28 MART, PAZARTESİ, 2022

“Yazarın Hayal Ettiği Her Şeyi Oyuncunun Gözünden Görüyoruz”

Çağdaş yazarların öykülerinin oyuncular tarafından seslendirildiği, Zorlu PSM’nin edebiyat alanındaki ilk projesi olan ve Dünya Tiyatro Günü’nde izleyiciyle buluşan “Öyküler”i, projenin yürütücü yapımcılığını üstlenen Ahmet Sami Özbudak ile konuştuk.

“Yazarın Hayal Ettiği Her Şeyi Oyuncunun Gözünden Görüyoruz”

27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde yeni bir dijital proje yayımlandı: “Öyküler”. Zorlu PSM’nin edebiyat alanındaki ilk projesi olan “Öyküler”de Aylin Balboa, Barış Bıçakçı, Mahir Ünsal Eriş ve Melisa Kesmez’in öyküleri Ece Dizdar, Sercan Badur, Sezin Akbaşoğulları ve Nezaket Erden tarafından okundu. Okumalara Tuluğ Tırpan ve Çağrı Sertel’in müzikleri eşlik etti. Zorlu PSM’nin YouTube kanalında yayımlanan projenin hikâyesini ve yolculuğunu, öykü ile tiyatro buluşmasını, sanatın bir parçası olan dijital sahneleri “Öyküler”in yürütücü yapımcısı yazar ve yönetmen Ahmet Sami Özbudak ile konuştuk.

Öyküleri tiyatro ile buluşturan “Öyküler” projesinin ortaya çıkış hikâyesini anlatır mısınız?

“Öyküler” aslında Serdar Biliş’in fikriydi ve onun katkılarıyla işe başladık diyebilirim. İlk duyduğum anda çok heyecanlandım, kendimi süreç içinde fikri geliştiren kişi olarak tanımlayabilirim. Tiyatrocularla edebiyatı bir araya getirmek her zaman için heyecan verici gelmiştir bana, bu projede bir anlamda bunu sağlıyoruz. Çünkü tiyatro metinleri hikâyeyle ve romanla akrabadır. Biz biraz da bu akrabalığın altını çiziyoruz diye düşünüyorum “Öyküler” projesiyle.

Tiyatro da öykü de farklı hikâye anlatma formları. Tiyatro ile öyküyü, iki ayrı hikâye anlatma formunu buluştururken ne vardı aklınızda? Özellikle projenin ismi neden “Öyküler”?

Aslında oyuncu dediğimiz kişi bir hikâye anlatıcısıdır, sahnede dünya kurup bunu paylaşandır. Özellikle son dönemde dikkat ettiyseniz tek kişilik oyunlar çok fazla gündemde! Bu oyunculara aynı zamanda hikâye anlatıcısı diyebiliriz. Buradan hareketle “Öyküler” projesinde çalıştığımız oyuncuların hepsinin çok iyi hikâye anlatıcıları olduklarını söyleyebilirim. Sahneye çıkar çıkmaz kolaylıkla bir dünya kurdular, hikâyedeki karakterlere ses oldular. Hikâyeleri kendi özgün bakışlarından bizler için söylediler.

​Projenin adı “Öyküler” oldu çünkü sade ve etkili, süslü bir başlığa ihtiyacı olmayan derin bir üretim peşindeyiz.

Ahmet Sami Özbudak ©Hande Göksan

Proje kapsamında Aylin Balboa, Mahir Ünsal Eriş, Barış Bıçakçı ve Melisa Kesmez’in öyküleri yer alıyor. Bu öyküleri öne çıkaran, sizin bu seçkide yer vermenizi sağlayan “hikâye”leri ne oldu?

Bu hikâyeleri seçmemizdeki sebeplerden birisi hepsinin performansa yatkın olmaları ve çarpıcı karakterler taşıması. Hem teatral hem de sinematografik atmosferleri var. Kolaylıkla tiyatro oyununa adapte edilebilir ve sahneye çok yakışırlar. Buradan sizin aracılığınızla bize hikâyelerini emanet eden yazarlarımıza bir kez daha teşekkür etmek isterim. Hepsi çok kıymetli.

Öykülere hayat-ses verecek oyunculara nasıl karar verdiniz? Oyuncuları okudukları öyküler ile nasıl eşleştirdiniz?

Oyuncu seçimi biraz da bir cast çalışması gibiydi. Kime, hangi öykü yakışır; bunun üzerinde durduk. Sonuç olarak bu eşleşmelerden memnunuz, kendi adıma bu aktörlerin bu hikâyelerdeki karakterleri çok güzel oynadığını düşünüyorum.

1. Sezin Akbaşoğulları
2. Sercan Badur

Okumaların her biri yaklaşık 30 dakikayı buluyor. Metinleri okumaya adapte ederken nasıl bir yol izlediniz? Nasıl bir atmosferde hayat buldu

Projemizin yönetmeni Sertan Özcan gerçekten güzel bir iş çıkardı. Hep beraber hikâyenin ve oyuncunun ön planda olduğu sade bir dünya kurduk. Bu sade dünyayı ressam Güler Aşık’ın hikâyelere eşlikçi enfes çizimleri ile destekledik. Dolayısıyla güçlü hikâyeler ve onlara ses veren oyuncular bu projenin başrolü.

Bu projeyi dijital okuma tiyatrosu olarak adlandırabilir miyiz? Yoksa bunun için farklı bir tanım kullanır mısınız?

Biz “Öyküler” projesini dijital öykü okuması olarak tanımlıyoruz, okuma tiyatrosu daha çok performans ve okuma içeriklidir. Burada da oyunculuk var ama daha çok ses ve anlatı ön planda. Yazarın hayal ettiği her şeyi oyuncunun gözünden görüyoruz.

“Öyküler”, Zorlu PSM’nin YouTube kanalında 27 Mart günü yayımlandı. Özellikle tiyatronun dijitalle -pandemi ile daha da sıkılaşan- ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Çevrim içi platformları da sahne olarak konumlandırıyor musunuz?

Dünya değişirken değişime direnmemek gerekiyor. Bence çevrim içi performanslar çevrim içi sahneleri yaratıyor. Performans yapılan her yer sahnedir aynı zamanda. Gelecekte daha çok dijital deneme göreceğiz, bence bu denemelerle sekizinci sanat yaratılacak; bu yeni sanata; dijital performans diyebiliriz pekala. Çevrim içi sahne ve normal sahne yan yana olabilir, bu durum performansı ve tiyatroyu renklendirir, zenginleştirir.

1. Ece Dizdar
2. Nezaket Erden

“Öyküler” peki sadece dijital bir proje olarak mı kalacak? Oyunculardan canlandırmalı izleyeceğimiz projenin daha sonra fiziksel olarak sahneye taşınması gibi bir durum söz konusu mu?

Şimdilik böyle bir konu üzerine konuşmadık, ama benim kişisel olarak böyle bir hayalim var. Sanki piyano eşliğinde çeşitli edebiyatçılarımızın, hem eski kuşaktan, hem de genç yazarların öykülerini güçlü oyuncularla birlikte seyirciye ulaştırabiliriz. Bu buluşmalar renkli ve coşkulu olacaktır diye düşünüyorum. “Öyküler” projesini sahnede görmek mümkün ama bunu zaman gösterecektir.

Proje yeni ve heyecan verici, gelişmeye de açık olduğunu düşünüyorum. Proje kapsamında daha sonra da “Öyküler” bir seri olarak devam edecek mi? Yeni okumalar eklemek gibi bir düşünceniz var mı?

Seyircilerimizden gelecek geri dönüşleri göz önünde bulundurularak projeye devam etmeyi düşünebiliriz. Bir de “Öyküler” projesi devam ederse; birçok yazar hikâyesini sesli olarak duyma fırsatı yakalayacak, bunun yazarlar için özel deneyim olduğunu düşünüyorum.

​Bununla birlikte birçok hikâyeden tiyatro oyunu çıkabileceğini, yazarlara ve oyunculara ilham vereceğini öngörüyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=KX7LTIYlVJM

Son olarak çağdaş tiyatromuzun önemli yaratıcılarından biri olarak 27 Mart Dünya Tiyatro Günü için mesajınızı okurlarımızla paylaşabilir misiniz?

Hem ülkemiz, hem de dünya bunaltıcı bir dönemden geçiyor, zor bir zaman diliminin içindeyiz. Emin olduğum bir şey var; tiyatroya giderseniz şifa bulacaksınız ve hayatı daha iyi anlayacaksınız. Zamanın ve dünyanın aslında hiç değişmediğini, şimdiki zamanın altını çizen tiyatroyla izleyici olarak da hayata meydan okuyacağınızı fark edeceksiniz.

Ece Dizdar’ın sesinden Aylin Balbao’nun kaleminden; "Linda Teyze"yi buradan izleyebilirsiniz.

Sercan Badur’un sesinden Mahir Ünsal Eriş’in kaleminden; "Bilye Hikmet"i buradan izleyebilirsiniz.

Sezin Akbaşoğulları’nın sesinden Melisa Kesmez’in kaleminden; "Görüşürüz"ü buradan izleyebilirsiniz.

Nezaket Erden’in sesinden Barış Bıçakçı’nın kaleminden; "Deli Eşeğin Akıllı Sıpası"nı buradan izleyebilirsiniz.

0
3383
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Advertisement
Geldanlage