13 ARALIK, CUMA, 2019

“Bir Kez İncinince Hiçbir Zaman İyileşmeyeceğini Düşünürsün”

Mattress Performance (Carry That Weight) ile başta The New York Times olmak üzere birçok önemli yerde haber olan Emma Sulkowicz ile yaşadığı tacizin ardından gerçekleştirdiği performansı, #metoo akımı, kadın olmak ve gelecek projeleri üzerine söyleştik.

“Bir Kez İncinince Hiçbir Zaman İyileşmeyeceğini Düşünürsün”

Geçtiğimiz ay 4-8 Kasım tarihlerinde Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde “Geleceği Tasarlamak” mottosuyla gerçekleşen Brand Week kapsamında Türkiye’yi ziyaret eden Emma Sulkowicz, “Geleceği Sırtlayanlar” bölümünde yer alan Fireside Chat: "Felaket Bir Armağandır"’da konuşmacı olarak yer aldı. 19 yaşındayken Columbia Üniversitesi’nde yaşadığı tacizin ardından kendini ifade etme şekli olarak “Yatak Taşıma” performansı gerçekleştiren Sulkowicz ile bir araya gelerek sohbet ettik.

Mattress Performance (Carry That Weight)* performansınızla tanınıyorsunuz. Time dergisi dâhil olmak üzere birçok yayın, performansınıza, mücadelenize yer verdi. Bizler için bu performansı, amacını ve süreci anlatabilir misiniz? “Carry That Weight” sizin için ne ifade ediyor?

Tabii ki. Cinsel saldırıya uğradığımda bunu hiç kimseyle paylaşmadım. Aslında bunu rastgele bir şekilde aynı kişi tarafından cinsel saldırıya uğrayan bir kadınla buluşmama kadar kimseye söylemedim. Yaklaşık bir ay kadar sonra aynı kişi tarafından tacize uğrayan kadın beni durdurdu ve bana bir şeyler anlatmak zorunda olduğunu söyledi. Birer kahve aldık, oturduk. O da benim gibi yurtta kalıyordu. Daha sonra onun ismen duyduğu pansiyonerler hakkında konuştuk. Ben de ona etraftaki diğer pansiyonerleri tanıyıp tanımadığını soruyordum.

Daha sonra aynı kişi tarafından cinsel saldırıya uğrayan diğer kadınlarla buluştum. Bunu polisle paylaşmak istedik ancak bunun için yeterli kanıtlarımızın olmadığını düşündük. Çünkü kimsede herhangi bir şey yoktu, DNA, herhangi bir iz, darp morluğu gibi… Sonra bunu okulla paylaşmaya karar verdik. Bilirsiniz Amerika’da okulların Yönetim Ofisleri vardır ve bunlar bir şeyler yapabilir. Ama okul bu olayları paspasın altına süpürmeyi tercih etti ve bu bizi gerçekten çok üzdü. Ben de bunun üzerine insanların farklı şeyler yaptığı, videolar çektiği, mobilyaları değerlendirdiği Sanat Bölümü’ne gittim. Ardından sürekli olarak yatağımı odanın dışına taşıdığım bir ânı düşündüm. Sonra da yatağımı Colombia Üniversitesi’ndeki odamın dışına çıkarmaya karar verdim. Ben aslında duygularımı ifade edebilecek bir sanat işi yaptığımı düşünerek bunu yaptım ama bu internet sayesinde de hızla büyüdü.

Performansınız süresince etrafınızdaki tepkiler ne yönde oldu? İnsanların size bakış açılarından biraz bahsedebilir misiniz?

Ah, karışık. Birçok kişi destekledi, birçok kişi bu konuda epey sinirliydi. Columbia Üniversitesi’nin kampüsündeyse bu durum tamamen hava durumuyla alakalıydı. Eğer dışarıda hava güzelse insanlar bana yatağımı dışarı taşıma konusunda yardım etmekten mutluydu. Eğer hava yağmurluysa kimse bana yardım etmezdi. 

Dünyanın neresinde olursak olalım sanırım kadın olmanın yükü değişmiyor. Dünyadaki tacize uğrayan kadınların seslerini duyurması konusunda destek veren #metoo akımıyla da ilhâm veren insanlardan birisiniz. İnsanlara vermek istediğiniz mesaj ne?

21 yaşındayken acının hiç durmayacağını düşünüyordum. Bir kez incinince hiçbir zaman iyileşmeyeceğini düşünürsün. Ama sanırım şimdi, uzun yıllar sonra, daha huzurlu biri oldum.

Bunlar siz 20 yaşındayken mi oldu?

Ben 19 yaşındayken oldu.

Çok üzgünüm…

Evet, 19. Ama okuldaki süreç yaklaşık bir yıl aldı. Daha sonra o, polise gitti ve süreç birkaç ay daha uzadı, sonra da tüm bunlar bir işe yaramadı. Ben de bu süreçte yatak performansıma başladım. Yani yaklaşık 2 yıl sonra. Tüm bunlar ben 19 yaşındayken başladı ve şimdi 27 yaşındayım. Her şey şimdi yavaş yavaş yatışıyor ama bu benim için zaman aldı. Kadınlar veya cinsel saldırıya uğrayan herkes, bu bir erkek de olabilir, şu ân biliyor ki her şey düzelecek. 

Brand Week İstanbul’a katıldınız. Etkinliğin mottosu “design future”. Bu motto hakkında ne düşünüyorsunuz? Gelecekte kadınların rolünü ve etkisini nasıl tanımlarsınız?

Gelecek biziz! Sanırım bu en iyi motto…

“Geleceği Sırtlayanlar” bölümünde yer alan Fireside Chat: "Felaket Bir Armağandır"’da konuşmacı olarak yer aldınız. Orada olmayanlar için yaptığınız konuşmadan biraz bahseder misiniz?

Aman Tanrım, evet. Bugüne kadar birçok konuşma yaptım ama bu, bu kadar büyük bir sahnede yaptığım ilk konuşmaydı. Ne kadar büyük bir sahne olduğunu gördünüz. Aslında sanırım bu kadar büyük bir sahnede daha önce bulundum ama bu tarz kocaman bir ekran, İstanbul… Sizler her şeyi Amerika’da başarılamayacak bir şekilde daha görkemli yaptınız. Amerika’da da bu kadar büyük sahneler var ama ekranlar, ışıklar burada daha farklı ve bir yerde sinir bozucu. Gerçi şimdi bana bu soruyu sorduğunda bunu söylememem gerektiğini düşünüyordum. Bunu hatırlamak için çok gerginim.

(Birisi gelip kadına sarılıyor, merhabalaşıyorlar falan. Adamın biri sen harikasın dedi. Kadın şaşırıp öyle miydi diyor. Adam atağa kalkıyor, evet falan diyor.)

​Evet, çok sinir bozucuydu çünkü gergindim. Ama muhteşemdi de.

Gelecekte sergilemeyi düşündüğünüz performanslar var mı? Üzerinde çalıştığınız konular hakkında bilgi verir misiniz?

Evet, tabii ki. Bildiğiniz gibi şu an Çin ilaçları üzerine çalışıyorum. Ama asıl yaratıcı ana proje tüm bu olayları yazmakta olduğum kitap. Bu konuda çok iyi hissediyorum çünkü benim hikâyem birçok habere konu oldu. Şu an en güzeli kendi hikâyemi bizzat benim anlatmam, her şeyi kendi açımdan istediğim gibi anlatabileceğim.

https://www.youtube.com/watch?v=l9hHZbuYVnU

0
4613
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Advertisement
Geldanlage