16 ŞUBAT, ÇARŞAMBA, 2022

Hayal Gücünün Metaforu Olarak Mor Tebeşir

Crockett Johnson’ın ilkini 1955’te yazıp resimlediği, okurunu yaratıcılığın, hayal gücünün, düşleyerek özgürleşmenin metaforu olan mor bir tebeşirle somutlaşan düşlere ortak ettiği "Harold" serisi üzerine bir yazı. 

Hayal Gücünün Metaforu Olarak Mor Tebeşir

Son birkaç senede edindiğim bu yeni uğraş sayesinde hayatımı güzelleştiren bir imtiyazın tadını çıkarıyorum. Çocukluğumda okumuş olmam gereken pek çok çocuk kitabını neredeyse elli yaşında okumanın ayrıcalığından bahsediyorum. Böyle bir lüksüm olmasa, meselâ Mahir Ünsal Eriş’in tercüme ettiği altı kitaplık “Harold” serisinden de maalesef mahrum kalacaktım. Crockett Johnson’ın ilkini 1955’te yazıp resimlediği Harold ve Mor Tebeşir ile başlayan bu seri sırasıyla şöyle devam ediyor: Harold’ın Masalı (1956), Harold’ın Göğe Yolculuğu (1957), Harold Kuzey Kutbu’nda (1958), Harold’ın Sirki (1959) ve Harold’ın Odasına Bir Resim (1960). Ellilerin ikinci yarısında birbiri ardına yayınlanan bu harikulade serinin, nihayet Türkçede olması hem çocuklarımız hem de edebiyatımız için büyük ve güzel bir haber. Geç de olsa Harold ve mor tebeşiriyle tanıştığıma çok memnunum.

​Crockett Johnson öyle basit, öyle yalın bir hikâye tahayyül etmiş ki hayran olmamak mümkün değil. Harold’ın bütün maceralarında, aslında bütün o maceraları var edecek mor tebeşirinden başka hiçbir şeyi yok. Harold bir akşam ay ışığında yürüyüşe çıkmaya mı karar verdi, elindeki mor tebeşirle kendine heyecan dolu, tılsımlı bir macerayı hemencecik çizmeye başlayıveriyor ve siz de hayranlıkla sayfalar boyu mor bir tebeşirin nelere kadir olduğunu takip ediyorsunuz.

​Mor tebeşiriyle Harold kendine çizdiği ormanlarda geziniyor, elma ağaçları dikiyor, elma ağaçlarını korusun diye yarattığı ejderhalardan korkunca titreyen çizgilerle var ettiği denizleri aşıyor ve insanın en büyük özgürlüğü olan hayal gücüyle aşamayacağı engel ve kat edemeyeceği mesafe olmadığını bizlere gösteriyor.

Harold’ın gece uykusu mu kaçıyor; alıyor hemen eline vazgeçilmez dostu mor tebeşirini, başlıyor kendine kaleler, periler, uçan halılar, büyülü bahçeler, gezegenler, yıldızlar çizmeye. Canı sirke gitmek istiyorsa, bu sefer bütün cambazları, aslanları, palyaçoları ve filleriyle kocaman bir sirk çizip ipin üzerinde yürüyor. Bazense, Harold odasının duvarına resim asmak istediğinde olduğu gibi, işler ters gidebiliyor. Mor tebeşiriyle yarattığı bu yepyeni dünyada Harold birden çok küçüldüğünü, bir papatyanın yarısı kadar olduğunu fark edip bir fare deliğine düşüyor. Ama dert değil. Çünkü Harold o kadar zeki bir ressam ki eve dönüş yolunu yine buluyor.

​Anlayacağınız üzere, mor tebeşir aslında bir metafor; yaratıcılığın, hayal gücünün, düşleyerek özgürleşmenin metaforu. Aslında Harold’ın başına hiçbir şey gelmiyor. Bütün olup bitenler onun muhayyilesinden fışkırıyor. Tebeşir ise sadece bu düşleri gerçek kılmaya yarayan bir vasıta; Harold’ın düşlerini somutlaştırmaya yarayan bir aracı.

Crockett Johnson’a bu kadar basit ve yalın bir hikâye düşlediği için hayran olmamak elde değil. Az çizgi ve az kelimeyle o kadar çok şeyi anlatmayı başarıyor ki zaten ustalık da bu olsa gerek. Harold’ın mor tebeşiriyle yaptığı gibi, Johnson da sade desenler ile basit ve kısa cümleleri bir araya getirerek hakikaten derin ve keyifli bir hikâye serisine imza atmış. O kadar ki bu yaşımda ben bile elime bir mor tebeşir alıp hayallere ve maceralara dalmak istediysem, siz de Harold ve mor tebeşirini seveceksiniz.

Birinci kitap: Harold ve Mor Tebeşir
İkinci kitap: Harold’ın Göğe Yolculuğu
Üçüncü kitap: Harold’ın Masalı
Dördüncü kitap: Harold’ın Sirki
Beşinci kitap: Harold’ın Odasına Bir Resim
Altıncı kitap: Harold Kuzey Kutbunda
Yazan ve Resimleyen: Crockett Johnson
Çeviren: Mahir Ünsal Eriş
Yaş aralığı: 4, 5, 6, 7 +

0
4497
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Advertisement
Geldanlage