04 MAYIS, PERŞEMBE, 2017

Statü Değişimlerine Mutfaktan Bakmak: Plüton Mutfağı

Plüton Mutfağı, Işıl Eğrikavuk’un Plüton ve İngiltere’nin benzer bir şekilde değişen statüleri üzerine tasarladığı bir performans serisi. İzole bir gezegenin mutfağının neye benzeyeceği sorusu etrafında şekillenen çalışma izleyiciye interaktif ve sıra dışı bir performans deneyimi sunuyor.

Statü Değişimlerine Mutfaktan Bakmak: Plüton Mutfağı

Sanatçı Işıl Eğrikavuk ve küratör Huma Kabakcı ile Plüton Mutfağı’nın fikir aşamasını, ilk sergilenmesini ve ön gösterimde yaşadıkları deneyimleri konuştuk.

Plüton Mutfağı adlı eser ilham kaynağını son yıllarda yaşanan gök cisimleri ve ülkeler arası statü değişimlerinden alıyor. Çalışma nasıl ortaya çıktı anlatabilir misniz?

Işıl Eğrikavuk: Birkaç yıl önce Plüton’un NASA tarafından gezegen statüsünden çıkarıldığını öğrendiğimde çok şaşırmıştım. O gök cismi milyarlarca yıldır orada ve biz insan merkezli dünyamızdan, onun adına ve ne olduğuna karar verebiliyoruz. Geçtiğimiz yıl İngiltere referandum sonrası Avrupa Birliği’nden çıktığında bu iki durumu bir araya getiren bir iş yapmaya karar verdim. Sonuçta İngiltere ve Plüton’un çıkışları farklı ama ikisinde de bir grubun diğeri üzerindeki tahakkümü sonucu değişen bazı sınırlar ve yapılar var. Elbette Brexit’in tek yansıması coğrafi değil, kültürel değişimler de olacak. Bunlardan biri de çok kültürlü yapı ve mutfak. Plüton Mutfağı aslında böyle ortaya çıktı. Performansta yemek eşliğinde çeşitli ayrılık hikâyeleri dinliyoruz. Bunların kimi aşk sonucu yaşanan ayrılıklar, kimi Plüton’un ayrılığı, kimi de politik ayrılıklar, Brexit gibi…

Üretim aşamasında gök cisimleri ve ülkeler arası statü değişimleri hangi ortak çerçevede ele alındı?

Huma Kabakcı: Shoreditch House’da gerçekleşen ön izleme performansına hazırlık aşamasında bu statü değişimleri hazırlanan menü ve tabak başlıklarıyla ortak çerçevede ele alındı diyebiliriz. Yedi performansçıdan oluşan bu performans ve okunan mektuplar direkt menüdeki başlıklarla bağlantılıydı. Kimi zaman direkt Plüton’un evrenden ayrılması üzerine mektuplar okundu, kimi zaman Theresa May’ın konuşmasından alıntılar yapıldı. Ancak, bu bütün ince detayların ve koreografilerin içinde yemeğin bağlayıcı bir faktör olduğunu söyleyebilirim.

Flowering chocolate soil: Earthly love, lovely earth-Isil Egrikavuk, Pluto Mutfağı, 2017. Courtesy of Block Universe and Open Space Contemporary. © Martina O'Shea.

Çalışma ütopik bir mutfağı ele alıyor. Bu kurguyu yemek üzerinden ele alma fikri nasıl ortaya çıktı?

Işıl Eğrikavuk: Performanslarımda yemek kullanmayı seviyorum. Yemeği bu sefer sadece bir ikram aracı değil, işin kendisi olarak tasarlamak istedim. Huma ile de yollarımızın kesişmesi bu noktada oldu, çünkü ikimiz de yemek yemeyi ve değişik yemekler deneyimlemeyi çok seviyoruz. Bu işe karar verdikten sonra da her şeyi Londra’da tasarlamak zor olacağı için buradan bir şefle çalışmak istedim. Şu anda İstanbul’da yaşayan ve Türk yemekleri ile ilgili bir kitap hazırlayan Norveçli şef Vidar Bergum ile üç ay boyunca birlikte tamamen kurgusal yemekler tasarladık. Yemekler de önce buzu, sonra toprağı, sonra yeşili, yetişmeyi ve sonra tekrar yok olmayı anlatıyor. Örneğin içinde bitki yetişen bir turta, buzullaştırılmış rokfor peyniri ya da turşu içinde muhafaza edilen sebzeler var. Bunlar aynı zamanda bir ilişkinin başlama, yeşerme ve ölme evrelerinin simgeleri gibi. Yemek isimleri de bunu anlatıyor. Örneğin turtanın adı “Seni sadece kalbimde değil, midemde de büyüttüm” gibi. 

Huma Kabakcı: Uzun zamandır yemek ve performansı birleştirmek istiyordum. Delfina Vakfı’nın düzenlemiş olduğu “Food & Politics” (Yemek ve Politika) yemeklerine ve Tate Müzesi’nde sanatçılar tarafından düzenlenen birkaç yemeğe katıldım. Sanatçılarla stüdyolarında yemek yedim ve her seferinde sanat ve yemeğin birleşmesi beni heyecanlandırdı. Işıl’ı tanıdığım anda bir sürü ortak noktamızın olduğunu fark ettim yemek de bunlardan bir tanesiydi. Dolayısıyla, ilk görüşmemizden itibaren her şey çok organik bir şekilde gelişti. Block Universe ile performans festivali kapsamında çalışıyor olmamız bu projeyi daha da anlamlı kılıyor. 

Performans esnasında izleyici de performansa dahil olacak anladığım kadarıyla?

Işıl Eğrikavuk: Evet. Nisan ayındaki ön gösterimde bunu deneyimledik ve seyirciler çok çok keyif aldı. Oyuncular da zaten izleyicilerle beraber masada oturuyor, dolayısıyla oyunun içinde herkes. Ayrıca belli zamanlarda seyirci daha da aktif olarak yemeğin parçası oluyor. Bu kısmı gerçekten denemek gerek.

Çalışmanın Londra’daki gösterimleri ay sonu gerçekleşecek. Peki Türkiye’de bir gösterim planlıyor musunuz?

Işıl Eğrikavuk: Kesinlikle. Bunun için şu an çalışıyoruz.

Huma Kabakcı: Londra’daki performans festivali biter bitmez bu sıra dışı performansın Türkiye’ye taşınmasını çok istiyoruz. Buradaki ilk gosterim çok beğeni topladı, eminimki Türkiye’de de öyle olacak.

Plüton Mutfağı, 29 Mayıs- 4 Haziran tarihleri arasında Londra'da gerçeklecek Block Universe Performans Festivali kapsamında 30 ve 31 Mayıs'ta gösterilecek. 

Isil Egrikavuk, Pluto Mutfağı, 2017. Courtesy of Block Universe and Open Space Contemporary. © Martina O'Shea.

Plüton Mutfağı, Block Universe Festivali ve Open Space Contemporary ile işbirliği içinde desteklenerek üretilmiştir.

Block Universe  Hakkında

Block Universe, Londra'daki uluslarası alanda tanınmış kurum ve mekânlardaki çağdaş görsel sanatlar, dans ve müziğin kesitinde yeni bir performans sanatı dalgasını bir araya getiren, senede bir gerçekleşen bir performans festivalidir. Block Universe Louise O'Kelly tarafından kuruldu ve ekip Burcu Yüksel, Geliştirme; Nicky van Breugel, Proje Müdürü; Xica Aires, Üretim Müdürü; Isabel Sachs, İletişim; Tatjana Damm, İş Geliştirme ve Celine Roblin-Robson, Proje Asistanı'ndan oluşuyor. 

Ekip, Steven Bode, Alessandra Canavesi, Amy Stephens, Fatos Ustek ve Robert Violette'den oluşan bir danışma paneli tarafından desteklenmektedir.

Open Space Contemporary Hakkında

Huma Kabakcı tarafından başlatılan Open Space Contemporary, uluslararası sanatçılar, küratörler ve sanat profesyonelleri arasında kültürlerarası diyaloğu geliştirmeyi amaçlayan uluslararası çağdaş sanat projesidir. Birinci edisyonu, Eylül 2014te City Senses başlıklı sergiyle Londrada, küratör Aisha Stoby ve sanatçılar Ardan Özmenoğlu ve Radhika Khimjinin işbirliğiyle gerçekleştirilmiştir. Bu özel göçebe proje alanı, tanımayı sağlamayı ve farklı kültürel arka planlardan, tecrübelerden ve sanatsal uygulamalardan gelen sanatçıları ve küratörleri tanıtmayı hedeflemektedir.

Open Space Contemporary, açık (open) adını alarak konuşmalar, performanslar, hareketli imgeler, görüntülemeler ve diyaloglar vasıtasıyla çeşitli sanat ortamlarını keşfetmeyi amaçlamaktadır. Projenin kilit hedeflerinden biri küratörlük söylemini ve sanatsal söylemi geliştirmek ve başka sergi ve sempozyumlara açılmaktır. Billur Tansel tarafından başlatılan Open Dialogue Istanbul, eğitim programlarına, konuşmalara ve diyaloglara odaklanan bir işbirliği projesidir.

Open Space Contemporary sanatçılar, küratörler, yazarlar, tasarımcılar, mimarlar ve düşünürler gibi başka yaratıcılar ve sanat profesyonelleriyle işbirliğinde bulunarak emsallerin yürüttüğü bir diyaloğu çağırmakta ve teşvik etmektedir. Katılımcılar bloğa ve bölgesel ve uluslararası etkinliklere katılmaya davet edilmektedir.

0
5965
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage