22 TEMMUZ, PAZARTESİ, 2013

“00:00” ya da Sanatorium’da Yaz Saati Uygulaması

Merih Akoğul, Burcu Aksoy’un sergisini yazdı… Zaman ve mekân, sinema ile birlikte fotoğrafın, sanat dalları içinde hakkını en çok vererek ele aldıkları iki önemli kavramdır. Zamanın fotoğraflarda görünür olmasının tek koşulu, fotoğrafçının karşısında olduğu o zaman dilimini daha sonra yeniden kullanması ve somut olarak tarihlemesidir.

“00:00” ya da Sanatorium’da Yaz Saati Uygulaması

Zaman ve mekân, sinema ile birlikte fotoğrafın, sanat dalları içinde hakkını en çok vererek ele aldıkları iki önemli kavramdır. Zamanın fotoğraflarda görünür olmasının tek koşulu, fotoğrafçının karşısında olduğu o zaman dilimini daha sonra yeniden kullanması ve somut olarak tarihlemesidir.

Eskiden filmi yıkama, baskısını yapma gibi işlemlerin de ara zamanları oluşturduğu fotoğraf, izleyici karşısındaki gerçekliğini sergilendiği andan itibaren bulur. Yani bir fotoğrafın sanatsal anlamdaki varlığı, izleyici karşısına çıktıktan; görünür olup üzerine yorumlar yapıldıktan sonra başlar. Bir heykeli sanat yapan şey, belki de çoğu kez bir kaide üzerinde sunuluyor olmasındadır.

Açılışı İstanbul’un fazlaca hareketli günlerine denk gelen “00:00” başlıklı sergi, daha önce karma sergilerde çalışmalarını izlediğimiz Burcu Aksoy’un ilk kişisel sergisi. Kendisinin bakış açısını belirleyen mimari disiplin -ki kendisi aynı zamanda içmimar-  mekânın belirgin formlar halinde fotoğrafta güçlü bir biçimde bulunmasını sağlıyor.

Bir nesneyi bir sanat yapıtına dönüştürürken sanatçısının farklı oranlarda kullandığı özellikler, estetik terimiyle söylersek mutlak güzelliği yanında getirmektedir. Burcu Aksoy’un sergisinde mekânı oluşturan ve nesneleri içinde uyumla barındıran plazma, geçmişten bu yana görünür ya da gizli olarak uygulanan geometrinin ta kendisidir.

Sergide yer alan ve psikiyatrik terimlerle dört bölüm halinde kümelenen 23 adet fotoğraf, Sanatorium’un iki kata yayılan ortamında fotoğrafların sunumu için gereken ideal ortamda başarıyla sahne alıyor. Kurulduğu 2009 yılından bu yana başarılı sergilere imza atan galeri, özellikle fotoğraf sanatına da ayrıcalık tanıyor.

Sanat çoğu kez bir vecd hali olunca, biliçten çok bilinçaltı, günlük/anlık olandan çok da zamansız-lık yapıtlarda belirleyici olur. Sanat yaşanan ve hissedilenlerin, kişiye özgü filtrelerle yeniden damıtılmasıdır aslında. İzleyici de alımlama sürecinde kendisine ait başka bir filtreyi deveye sokmaktadır. Tüm bu ortak çaba sonucunda görünür bir neseye dönüşen sanat, artık “var”dır ve özenle okunmak durumundadır.

Burcu Aksoy belgesel fotoğrafın çıkış mantığının tam tersine giderek, zihninde oluşturduğu bir kurgulama sürecini, bir yapısöküm üzerinden giderek fotoğraflara bölüyor. Birden fazla fotoğrafı kullanarak, zamanı anlık bir noktadan çok bir düzleme dönüştürüyor. Böylece mekân o düzlem üzerinde farklı bir biçimde devinebiliyor. Aslı siyah beyaz olan bu fotoğraflar sarı, turuncu, kırmızı, mor renklerinden oluşan bir aks üzerinde küçük dokunuşlarla farklı bir akış kazanıyorlar.

Burcu Aksoy, “00:00” sergisinde yer alan fotoğrafları, farklı zaman dilimlerinde çektiği mekânlar ile zihnindeki sonuç mekânlar arasında

adeta bir köprü gibi kullanıyor. Böylelikle bilinç ile bilinçaltı arasında adeta bir Escher merdiveni kullanarak izleyicilerini sonsuz bir devinimin içine sokuyor. Güzergâhının üzerinde yer alan isimsiz bir inşaat ile ünlü İspanyol mimar Calatrava’nın yapıları eşit haklardan yararlanıyor.

Yeryüzüe ait değerlerin geçerli olmadığı, lirik olmasa da asla karamsarlık hissettirmeyen, dehlizlerine girildiğinde bir tedirginlik sezilse de asla korkulmayan, izleyenlere içinden çıkma garantisi veren bir fotografik labirent Burcu’nun “00:00” sergisi.

Yaz günlerinde saatimizi yeniden ayarlayıp, içimizdeki Altın Çağ özlemlerini bir yana atarak, ana rahmine dönme özlemimizi yeniden masaya yatırmak için iyi bir fırsat.

İyi hissedilmiş, iyi dile getirilmiş bir sergi ile karşı karşıya olduğumuzu itiraf etmenin ise tam zamanıdır.

Not: Sergi, yaz mevsimi boyunca randevu alınarak gezilmektedir.
Asmalı Mescit Mahallesi, Asmalı Mescit Sokak No:32/A Beyoğlu
www.sanatorium.com.tr / info@sanatorium.com.tr / +90 212 293 67 17

Sanatorium Hakkında:
Sanatorium, 2009 yılında sekiz sanatçının bir araya gelerek kurduğu bir sanat inisiyatifi olarak güncel sanat sahnesine adım atmıştır. Aynı yılın Ocak ayında gerçekleştirdiği açılış sergisinin ardından bir süre bünyesinde yer alan sanatçıların kendi üretimlerine yer verdikleri bir mekân olarak faaliyet gösteren Sanatorium, zamanla inisiyatif haricindeki yerli ve yabancı sanatçılarla da kişisel ya da karma/küratöryel sergiler düzenleyerek galeri kimliğini kazanmaya başlamıştır.

2011 yılında galeri kimliğiyle varlığına devam etme kararı alan Sanatorium portföyündeki, hem genç ve kariyerlerinde ilerlemeyi amaçlayan hem de kariyerlerinde ilerlemiş ve uluslararası alanda tanınmış yerli ve yabancı sanatçılarla Türkiye ve yurtdışındaki güncel sanat sahnesinde yer edinmeyi amaçlamaktadır.

Sanatçılar tarafından kurulmuş olmasının getirdiği bakış açısı ve vizyonla Türkiye'deki sanat ortamına ayrı bir zenginlik katan Sanatorium, güncel sanata dair farklı işbirlikleriyle bu katkısını elden geldiğince çoğaltmanın yollarını araştıran bir anlayışla hareket etmektedir. Sanat üretimini sadece sonuç değil aynı zamanda üretim süreci açısından da değerlendiren Sanatorium, yerel ya da uluslararası bağlamda geliştirdiği her projenin sanat dünyasına katkısının yanı sıra, kendi gelişim sürecine ve bünyesindeki sanatçılara kazandırdıklarını da göz önünde bulunduran bir tavır ortaya koymaktadır.

0
3600
0
Yazar:
Fotoğraf: Burcu Aksoy
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle