GÜNDEM
  • 22-12-2025

    İstanbul Modern, Cumhuriyet dönemi ve Türkiye modern tarihinin en önemli kadın sanatçılarından Semiha Berksoy’un çok yönlü üretimlerini bir araya getiren “Tüm Renklerin Aryası” başlıklı sergisini 22 Ocak’tan itibaren sanatseverlerle buluşturacak.

    Flormar sponsorluğunda düzenlenen “Tüm Renklerin Aryası” sergisi, Semiha Berksoy’un sahne sanatlarından görsel sanatlara, sinemadan edebiyata uzanan üretimini bir araya getiriyor. Sanatçının opera, tiyatro, resim ve edebiyat arasında kurduğu özgün ilişkiler, 200’ü aşkın yapıt aracılığıyla izleyiciye aktarılıyor. Berlin’deki çağdaş sanat müzesi Hamburger Bahnhof’ta 6 Aralık 2024-11 Mayıs 2025 tarihleri arasında gerçekleşen retrospektif, İstanbul Modern’de “Semiha Berksoy: Tüm Renklerin Aryası” başlığıyla yeni bir küratöryel bakış açısı, özgün sergi kurgusu ve farklı yapıt seçkisiyle izleyicilere sunuluyor. Sanatçının yaratıcı süreçleri ve yaşamına odaklanan sergi, ses kayıtları, görüntüler, efemera ve fotoğraflarla zenginleştiriliyor. Türkiye’deki en kapsamlı Semiha Berksoy sergisi olma özelliğini taşıyan “Tüm Renklerin Aryası”, Flormar’ın ana sponsorluğunda izleyiciyle buluşuyor.

    Hamburger Bahnhof – Nationalgalerie der Gegenwart direktörleri Sam Bardaouil ve Till Fellrath’ün sergi tasarımından ilham alınarak İstanbul Modern küratöryel ekibi tarafından kurgulanan “Semiha Berksoy: Tüm Renklerin Aryası”, müzenin şef küratörü Öykü Özsoy Sağnak, küratörü Deniz Pehlivaner ve asistan küratörü Yazın Öztürk tarafından hazırlanıyor.

    0
    0
    68
  • 22-12-2025

    Adam Phillips’in Harry Houdini ve Emily Dickinson dahil olmak üzere dört kaçış sanatçısının yaşamını inceleyerek okuru toplumdaki ve kendi içindeki kaçış kavramı üzerine düşünmeye yönlendirdiği kitabı Houdini’nin Kutusu Kaçış Sanatı Üzerine, Oya Gürbahçe’nin çevirisiyle Ayrıntı Yayınları’ndan çıktı.

    Hiç kimse kaçma arzusu ve ihtiyacından kaçamaz. Dört kaçış sanatçısı örneğini analiz eden Phillips, okurların kendi içlerinde gizlenen kaçış sanatçılarını tespit etmelerini sağlıyor. İnsanların neden kendilerini en çok kaçış anında canlı hissettiklerini hatırlatıyor. Houdini’nin Kutusu Kaçış Sanatı Üzerine kitabı ister bir şeyden kaçıyor olalım ister bir şeyle kaçıyor olalım (Icarus, Oedipus ya da Narcissus gibi; kurban ya da tiran olarak) neden kaçmamız gerektiğini ve neye kaçmak istediğimizi de tanımlamadan kendimizi tanımlayamayız diyor.

    0
    0
    67
  • 22-12-2025

    New York merkezli bağımsız şarkıcı ve söz yazarı Sera Savaş, 23 Aralık Salı akşamı Babylon’da konser verecek.

    Uzun bir aranın ardından İstanbul’da dinleyicisiyle buluşacak olan Sera Savaş, son dönemde “Kafamın İçi Bir Meyhane” adlı şarkısıyla geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı. Son Güzel Havalar ve Tesadüf Noktası albümleriyle dikkat çeken Savaş; duygusal anlatımı, gitar ağırlıklı düzenlemeleri ve 90’lar ilhamlı sound’u ile tanınıyor. Amerika’da müzik eğitimini tamamlayan, çocukluk yıllarını Ankara’da geçiren Sera Savaş, Türkçe ve İngilizce besteleriyle hem yerel hem uluslararası dinleyiciye hitap ediyor.

    ​Sera Savaş konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    261
  • 22-12-2025

    Müze Gazhane, Uras Kızıl küratörlüğünde düzenlenen “Toz, Yıldızları Gölgede Bıraktığında” başlıklı grup sergisini 25 Aralık 2025-22 Mart 2026 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşturacak.

    ​Gizem Akkoyunlu, Ozan Atalan, Alpin Arda Bağcık, Kıymet Daştan, Benal Dikmen, Sinem Dişli, Başak Kaptan, Kaan Kemal Öner, Ali Miharbi, Ekin Saçlıoğlu ve Damla Sari’nin eserlerinden oluşan “Toz, Yıldızları Gölgede Bıraktığında” başlıklı sergi, 19. yüzyılın sonlarında İstanbul’un aydınlatma ihtiyacını karşılayan bir mekânın tarihsel belleğine dolaylı bir bakış sunuyor. Aydınlanmayı bir metafor olarak ele alan sergi, ışık ve karanlık etrafında şekillenen çağdaş sanat pratiklerini bir araya getiriyor.

    0
    0
    279
  • 22-12-2025

    Giorgio Parisi’nin yeteneği, hayal gücünün sadeliği ve büyüsüyle hem eğlendiren hem de sorular sorduran beş uyku vakti öyküsünden oluşan kitabı Yeşil Sinek ve uyumak istemeyenler için başka öyküler, Camilla Pintonato’nun illüstrasyonları ve S. İpek Ortaer Montanari’nin çevirisiyle Can Çocuk’tan çıktı.

    7 yaş ve üzeri tüm okurlara yönelik olan bu öykülerde dede torun ilişkisinden değerlere pek çok tema işleniyor. Dedeleri Nobel Ödüllü bir fizikçi ve aynı zamanda dâhi bir masal mucidi olsaydı hangi çocuk uyumak isterdi ki?

    “Çok yakından fotoğraflanmış bir sinek gördüğümü söylemek istemiştim. Kocaman gözleri ve yeşil bir gövdesi vardı.’’
    “Mikroskopla çekilen böcek fotoğrafları harika oluyor,’’ diyor dede.
    “Ama artık uyku vakti.’’
    “Off!’’
    “Off!’’
    “Off!’’
    “İstediğiniz kadar oflayıp puflayabilirsiniz ama artık uyuyoruz,’’ diyen dede ışığı söndürüyor.
    “Ama önce bize bir masal anlat…’’ diyor büyük torun.
    “Ama herhangi bir masal olmasın…’’ diyor ortanca.
    “İçinde sinek olan bir masal olsun!’’ diye bağırıyor küçük torun.”

    0
    0
    269
  • 21-12-2025

    Sinema tarihinin iki zamansız yapımı Beyaz Noel (White Christmas, 1954) ve Şahane Hayat (It’s a Wonderful Life, 1946), 27 Aralık Cumartesi günü Kundura Sinema’da gerçekleşecek “Yılbaşı Restore Klasikleri” seçkisi kapsamında sinemaseverlerle buluşacak.

    Beykoz Kundura, yılın son günlerini klasik Hollywood sinemasının iki önemli yapımıyla karşılamaya hazırlanıyor. 27 Aralık Cumartesi günü Kundura Sinema’da düzenlenecek “Yılbaşı Restore Klasikleri” seçkisi kapsamında Beyaz Noel (White Christmas, 1954) ve Şahane Hayat (It’s a Wonderful Life, 1946) restore kopyalarıyla arka arkaya gösterilecek.

    Saat 14.00’te gösterilecek olan Beyaz Noel (White Christmas), yönetmen Michael Curtiz imzasını taşıyan görkemli bir müzikal olarak Hollywood’un altın çağına uzanıyor. Irving Berlin’in şarkılarıyla hafızalara kazınan film, savaş sonrası Amerika’sında geçen hikâyesiyle dostluk, dayanışma ve iyimserlik temalarını merkezine alıyor. Saat 17.30’da gösterilecek olan Şahane Hayat (It’s a Wonderful Life) ise Frank Capra’nın sinema tarihine armağan ettiği en güçlü dramatik anlatılardan biri olarak öne çıkıyor. Film, Noel arifesinde hayatının ağırlığını omuzlarında hisseden George Bailey’nin yaşadığı varoluşsal kırılma üzerinden ilerliyor. Kendisini çıkmazda hisseden George’un, koruyucu meleği Clarence aracılığıyla kendi yokluğunun sevdiklerinin ve yaşadığı kasabanın hayatında yaratacağı boşluğu görmesi üzerine kurulu bu anlatı; bireyin görünmeyen bağlarını, dayanışmanın dönüştürücü gücünü ve insan hayatının değerini merkezine alıyor.

    Yılın bitişine eşlik eden bu özel program, her tekrar izleyişte anlamı derinleşen, sinema tarihi içinde birer ritüele dönüşmüş yapıtlara odaklanıyor. Program, yalnızlıkla dayanışma, umutsuzlukla yeniden başlama arzusu arasında kurulan duygusal eşik üzerinden, yılbaşı mevsiminin sinematografik belleğini yeniden hatırlatmayı amaçlıyor. Klasik Amerikan sinemasının dramatik derinliği ile müzikal görkemini bir araya getiren bu iki film, yılbaşı dönemine hem biçimsel hem de duygusal bir temsil alanı açıyor.

    ​“Yılbaşı Restore Klasikleri” seçkisi hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    333
  • 21-12-2025

    Berna Ay’ın “Bugün Nasıl Uyandım?” başlıklı kişisel sergisi 27 Aralık 2025-15 Mart 2026 tarihleri arasında Eldem Sanat Alanı | Fırın’da sanatseverlerle buluşuyor.

    Berna Ay’ın 1 Ocak-31 Aralık 2025 tarihleri arasında, 365 gün boyunca her sabah bedeninde ve ruh hâlinde gözlemlediği değişimleri günlük çizimler ve kısa şiirler aracılığıyla kayda aldığı proje, doğa, beden ve zihin arasındaki kırılgan dengeye dair şiirsel ve düşünsel bir okuma öneriyor. Sergi, iklim değişikliğiyle birlikte artan alerjik rahatsızlıklar, bedensel hassasiyetler ve bunların psikolojik yansımalarını, kişisel bir günlük formu üzerinden ele alıyor. Sanatçı, kendi bedenini bir araştırma alanı olarak kullanarak çevresel dönüşümlerin ve histaminin gündelik hayata ve bireysel yaşama nasıl yansıdığını görünür kılıyor.

    Proje kapsamında üretilen kâğıt üzeri brush pen çizimler, animasyon ve şiirler; mevsimsel geçişler, uyku düzeni, bedensel tepkiler ve duygusal dalgalanmalar arasında kurulan sezgisel ilişkileri izleyiciye açıyor. Sergi, iklim krizinin soyut bir mesele olmanın ötesinde, bedende ve zihinde bıraktığı izlere odaklanıyor.

    “Bugün Nasıl Uyandım?”, bilimsel veriler ile kişisel yaşam arasındaki mesafeyi kapatarak; doğa, beden ve duygu hâlleri arasındaki karşılıklı etkileşime dair fizyolojik ve sezgisel çok katmanlı bir düşünme alanı sunuyor.

    Künye:
    1. Overthinkerbel, 2D loop animasyon karesi, 2025
    2. Waterfall, 2025, 2732x2048 px
    3. Yangın, Yangın animasyonu içinden kare, 2025

    0
    0
    419
  • 21-12-2025

    Reka Kolektif’in göç etme arzusu ile Türkiye’de kalma inadı arasında sıkışmış bir kuşağın hikâyesini sahneye taşıdığı yeni oyunu Jonas’la Evlenmek, 23 Aralık’ta Alan Kadıköy’de ve 14 Ocak 2026’da DasDas Sahne Ataşehir’de izleyici ile buluşacak.

    Aslı Ekici tarafından yazılan, Rıza Efe Reis tarafından yönetilen ve Ceren Kaçar, Ezo Şara Uray, Görkem Örskıran, Senay Arslan’ın aynı sahneyi paylaştığı oyun, prömiyerini Genç Sanatçı Destek Fonu katkısıyla, 29. İKSV İstanbul Tiyatro Festivali – Yeni Arayışlar bölümünde gerçekleştirdi.

    Kurgusal bir evlilik yarışması formatı üzerinden ilerleyen oyun, “gitmek–kalmak” ikilemini eğlenceli ama huzursuz bir araf olarak ele alıyor. İsveçli Jonas’la evlenip AB vatandaşlığı kazanmanın “büyük ödül” olduğu bu yarışmada, dört yarışmacı Jonas’ın gözünde arzulanabilir olmak için stratejik personalar inşa ediyor. Böylece sahne; bireysel arzuların, kimlik krizlerinin ve “iyi yaşam” ihtimallerinin iç içe geçtiği kolektif bir çıkmaz alanına dönüşüyor.

    Çoklu ortamla desteklenen anlatı; göç, cinsel kimlik, ekonomik sıkışmışlık ve aidiyet meselelerini karanlık ve komik arayışlar eşliğinde tartışmaya açarken, bu çıkmazın içinde küçük bir ütopya aralığı arıyor.

    Stüdyoya sıkışmış dört yarışmacı şu sorularla sınanıyor:
    Küçük bir alanda birlikte nasıl yaşanır?
    Hiç tatmadığın bir İsveç yemeği nasıl yapılır?
    Gelir beyanı mı, ayakta kalmak mı?
    Neleri geride bırakacaksın?
    Jonas bir hayal olabilir mi?

    KÜNYE

    Yaklaşık 65’ sürer; ara yoktur.
    Yaş Sınırı: +13

    Yazar: Aslı Ekici
    Yönetmen: Rıza Efe Reis
    Hareket Tasarımı: Maral Ceranoğlu
    Yardımcı Yönetmen: Zafer Baran Akkoyun
    Dekor Tasarımı: Halil Ege Doğramacı
    Kostüm Tasarımı: İpek Peri
    Müzik ve Ses Tasarımı: Hakan Öktem
    Işık Tasarımı: Umutsu
    Metin Danışmanı: Rasim Erdem Avşar
    Reji Danışmanı: Okan Urun
    Yaratıcı Yapımcılar: Mert Gümüş, Umutsu
    Reji Asistanları: Nilüfer Ada Soyugütmüş, Nisan Dökmeci
    Asistanlar: Damla Demir, Egemen Sorgut, Lia Ölmez
    Teknisyenler: Atakan Uyanık, Yusufcan Piyade, Metehan Ertan, Anıl Yıldırım, Alara Erdem
    Görsel İletişim Tasarımı: Selva Kaya
    Fotoğraf ve Video: Göksel İnağ
    Afiş Fotoğrafları: Cansu Zeynep Esen
    Oyuncular: Ceren Kaçar, Ezo Şara Uray, Görkem Örskıran, Senay Arslan

    0
    0
    344
  • 20-12-2025

    Dünyaca ünlü tatil klasiği Home Alone (Evde Tek Başına), Oscar ödüllü besteci John Williams’ın büyüleyici müzikleri eşliğinde 80 kişilik İstanbul Film Orkestrası ve 60 kişilik koro ile 21 Aralık’ta Zorlu PSM’de canlı sahnelenecek.

    Guinness Rekorlar Kitabı’na “En Çok Gişe Yapan Canlı Aksiyon Komedi Filmi” olarak giren, 2 Oscar adaylığı bulunan ve Macaulay Culkin’in unutulmaz performansıyla hafızalara kazınan kült yapım Home Alone (Evde Tek Başına), dev ekranda gösterilirken, John Williams’ın bestelediği ve tüm dünyada “Noel ruhu” ile özdeşleşen müzikleri İstanbul Film Orkestrası ve koro tarafından canlı olarak icra edilecek.

    Macaulay Culkin’in hayat verdiği 8 yaşındaki Kevin McCallister’ın, ailesi Noel tatiline giderken evde unutulması ve evini iki sakar hırsıza karşı savunmaya çalışmasıyla başlayan hikâye; kahkaha, heyecan ve sımsıcak anlarla dolu. Kevin karakteri, sinema tarihinin en sevilen çocuk oyuncu performanslarından biri olarak kabul ediliyor. Tamamı Türkçe dublajlı olarak gösterilecek film boyunca, ara dahil yaklaşık iki saat sürecek bu özel gösterim, yılbaşı atmosferini şehrin kalbine taşıyacak.

    Piu Entertainment’ın Türkiye’ye taşıdığı “Movies in Concert” etkinlik serisi kapsamında, sinema dünyasının müzikleri ile ön plana çıkan ikonik filmler dev perdede izlenirken; yurt dışından gelen şef yönetimindeki senfonik orkestra ve koro film müziklerini eş zamanlı olarak icra ediyor. “Home Alone in Concert” biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    386
  • 20-12-2025

    Artists’ Film International (AFI) ve Arjantin merkezli BIENALSUR’la yapılan ortaklıklar 23 Aralık 2025-16 Ocak 2026 tarihleri arasında İstanbul Modern’de sanatseverlerle buluşacak.

    İstanbul Modern, uluslararası çağdaş sanat ağı Artists’ Film International (AFI) programını yeni müze binasında izleyicilerle bir araya getiriyor. Program, bu yıl 15 farklı ülkeden 17 sanat kurumunun ortaklığıyla gerçekleştiriliyor.

    Müze küratörleri Nilay Dursun ve Ümit Mesci tarafından hazırlanan seçki, 23, 26 ve 30 Aralık 2025 ile 2, 6, 9, 13 ve 16 Ocak 2026 tarihlerinde İstanbul Modern Oditoryumu’nda saat 14.00’te izleyicilerle buluşacak. 2008 yılında Whitechapel Gallery öncülüğünde başlayan ve 2024’ten bu yana yine Londra merkezli Forma koordinasyonunda devam eden AFI programında, her kurum o yılın ortak teması doğrultusunda kendi bölgesinden bir sanatçının yakın zamanda ürettiği bir yapıtı seçiyor. Farklı coğrafyalardan sanatçıların perspektiflerini bir araya getiren seçkiler, yıl boyunca sergi veya gösterim programı gibi formatlarda izleyiciye ulaşıyor.

    İstanbul Modern, bugüne kadar Ali Kazma, İnci Eviner, Sefer Memişoğlu, Bengü Karaduman, Burak Delier, Vahap Avşar, Zeyno Pekünlü, Cengiz Tekin, Pelin Kırca, Senem Gökçe Oğultekin, Ergin Çavuşoğlu ve Sena Başöz’ün üretimleriyle Artists’ Film International programına katkı sundu.

    2025 yılında ise İstanbul Modern koleksiyonunda da çalışmaları yer alan sanatçı ikilisi Ahmet Rüstem Ekici ve Hakan Sorar’ın Gölet (2023) adlı yapıtı, müzenin davetiyle hem İstanbul Modern’de hem de programın uluslararası ortaklarında gösteriliyor. Ahmet Rüstem Ekici ve Hakan Sorar’ın yapay zekâ ile üretilmiş video ve ses çalışması Gölet, dönüşüm, bellek ve insan-doğa ilişkisini irdeliyor. Seyitömer’de bulunan ve 5.000 yıl öncesinden günümüze ulaşan adak kapları ile Palazoğlu Göleti’ne göç eden kurbağalardan ilham alan video çalışması, doğadaki döngüler ve kültürel motiflerin iç içe geçtiği bir dünya kuruyor. Çalışma, izleyiciyi kurmaca ile belgesel arasındaki sınırları belirsiz bir gerçekliğe davet ediyor.

    0
    0
    350
DAHA FAZLA
Geldanlage