NELER OLUYOR
  • 13-10-2020

    Amerikalı synthpop Future Islands, altıncı stüdyo albümü olan As Long As You Are’i dinleyicilerle paylaştı.

    Coşkulu ve sınırsız bir şekilde neşeli olan 11 synthpop parçadan oluşan As Long As You Are’da “Born in a War”, “Moonlight”, “Thrill” ve “For Sure” teklileri de yer alıyor. Geçmişe olduğu kadar geleceğe de bakan, güven ve dürüstlükle dolu albüm, Baltimore’da Wrightway Stüdyosu’nda mühendis Steve Wright prodüktörlüğünde yapıldı. “Born in a War”, “Moonlight”, “Thrill” ve “For Sure” teklilerinin de yer aldığı bu albümle beraber yalnızca turnelerde davulcu olarak görev alan Mike Lowry, grubun kurucu üçlüsü William Cashion, Samuel T. Herring ve Gerrit Welmers’la birlikte albümün yapım aşamasında görev aldı ve tam olarak gruba üye oldu. Future Islands aynı zamanda geçtiğimiz günlerde As Long As You Are Listening, Together isimli interaktif, gerçek zamanlı bir dinleme etkinliğinin ardından The Late Show with Stephen Colbert’da parçaları “For Sure”u söyledi.

    ​As Long As You Are'ı Türkiye’de GRGDN Müzik’in temsil ettiği 4AD etiketiyle yayımladı.

    0
    0
    1453
  • 11-10-2020

    Lykke Li, 2018 yılında yayımladığı so sad so sexy albümünden bugüne kadar geçen iki yılından sonra ilk teklisi “BRON”u dinleyicilerle paylaştı.

    Lykke Li “BRON” teklisinde alışmış olduğumuz İngilizce dili yerine kendi ana dili olan İsveççe kaydettiği bu şarkıyla dinleyicilerini şaşırttı. Li tamamen İsveççe kaydettiği “BRON” için sanatçı Little Jinder ve Childish Gambino’yla yaptığı çalışmalarıyla tanınan ünlü besteci Ludwig Göransson ile birlikte çalıştı. Li daha önce bir instagram paylaşımında şarkının sözlerine yer verirken paylaşımını BRON olarak etiketleyerek paylaşmıştı. Ayrıca Lykke Li geçtiğimiz ay Gloria Gaynor’un “I Will Survive” şarkısının bir uyarlamasını paylaşarak dinleyicileriyle yeniden buluşmuştu.

    Bu iki sene boyunca yalnızca remix şarkıları ile dinleme fırsatı yakaladığımız Li’nin son teklisi “BRON” alışık olduğumuz Lykke Li tarzından uzaklaşmadan yeniden kendisiyle buluşma şansı veriyor.

    ​Kaynak: Pitchfork & NME

    0
    0
    1487
  • 10-10-2020

    Netflix, daha önce yayımladığı üç Godzilla serisine ek olarak yepyeni bir Godzilla anime dizisi siparişi verdi. 2017 yılında Godzilla: Planet of the Monsters’ı 2018 yılında ise Godzilla: City on the Edge of Battle ve Godzilla: The Planet Eater’ı yayımlayan Netflix bu Godzilla: Singular Point başlıklı anime dizisi için King of the Monsters'la çalışacak.

    Yönetmenliğini Atsushi Takhashi tarafından anime stüdyoları Bones and Orange ile birlikte yapacağı anime serisi, diğer yapımlardan bağımsız olacak tamamen yeni bir hikâye ve oyuncu kadrosuyla izleyiciyle buluşacak. 2021’de gösterime girmesi beklenen seride Princess MononokeSpirited Away ve The Wind Rises gibi ikonik Studio Ghibli filmlerinde imzası bulunan animatör Eiji Yamamori çalışacak. Ayrıca dizinin yaratıcı ekibinde Kan Sawada, Japon bilimkurgu yazarı Toh Enjoe, karakter tasarımcısı olarak ise Kazue Kato yer alıyor.

    Elle çizilmiş ve bilgisayarlı animasyon stillerini birleştiren anime stüdyolarında prodüksiyonu yapılacak olan Godzilla: Singular Point anime dizisinin 2021’de Netflix’te gösterime girmesi planlanıyor.

    Kaynak: Somewhere Magazine

    0
    0
    2259
  • 09-10-2020

    David Fincher’ın 4 Aralık’ta Netflix’te yayımlanacak yeni filmi Mank’in ilk fragmanı izleyicilerle paylaşıldı. Citizen Kane’in senaristlerinden Herman Mankiewicz’in hayatı anlatan Mank, Fincher’ın Mindhunter dizisinden sonra çektiği ilk film olarak seyircisiyle buluşacak.

    Oyuncu kadrosunda Gary Oldman, Amanda Seyfried, Lily Collins, Tom Burke, Charles Dance, Tuppence Middleton, Arliss Howard, Joseph Cross, Ferdinand Kingsley, Jamie McShane, Sam Troughton, Toby Leonard Moore ve Tom Pelphrey gibi isimlerin yer aldığı Mank filmi ile David Fincher, Gone Girl’den sonra 6 yıllık bir aranın ardından yeniden izleyici ile buluşacak. Se7en, Fight Club, Zodiac, The Social Network gibi birçok filmden tanıdığımız Fincher’in bu son filmi Mank’in senaryosu ise Fincher’ın babası Jack Fincher’a ait. Herman Mankiewicz’in alkol problemleriyle savaştığı ve geçirdiği trafik kazasının ardından bacağından yaralanarak geçirdiği kötü zamanlarda yazdığı senaryolardan biri olan Citizen Kane’in hayata geçiş hikâyesini konu alan filmde Mankiewicz’e Gary Oldman hayat verecek.

    ​David Fincher’ın hayata geçirebilmek için askıya aldığı Mindhunter’dan sonra çektiği ilk film olan Mank, 4 Aralık 2020’de Netflix’te izlenebilecek.

    https://www.youtube.com/watch?v=CLDixm032GE

    0
    0
    1549
  • 08-10-2020

    2020 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Amerikalı şair Louise Glück oldu.

    Akademi ödülün gerekçesinde “sade güzelliği ile bireysel varoluşu evrensel kılan kusursuz şiirsel sesi için” ifadesine yer verdi.

    Bu yıl ödül için gösterilen favoriler arasında Ngũgĩ wa Thiong’o, Yan Lianke, Yu Hua, Edna O’Brien, Javier Marías, Ludmilla Ulitskaya, Maryse Condé, Anne Carson, Margaret Atwood, Haruki Murakami, Ko Un gibi isimler yer aldı.

    Nobel ödülleri, İsveç Akademisi tarafından 1901 yılından beri Alfred Bernard Nobel’in vasiyeti doğrultusunda insanlığa hizmet edenleri farklı kategorilerde ödüllendirmek amacıyla armağan ediliyor. Edebiyat ödülü, 2018 yılında yaşanan taciz skandalı sebebiyle o yıl verilmeyip geçtiğimiz yıl hem 2018 hem 2019 yılı ödülleri olarak takdim edilmişti. 2018 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Polonyalı yazar Olga Tokarczuk ve 2019 Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi ise Avusturyalı oyun yazarı Peter Handke olmuştu.

    0
    0
    2483
  • 08-10-2020

    Mısırlı arkeologlar Kahire'nin güneyinde yer alan Sakkara’da, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki eski Mısır başkenti Memphis’in nekropolünde yapılan kazı çalışması sırasında 2500 yıldan daha uzun bir süre önce gömülmüş 59 tane iyi korunmuş ve mühürlenmiş ahşap tabutun bulunduğunu duyurdu.

    Geçtiğimiz cumartesi günü gerçekleştirilen toplantıda tabutlardan birinin içi açıldı. Tabutun içerisinden parlak renklerde hiyeroglif yazıtların yer aldığı bir mezar kumaşına sarılmış gayet iyi durumda bir mumya ortaya çıktı.

    Son keşiften üç hafta önceki kazılarda ilk 13 tabutun çıkarılmasından sonra 12 metre daha derine inilerek 46 tabuta daha ulaşıldı. Turizm ve Tarihi Eserler Bakanı Halid el Anani, 4 bin 700 yıllık Zoser Piramidi (The Pyramid of Djoser)’nin yakınında bulunan bu mezarların daha fazla olabileceğini ve bunların M.Ö. 6. veya 7. yüzyıla ait eski Geç Mısır Dönemi’ne ait olduğunu da sözlerine ekledi. El Anani, yapılan ön çalışmaların bu mezarların rahiplere, kıdemli devlet adamlarına ve 26. hanedanlığın eski Mısır toplumundaki önde gelen şahsiyetlerine ait olduğunu gösterdiğini söyledi.

    Sakkara'daki kazılar, son yıllarda eski eserlerin yanı sıra mumyalanmış yılanlar, kuşlar, kutsal mısır böceği ve diğer hayvanları ortaya çıkardı. Bölgede lotus çiçeğinin eski tanrısı Nefertem'i tasvir eden bronz bir heykelcik de dâhil olmak üzere düzinelerce heykel bulundu.

    Bulunan tabutlar açılışı 2021 yılına ertelenen Giza Platosu'ndaki Büyük Mısır Müzesi'ne götürülek ve orada sergilenecek.

    Kaynak: ALJAZEERA
    Video kaynak:
     South China Morning Post
    Fotoğraf künye: 
    Khaled Desouki/AFP

    https://www.youtube.com/watch?v=LWZ3vWNLDUY

    0
    0
    1938
  • 07-10-2020

    Notre Dame Katedrali’nin yeniden nasıl inşa edileceğine dair öneriler devam ederken hepimizi yeniden düşündürtecek bir öneri Hollandalı mimarlık stüdyosu trnsfrm’den geldi.

    Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Paris’in en çok ziyaret edilen mekânlarından Notre Dame Katedrali’nin 15 Nisan 2019’da gerçekleşen yangından önceki hâline getirileceğini ilân etmişti. Bu açıklamaya rağmen trnsfrm, alternatif bir konseptte bulunarak katedralin yanan çatısını bir kuleye dönüştüren heykelsi bir cam çatı tasarladı. trnsfrm mimarlık stüdyosu, Notre Dame Katedrali’nin tarihi ve kültürel mirasını başlangıç noktası olarak ele aldı. Binanın 800 yıllık tarihi açısından bu konsept her şeyden önce bir ibadet yeri olarak tasarlandı. Mimarlar, yıkılan çatı ve kulenin yerini almak üzere renkli cam vitraylardan yapılmış çağdaş bir heykel önerisinde bulundu. Çatının yapı içerisindeki insanları kucaklaması amaçlandı. Bu fikir için kısmen Mimar Pedro Ramirez Vazquez’in Meksiko Şehri’nde yer alan Our Lady of Guadalupe bazilikasından ve Milan’da bulunan Galleria Vittorio Emanuele’den esinlenildi.

    Vitraylardan yapılmış bu heykel ve çatı çelik bir çerçeve ile sabitleniyor. Sonuç olarak vitray heykel gün içinde güneş ışınlarının katedrale girmesini sağlıyor. Geceleri ise katedralin iç aydınlatması ters etki yaratıyor. Heykel, “karanlıkta parıltı” olarak Paris siluetinde bir referans noktası hâline geliyor.

    ​Kaynak: Designboom

    0
    0
    5784
  • 05-10-2020

    Gorillaz, Song Machine projesinin son bölümünde Elton John ve 6LACK ile beraber son zamanların en güçlü iş birliklerinden biri olan “The Pink Phantom”u kaydetti. Grup ayrıca ilk bölümü 30 Ocak 2020’de yayımlanan Song Machine projesinin bugüne kadar yayımlanan ve yayımlanmayan bölümleriyle beraber 23 Ekim’de Season One başlığıyla CD ve plak formatında çıkacağını duyurdu.

    Elton John ise şarkıyla ilgili şunları söyledi: “Damon benden bir şey yapmamı istedi ve şarkının ortaya çıkan bu hâli harika oldu. Ben Londra’daki stüdyodaydım ve o da Devon’daydı ama uzaktan olmasına rağmen çok ilgi çekici ve yaratıcı bir süreç oldu. Damon’ı her zaman sevmişimdir çünkü o, pek çok farklı müzik türünü kapsayacak şekilde çalışıyor. Her zaman yeni olanı daha da ileriye götürüyor. Her zaman çalışıyor, her zaman bir şeyler yapıyor. Dünyanın dört bir yanından, Afrika’dan, Çin’den müzikleri daha önce duymamış insanlara tanıtmak için o kadar çok şey yaptı ki, buna gerçekten hayranım. Zaten her zaman bir Gorillaz hayranıydım, bu yüzden benden bir Gorillaz şarkısı yapmamı istediklerinde bu çok heyecan vericiydi. Bunun gerçekleşmesine çok sevindim.”

    Damon Albarn ve Jamie Hewlett önderliğinde kurulan Gorillaz’ın bu klibinin yönetmenliğini de Hewlett gerçekleştiriyor. Song Machine’in yedinci bölümünü Spotify ve Apple Music üzerinden dinleyebilirsiniz.

    Kaynak: Somewhere Magazine

    https://www.youtube.com/watch?v=CJ68kQLS250

    0
    0
    1709
  • 05-10-2020

    Sokak sanatçısı Nespoon, Fransa’nın Calais şehrinde yer alan dantel ve moda müzesi La Cité de la Dentelle et de la Mode’un duvarında gerçekleştirdiği büyük boyutlu mural ile şehrin eşsiz dantel tarihine ve bilgi birikimine saygı duruşunda bulunuyor. Çiçekler ve yapraklarla tamamlanan karmaşık bir ağ gibi görünen anıtsal duvar resmi, Nespoon’un kendine özgü dantel eserlerinin bir devamı niteliği de taşıyor.

    Müze tarafından Calais sokak sanatı festivali kapsamında yaptırılan bu duvar resmi 19. yüzyılda fabrika olarak kullanılan binanın bütün bir cephesini süslüyor. 19. yüzyıldan kalma binanın bir cephesini kaplayan eser, 1894 yılında Calais’de yapılmış bir makine dantel desenine dayanıyor. Nespoon bu duvar resmini gerçekleştirmek için müze arşivinde bulunan katalogları inceleyerek 1894 yılında yapılmış bu makine danteline ulaşarak ondan ilhâm alıyor. Müzede, muhteşem bir dantel koleksiyonunun yanı sıra hâlâ çalışmakta olan 200 yıllık bir dantel yapma makinesi de bulunuyor.

    Kuzey Fransa’da yer alan Calais, İngiliz tekstil üreticilerinin ekonomik ve sosyal zorluklardan kaçmak için göç ettikleri 19. yüzyıla kadar uzanan dantel yapma geleneğiyle ünlü bir şehir olarak tanınıyor. Geçmişte bu yerel fabrikalar dantel yapımı endüstrisinde benzersiz bilgi birikimine sahip olan 40.000’den fazla kişiyi çalıştırıyordu. Nespoon bu tarihe duyduğu saygıyı göstermek adına 1894 yılında tasarlanan makineli dantel desenini şehrin La Cité de la Dentelle et de la Mode binasının duvarında karmaşık bir murala dönüştürdü.

    ​Sanatçının çalışmalarına ve instagram hesabına buradan ulaşabilirsiniz.

    ​Kaynak: Designboom

    0
    0
    1795
  • 05-10-2020

    Royal Opera House, salgının sebep olduğu maddi açığı kapatmak amacıyla eski genel müdürü Sir David Webster'ın David Hockney tarafından yapılmış portresini satışa çıkaracağını duyurdu.

    Portrenin, bu ay gerçekleşecek Christie's’deki müzayedede 11 milyon ile 18 milyon sterlin arasında birgelir getireceği düşünülüyor. Portrede, Sir David Webster üstünde pembe lalelerle dolu bir vazonun durduğu cam bir sehpaya doğru profilden oturur hâlde yer alıyor. Bu portrenin, Hockney’e 1970'lerde Webster istifa ettikten sonra sipariş edildiği biliniyor. Portre bugüne kadar Covent Garden’da sergileniyordu.

    Opere binasının şu anki CEO’su Alex Beard’ın yaptığı açıklamada bu satışın zor ama hayatta kalmak için alınması gereken bir karar olduğunu belirtti. "İçinde bulunduğumuz durumla yüzleşmeliyiz ve bunu aşmalıyız," dedi. Beard, Hockney’nin bu satıştan haberdar edildiğini ama sanatçının eserlerinin satışa çıkarılmasından pek hoşnut olmadığını söyledi.

    Salgının etkilerinin arttığı ve karantinaya girildiği Mart ayından beri kapalı olan kurum kazandığı her 5 sterlinin 3 sterlinini kaybeder hâle geldi. Kurum, bu süreçte mali anlamda eşi görülmemiş bir sıkıntının içine girdi. Birleşik Krallık’ın en büyük sanat kurumu olan Royal Opera House için bu portrenin satışından elde edilecek gelir çok önemli.

    Sir David Webster, 1945-1970 yılları arasında Royal Opera House'u yönetti ve Covent Garden'da Kraliyet Balesi ve Kraliyet Opera şirketlerinin kurulmasında önemli bir rol oynadı.

    ​Kaynak: BBC

    0
    0
    1888
DAHA FAZLA
Geldanlage