NELER OLUYOR
  • 29-07-2020

    Birleşik Krallık’ın en büyük sanat ödülü olan Artes Mundi Ödülleri koronavirüs salgını nedeniyle gelecek yıla ertelendi. Ertelemeye gerekçe olarak toplum sağlığını tehdit eden şartlar, eser ve sanatçıların seyahat zorluğu gösterildi.

    40.000 sterlinlik maddi değeriyle Birleşik Krallık’ın en büyük sanat ödülü olan Artes Mundi, pandemi nedeniyle bu yıl ödüle bir ara verildiğini, sanatseverlerle gelecek yıl yeniden buluşulacağını duyurdu. Orijinal planlamaya göre bu yılın Ekim ayında bienal sergisi ve ödül töreniyle izleyicilerle buluşması planlanan Artes Mundi’nin yeni öngörüler ekseninde gelecek yıl 13 Şubat 2021 ile 6 Haziran 2021 tarihleri ​​arasında Cardiff, Galler’de gerçekleştirileceği açıklandı.

    Birçok farklı kültür ve coğrafyadan sanatçının başvurduğu Artes Mundi Ödülleri’nin bu yılki finaline kalan isimler ise şöyle:

    Firelei Báez (Dominik Cumhuriyeti), Dineo Seshee Bopape (Güney Afrika), Meiro Koizumi (Japonya), Beatriz Santiago Muñoz (Porto Riko), Prabhakar Pachpute (Hindistan) ve Carrie Mae Weems (ABD)

    Artes Mundi Awards’ı kazanan isim, her yıl düzenlenen bienal sergisinin ardından gerçekleştirilen törende açıklanıyor.

    Konuyla ilgili Artes Mundi komitesinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Dünyanın her yerinden sanatçıların eserlerini göndermesi gereken uluslararası bir sanat ödülü olarak, bu yıl dünya çapında yaşanan salgın nedeniyle zor günler yaşıyoruz ve sanatçılarla iletişime geçmekte zorlanıyoruz. Bu sadece çizimlerini doğrudan galerinin duvarlarında gerçekleştiren Hintli sanatçı Prabhakar Pachpute için değil, ödüle katılacak herkes için ciddi sorunlara neden oldu. Bu şartlarda ödüle değer görülen isimlerin Cardiff’te olması mümkün değil.”

    ​Kaynak: The Art Newspaper

    0
    0
    957
  • 28-07-2020

    77. Venedik Film Festivali, koronavirüs salgını sebebiyle iptal edilen Cannes ve Telluride gibi festivallerin ardından fiziksel olarak düzenlenecek ilk uluslarası festival olacak. Festival, 2 – 12 Eylül tarihleri arasında Luca Guadagnino, Chloe Zhao, Gia Coppola ve daha fazla ismin yeni filmlerinin dünya prömiyerine ev sahipliği yapacak.

    Festivalin açılışı 2 Eylül’de Daniele Luchetti’nin filmi Lacci ile yapılacak. Bu film 11 yılın ardından festivalin açılışını yapan ilk İtalyan yapımı olacak. En son 2009 yılında Giuseppe Tornatore’nin Baarìa filmiyle açılış yapılmıştı.

    Cate Blanchett, festivalin bu yıl Ana Yarışma jürisinin başkanlığını yapıyor. Jürinin diğer üyeleri ise Veronika Franz, Joanna Hogg, Nicola Lagioia, Christian Petzold, Cristi Puiu ve Ludivine Sagnier. Festivalin Horizons kategorisinin jüri başkanlığını Claire Denis yaparken Oskar Alegria, Francesca Comencini, Katriel Schory ve Christine Vachon jüriyi oluşturan isimler.

    Ana Yarışma

    “In Between Dying” - Hilal Baydarov
    “Le Sorelle Macaluso” - Emma Dante
    “The World to Come” - Mona Fastvold
    “Nuevo Orden” - Michel Franco
    “Lovers” - Nicole Garcia
    “Laila In Haifa” - Amos Gitai
    “Dear Comrades” - Andrei Konchalovsky
    “Wife of a Spy” - Kiyoshi Kurosawa
    “Sun Children” - Majid Majidi
    “Pieces of a Woman” - Kornel Mundruczo
    “Miss Marx” - Susanna Nicchiarelli
    “Padrenostro” - Claudio Noce
    “Notturno” - Gianfranco Rosi

    “Never Gonna Snow Again” - Malgorzata Szumowska
    “The Disciple” - Chaitanya Tamhane
    “And Tomorrow the Entire World” - Julia Von Heinz
    “Quo Vadis, Aida?” - Jasmila Zbanic
    “Nomadland” - Chloe Zhao

    Yarışma Dışı (Kurmaca)

    “Lasciami Andare” - Stefano Mordini
    “Mandibules” - Quentin Dupieux
    “Love After Love” - Ann Hui
    “Assandira” - Salvatore Mereu
    “The Duke” - Robert Michell
    “Night in Paradise” - Park Hoon-Jung
    “Mosquito State” - Filip Jan Rymsza

    Yarışma Dışı (Kurmaca Olmayan)
    “Sportin’ Life” - Abel Ferrara
    “Crazy, Not Insane” - Alex Gibney
    “Greta” - Nathan Grossman
    “Salvatore – Shoemaker of Dreams” - Luca Guadagnino
    “Final Account” - Luke Holland
    “La Verite Su La Dolce Vita” - Giussepe Pedersoli
    “Molecole” - Andrea Segre
    “Narciso Em Ferias” - Renato Terra and Ricardo Calil
    “Paolo Conte, Via Con Me” - Giorgio Verdelli
    “Hopper/Welles” - Orson Welles
    “City Hall” - Frederick Wiseman

    Yarışma Dışı(Özel Gösterimler)
    “Princess Europe” - Camille Lotteau
    “30 Monedas (Episode One)” - Alex De La Iglesia
    “Omelia Contadina” - Alica Rohrwacher ve JR

    Horizons (Yeni Ufuklar)

    “Apples” - Christos Nikou
    “La Troisieme Guerre” - Giovanni Aloi
    “Milestone” - Ivan Ayr
    “The Wasteland” - Ahmad Bahrami
    “The Man Who Sold His Skin” - Kaouther Ben Hania
    “I Predatori” - Pietro Castellitto
    “Mainstream” - Gia Coppola
    “Genus Pan” - Lav Diaz
    “Zanka Contact” - Ismael El Iraki
    “Guerre E Pace” - Martina Parenti ve Massimo D’Anolfi
    “La Nuit Des Rois” - Philippe Lacote
    “The Furnace” - Roderick Mackay
    “Careless Crime” - Shahram Mokri
    “Gaza Mon Amour” - Tarzan Nasser ve Arab Nasser
    “Selva Tragica” - Yulene Olaizola
    “Nowhere Special” - Uberto Pasolini
    “Listen” - Ana Rocha De Sousa
    “The Best Is Yet to Come” - Wang Jing
    ​“Yellow Cat” - Adilkhan Yerzhanov


    Venedik Günleri

    “Honey Cigar” - Kamir Aïnouz
    “The Stonebreaker” - Gianluca ve Massimiliano Serio
    “Mama” - Li Dongmei
    “Residue” - Merawi Gerima
    “Preparations to be Together for an Unknown Period of Time” - Lili Horvat
    “Oasis” - Ivan Ilkic
    “My Tender Matador” - Rodrigo Sepulveda
    “Conference” - Ivan I. Tverdovskij
    “The Whaler Boy” - Philipp Yuryev
    “200 Meters” - Ameen Nayfeh
    “Saint-Narcisse” - Bruce LaBruce
    “Nightwalk” - Malgorzata Skumowksa (Kısa Film)
    ​“In My Room” - Mati Diop (Kısa Film)

    Kaynak: IndieWire

    0
    0
    1065
  • 28-07-2020

    2020 Booker Ödülü’nün 13 kitaptan oluşan uzun listesi açıklandı. Dame Hilary Mantel, Tsitsi Dangarembga ve Kiley Reid öne çıkan isimler oldu. Ayrıca listede bu yıl dokuz kadın, dört erkek yazar aday gösterildi.

    Uzun listeye giren 13 kitap, Ekim 2019 ve Eylül 2020 tarihleri arasında İngiltere ve İrlanda’da yayımlanan 162 roman arasından seçildi.

    Listede adı geçen Dame Hilary Mantel, daha önce bu ödülü iki kez kazanmıştı. İlkini 2009 yılında Wolf Hallile; ikincisini ise 2012 yılında Bring Up the Bodiesile.Diane Cook, Avni Doshi, Gabriel Krauze, Kiley Reid, Douglas Stuart, Brandon Taylor, Sophie Ward ve C Pam Zhang listenin yeni romancıları oldu. 2020 Booker Ödülü’nün altı kitaptan oluşan kısa listesi 15 Eylül 2020’de duyurulacak. Kazanan ise Kasım 2020’de açıklanacak.

    2020 Booker Ödülü Uzun Listesi:

    The New Wilderness -Diane Cook
    This Mournable Body - Tsitsi Dangarembga
    Burnt Sugar - Avni Doshi
    Who They Was - Gabriel Krauze
    The Mirror & The Light - Hilary Mantel
    Apeirogon - Colum McCann
    The Shadow King - Maaza Mengiste
    Such a Fun Age - Kiley Reid
    Real Life- Brandon Taylor
    Redhead by the Side of the Road - Anne Tyler
    Shuggie Bain - Douglas Stuart
    Love and Other Thought Experiments - Sophie Ward
    How Much of These Hills is Gold - C Pam Zhang

    ​Kaynak: Indipendent

    https://www.youtube.com/watch?v=AYbYLL7lLbM

    0
    0
    1978
  • 27-07-2020

    Ventotene Film Festival ile ilgili bir söyleşide konuşan usta yönetmen Terry Gilliam, pandemiden önce asıl fikri Stanley Kubrick’e ait olan bir projenin cast ve senaryo çalışmalarının tamamlandığını açıkladı.

    Provakatör Terry Gilliam, uzun bir bekleyişin ardından 2018’de ABD’deki sinemalarda gösterime giren The Man Who Killed Don Quixote filminin ardından yeni film çalışmalarına geri döndüğünü açıkladı. Ancak yeni film projeleri üzerinde çalışan birçok yönetmen gibi Gilliam da salgından doğrudan etkilendi. Son olarak Ventotene Film Festival için gerçekleştirilen bir söyleşide konuşan Terry Gilliam, Stanley Kubrick’ten yola çıkarak hazırlanan bir projenin yarım kaldığını duyurdu.

    “Aslında Kubrick tarafından tasarlanan bir filme hayat veriyorum,” diyen Gilliam, önümüzdeki Eylül ayında çalışmalara kaldığı yerden devam edeceğini de söyledi. 12 Maymun ve Brezilya gibi filmleri yöneten Gilliam sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Senaryo ve oyuncu kadrosu belliydi ancak pandemi her şeyi mahvetti. Şu an için sadece tüm filmlerime nasıl hayat verdiğimi anlattığım bir kitap üzerinde çalışıyorum.”

    Festival için gerçekleştirilen söyleşide kendi kişisel yaşantısından da bahseden Terry Gilliam, şu açıklamalarda bulundu:
    “2016’da sonunda Britanya vatandaşlığına hak kazandım. Artık tamamen Britanyalıydım, Amerikalı değil. O ân %100 bir Avrupalı olduğumu hissettim. Ama tam bu sırada Birleşik Krallık, Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı aldı. Bu çılgınca. Artık Avrupa’nın bir parçası olmayan bir ülkede sıkışmış gibiyim ve ben daha çok Avrupa’nın bir parçası olmak istiyorum.”

    Gilliam ayrıca Donald Trump’ın Amerika’yı ve onun değerlerini yok ettiğini de sözlerine ekledi.

    ​Kaynak: IndieWire

    0
    0
    1376
  • 27-07-2020

    Banksy, Bethlehem Hospital için gerçekleştirilen bir yardım kampanyasına tahmini değeri 1.2 milyon pound olan Mediterranean Sea View 2017 isimli bir triptik tablo bağışladı.

    19. yüzyıldan kalma tipik bir fırtınalı deniz manzarası olarak görünen tablo, Banksy’nin politik figürlerini de kendi içerisinde taşıyor ve Bethlehem'deki bir hastahaneye yardım etme amacıyla Sotheby’s’de satışa çıkarılıyor.

    Mediterranean Sea View 2017 isimli triptik tablo, sanatçının geçtiğimiz yıllarda Akdeniz’de meydana gelen göçmen krizini odağına alıyor. İlk bakışta geleneksel bir Romantik dönem deniz manzarası gibi görünen tablo, detaylara bakıldığında ortaya farklı bir hikâye çıkarıyor. Kıyıya yakın noktalarda görünen can simitleri ve turuncu can yelekleri izleyiciye farklı bir hikâye daha anlatıyor.

    Sotheby'nin Avrupa çağdaş sanat başkanı Alex Branczik, konuyla ilgili değerlendirmesinde kendilerinin Banksy'nin üç yağlı boya tablosunu teslim aldıklarını ve bu eserlerin 21. yüzyılın büyük sorunlarından birini vurgulayan çalışmalar olduğunu belirtiyor.

    Branczik konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle sonlandırıyor:

    “Bu tablo Sotheby's’in galerilerinde Bellotto, Van Goyen ve Turner gibi tarihin en büyük manzara ressamlarının çalışmalarının hemen yanında asılı duruyor. Eserler, Banksy'nin güçlü siyasi mesajlarını apaçık bir şekilde gözler önüne seriyor.”

    Banksy tarafından bağışlanan tablolar Sotheby’s’in 28 Temmuz 2020’de yapılacak müzayedesinde satışa çıkarılacak. Müzayede sırasında uzun yıllar Rembrandt’ın kayıp olduğu düşünülen bir self-portresi ve bir Picasso çalışması da gün yüzüne çıkarılacak.

    ​Kaynak: The Guardian

    0
    0
    1365
  • 27-07-2020

    Büyük ölçekli yerleştirme çalışmalarıyla tanınan Fransız mimar ve tasarımcı Emmanuelle Moureau, yeni çalışmasıyla Tokyo’da sanatseverlerle buluşuyor. Sanatçının kamusal alanda gerçekleştirdiği ilk çalışma olan dev heykel, Mirai adını taşıyor. Heykel, sanatçının artık kendisiyle özdeşleşmiş renkli figürlerini içeriyor ve önümüzdeki 100 yılı içeren rakamları sembolleştiriyor.

    Emmanuelle Moureau, bu yeni çalışmasına verdiği isimle aslında çalışmanın konsepti için de birçok ipucu veriyor. “Mirai”, kelime anlamı olarak Japonca’da “gelecek” anlamına geliyor ve çalışmanın konseptiyle büyük bir bağ kuruyor. Moureau, 100 farklı renk kullanarak gerçekleştirdiği çalışmasında gelecek 100 yılı görsel bir forma dönüştürüyor. 2020’den 2119’a kadar olan süreci sayısallaştıran heykel, soluk mordan canlı turuncuya kadar renk skalasından birçok farklı rengi içerisinde barındırıyor.

    Dört metre yüksekliğinde olan Mirai, çocukların çalışmayla etkileşime girebilmesi için bünyesinde çeşitli boşluklar da barındırıyor.

    Heykelin ana gövdesine bakan ziyaretçiler, geleceği temsil eden renkli rakamların, geçmişi temsil eden beyaz rakamsal formlarla desteklendiğini de fark edebiliyor.

    Mirai, önümüzdeki süreç boyunca The Tachikawa Stage Garden Entrance Plaza’nın bahçesinde gösterilecek.

    ​Kaynak: Designboom

    0
    0
    1061
  • 26-07-2020

    İngiliz şarkıcı Nilüfer Yanya geçtiğimiz gün Amerika’da yayın yapan NPR’ın “Tiny Desk (Home) Concert” isimli programına konuk oldu. Yanya, program boyunca farklı dönemlerde yaptığı şarkıları dinleyicilerin beğenisine sundu. Sanatçı 2019 tarihli Miss Universe albümünde yayımlanan 3 şarkı ile birlikte -şarkıcının çıkış şarkısı olan “Paralysed” dâhil- yeni şarkısı “Day 7”ı da ilk kez çaldı.

    Nilüfer Yanya, performansı öncesinde gündemle ilgili şu açıklamalarda bulundu:
    “Şu an için aklımdaki en önemli mesele ırkçılık, şiddet, siyah ve farklı milletlerden insanlara karşı giderek artan ayrımcılık. Bu durum Amerika’nın değil, Birleşik Krallık’ın ve hatta dünyanın geri kalanının da sorunu. Farklı kökenlerden biri olarak bu konu benim için çok önemli.”

    ​Kaynak: Pitchfork

    https://www.youtube.com/watch?v=bfY1i-XONxo

    0
    0
    1276
  • 26-07-2020

    Milyarder Ronald Perelman kişisel koleksiyonunda yer alan bir Matisse ve Miró tablosunu satışa çıkarıyor. Satışın önümüzdeki günlerde Sotheby’s’in Londra oturumunda gerçekleştirilmesi planlanıyor.

    Perelman tarafından listeye dâhil edilen eserler, Sotheby's’in 28 Temmuz 2020’de gerçekleşmesi planlanan Londra oturumunda, “Rembrandt to Richter” bölümünün bir parçası olarak satışa sunulacak.

    Biri Joan Miró diğeri Henri Matisse’e ait olan tabloların bugünkü maddi değerinin toplamda 42 milyon sterlin civarında olduğu düşünülüyor.

    Miró’nun Peinture (Femme au Chapeau Rouge) (1927) isimli tablosunun 20 ile 30 milyon sterlin arasında bir rakama satılabileceği düşünülüyor. Sanatçının “rüya resimler” serisi kapsamında ürettiği tablo daha önce Alexander Calder'a aitti ve en son 1984'te halka açık olarak gösterilmişti.

    Matisse'in Danseuse dans un intérieur, carrelage vert et noir (1942) isimli çalışmasının ise yaklaşık olarak 8 ila 12 milyon sterlin arasında bir rakama satılabileceği konuşuluyor. Perelman her iki eseri de 1980'lerin sonunda Zürich merkezli koleksiyoner Thomas Ammann'dan satın almıştı.

    ​Kaynak: Artsy

    0
    0
    1230
  • 25-07-2020

    Önümüzdeki yıllarda Londra’nın West Smithfield bölgesinde açılması planlanan The Museum of London için yerel otoritelerin onayı alındı. Bu gelişmenin ardından ilk olarak 2016 yılında duyurulan projenin 2024 yılında sonlandırılarak kamuya kazandırılmasına yönelik çalışmalar da hızlandı.

    Stanton Williams ve Asif Khan tarafından tasarlanan The Museum of London projesinde mimar Julian Harrap’ın da katkısı bulunuyor. Yerleşkedeki topluluk ve çevreyle de uyumlu şekilde inşa edilecek müze ile Londra’nın bu tarihi bölgesine yeni bir hareketlilik getirilmesi planlanıyor.

    Konuyla ilgili açıklama yapan Stanton Williams’ın direktörü Paul Williams, şu ifadeleri kullandı: “Bu proje Londra için sadece iddialı bir mimari çalışma değil, aynı zamanda kültür ve eğitim konusunda küresel bir konuma sahip şehrimizin mevcut değerini de ortaya koyan yepyeni bir girişim.”

    Williams son olarak konuyla ilgili açıklamalarını şu sözlerle sonlandırıyor: “Lonra’nın şehir olarak tarihi yenilenme, icat ve kültürel çalışmalarla dolu. Biz de the Museum of London ile birlikte şehrin West Smithfield bölgesindeki tarihi değeri gelecek nesillere başarılı bir şekilde aktarmak istiyoruz.”

    Müzenin tasarımcılarından Asif Khan ise konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “The Museum of London, Docklands’ın önünde bugüne kadar bir köle tüccarı olan Robert Milligan’ın heykeli bulunuyordu. Bu heykel geçtiğimiz hafta kaldırıldı. Dünyanın her yerinde ırkçılık ve ayrımcılık karşıtı protestolar devam ediyor ve bu bizi de tarihi farklı bir şekilde ele almaya itiyor. Sanki bir dönüm noktasındaymışız gibi hissediyoruz ve Victorian Market Hall’deki bu yeni müzenin tasarımıyla bu konuda harika bir gelişmeye neden olacağını düşünüyoruz. Bu bize geleceğin şehir ve topluluklarını biçimlendirme konusunda yeni bir vizyon ve sorumluluk yüklüyor.”

    ​Kaynak: Designboom

    0
    0
    1095
  • 24-07-2020

    The Rolling Stones, Jimmy Page’in daha önce yayımlanmamış bir şarkısı dinleyicilerin beğenisine sundu. “Scarlet” başlığını taşıyan şarkı, Led Zeppelin’in gitaristi Jimmy Page tarafından 1974 yılının Ekim ayında kaydedildi.

    “Scarlet”, grubun yakın zamanda yeniden dinleyicilerle buluşacak 1973 tarihli Goats Head Soup albümü kapsamında yeniden yayımlanacak.

    Mick Jagger “Scarlet” ile ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu: “Jimmy ve Keith ile birlikte Ronnie’nin bodrum katındaki stüdyosunda yaptığımız toplantıyı hatırlıyorum. Çok iyi bir görüşmeydi.”

    Keith Richards ise konuyla ilgili olarak şu açıklamada bulundu: “Hatırladığım kadarıyla bir Zeppelin görüşmesinin sonuna doğruydu. Herkes ayrılıyordu ve sırada biz vardık. Sonra Jimmy kalmaya karar verdi. Aslında onu olduğu gibi bir şarkı olarak düşünmedik, sadece basit bir demoydu, bir gösteri. Bilirsiniz, sadece onu hissetmeniz gerekir, o da ortaya böyle çıktı. Onu böylece daha iyi değerlendirdik.”

    The Rolling Stones’un Goats Head Soup’u 4 Eylül’de dinleyicilerle buluşacak.

    ​Kaynak: Pitchfork

    https://www.youtube.com/watch?v=Fl0COtEG-TM

    0
    0
    945
DAHA FAZLA
Geldanlage