GÜNDEM
  • 07-07-2025

    Alternatif pop ve elektronik müziğin etkileyici seslerinden Aurora, Epifoni organizasyonuyla ve +1’in katkılarıyla 12 Temmuz’da KüçükÇiftlik Park’ta müzikseverlerle buluşacak.

    Aurora, sahne şovlarında görsel ve işitsel bir şölen sunarak izleyicilerine unutulmaz anlar yaşatıyor. Etkileyici ışık oyunları, doğadan ilham alan görseller ve enerjik dansları ile her konserinde büyüleyici bir atmosfer yaratıyor. Epifoni organizasyonuyla ve +1'in katkılarıyla düzenlenen konser, sanatçının 6 yıl aradan sonra vereceği ilk İstanbul konseri olacak. Aurora’dan önce son zamanların dikkat çeken ismi Aleyna Tilki sahne alacak. Konserin açılışını ise caz ve elektronik müziği harmanlayan Amalie yapacak. 

    Tam adı Aurora Aksnes olan Norveçli sanatçı, 15 Haziran 1996’da Bergen yakınlarında doğdu. Doğayla iç içe geçen çocukluğu ve Norveç’in büyüleyici manzaraları, onun müziğinde derin izler bıraktı. Küçük yaşlardan itibaren müziğe ilgi duyan Aurora, 16 yaşında ilk şarkılarını yayımlamaya başladı ve kısa sürede uluslararası sahnede kendine önemli bir yer edindi. Aurora’nın kariyeri, 2015 yılında yayımladığı “Runaway” ile büyük bir çıkış yakaladı. Billie Eilish gibi sanatçılar tarafından ilham kaynağı olarak gösterilen bu şarkı, yıllar sonra TikTok’ta viral hâle gelerek yeniden gündeme geldi. Sanatçının diskografisi, All My Demons Greeting Me as a Friend (2016), A Different Kind of Human (2019), The Gods We Can Touch (2022), What Happened to the Heart? (2024) gibi albümlerle zenginleşti. “Cure For Me”, “Exist for Love” ve “The Seed” gibi parçalarıyla müziğinde hem duygusal hem de politik temalara yer verdi.

    ​12 Temmuz’da KüçükÇiftlik Park’ta gerçekleşecek Aurora konserinin biletlerine Biletix ve Biletinial üzerinden ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    1918
  • 07-07-2025

    Meşher'de sanatseverlerle buluşan, 16. yüzyıldan günümüze farklı zamanlarda ve çeşitli edebî türlerde üretilmiş İstanbul temsillerine odaklanan “Hikâye İstanbul’da Geçiyor” başlıklı sergi, 18 Ocak 2026’ya kadar uzatıldı.

    Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin’in küratörlüğünü üstlendiği “Hikâye İstanbul’da Geçiyor”, başlıklı sergi, fantastik öykülerden grafik romanlara, bilimkurgudan casusluk hikâyelerine Batı edebiyatının kurmaca yapıtlarındaki İstanbul tahayyüllerini inceliyor. Ömer Koç Koleksiyonu’ndan yaklaşık 300 kitabın merkezde olduğu seçkide yazarlara ait elyazmaları, nadir ilk baskılar ile imzalı ve ithaflı kitaplara farklı kaynaklardan gravür, resim, nota kitapçığı, film, afiş gibi çeşitli yapıtların yanı sıra yayımlanan Türkçe çeviriler ve gazete kupürleri eşlik ediyor.

    Ziyaretçiler, farklı İstanbul temsillerini bir araya getiren sergide bir yandan şehrin arka plan olarak kullanılışını gözlemlerken diğer yandan insanları, tarihî olayları ve kültürüyle önce edebiyata, ardından diğer yaratıcı alanlara nasıl ilham verdiğine tanık oluyor. Edebî türler arasındaki geçişkenliklere, temsillerdeki benzerlik ve karşıtlıklara, devamlılık ve kırılmalara dikkat çeken sergi, kurduğu çok yönlü anlatıyla geçmiş ve bugün, kurmaca ve gerçek, Doğu ve Batı gibi varsayılan ikilikleri yeniden değerlendirmeye çağırıyor.

    ​Sergiyle birlikte Türkçe ve İngilizce olarak yayımlanan katalog, sergiyi farklı okuma ve yorumlama biçimlerini yansıtan yazılar içeriyor. Zeynep Çelik’in sunuşuyla başlayan sergi kataloğunda, Şeyda Çetin’in “Kitaplardaki Gibi!” ve Ebru Esra Satıcı’nın “İstanbul’un Çizgileri” başlıklı küratöryel yazılarıyla birlikte Kaya Genç’in “İstanbul’u Yakalamak: Akışkan Bir Kentin Batı Edebiyatındaki Tasvirleri” ve Melis Behlil’in “Edebiyattan Sinemaya Fantastik Bir İstanbul Temsili: Baron Münchhausen” başlıklı yazıları bulunuyor. Katalogda ayrıca yakın zamanda hayatını kaybeden Selim İleri’nin, seçkideki kitaplardan kişisel tarihinde yer etmiş olanlara değindiği “Ölümsüz İstanbul” başlıklı yazısı da yer alıyor. Katalog metinleri ise Şeyda Çetin, Ebru Esra Satıcı ve Sven Becker’a ait.

    0
    0
    2166
  • 07-07-2025

    Costanza Casati’nin kaleme aldığı Antik Yunan dünyasında gücün ve kehanetlerin, nefretin ve sevginin, kendisine yapılan her haksızlığa ölümle karşılık veren bir kraliçenin hikâyesini anlattığı Klytaimnestra, Ceren Gürein’in çevirisiyle İthaki Yayınları’ndan çıktı.

    Antik dünyanın en korkulan kadın figürlerinden biri Klytaimnestra. Savaşçı, anne, katil, kraliçe.

    “Kraliçeler ya nefret edilir ya da unutulurlar. Ben hangisinin kendime daha uygun olduğunu zaten biliyorum...

    Bir kralın kızı olarak doğdum ama bir zorbayla evlendirildim. Tanrıları yatıştırmak adına çocuğumu kurban ederken kocamın yanında çaresizce durdum. Onun uzak diyarlarda savaşmasına tanıklık ederken içimde gittikçe büyüyen şiddet dolu düşüncelerle avundum. Çünkü bu, bana yapılan ilk kötülük değildi. Asla hak etmediğim bu yaşam beni yıkamayacak. Yavaşça yapıyorum planlarımı.

    Ama kocam zaferle döndüğünde artık önümde bir seçim var. Kaderimi kabul mü edeceğim yoksa intikam mı alacağım? Hangisini seçersem seçeyim, üzerime sıçrayan çamuru temizlemesi güç. Bu yüzden sabırla zamanımı bekliyorum. İntikam oyununda tanrıların elini zorlayacağım. Çünkü uzun zaman önce başkalarının hiç kavrayamadığı bir gerçeği kavradım:

    GÜÇ BANA VERİLMİYORSA, ONU KENDİ ELLERİMLE ALACAĞIM.”

    0
    0
    290
  • 06-07-2025

    Islandman, beşinci albümü Island5’ten “Rüzgar” başlıklı ikinci teklisini yayımladı.

    “Rüzgar”, geleneksel ezgilerle modern seslerin buluştuğu sade ama etkileyici bir atmosfer sunuyor. Gitgide yükselen ritimler, huzur veren gitar arpejleri ve Anadolu esintili sazlar, dinleyeni zamanın dışına taşıyan bir deneyim sunuyor. “Rüzgar”, bir şarkıdan öte; Islandman’in uzun yıllara yayılan müzikal yolculuğunun bir geçiş anını izleyiciye sunuyor.

    Islandman’in Anatolian Psychedelia’yı bugünün ses evreniyle buluşturduğu Island5, grubun beşinci stüdyo albümü olacak. 3 Ekim 2025’te kendi kurdukları plak şirketi Rest In Space etiketiyle yayımlanacak albüm; grup için dönüşümü ve özgürleşmeyi simgeliyor. Islandman, yeni albümü Island5 ile sonbahar ve kış aylarında Avrupa ve Birleşik Krallık’ta sahneye çıkacak.

    ​Islandman’in “Rüzgar” başlıklı yeni şarkısını buradan dinleyebilirsiniz.

    0
    0
    290
  • 06-07-2025

    Seyfettin Tokmak’ın yazıp yönettiği Tavşan İmparatorluğu, Taipei Film Festivali’nin Yeni Yetenekler Yarışması’nda yarışan film, Yönetmenler Birliği tarafından En İyi Film Ödülü’ne layık görüldü.

    Kırık Midyeler (2011) adlı filmiyle tanınan Seyfettin Tokmak’ın ikinci uzun metraj filmi Tavşan İmparatorluğu, Tayvan’ın başkentinde düzenlenen Taipei Film Festivali’nden ödülle döndü. Bu yıl 27.si yapılan festivalin Yeni Yetenekler Yarışması’nda gösterilen film, Yönetmenler Birliği’nin En İyi Film Ödülü’nü kazandı. Jürinin “Yönetmenin vizyonunu güçlü biçimde aktaran yürekten ve dürüst bir yapım” sözleriyle tanımladığı filmin ödül gerekçesinde, “Hayvan karakterler üzerinden bir hikâye anlatmak kolay bir iş değildir, ancak Tavşan İmparatorluğu bunu çarpıcı bir görsel zarafetle sunmayı başarıyor. Görüntü yönetimi incelikli, anlatım samimi ve çocuğun bakış açısı duygusal bir derinlikle yansıtılıyor” dendi.

    ​Dünya prömiyerini geçtiğimiz yıl kasım ayında Tallinn Black Nights Film Festivali’nde yapan film, festivalin ana yarışmasında En İyi Senaryo Ödülü’nü ve En İyi Görüntü Yönetimi ödüllerini aldı.

    0
    0
    339
  • 06-07-2025

    Chuck Palahniuk’in Galler kırsalında ayrıcalıklı bir yaşam süren iki kardeşin hikâyesiyle kanlı bir aile geleneğini absürt bir mizah ve karanlık bir hicivle harmanladığı kitabı Sonsuza Dek Değilse de Şimdilik, Burcu Asena Şahin Gençoğlu’nun çevirisiyle Düşbaz Kitaplar’dan çıktı.

    Palahniuk bu kez kanlı bir soyluluk anlatısıyla, bağımlılığın, kayıpların ve içsel çöküşün soğuk taşlarına basarak ilerliyor. Zarif görünümlü bir cinnetin içinden, şimdilik hayatta kalmaya çalışan karakterlerin nabzını tutuyor.

    “Ölümsüzlük? Ne zahmetli şey.
    Doğa belgeselleri izleyip ataları gibi cinayet işleyerek büyüyen Otto ve Cecil, aristokrat bir ailenin iki genç üyesi. Öldürmeyi bir gelenek gibi sürdürüyor, törensel cinayetlerle yaşamı değil, ölümü kutsuyorlar. Aileden miras kalan şey yalnızca bu değil: bastırılmış duygular, suskun yaslar ve içi oyulmuş bir aidiyet hissi. Ne de olsa iyi terbiye görmüş çocuklar önce duygularını gömer.
    Ama her sistem bir gün çatlar.
    Kurbanlar tükenir, kurallar değişir, boşluk büyür.
    ​Yaşamak bir alışkanlıksa çürümek neden olmasın?”

    0
    0
    294
  • 05-07-2025

    Koro şefi Başak Doğan yönetimindeki Chromas, 23 Mayıs’ta Surp Levon Ermeni Katolik Kilisesi’nde gerçekleşen 10. yıl konserinin canlı kaydından oluşan EP’sini yayımladı.

    Chromas, 10. yılını kutladığı konser serisinin en özel anlarından birini müzikseverlerle buluşturuyor. 23 Mayıs’ta Surp Levon Ermeni Katolik Kilisesi’nde gerçekleşen konserin canlı kaydından oluşan EP, kilisenin büyüleyici akustiğiyle birleşen dört güçlü eseri içeriyor. Katmanlı armoniler, yoğun duygular ve zamansız tınılar bu kısa çalar albümde bir araya geliyor. Kilisenin doğal akustiğini bozmadan, dinleyici deneyimine müdahale etmeyen sade bir yöntemle alınan kayıtlarda Chromas’ın sahnede kurduğu atmosfer, dinleyicinin bulunduğu her yere taşınıyor.

    EP’de yer alan “Audition Day” (Vocal Line / arr. Malene Rigtrup) parçası, bir sahne sanatçısının seçmelere hazırlanırken yaşadığı içsel gelgitleri ve duygusal kırılganlığı, etkileyici ve canlı bir performansla aktarıyor. İsveçli besteci Pärt Uusberg’in “Õhtul” (Evening) adlı eseri, EP’ye yumuşak ve meditatif bir açılış yapıyor. Bu huzurlu atmosferin ardından gelen anonim gospel “City Called Heaven” (arr. Josephine Poelinitz), güçlü ve duygusal anlatımıyla öne çıkıyor. Vokallerin etkileyici yorumu ve gospel hissi, kilisenin doğal tınısıyla derinleşiyor. EP, “Coventry Carol” (arr. Jay Rouse) ile sona eriyor — bu parça, Chromas’ın ilk repertuvarına bir selam niteliğinde nostaljik bir kapanış sunuyor.

    ​Chromas’ın “10. Yıl Kilise Konseri (Live)” başlıklı EP’sini buradan dinleyebilirsiniz.

    0
    0
    307
  • 05-07-2025

    Hakan Tamar ve Tayfun Polat tarafından kurulan Radyo Modart, 5, 11 ve 19 Temmuz tarihlerinde Roxy’de özel konserler düzenleyecek.

    Alternatif sahnenin dikkat çeken isimlerini bir araya getiren bu üç gecelik seride, birçok canlı performans dinleyicilerle buluşacak. Konser dizisi kapsamında 5 Temmuz gecesi Cemiyette Pişiyorum, Deli Gömleği, Ati Yıldıztozu, 11 Temmuz gecesi Sren, straygaze, Efe Küçükçınar, 18 Temmuz gecesi ise, Tuzla ve PANIKATAK! sahne alacak. Konserler öncesi, arası ve sonrasında da Radyo Modart’tan Tayfun Polat ve Hakan Tamar DJ kabininde olacaklar.

    ​Hakan Tamar ve Tayfun Polat, Radyo Modart’ı şu sözlerle tanımlıyorlar: “Modart, modern, alternatif, yerli müziğe yer veren bir radyodur. İster yeraltında ister popüler müzik alanında üretilsin, müziğin yaratıcılığıyla ve hâkim piyasa anlayışına getirdiği alternatiflerle ilgilenir.”

    0
    0
    298
  • 05-07-2025

    Pamela Butchart’ın yazdığı, Monika Filipina’nın resimlediği kedilerin insanların hayatlarını kurtarabildiğini anlattığı sevimli hikâyesi Hayatımı Kurtaran Hayalet Kedi, Süreyyya Evren’in çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı.

    “Miyav! Miyav! Miyav!

    Sim’in evinin üst katındaki daire boş, öyleyse gece duyduğu tuhaf ulumalar kimin ya da neyin sesi?

    Bu bir hayalet kedi olabilir mi?

    Sim ve en iyi arkadaşı Liam bu durumu araştırmaya kararlılar ama bu sürprizlerle dolu hayalet avında hiçbir şey göründüğü gibi değil!”

    0
    0
    387
  • 04-07-2025

    4. sezonu yakın zamanda yayımlanan The Bear, 5. sezon için onayını aldı.

    İlk 3 sezonuyla AFI Television Program of the Year seçilen ve tam 11 Emmy Ödülü’nü 2. sezonda kazanarak bir yılda en çok ödül kazanan komedi dizisi unvanını alan The Bear’ın 10 bölümden oluşan son sezonu Rotten Tomatoes adlı mecrada %85 oran alarak yüksek bir açılış yaptı. 4’üncü sezonu geçtiğimiz günlerde yayımlanan dizi içim FX’in Başkanı John Landgraf’tan müjdeli haber geldi.

    Jeremy Allen White, Ayo Edebiri, Ebon Moss-Bachrach, Abby Elliott, Lionel Boyce, Liza Colón-Zayas, Matty Matheson, Oliver Platt ve Molly Gordon’ın başrollerini paylaştıkları The Bear’ın yaratıcı koltuğunda Christopher Storer oturuyor.

    “Carmen ‘Carmy’ Berzatto, Sydney Adamu ve Richard ‘Richie’ Jerimovich, 5’inci sezon için mutfağa geri dönecekler. 4’üncü sezonda bu üçlümüz sadece mutfağın günlük temposuna ayak uydurmakla yetinmeyip, aynı zamanda The Bear’ı bir üst seviyeye taşımaya doğru kararlı bir şekilde ilerliyor. Her an yeni bir zorlukla karşılaşan ekip, bu serüvende hem aralarındaki uyumu yakalayıp aile olduklarını fark etmek hem de karşılarına çıkan engelleri birlikte aşmak zorunda kalacak. Mükemmellik arayışı, sadece daha iyi olmak değil; gerçekten neyin uğruna mücadele etmeye değer olduğunu keşfetmek, bu sezonun ana konuları olarak karşımıza çıkıyor.”

    0
    0
    373
DAHA FAZLA
Geldanlage