07 MAYIS, ÇARŞAMBA, 2025

“Aşk Aceleye Gelemeyen Bir His”

Oyuncu Gülçin Kültür Şahin ile mutlu sonları değil, tökezlediğinde devam edebilmenin gücünü anlatan oyunu Aşk Bize Masal Olur’u, ilham veren karakteri Aslı’yı konuştuk.  

“Aşk Aceleye Gelemeyen Bir His”

Hayatını masallara göre değil, kendi masalına göre yaşayan biriyle tanıştırmak isterim sizi: Aslı. Emin olun tanıştığınıza çok memnun olacaksınız. Sezonun samimi, yüzleri güldüren, iyi hislerle uğurlayan yapımlarından Aşk Bize Masal Olur’un anlatıcısı Aslı. 2383 Yapım’ın üretimi, Kerem Pilavcı’nın kaleme aldığı, Gülhan Kadim’in yönettiği, Gülçin Kültür Şahin’in tek kişilik performansıyla izleyici karşısına çıkan oyun özgün ve herkesin kalbine değecek bir hikâye sunuyor. Ergenliğinden 40’lı yaşlarına kadar yaşadığı hayatı, başına gelen aşkları kendi kaleminden masallarla anlatıyor. Bazen ayağı taşa takılsa da yerden hızla kalkıp devam edebilen, bildiğini okuyan, hayatı doya doya yaşayan bir karakterle ilham oluyor bize. 

Aşk Bize Masal Olur bu sezonun izleyicisini güzel hislerle uğurlayan oyunlarından biri. Masallar ile başlayalım isterim. Masallarla aranız nasıldır? Çocukken okuduğunuzda kalbinizde, zihninizde yer edinen bir masal olmuş muydu?

Masallarla aram sadece çocuklukta değil, her yaşımda çok iyiydi. Hâlen farklı kültürlere ait masalları okumayı çok seviyorum. Samed Behrengi’nin Bir Şeftali Bin Şeftali masalı hâlâ en sevdiklerimden biridir. Altın Balık da en sinir olduklarımdan biri aslında. Yaşlı balıkçı sonunda onlara bedel ödeten açgözlülüğü sadece karısının sırtına yükler. Kadınlar yakıyor hep bu “masum” adamların başını gibi evlerden ırak bir yan önermeyi de ister istemez beraberinde getiriyor bu masal. Çocukluğumdan beri sinir oluyorum. Bayağı sinir olduğum masal da var bu arada.

Sevdiklerimiz kadar sevmediklerimiz de yer ediniyor hafızamızda. Günümüz dünyasında yetişkinler masallara ve aşk hikâyelerine ne kadar ihtiyaç duyuyoruz sizce?  

Her zamankinden çok ihtiyaç duyuyoruz bence. Hâlihazırda bir masalın kahramanı olduğumuzu unutuyoruz bu aşırı hızlı akan zamanda. Savruluyoruz, koşturuyoruz. Mutluluk tam da koşturmaya ihtiyaç duymadığımız yerlerde gizli gibi geliyor bana. Aşk aceleye gelemeyen bir his. Sindire sindire içinde kaybolacağın bir his. Bunu istemek, belki de özlemek her yaştan insan için kaçınılmaz.

Fotoğraf: Ali Güler

Hayat verdiğiniz Aslı karakteri kendi masalını kendi yazan, ergenliğinden kırklı yaşlarına kadar yaşamı, aşklarını, kurduğu ilişkileri masallarla süsleyen bir kadın. Bu oyun metnini ilk okuduğunuzda projede yer almayı kabul ettiren en güçlü etken ne olmuştu? 

Aslı’nın hikâyesinde benimle ve birçok arkadaşımın hikâyesiyle benzerlikler var. Uzun zamandır bizim hikâyemiz anlatılmaya değer bulunmuyor gibi hissediyordum. Beni çeken şeylerden biri bu olmuştu. İkincisinin Aslı’nın daha okurken fark ettiğiniz cazibesi. Çünkü Aslı kendi olmaktan korkmuyor. En görkemli cesaret örneği gibi geliyor bana. İstediği gibi yaşıyor, düşüyor, kalkıyor, rezil oluyor ama yine de doya doya yaşamaktan vazgeçmiyor. Bize hikâyesini anlatırken çarpıtmaya, süslemeye gerek duymuyor, o kadar inanıyor hikâyesine. Bu bana çok ilham veriyor. Çok hayran olduğum arkadaşlarım Gülhan Kadim ve Kerem Pilavcı ile beraber çalışmak da bu oyunda yer almak istememdeki etkenlerin başında geliyor tabii.

Çok güçlü bir karakter Aslı, onu izlemesi bile güç veriyor. Metinle ilk buluşmanız ve oyunun ortaya çıkışı nasıl oldu, bahsedebilir misiniz? Oyunun yazarı Kerem Pilavcı ve yönetmeni Gülhan Kadim ile nasıl bir hazırlık süreci geçirdiniz biraz bahseder misiniz?

Bir gün Gülhan beni aradı ve “Gülçin tek kişilik bir oyun var, bir okusana ne düşünürsün?” dedi. Zaten daha okumadan Gülhan ile çalışma ihtimaline heyecanlandım. Okuduktan sonra Kerem’in metnini çok sevdim. Bir saat sonra Gülhan’ı arayıp “Tamam, ben oynarım” demiştim bile. Prova sürecimiz harika geçti. Gerçekten harika. Her gün koşa koşa gittim. Herkesin üretime odaklandığı, iyileştirmek için elinden geleni yaptığı verimli ve eğlenceli bir süreçti. O dönem çok sıkı bir diyet programındaydım. Provadaki abur cuburları yiyemememe rağmen o günleri harika hatırlıyorum, gerçekten harikaymış demek ki:)

Aslı size o kadar yakışmış ki bunu izlerken de sıkça düşündüm. Oyun tek kişilik performans içerisinde birden farklı kişiyi de canlandırmanızı gerektiriyor. Ayrıca izleyici ile etkileşim içinde olan bir performans bu. Bu nokta tek kişilik performansın sizi en çok zorlayan, geliştiren yönleri neler oldu? “Aşk Bize Masal Olur” bu konuda nasıl bir deneyimdi?

Tek kişilik oyun oynamanın zor olduğunu biliyordum da bu kadar zor olduğunu bilmiyordum. Tek kişilik bir oyunda ancak oyuncu o hikâyeye ilgi duyarsa seyirci de duyabilir. Bu süreçten bunu anladım ben. Bırakın seyirciyle buluştuğum zamanları, oyunun provalarında bile en ufak bir düşüşümde oyunu ezbere bilen arkadaşlarımın gözünde bile oyunun çığ gibi yuvarlandığını görebiliyordum. Seyircinin hikâyeyi merak etmesini sağlamak ve kendisini neredeyse yakın bir arkadaşıyla sohbet ediyormuş gibi hissettirmek ve bu esnada hikâyeyi tüm gücüyle anlatabilmek gerçekten zormuş. En güzel tarafı seyircinin gözlerinin içine bakabilmek.

Fotoğraf: Ali Güler

Oyunu izlerken Aslı’yı tamamen anlamış ve Aslı’ya dönüşmüş bir Gülçin Kültür Şahin gördüm. Aslı karakteri içine girdiğinizde kendinizi nasıl hissediyorsunuz? 

Cesur hissediyorum doğrusu. Aslı’nın yaşama cesareti bana da ilham oluyor kesinlikle.

Aslı mutsuz sonlara rağmen yola devam etmeyi, tökezlese de durmamayı tercih eden, özgür ve özgün bir karakter. Aslı’ya hazırlanırken onun içsel yolculuğunda neleri öne çıkarmayı, izleyiciye hangi duyguları aktarmayı amaçladınız?

Aslı yaşamak istiyor. Kerem’in cümleleriyle söyleyeceğim: Anlatmak istiyor, içi bomboş olsun istemiyor. Onun hikâyesini, bu biricik hikâyesini anlayacak birileri olduğuna inancı tam. Bu yüzden de nefesi yettiğince anlatacak. Aslı’nın anlatma-paylaşma hevesi, filtresizliği ve yaşama cesaretini ön planda tuttuk diyebilirim.

Aşk Bize Masal Olur kendine ait bir hayat için risk alabilen, erkeklerle ilgili travmalarını özellikle baba figürünü daha çok komediye vuran, devam etme gücüne sahip, ilham verici bir karakter. Aslı’nın dünyayla kurduğu ilişkideki tavrı size neler öğretti? Bu oyundan bir kadın ve oyuncu olarak neler kazandınız? 

Aslı kolay kolay motivasyonunu kaybetmeyen, hayatı içine çeken biri. Başkalarının ne düşündüğüyle hiç ilgilenmeyen, ben hikâyemi nasıl oluşturacaksam öyle olacak diyen biri. Hüznün de hayatın içinde olduğunu bilen biri. Bunlara çok özeniyorum. Kafadaki sesleri durdurmak çok zor. Aslı bunca ses kalabalığının içinde kendi sesini bulabilmiş biri. Buna da çok özeniyorum. Benim kafamın içindeki seslerse gitgide büyüyen bir koro maşallah.

Seyircilerden aldığınız geri bildirimler ışığında, Aslı’nın hikâyesinin izleyicilerde nasıl bir etki bıraktığını düşünüyorsunuz?

Birçok izleyiciden oyunu izledikten sonra bir yakın arkadaşlarıyla buluşup sohbet etmiş gibi hissettiklerini duydum. Aslı’nın izleyiciye yakın bir arkadaş gibi hissettirmesi hoşuma gidiyor. 

Bu oyunu henüz izlemeyenlere neler kaçırdığını söylemek ister misiniz? Neden Aslı ile tanışmalılar? 

Her şey çok kötü. Her şey çok hızlı. 70 dakika da olsa aşktan konuşmak, biraz iyi hissetmek seyirciye iyi gelir gibi hissediyorum.

Aşk Bize Masal Olur oyununu 7 Mayıs akşamı DasDas’ta, 20 Mayıs’ta Alan Kadıköy’de izleyebilirsiniz.

0
468
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage