02 ŞUBAT, ÇARŞAMBA, 2022

“Organik Kelimesi Kafamda, İnsan Eli Değmemiş, Yeni Filizlenmiş Bir Toprak ve Ağaç Kökü Canlandırıyor”

Sanat, moda, fotoğraf, tasarım, müzik ve gastronomiyi odağına alan ORGANICS by Red Bull: Talent District projesi kapsamında multidisipliner sanatçı Seda Gazioğlu ile sohbet ettik.

“Organik Kelimesi Kafamda, İnsan Eli Değmemiş, Yeni Filizlenmiş Bir Toprak ve Ağaç Kökü Canlandırıyor”

Katılımcılarını heykel, baskı, fotoğraf, video, multimedya sanatçılarının dijital eserlerinden oluşan, disiplinlerarası bir buluşmaya davet eden ORGANICS by Red Bull: Talent District, Nef Bebeköy’de gerçekleştirildi. Etkinlikler kapsamında, moderatörlüğünü Barış Çakmakçı’nın üstlendiği paneller katılımcılarla buluştu. Gerçekleştirilen panellerde İpek Eyüboğlu ve Begüm Bitir NFT ve Blockchain, Niyazi Erdoğan, Zeynep Tosun ve Gökay Gündoğdu moda, Dilan Bozyel, Ekin Özbiçer ve Dinçer İşgel fotoğraf, Seda Erciyes müzik, Seda Gazioğlu ve Gönül Nuhoğlu multimedia, Studio Mercado’dan Tuna Mert ve Aslı Abbasoğlu ise tasarım alanında deneyimlerini paylaştı. Etkinlikten sonra sanatçı Seda Gazioğlu ile söyleştik.

ORGANICS by Red Bull: Talent District kapsamında bir araya geldiğimiz için bunu sorarak başlamak istiyorum. Red Bull ile yollarınız nasıl kesişti? Bu projede yer almaya nasıl karar verdiniz?

Organics By Red Bull markasıyla yollarımız ilk kez birkaç ay önce Organics’in tanıtım etkinlikleri için özel tasarladığım heykeller için kesişmişti. Red Bull markasına yıllardır kreatif sektörler ve spor dünyasına verdikleri büyük desteklerden ötürü ayrıca bir saygım vardı ve bu teklif gelince de hiç düşünmeden kabul etmiştim.

Talent District programında multimedya sanatı üzerine bir oturumda yer aldınız. Orada yer alamayanlar için bize biraz bu oturumun içeriğinden bahsedebilir misiniz? Ne gibi konular konuşuldu, ele alındı burada?

Oturumda ağırlıklı olarak “yetenek” konusu üzerinde sohbetler ettik. Yeteneğin ne olduğu, bu alanda kariyer yapmak için ne kadar gerekli olduğundan ve neleri etkilediğinden bahsettik. Ayrıca Türkiye sanat camiasında bir kariyer yaparken karşınıza çıkan “kara delikler”den bahsettik biraz. Bazen iyi fırsat diye değerlendirdiğimiz kararlarımızın uzun vadede kariyeri nasıl bir çıkmaza soktuğundan ve de son olarak tabii ki gündemin en heyecanlı konusu olan dijital dünyanın ilerleyişi ve NFT sanatı üzerine fikir alışverişinde bulunduk.

“Hepimiz doğayı taklit ediyoruz.” demişsiniz Red Bull’a verdiğiniz röportajda. Bu söyleminizden yola çıkarak eserlerinize değinmek istiyorum. Üretim yaparken ilhamınızı nelerden alıyorsunuz, eserlerinizin çıkış noktasını ne oluşturuyor?

Ben en çok beyinden etkileniyorum. İnsan beyninin işleyiş şekli ve en çok da henüz bilinmeyen ama üzerine teoriler geliştirilen ‘hastalıklar’ ve farklılıklarımızın sebepleri üzerine araştırmalar yapmaktan çok besleniyorum. Bir diğer konu ise mistik konular. Büyüler, batıl inançlar, ilk din olarak tarihe geçen “withcraft” öğretilerinden ve dolayısıyla bitkilerin ve ağaçların spiritüel ve bilimsel güçleri ve de bunlara bağlı anlamlarından yola çıkarak projeler üretiyorum.

​Bir konuyu alıp ders çalışır gibi haritalandırıyorum ve kafamdan geçen her etabı aktarabilmek adına üretim günlükleri tutuyorum. Zaman içerisinde üzerine çalıştıkça fikirler damıtılıp en sonunda basit sembollere dönüşüyor ve de konuya uygun malzemeler ile birleşip final esere dönüşüyorlar.

Son kişisel serginiz “Afiyet Olsun” son dönemlerdeki tüketim alışkanlıkları ve hayvancılık endüstrisi üzerine üzerine çarpıcı bir gerçeklik sunuyordu. Bu serginizde birçok farklı medyum ve disiplinle hareket etmiştiniz. Çok yönlü bir insan olduğunuzu söyleyebilir miyiz? 

Üretim açısından kesinlikle öyleyim. Her fırsatta yeni bir teknik öğreniyorum ve farklı materyalleri karıştırarak plansız bir şekilde oyunlar oynayıp kendimce yeni medyumlar ve teknikler yaratmayı çok seviyorum. Sıkça yeni bilgiler öğrenmek ve yeni üretim teknikleri edinmek bana çok detaylı işleri sabırla üretecek motivasyonu sağlıyor.

Peki siz bir sanatçı olarak doğa ile insanın ilişkisini günümüzde nasıl tanımlıyorsunuz?

Vegan olmayan her bir insanoğlu türcüdür. Bu bir yargı değil tanımdır. Ama özellikle günümüzde hayvanlara destek olmak, okyanusları kurtarmak gibi konseptler popülerleştikçe vegan olmayan insanların bu konulara destek veriyor gibi görünme çabalarını da çok ikiyüzlüce buluyorum. Balık yiyorlar ama plastik kullanmayarak balıkları kurtarmaya çalışıyorlar. İnsanoğlunun en zorlandığı konu alışkanlıklarını değiştirmek olduğundan sanırım herkes kendi hayatlarından hiçbir detayı değiştirmeden etraflarındaki dünya kendi kendine düzelsin istiyor ve bence tam da bu tutum yüzünden masif bir değişime tanıklık edemiyoruz maalesef.

Organik kelimesini duyduğunuzda aklınıza ilk gelen şey ne oluyor?

Bu kelimeyi her duyduğumda kafamda canlandırdığım görsel, insan eli değmemiş yeni filizlenmiş bir toprak ve ağaç kökünden oluyor. Zaten Red Bull’la da ilk görüşmemizde Organics serisi bana anlatıldığında hemen bir ağaç heykeli yapmak istemiştim.

İleride nerelerde karşılaşacağız sizinle? Gelecek planlarınızdan bahsederek bitirelim mi?

Yakın zamanda gerçekleşecek olan iki sergim var. Biri önümüzdeki iki ay içerisinde gerçekleşecek olan pop up metal kuşlardan oluşan sergim olacak. Tamamen kuş sembolüne odaklandığım bir seri. Yaz sonrasında ise 2018’den beri üzerinde çalıştığım hem dijital hem resim ve heykellerden oluşacak olan büyük bir sergim olacak.

0
2508
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage