyordu pratiğinde.

​​Daha sonra 2023 yılında Tophane-i Amire’nin tek kubbe salonunda açılan “Ortak Mekik” sergisinde dokuma, dokunma ve kadın olma hâlinin teknoloji çağındaki değerlendirmeleriyle farklı düşünme ve olanı dönüştürme çabalarını kolektif bir çalışma ile ortaya koymuştu. Binlerce yıllık gelenek ile kadınların yaptığı dokuma eylemi bu sergide Gülçin Aksoy’un dokurken beden hareketlerini algılayan sensörler sayesinde sese dönüşerek performatif bir eyleme dönüşmüştü. Kadın olma meselesini bu kadar irdeleyen bir sanatçının, kadınlara atfedilen dokuma eylemini es geçmesi düşünülemezdi. 1993 yılından itibaren Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde resim bölümünde olan Aksoy aynı zamanda Zekai Ormancı ve Özdemir Altan’dan devraldığı halı dokuma atölyesini yürütüyordu. Halı atölyesi hiyerarşik olmayan, kapıları herkese açık, güncel sanat üretimlerini destekleyen bir öğrenme ortamıydı. Tapestry dokumalar, tuval öncesi zamanlarda dokuyucunun içsel hafızasını ilmekler aracılığı ile ortaya koyduğu bir nevi resimler olarak da düşünülebilir. Farklı disiplinlerden öğrenmeye hevesli herkesi bir arada toplayan bu atölyeyi; hızla bireyselleştiğimiz bu çağda birlikte üretmenin, emek vermenin gücünü ortaya koyması açısından bende değerli bulmuştum. “Ortak Mekik”; bütün bu eğitim sürecini, birlikte olmayı ve birbirinden beslenmeyi anlatan önemli bir projeydi. Gülçin Aksoy’un akademik ve sanatçı kişiliğinin geçirgenliğini de ortaya net bir şekilde koyuyordu.

“Halı Atölyesi, geleneksel ‘tapestry’ bir anlamda klasik kilim tekniği üzerine temellenir. Bu geleneği her zaman içeride tutarak, hatta genel olarak dokumanın artı ve eksi olanın ritmi ile biçimlenen en temel olanına bağlanarak günümüz sanatı alanında üretimlere yüzünü dönen bir eğitim anlayışım var.” dediği satırlarda Gülçin Aksoy gelenekselden aldığı ilhamı bugünün anlayışına nasıl evirdiğini çok da güzel özetlemiş.

2024 yılında İstanbul’da gerçekleşen Uluslararası Doğu Halıları Konferansı’nın (ICOC)[1] tarihleri belli olduğunda kurulan komitenin içinde vardı Gülçin Aksoy. Böylesine kadim bir geleneğin çağdaşa aktarımı ihtimallerinin anlatılacağı bir panel ve sergi üzerinde birlikte çalışmaya başlamıştık. Ancak ömrü vefa etmedi. Onun dokunuşu olmadan süreci yönetmek bende hep eksikliğini hissettirdi.

​Aramızdan ayrılışının birinci yılında “Aklımda Bir Şey Vardı” sergisinde Gülçin Hoca’yı anmak üzere Depo’da buluştuk. Sergiye özel olarak hazırlanan gül kokuları ile karşılandığımız sergide üzerimizdeki duygu yoğunluğu bir nebze olsun hafifledi. Ne kadar üretken olduğu gerçeği ile bir kez daha yüzleştiğimiz bu sergide hiç durmadan yazan, çizen ve dehliz derinliğinde arşivler bırakan birisini anlamaya çalıştık. Sergiyi hazırlayan yakınları o dehlizlerden Gülçin Hoca’nın aktarmak isteyeceklerini büyük bir titizlikle seçmişler. Her anını kayıt altına alan, her daim aklında bir şey olan, benim derdim dünya ile diyen bugünün meselelerine çözüm arayan, geçmişle bağlarını koparmayan, gelecekte bizi neler beklediğine dair dem vuran birisi. Cumhur Kadın videosunda sarı topunu sektirirken özetliyor aslında ruh halini, çocuksuluğunu, meseleleri irdeleme şeklini.

Merdivenlerden çıktığımızda bizi karşılayan vazgeçtim yazan halının ağırlığı tam yanında sergilenen Duvar Yazısı/Halısını neşeli hâli bir nebze olsun o ağırlığı hafifletiyor. Duvar Yazısı/Halısı halı atölyesinde herkesin ilmeklerinden ortaya çıkan bir tasarım. Aynı şekilde İçinden Kol Geçen Puf akademinin rıhtımında ipleri atölye öğrencileri ile bütün gün sardıkları inanılmaz bir ritim oluşturdukları bir çalışma. Akademideki geleneksel düşünce anlayışını dışarıda bırakan bu öğretme biçimi Gülçin Hoca’nın yetiştirdiği öğrenciler için de bir ipucu sağlıyor bize. Sergi sırasında, eski bir öğrencisinden hocanın vefatından bu yana atölyenin kapılarının kilitli kaldığını duydum, umarım bu yaratıcı ortam yeni yetenekleri ile tekrar hayata döner. Bu serginin oluş aşamasında amaçlandığı gibi onun fikirleri başka vücutlarda can bulmaya devam eder.

[1] Dünyanın farklı şehirlerinde, dört yılda bir olmak üzere, düzenlenen halının kültürel ve sanatsal değerini anlatmak için uzman, koleksiyoner ve ilgilileri bir araya toplayan uluslararası bir etkinlik.

0
942
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage