
1975’ten bu yana devam eden ve birçok ünlü komedyenin rol aldığı skeçlerle dolu programlarıyla dikkat çeken Saturday Night Live’ın (kısa adıyla SNL) bu haftaki sunucusu Adele oldu.
Adele 24 Ekim akşamı Saturday Night Live’a yaptığı ev sahipliğiyle 2015’teki performansından bu yana ilk kez ekranlara geri dönmüş oldu. Adele, programda yeni şarkıları “Damage” ve “Hold On”u da dinleyicilerle paylaştı. Şarkıları ile dinleyicilerine duygusal bir imaj çizen Adele, bu ilk program sunuculuğu deneyiminde konuk olarak H.E.R.’ü ağırladı ve seyircilere kahkaha dolu bir program sundu. Adele’in sunduğu program Perşembe günü Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşen başkanlık tartışmasını özetleyen bir açılışın ardından 2012’de Tina Fey’in Sarah Palin olarak yer aldığı bir bölümle devam etti ve bu, şovda ilk kez gösterilmiş oldu. Ayrıca Adele dev bir küfür kavanozuna ihtiyaç duyduğu konusunda bir şaka yaparak yeni albümüyle işinin henüz bitmediğini ifade etti. Adele ilk skeçte 2019’da Madame Vivelda (Kate McKinnon) adlı bir medyumu ziyaret eden bir kadını canlandırdı. Madame Vivelda, “2020’de konser yapılamayacağı” da dahil olmak üzere önümüzdeki yılın getirebileceği çirkin gerçekliklere dair de tahminlerde bulundu. The Bachelor isimli skeçte Adele kendisini ve bir yarışmacıyı canlandırdı. Bu skeçte Adele, “Someone Like You”, “When We Were Young”, “Hello” ve “Rolling in the Deep” şarkılarını seslendirdi.
Saturday Night Live’ın Youtube kanalından programın tüm bölümlerine ulaşabilirsiniz.
Kaynak: Pitchfork
https://www.youtube.com/watch?v=U_mj1CuXrPE
Jamestown, New Yorklu fotoğrafçı Catherine Panebianco, “No Memory Is Ever Alone” serisi aracılığıyla aile anıları ile şimdiki yaşamı arasındaki boşluğu yeniden düşünüyor. Panebianco, her çekimde, benzer bir konumda ailesinin fotoğrafik bir slaydını tutarak onlarca yıllık fotoğraflarını güncel bir arka planla birleştirerek yeniden canlandırıyor.
Hareketli koleksiyon, Panebianco’nun sürekli müdahalesine maruz kalan geniş manzaralara ve boş odalara tutulan eski fotoğraflardan oluşuyor. Sevdiklerinin mutlu anlarını yeniden yakalamanın ötesinde -birçoğunda son yıllarda ölen annesi anlatılıyor- bu seri Panebianco'ya bir tatil geleneğini hatırlatıyor. Sanatçının babası, "20'li yaşlarının başlarında ve sonlarında her Noel zamanı fotoğrafını çektiği bir slayt kutusunu ortaya çıkarırdı ve onları her yıl aynı hikâyeleri anlatarak oturma odamızın duvarındaki eski bir projektörde izlettirirdi" diyerek fotoğraf serisinin geçmişine de ışık tutuyor. Ayrıca babası "Bu, çok hareket ettiğimiz bir çocukluktan tutarlı bir anıydı ve yaşamak ve anılar yaratmak için asla sabit bir ‘yerim’ olduğunu hissetmedim" diyerek ekliyor.
Nostaljiyle dolu yeni görüntüler, aile hafızası ve geleneğinin iplerini, ebeveyninin ve şimdi de kendi hayatının geçmişleriyle birleştiriyor. Panebianco, birini diğerinin üzerine yerleştirmek için Photoshop kullanmak yerine her çekimi manuel olarak yeniden oluşturmayı tercih ediyor. Panebianco No Memory Is Ever Alone serisiyle ilgili olarak "Benim için gerekli olan sürecin bir parçası olan doğru yeri bulmak ve babamın slaytlarının bugün nasıl yaşadığımla birleştiğini hissetmekti -bir yerin içindeki bir yer, bir anı içindeki bir anı" sözlerini söylüyor.
Catherine Panebianco’nun “No Memory Is Ever Alone” serisiyle ilgili daha fazla bilgiye internet sitesinden veya Instagram hesabından ulaşabilirsiniz.
Kaynak: Colossal
Güney Kaliforniyalı fotoğraf sanatçısı Ellen Cantor, tanıdık objelerle dolu hatıralar üzerine düşündüğü fotoğraf serileri yaratıyor. Bunlardan biri de çoklu pozlamayla belgelediği çocuk kitapları koleksiyonunun yer aldığı “Prior Pleasures” başlıklı serisi.
Seride yer alan her bir kitap siyah bir fon üzerinde kapağı, sayfaları, resimleri ve son sayfasına kadar çoklu çekimle bir araya getiriliyor. Cantor, bu fotoğraflarının ilhamını fotoğrafçı Abelardo Morell’in camera obscura (karanlık oda) işlerinden aldığını ve “fotoğrafik gerçek mitini ve çocukluk simgelerini yeni bir bakış açısıyla keşfettiğini” söylüyor. Sanatçı, bu serideki asıl amacını e-kitapların artmasıyla kaybolmaya yüz tutan dokunsal bir deneyim olan kitabın sayfaları içinde kendini kaybetmenin zevkini tekrar yakalamaya çalışmak olarak açıklıyor.
Sanatçı çalışmalarını şu ifadelerle tanımlıyor: “Fotoğraflarım, zaman, kayıp ve hatırlarla ilgili. Bir sanatçı olarak, hayatın nasıl ilerlediğini ve sonunda nasıl kaybolduğunu anlamaya çalışıyorum. Bugünü zenginleştirmek için geçmişin eserlerini belgeliyorum. Hafızanın damıtılmasını ve kalıcılığını keşfetmek için aile fotoğraf albümünü ve kişisel geçmişi olan nesneleri yeniden tasarlamakla ilgileniyorum.”
“Prior Pleasures” serisi en son 2019 baharında West Hollywood Library'de sergilendi. Cantor'un anılarla dolu fotoğraflarının daha fazlasını web sitesinde keşfedebilirsiniz.
Kaynak: Colossal
The Weeknd, son albümü After Hours’tan "Too Late" şarkısı için bir müzik videosunu yayımladı.
The Weeknd “Too Late” şarkısına çektiği yeni klipte Weeknd’in başının kesilmesiyle sona eren “In Your Eyes” şarkısının videosunun hikâyesine devam ediyor. “Too Late” klibinde iki kadın The Weeknd’in bedeninden ayrılmış kafasını bulup malikanelerine geri getiriyorlar. Başka bir adamın kafasını da kesen bu iki kadın, The Weeknd’in başını diğer adamın vücuduna bağlayarak onu yeniden canlandırmaya çalışıyorlar. Cliqua tarafından çekilen yeni video grafikleriyle de oldukça dikkat çekiyor.
The Weeknd, Aralık 2019’da “Heartless” ile başlayan After Hours videosunu sevenleriyle paylaştı. Ocak 2020’de “Blinding Lights” ile “Heartless” ile başlattığı anlatımına devam etti. Görsel olarak ayrıca The Weeknd, 2020 MTV Video Müzik Ödülü Yılın Videosu dalında ödüle layık görülmüştü. Geçtiğimiz hafta ise The Weeknd Kenny G.’nin yer aldığı yeni bir “In Your Eyes” remiksini dinleyicileriyle paylaşmıştı.
Kaynak: Pitchfork
https://www.youtube.com/watch?v=Wh8DT09QCHI
Peru’daki arkeologlar Peru Mirador Natural Hill'in yanındaki bir yamaçta uzanan yaklaşık 2.000 yıllık 37 metre uzunluğunda bir kedi jeoglifini ortaya çıkardı.
Arkeologlar, daha önceden keşfedilen örümcek, maymun, sinekkuşu, balina ve balığı tasvir eden bir dizi jeoglifin bulunduğu UNESCO Dünya Mirası alanı olarak tanınan Nazca sahasında 37 metrelik bir kedi gravürünü ortaya çıkardılar. Kedi görünümü, MÖ 200-100 arasındaki Geç Paracas dönemine kadar uzanıyor ve bu da onu bölgedeki en eski jeoglif yapıyor. Kabarık gözleri ve çizgili kuyruğu ile solmuş bir görünümü olan kedi jeoglifi, 30-35 cm kalınlığında çizgilerle altındaki daha açık renkli ana kayayı ortaya çıkarmak için toprağın üst katmanlarının kazılmasıyla ortaya çıkarılıyor.
Peru Kültür Bakanlığı yaptığı açıklamada, "Figür zorlukla görünüyordu ve oldukça dik bir yamaçtaki konumu ve doğal erozyonun etkileri nedeniyle kaybolmak üzereydi" dedi. Kedi, Nazca kültüründen önce gelse de bakanlığa göre, kedi çizimleri Paracus toplumunda da yaygındı ve kumaşlarda, seramiklerde ve diğer ikonografik nesnelerde de görünüyordu. Benzer tarih öncesi çizimlerin Nazca sahasında bulunan birçok jeoglifi etkilediği düşünülüyor.
Nazca’da rastlanan bu figürler daha önce uzaydan çekilen fotoğraflar aracılığıyla keşfedilmişti. Jeoglifler boyutları nedeniyle yanına gittiğinizde oldukça zor görünmesine rağmen ancak gökyüzünden bakıldığından tespit edilebilecek figürler olarak karşımıza çıkıyor.
Kaynak: Colossal
Akira Kurosawa’nın, ölümle yüzleşmek ve ölümlülük üzerine çekilmiş en iyi filmlerden biri olarak görülen 1952 tarihli filmi Ikiru (Yaşamak)’nun yeni uyarlaması Living için Nobel ödüllü yazar Kazuo Ishiguro senaryoyu yeniden kaleme alıyor.
The Hollwood Reporter’ın haberine göre Living’in senaryosunu yazar Kazuo Ishiguro kaleme alırken, Oliver Hermanus yönetmen koltuğunda oturuyor; başrol oyuncuları ise Bill Nighy ve Aimee Lou Wood. Filmin hikâyesi 1952 yılının Londrası’na taşınacak. Filmin yapımcılığını Number 9 Films, Akira Kurosawa’nın torunu Ko Kurosawa üstlenirken ve Oscar’a aday gösterilen yapım tasarımcısı Fiona Crombie yer alıyor. Filmin İngiltere’deki çekimlerine 2021 yılının ilkbaharında başlanması planlanıyor.
Filmde II. Dünya Savaşı sonrası yeniden inşa edilen İngiltre’de Bill Nighy’nin hayat vereceği bir memur olan William, masasının üzerinde bitmek bilmeyen evrak işleri yığılırken, ölümcül bir hastalığı olduğunu öğrenir. Ve bu monoton geçen yaşamını kaybetmeden önce bir anlam arayışına girer.
Kazuo Ishiguro yaptığı açıklamada “bu hikâye, bize hayatımıza anlam katmanın ve hayatımızdan memnun olmanın kendi sorumluluğumuzda olduğunu gösteriyor”, “Her şeye rağmen, yaşadığımız hayatlarla gurur duymanın ve mutlu olmanın bir yolunu bulmaya çalışmalıyız. Bu hikâye özellikle Covid çağında , her gün masalara ve ekranlara bağlı olarak uzun saatler geçirmek zorunda kalan çoğumuza, bireysel katkılarımızın daha geniş resimde ne anlama gelebileceğini göstereceğine inanıyorum. " diyor.
Kaynak: The Film Stage
William Shakespeare'in ölümünden yedi yıl sonra 1623 yılında yayımlanan, toplu oyunlarından oluşan “First Folio”nun ilk baskısı New York'ta, Christie's tarafından gerçekleştirilen açık artırmada 9.98 milyon dolara (7.6 milyon sterlin), rekor bir fiyata satıldı.
14 komedi, 10 tarihi ve 12 tragedya metninden oluşan kitabın yaklaşık 235 nüshasının bulunduğu ve bunlardan beş veya altı tanesinin tam versiyonun özel koleksiyonlarda olduğu biliniyor. Oxford Üniversitesi'ne ait olan kopya ise 2003 yılında 3.5 milyon sterline satılmıştı.
Bu nüsha, 1960'lardan beri özel bir kolej olarak eğitim veren California, Oakland'daki Mills College tarafından satıldı. Alıcının kimliği henüz bilinmiyor.
Müzayede evi Christie's, eserin değerini 4 milyon ile 6 milyon dolar arasında tahmin etmişti.
Kaynak: BBC
Geçtiğimiz ay Netflix’in satın aldığını ve başrollerinde Jennifer Lawrence ve Cate Blanchett’in oynayacağını öğrendiğimiz Adam McKay’in Don’t Look Up filminin oyuncu kadrosu belli oldu. Leonardo DiCaprio, Meryl Streep, Jonah Hill, Timothée Chalamet, Ariana Grande, Himesh Patel, Don't Look Up için Lawrence ve Blanchett’e katıldı.
Steven Soderbergh’in Ocean’s Eleven ekibini kurmasından sonra yıldız isimlerin bir araya toplandığı film olarak göreceğimiz Don’t Look Up’ın senaryosunu da Adam McKay üstleniyor. Film insanlığı ve dünyayı yok edecek ve gittikçe yaklaşan bir asteroide karşı uyarmak için medya turuna başlayan iki gökbilimcinin hikâyesini anlatıyor. Son filmi Vice ile sekiz dalda Oscar adaylığı alan McKay, duyurulan isimlerden Leonardo DiCaprio hariç çoğu ile anlaşmaya varmıştı ancak DiCaprio’nun bu filmde yer alması yakın zamanda belli oldu. Leonardo DiCaprio’nun Martin Scorsese’nin Killers of the Flower Moon filmiyle bu filmde aynı anda rol alıp alamayacağı merak konusuydu ancak DiCaprio takviminde açılan boşlukla beraber bu filmde de yer alabileceğine karar verdi. Bununla beraber Hollywood yıldız isimleri arasından DiCaprio, Netflix imzalı bir filmde yer alarak dijital platform filminde yer almayan son kişilerden olmaktan çıkacak.
Geçtiğimiz aylarda Adam McKay film hakkında, "Bu filmi Jennifer Lawrence ile yapmaktan çok heyecanlıyım. Netflix'in bu filmi dünya çapında bir komedi olarak görmesi, benim ve ekibim için çıtayı heyecan verici ve motive edici bir seviyeye yükseltmesine sebep oldu” demişti. Netflix Film şefi Scott Stuber ise filmle ilgili olarak “Adam, kültürümüzü tasvir eden akıllı, zeki ve marjinal filmler yapmak konusunda her zaman harika adımlar attı. Bir şekilde dünya, yaklaşmakta olan ölümünü tahmin etse bile bu projeyi ölmeden önce listemize eklemekten heyecan duyuyoruz" açıklamasında bulunmuştu.
Kaynak: Deadline
Editors grubunun sesi olarak tanıdığımız multi enstrümentalist Tom Smith ve yine çok yönlü müzisyen ve şarkı sözü yazarı Andy Burrows, ikinci albümlerini Only Smith & Burrows Is Good Enough ismiyle yayımlanacağını duyurdu. 5 Şubat 2021 tarihinde yayımlanacak albüm Türkiye’de GRGDN Müzik’in temsil ettiği [PIAS] Recordings etiketiyledinleyiciyle buluşacak.
2011’de yayımladıkları ilk albümleri Funny Looking Angels’ın ardından 10 sene sonra ikinci albümleri Only Smith & Burrows Is Good Enough’ı duyuran Smith ve Burrows ikilisi bu albümde yer alan şarkıları İngiltere’de yazdılar, şarkıların kaydını ise Grammy ödüllü prodüktör Jacquire King tarafından gerçekleştirildi. Bu albüm, şarkı sözü yazarı olarak büyük hitlere imza atan ikilinin başarılarını gösteren bir koleksiyon niteliği de taşıyor. İkili, iş birliğiyle gerçekleştirdikleri bu albümde hem vokali hem de sözleri paylaşıyorlar. 10 yıldır ayrı kaldığımız ikili yıllar içinde yazdıkları şarkı sözlerini ve melodilerini birleştirerek yeniden sevenleriyle buluştukları bu albümde, dinleyicilerine bir soluk aldırmayı vadediyor. Ayrıca Tom Smith, albümde yer alan ve geçtiğimiz aylarda paylaşılan tekli “All The Best Moves”un ardından dinleyicilere sunulan yeni tekli “Old Tv Shows”u, “parçalanmış ilişkilere sevgiyle bakan bir şarkı” olarak tanımlıyor.
Tom Smith ve Andy Burrows ikilisinin Only Smith & Burrows Is Good Enough albümü 5 Şubat 2021 tarihinde dinleyicilerle buluşacak.
Mac DeMarco, şarkı yazarlığı, enstrümantasyon ve prodüksiyon konusundaki yeteneğini bir kez daha kanıtlayan 2019 yılında çıkardığı Here Comes The Cowboy Demos adlı albümünü takip eden yeni bir albümle geri döndü: Other Here Comes The Cowboy Demos.
Mac DeMarco’nun kendisine ait olan Mac’s Record Label etiketiyle yayımlanan derleme albümü Other Here Comes The Cowboy Demos, DeMarco’nun dördüncü stüdyo albümü Here Comes The Cowboy’da kendine yer bulamayan 11 demoyu daha dinleyiciyle buluşturuyor. Demolar artık kayıt hâlinde olmasına rağmen DeMarco’nun müzikal duyarlılıktaki kişisel olgunluğunu ve lirik tarzını ortaya koyarak 30 dakikalık keyifli ve unutulmaz bir müzik projesi oluşturuyor.
Mac DeMarco’nun Other Here Comes The Cowboy Demos albümünü Spotify ve Apple Music üzerinden dinleyebilirsiniz.
Kaynak: http://www.somewhere-magazine.com/mac-demarco-comes-back-with-other-here-comes-the-cowboy-demos/