02 EKİM, PERŞEMBE, 2014

Belgesel fotoğrafta farklı yaklaşımlar

Belgesel fotoğraf ve basın fotoğrafı alanlarında ülkemizdeki en etkin eğitim, üretim ve paylaşım merkezlerinden biri olan Galata Fotoğrafhanesi, Belgesel Fotoğraf Programı'nın 2012-2013 yılı katılımcılarından Murat Çamca, Özge Sebzeci ve Sabiha Çimen'in çalışmalarına 'Belgeler '13/3' başlığı altında 12 Ekim'e dek bünyesindeki Fotoğraf Vakfı Galerisi'nde ev sahipliği yapıyor. Adından da anlaşılacağı üzere 'Belgeler '13/3', 2013 mezunlarının işlerine yer veren üçüncü sergi.

Belgesel fotoğrafta farklı yaklaşımlar

2004 yılı Türkiye sanat ortamı için önemli dönüm noktalarından biri olmuşa benziyor. Tıpkı aynı yıl kurulan Burhan Doğançay Müzesi ve İstanbul Modern gibi bu yıl onuncu kuruluş yıldönümünü kutlayan bir diğer kurum da Galata Fotoğrafhanesi. 2007 yılından itibaren Fotoğraf Vakfı ile ortak çalışmalar yürütmeye başlayan Galata Fotoğrafhanesi, temel fotoğraftan doğum fotoğrafçılığına uzanan geniş bir yelpazedeki fotoğraf atölyelerinin yanı sıra düzenlediği söyleşiler, sempozyumlar, festivaller ve diğer etkinliklerle özellikle belgesel fotoğraf alanında ilk akla gelen kurumlardan biri. Mart 2009'da başlattığı uzun süreli eğitim projesi Belgesel Fotoğraf Programı'yla birlikte Galata Fotoğrafhanesi Fotoğraf Akademisi adını alan kurum, bu programın yanı sıra bir diğer uzun süreli eğitim projesi olan Basın Fotoğrafçılığı Programını da yürütüyor.

Bugüne dek altı dönemi geride bırakan Belgesel Fotoğraf Programı'nın yedinci dönemi Kasım ayında başlayacak. 12 ay süren program boyunca 'fotoğraf ve psikoloji'den 'fotoğraf ve göstergebilim'e, 'belgesel fotoğraf tarihi'nden 'röportaj teknikleri'ne pek çok konuda seminer ve atölyeler alacak katılımcılar, süreç içerisinde hem grup projeleri hem de bireysel projeler gerçekleştirerek pratik yapma ve değerlendirmeler ışığında kendilerini geliştirme fırsatı bulacak. Programa başvuruların 11 Ekim'de sona ereceğini not düşerek 'Belgeler '13/3' sergisindeki işlere geçelim.

Murat Çamca, 'Beklerken' serisinden

Bekleme halindeki Suriyeli göçmenler

Fotoğraf Vakfı Galerisi'nin girişinde bizi ilk olarak Murat Çamca'nın 'Beklerken' adlı serisi karşılıyor. Suriye'deki iç savaştan kaçıp İstanbul'a göç etmek zorunda kalan iki ailenin Küçükçekmece'deki iki odalı derma çatma evlerindeki gündelik yaşamlarına odaklanan Çamca, on altı fotoğraflık serisinde klasik bir yaklaşımı tercih etmiş. Cenevre Sözleşmesi uyarınca mülteci statüsünde değil de geçici sığınmacı olarak değerlendirilen Suriyeli göçmenler, bu nedenle mültecilikten gelen haklardan da faydalanamıyor. Çamca'nın fotoğraflarında da görüldüğü üzere ailelerin tekstil atölyelerinde çalışan gençleri hariç diğer üyeleri sürekli dört duvar arasında bir bekleme halindeler. En temel eşyalardan bile daha azına sahip oldukları evlerinde günlerin geçmesini, ülkelerindeki iç savaşın bitmesini, memleketleri Afrin'e dönmeyi, daha insanca şartlarda yaşamayı, okula gidebilmeyi, kısacası içinde bulundukları belirsizlik ortamının sona ereceği bir geleceği bekliyorlar. Çamca'nın, kendi akrabaları dışında pek kimseyle ilişki kuramadıkları aşikâr bu iki ailenin sadece ev içindeki hayatına odaklanması, bu sıkışmışlık hissini izleyiciye aktarmak açısından doğru bir seçim olmuş. Seriye eşlik eden giriş metni, Suriyeli göçmenlerin genel durumu, son dönemde Türkiye'de karşılaştıkları saldırılar ve yasal zorluklarla ilgili detaylı açıklamalar barındırsa da, fotoğraflarla birlikte bu iki ailenin kişisel hikâyelerine daha fazla yer verilse seri daha da kuvvetlenebilirdi.

Murat Çamca, 'Beklerken' serisinden

Kibar hanımın günlüğü

'Belgeler '13/3'te yer alan ikinci çalışma 'Peltotay' da dolaylı olarak bir mülteci hikâyesi olarak nitelendirilebilir. Özge Sebzeci, zamanında ailesinin Kırım Savaşı'nı takiben göçtüğü Romanya'da doğup büyüyen ama sonra kendisi de Türkiye'ye göçmek zorunda kalan anneannesinin günlük yaşantısını fotoğraflıyor 'Peltotay'da.

​Sebzeci'nin anneannesine hitaben kaleme aldığı bir mektupla açılan seri, dedesinin seslenişiyle Peltotay'ın yani asil/kibar hanımın evinde çiçekleriyle ilgilenirken, mantı yaparken, Kuran okurken, koltuğuna uzanmış dinlenirken bir yandan da kedisiyle oynarken ya da muhtemelen ateşi düşsün diye alnına soğuk bez koyulmuş haldeyken torunun kamerasına poz verirken çekilmiş fotoğraflarından oluşuyor. An geliyor kendinizi anneannenin saç örgüsüne dokunacak kadar yakın hissediyorsunuz. Sebzeci'nin 85 yaşındaki anneannesiyle daha çok zaman geçirmek fikriyle yola çıktığı 'Peltotay', hem sakin ve sıcak dili hem de sunumuyla son yıllarda karşımıza daha sık çıkmaya başlayan özel yaşam fotoğraflarının/kişisel belgesellerin başarılı örneklerinden biri.

Özge Sebzeci, 'Peltotay' serisinden

Tarihin Suriyeli melekleri

Sergide yer alan son çalışma ise Sabiha Çimen'in yine Suriyeli göçmenleri konu alan 'Kent Mültecileri' başlıklı serisi. Çimen, Çamca'nın Suriyeli göçmenlerle ilgili serisinden farklı olarak, Suriyeli eğitimli ve yalnız (buradaki yalnızlık, eğer evlilerse kocalarının yanlarında olmamasını ve kendilerinin yanı sıra çocuklarının bakımını da tek başlarına omuzladıklarını ifade ediyor) kadınların kentteki mücadelesine odaklanıyor. Bunu da onları gündelik hayatlarında takip ederek değil, şu anda hayata tutunmaya çalıştıkları kent olan İstanbul'un farklı mekânlarında portrelerini çekerek yapıyor. Çimen, fotoğrafladığı Suriyeli kadınları Paul Klee'nin 1920 tarihli 'Angelus Novus' resmindeki tarihin meleğine benzetiyor serginin sunuş yazısında: "Suriyeli kadınlar tarihin meleği gibi savaşı ve yıkımı arkalarına aldıkları İstanbul'da, önlerine kendi karanlıklarını da katıp ilerliyorlar. Artık ne Suriye'ye aitler ve ne de İstanbul'a... Büyük çatışma ve yıkım işte burada başlıyor!" Çimen, dokuz Suriyeli kadını kopup geldikleri topraklardan çok farklı bir yer olan İstanbul'da apaydınlık bir gökyüzü altında fotoğraflamaktan özellikle kaçınarak kentin karanlığına karışmış bir halde -belediye otobüsünün içinde, çalıştıkları çiftlik evinin önünde ya da Haliç'in ışıklarını arkaplana alarak- kimi zaman tek başlarına kimi zaman da çocuklarıyla birlikte fotoğraflıyor. Kentteki tüm yabancılar gibi sağlık, eğitim, iş ve güvence arayışında olan bu eğitimli ve yalnız Suriyeli kadınların gecenin karanlığı ve şehrin ışıklarının ortasında çekilmiş fotoğraflarına, hayatlarına dair kısa metinler eşlik ediyor. Bu yönüyle 'Kent Mültecileri', içerik ile biçimin iyi örtüştüğü ve metinlerin katkısının göz ardı edilemeyeceği belgesel fotoğraf örneklerinden biri olmuş.

Sabiha Çimen, 'Kent Mültecileri' serisinden

Birbirinden farklı yaklaşımları barındıran 'Belgeler ‘13/3' sergisi, Galata Fotoğrafhanesi Fotoğraf Akademisi'ndeki eğitimin tektipleşmekten öte çok sesliliğe açık olduğunun ve bunun teşvik edildiğinin de bir göstergesi. 2012-2013 dönemi katılımcılarının bireysel projeleri henüz yer almasa da, Belgesel Fotoğraf Programı'nın bugüne kadarki katılımcılarının işlerinehttp://www.fotografakademisi.org adresinden göz atabilirsiniz. Galata Fotoğrafhanesi'nin etkinlikleri için de http://www.galatafotografhanesi.comadresi sizi bekliyor.

0
8702
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Advertisement
Geldanlage