14 ŞUBAT, PAZARTESİ, 2022

“Her Şarkının Kendi Küçük Evrenini Yaratmayı Seviyorum”

Soul müziğin ikonikleşen seslerinden Sharon Kovacs ile son teklisi Tutti Frutti Tequila ile başladığımız, müzikal yolculuğunda gezindiğimiz, Türkiye’deki konser deneyimlerine değindiğimiz bir röportaj gerçekleştirdik.

“Her Şarkının Kendi Küçük Evrenini Yaratmayı Seviyorum”

Türkiye’ye son ziyaretini 12 Aralık 2021’de Zorlu PSM’de gerçekleşen konseriyle yapan Sharon Kovacs, kendine özgü yorumu ve dinleyicileri saran enerjisiyle konsere gelen herkese unutulmaz anlar yaşattı. Müzikal yeteneği ile tüm dünyada geniş bir dinleyici kitlesine sahip olan Kovacs, günümüz soul pop yıldızlarından biri olarak görülüyor.

Bu yaz yayımladığınız son tekliniz “Tutti Frutti Tequila” ile başlayalım mı? Enerjisi yüksek bir yaz şarkısıydı. Şarkının hikâyesi ve kayıt sürecini anlatır mısınız? Bu tekliyi kaydetmeye nasıl karar verdiniz?

Aslında Portekiz’de bir hafta boyunca şarkılar yazarken çıktı, hatta “Tutti Frutti Tequila” son şarkıydı. Fado’yu seviyorum, çünkü Fado, “drama” hakkında, yani bilirsin içmek, acıyı içerek dindirmek ve ıstırap çekmek hakkında. Benim ilhamım bu oldu. Sonra iki sene kadar koronavirüs vardı ve bu çok depresif zamanlardı. Benim için eğlenceli bir şarkı yapmak sadece bu süreci eğlenceli hâle getirmenin bir yoluydu. Aslında, kaydetmeyi bitirdiğimde “Tamam ama bu albüm kulağa yeni albüm gibi gelmiyor. Peki bu konuda ne yapmalıyım?” diye düşündüm. Fakat sonra bu şarkıyı yayımlamaya karar verdim çünkü mutlu bir şarkının herkes için faydalı olabileceğini düşündüm. Bu şarkı unutmak için içmek hakkında. Dürüst olmak gerekirse ben aslında unutmak için içmiyorum. Fakat bazen bunu yapıyorum.

​Zorlu PSM Konserinden ©Cem Gültepe

Pandemi dönemi sizin için nasıl geçti? Bu dönemin müziğinize etkileri nasıl oldu?

Tabii ki etkileri oldu. Zordu, çünkü müzik benim için bir terapi ve ben çok terapi alamadım ve bu yüzden başka terapiler aramak zorunda kaldım. Böylece kendi üzerimde çalışmaya, bir şeyler değiştirmeye ve gerçekten ne istediğimi düşünmeye başladım. Aynı zamanda hem resim hem heykel yapmaya başladım, yaratıcılığı başka bir şekilde serbest bırakmanın bir yolunu buldum. Aslında o kadar da kötü değildi çünkü son sekiz yıldır o kadar yoğun çalışıyordum ki kendim hakkında çalışmak, düşünmek için pek vaktim olmadı. Pandemi olduğunda bunu yapmam gerekti. Fakat umarım yakında daha çok sahneye çıkarız.

Zaman içinde müziğinize neler şekil verdi? Albümleriniz ve single’larınız arasında sizin açınızdan nasıl bir müzikal yolculuğunuz var?

Müzikal yolculuğumun aynı zamanda benim hayatım olduğunu düşünüyorum ve hayatım sürekli değişiyor. Bunu albümlerimde bile duyabilirsiniz, mesela ilk albümüm çok açık ve gerçekti. İkincisi bence daha az açıktı çünkü belki de kendimden çok fazla vermek istemedim. Bu albüm ise gerçekten çok fazla bilgi, çok fazla drama ve çok karanlık içeriyor. Kesinlikle bu son iki yıl duygusal gelişimim ve bazı travmalarım üzerine çalışmakla geçti. Her albümüm farklı çünkü bilirsin yaşlanıyorum ve umarım ki daha bilge biri olurum. Bu albüm için Portekiz’e gittim. Aslında yeni albüm için iki ay içinde Türkiye’de de birkaç parça kaydetmeyi planlıyorum çünkü gittiğim tüm bu yerlerin de artık benim bir parçam olduğunu hissediyorum ve bunları düzenlemek istiyorum, Türkiye’nin de albümde olduğunu hissediyorum.

Müziğinizde sırf yüzleşmek, kendi duygularınızı kendinize anlatmak için gizlenecek bir gizem var mı? Yoksa tüm duygularınızı dinleyicilerinizle paylaşmayı mı tercih ediyorsunuz?

Kesinlikle sakladığım bazı şeyler var. Umuyorum ki bir gün onları saklayamayacak hâle gelirim. Bazı şeyler özel kalmalı fakat bunların da bir şekilde çıkması lazım, tabii ki çok bariz olmayacak bir şekilde.

​Zorlu PSM Konserinden ©Cem Gültepe

Kendi müziğinizi dinlediğinizde zihninizde oluşan imajlar neler oluyor?

Her şarkı bir hikâye ve her hikâyenin zihnimde imajları var ama bu muhtemelen doğal bir şekilde gelişiyor. Bunun üzerine çok düşünmüyorum; fakat her şarkının kendi küçük evrenini yaratmayı seviyorum, şarkıyı duyduğunuzda imajları hayalinizde canlandırabilirsiniz. Bence bu çok önemli. Şarkılarımı seviyorum, aslında şarkılarım kendi hayatımın soundtrackleri sayılabilir.

Önceki soruyla bağlantılı olarak şunu da sormak isterim. Yaratıcı süreciniz nasıl başlıyor; müzik ve sözler mi yoksa sözler ve sonra müzik mi?

Müzik üzerine her zaman yazıyorum. Müziğin, benim neyi öne çıkarmam gerektiğini her zaman söylediğini hissediyorum. Zihnimin içinde birçok hikâye var elbette, çünkü bu benim hayatım. Müziği duyduğumda, aklımdaki bu hikâyelerden ona uyan biriyle bağlıyorum. Sonrası kendiliğinden geliyor.

​Zorlu PSM Konserinden ©Cem Gültepe

Türkiye’de oldukça sevilen bir sanatçısınız. Yeniden Türkiye’de dinleyicilerinizle buluşmak hakkında neler söylersiniz? Buradaki geçmiş deneyimleriniz nasıldı?

Türkiye’yi seviyorum. Burada gerçekten evimdeymiş gibi hissediyorum. Geri dönmüş olmaktan zevk alıyorum, aslında burada birçok arkadaşım var. Konserden bir hafta önce geldim çünkü Fuat Güner ile gelecekte çıkacağını umduğum bir şarkı yazıyordum. Fakat ne zaman çıkacağını söyleyemem. Birçok Türk arkadaş edindim ve evimde hissediyorum. Söylemek gerekirse döndüğüm için ve Türkiye’deki insanları müziğimle mutlu edebileceğim için çok mutluyum. Bu gerçekten bir onur.   

Yakın zamanda bizimle paylaşmaya hazırlandığınız yeni albüm ya da single hazırlığınız var mı?    

​Evet, hâlihazırda bir albüm için üç yıldır çalışıyorum. Çok kişisel. Çok kırılgan. Albümü yayımlamak için hazır olmayı ve aynı zamanda biraz da dünyanın tekrar açılmasını bekliyorum. Albüm geliyor ve gerçekten sabırsızlanıyorum.

0
3663
0
Fotoğraf: Cem Gültepe
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage