22 EKİM, ÇARŞAMBA, 2025

Trajikomik Bir Kimlik Meselesi: “Dublörün Dilemması”

Murat Menteş’in aynı adlı romanından Atlas Tiyatro Araştırmaları tarafından sahneye uyarlanan Dublörün Dilemması oyunu üzerine bir yazı.

Trajikomik Bir Kimlik Meselesi: “Dublörün Dilemması”

Murat Menteş’in aynı adlı popüler romanından Atlas Tiyatro Araştırmaları tarafından uyarlanan Dublörün Dilemması oyunu, ikinci sezonuyla sahnelenmeye devam ediyor. İstanbul’da ve diğer illerde çeşitli sahnelerde sergilenen başarılı oyunun yönetmenliğini Sercan Özinan üstleniyor. Oyuncu ekibi ise Ediz Akşehir, Çetin Kaya, Tekin Ezgütekin, Deniz Işın ve Abdurrahman Merallı’dan oluşuyor.

​Oyun, Nuh Tufan (Ediz Akşehir) adlı konservatuvar mezunu işsiz bir oyuncunun para kazanmak için bulaştığı işlerle başına açtığı trajikomik dertleri konu ediniyor. Arkadaşı İbrahim Kurban (Tekin Ezgütekin) ile çeşitli iş olanakları yaratmaya çalışan Nuh, en sonunda insan suretini kopyalayan maskelerle para karşılığında başkalarının hayatlarında istemedikleri anları yaşama üzerine bir iş kuruyor. Nuh Tufan kısa sürede kendisini hayatını tehlikeye atan olayların içinde buluyor.

Oyunculuktan Kimliksizleşmeye Uzanan Bir Hikâye

Dublörün Dilemması, Nuh Tufan’ın bir türlü istediği kariyer yolunu çizemeyen bir oyuncu oluşuyla başlayıp, dostu İbrahim Kurban ile yaşam zorlukları içinde kurduğu absürt bir “dublörlük” işi üzerinden ilerleyen trajikomik bir hikâyeyi anlatıyor. Bunu yaparken de yine çeşitli absürtlükte karakterler ve olaylar izleyiciye sunuluyor. Adeta Mission: Impossible serisini hatırlatan gerçekçi maskelerle başkalarının yaşamak istemedikleri anlarda devreye giren Nuh, farklı kimliklere bürünüyor. Bir noktadan sonra ise kendi benliğini kaybedecek hâle geliyor. Tabii işin içine biraz da aşk karışıyor, olaylar sarpa sarıyor. Murat Menteş’in romanından uyarlanan oyun, orijinal ve ilgi çekici hikayesiyle diğer oyunlardan kolaylıkla ayrılmayı başarıyor. Tek perdeye sığdırdığı olayları ve dinamizmiyle takdiri hak ediyor.

Minimal Ancak Zekice Sahne Kullanımı

Dublörün Dilemması, dekorların değişmediği tek perdelik bir oyun olarak karşımıza çıkıyor. Hazırlanan sahnede yalnızca sabit birkaç eğimli rampa ve merdiven yer alıyor. Fakat buna rağmen bir buçuk saatlik süresi boyunca bu minimal sahne kurulumu zekice kullanılıyor; ışık, beden ve tempo aracılığıyla her rampa farklı bir mekâna dönüşüyor. Bazen bir ev, bazen bir sokak, bazen de bir sahne. Bu farklı yükseltilere sahip yapı oyunculara büyük bir hareket alanı sağlıyor; oyuncuların yukarı-aşağı geçişleri hem ritim hem de görsel dinamizm yaratıyor.

Beş Oyuncudan Dev Bir Kadroluk Performans

Dublörün Dilemması’nı özel kılan unsurlardan biri, oyuncuların birden fazla karaktere hayat vermesi. Oyun hem hikâyesiyle hem de bu çoklu karakter düzeniyle oyunculuk sanatına bir saygı duruşunda bulunuyor. Özellikle Abdurrahman Merallı ile Çetin Kaya, büründükleri karakterlerin çeşitliliği ve beden dillerinin zenginliğiyle öne çıkıyor. Nuh’u canlandıran Ediz Akşehir ile İbrahim’i canlandıran Tekin Ezgütekin, ana karakter çizgilerini koruyarak hikâyenin ağırlık merkezini oluşturuyor. Deniz Işın ise başarılı performansına rağmen sahnede daha sınırlı bir süre yer alıyor. Yalnızca yaşlı kadın karakteriyle kurduğu uyum, oyunun genel tonundan biraz kopuk hissediliyor.

Nuh’un konservatuvar mezunu bir oyuncu olarak sektörde tutunamaması ve sonunda oyunculuk yeteneğini kullanabileceği bir “yaşam dublörlüğü” işi kurması, mesleğin zorluklarına ve sistemin adaletsizliğine güçlü bir gönderme sunuyor. İbrahim karakteri ise adeta bir Tim Burton figürü gibi tasarlanmış; garip hareketleri, çılgın fikirleri ve sahne enerjisiyle karikatürize bir “yaratıcı delilik” imgesi taşıyor.

Atlas Tiyatro Araştırmaları’nın sahneye taşıdığı Dublörün Dilemması, Türk tiyatrosunda absürtlük, kara mizah ve kimlik arayışını bir araya getiren dikkat çekici örneklerden biri. Minimal sahne tasarımına rağmen enerjisini koruyan yapısı, oyuncuların çoklu performansları ve akıcı anlatımıyla güçlü bir tiyatro deneyimi sunuyor. Oyunun en dikkat çekici yanı, “başkasının yerine geçmek” fikrini hem mesleki hem de varoluşsal düzlemde tartışmaya açması. Nuh karakteri üzerinden oyunculuk, kimlik ve toplumsal roller arasındaki gerilimi işlerken, seyirciyi de dolaylı biçimde bu sorularla baş başa bırakıyor:
“Kendi hayatımızın başrolünü gerçekten oynuyor muyuz, yoksa hep bir başkasının yerine mi geçiyoruz?”

0
837
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage