GÜNDEM
  • 03-12-2025

    Tüyap Fuarcılık Grubu tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği iş birliğiyle düzenlenen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, bu yıl 13-21 Aralık 2025 tarihleri arasında 42’nci kez kitapseverleri ağırlayacak.

    Ana teması “Edebiyatın Her Hali” olarak belirlen fuar, kitapseverlere Onur Yazarı Murathan Mungan ile birlikte edebiyatın her hâlini keşif imkânı sunacak. 13-21 Aralık 2025 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleşecek olan 42. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, kitapseverleri bir kez daha bir araya getirecek. Fuar kapsamında, yurt içi ve yurt dışından 1000’ e yakın yayınevi, marka ve sivil toplum kuruluşu, ünlü yazarlar ve okurlar buluşacak. 400’den fazla kültür etkinliği ile 2000’den fazla imza günü ile kitapseverler unutulmaz bir deneyim yaşayacak. Uluslararası Yayıncılar Birliği Başkanı Gvantsa Jobava da fuarın açılış törenine katılacak ve aynı gün “Yayıncılık Dünyasında Kadın” konulu bir söyleşide, Türkiye’deki kadın meslektaşları ile bir araya gelecek.

    Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, bu yıl çocuk ve gençlik edebiyatının önde gelen isimlerinin yanı sıra dünya edebiyatında büyük yer edinmiş usta kalemleri de ağırlayacak. Fuarın konukları arasında, Türkiye’de binlerce okura ulaşmış olan Hyunam-Dong Kitabevi’nin yazarı Hwang Bo Reum, Çözüm Bakanlığı eseriyle çocukların ilgiyle okuduğu Sanne Johanna Rooseboom, Japon animasyon tarihinin en çok ödül alan serisi Madoka Magica’nın çizeri Hanokage, dünya çapında 300 milyondan fazla satan ve milyonlarca okurun kalbini fetheden Saftirik serisinin yazarı Jeff Kinney fuarda okurları ile buluşacak. Fuarın konukları arasında yer alan Acar Baltaş, Ahmet Telli, Ahmet Ümit, Alişan Kapaklıkaya, Atilla Dorsay, Ayşe Kulin, Banu Avar, Behçet Yalın Özkara, Behiç Ak, Beyhan Budak, Buket Uzuner, Can Yılmaz, Cihat E. Çiçek, Dilek Cesur, Emre Kongar, Enver Aysever, Ercan Kesal, Eray Hacıosmanoğlu, Ergün Kazanır, Erol Mütercimler, Fatih Duman, Gülten Dayıoğlu, Haydar Ergülen, Hidayet Karakuş, İrfan Değirmenci, Mahir Ünsal Eriş, Mine Söğüt, Mine Soysal, Murat Ağırel, Mustafa Balbay, Naci Görür, Nasuh Mahruki, Nedim Gürsel, Nurullah Genç, Onur Öymen, Osman Pamukoğlu, Özgür Bolat, M. Hakan Türkçapar, Nevzat Tarhan, Saygı Öztürk, Selim Erdoğan, Sema Soykan, Şükrü Erbaş, Sinan Canan, Sinan Meydan, Songül Öden, Timur Soykan, Üstün Dökmen, Varol Yaşaroğlu, Yalvaç Ural, Yekta Kopan, Zafer Algöz ve Zeynep Oral gibi önemli yazar ve şairlerin yanı sıra özellikle genç okurların takip ettiği Adora Yağmur, Aslı Arslan, Beyza Aksoy, Büşra Küçük, Cemal Latifoğlu, Dilara Keskin, Emre Gül, Fatma Şamata, Filiz Puluç, Işıl Işık, Kübra Kiraz Berk, Loresima, Maral Atmaca, N.G. Kabal, Özge Naz, Selin Solaris ve Zeynep Sey gibi genç yazarlar da fuarda okurlarıyla bir araya gelecek.

    42. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı kapsamında, fuar alanında ilgili bölüm öğrencilerinin ve illüstratörlerin çalışmalarını sergileyebileceği “İllüstratörler Duvarı” gerçekleşecek. Bu duvarda, illüstratörler çalışmalarını sektör ilgililerine tanıtma imkânı bulurken, yeni iş imkânları için de fırsat yakalayabilecekler. Fuar kapsamında, 13-14-15-16 Aralık tarihlerinde açık olacak uluslararası salonda bu sene yurt dışından Azerbaycan, Çin, İran, Romanya ve Rusya’dan yayınevleri yer alacak ve önemli telif anlaşmalarına imza atacaklar. Bu yayınevleri düzenleyecekleri söyleşiler ile ilgili ülkelerdeki yayıncılık pazarının durumu hakkında bilgiler paylaşacaklar. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen ve kısa adı TEDA olan “Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Kültür, Sanat ve Edebiyat Eserlerinin Dışa Açılımını Destekleme Projesi” kapsamında, bu yıl Odak Pazar: Türk Dünyası programı gerçekleştirilecek. Azerbaycan, Başkurdistan Özerk Türk Cumhuriyeti, Irak, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Özbekistan, Tataristan Özerk Türk Cumhuriyeti ve Türkmenistan'dan gelecek yayınevleri ile fuar katılımcısı yayınevleri ortak dil-hikâye-kültür bağları üzerinden telif görüşmeleri yapacak ve iş birliklerini güçlendirecek.

    Fuarda yan etkinler şöyle olacak: Türkiye’nin önde gelen karikatüristlerinden Latif Demirci için hazırlanan retrospektif “Yazan-Çizen Latif Demirci” sergisi, İş Sanat tarafından İstanbul Kitap Fuarı’nda sergilenecek. Cumhuriyet Gazetesi’nin 100. yılı “Zafer Anıtı” sergisi ile Mustafa Delioğlu Anısına düzenlenen, usta çizerin çizimlerinden oluşan Boya ve Oku sergisi ile Suyun Senfonisi, Akan Hikâyeler, İyileştiren Hikâyeler- Nurhak Çocuk ve Genç Kütüphanesi Çocukları Fotoğraf sergileri de kitapseverlerin ilgisine sunulacak. Gazeteci Aslı Atasoy’un yönettiği ödüllü belgesel “Kitabın Rüyası”, 14 Aralık Pazar günü İstanbul Kitap Fuarı’nda izleyiciyle buluşacak.

    Fuara girişler öğrenci, öğretmen, çocuk, emekli ve engellilere ücretsiz olacak. Hafta içi 10.00-19.00, hafta sonu 10.00-20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Fuar, son günü olan 21 Aralık 2025 Pazar akşamı 19.00’da sona erecek. Fuarla ilgili etkinlik listesi, imza günleri ve detaylı bilgiye www.istanbulkitapfuari.com adresinden erişebilirsiniz.

    0
    0
    212
  • 03-12-2025

    KüçükÇiftlik Park’ın Yeni Yıl Kasabası, Kalben’den Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars’a, Nova Norda’dan Büyük Ev Ablukada’ya, Yeni Türkü’den Gaye Su Akyol’a, Bedük’ten Dolu Kadehi Ters Tut’a müziğin önemli isimlerini 6-28 Aralık arasında müzikseverlerle buluşturacak.

    Ziyaretçilerine gerçek bir Avrupa Kış Pazarı deneyimi yaşatmayı amaçlayan KüçükÇiftlik Park’ın Yeni Yıl Kasabası, yeni yılın tüm ışıltısını ve büyüsünü yansıtan özel atmosferinde aralık ayı boyunca alışveriş ve yeme içme alanlarına, eğlenceli atölyelerine, interaktif aktivitelere, çocuklardan yetişkinlere herkese hitap eden oyun alanlarına ve güçlü performanslara ev sahipliği yapacak.

    İlk hafta sonunda Kargo, Hey! Douglas, Büyük Ev Ablukada ve Can Molti’nin konserleriyle başlayacak olan konser programı, Kalben, Evrencan Gündüz, 2Much!, Nova Norda, Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars ve Müjde Kızılkan ile devam edecek. Ozbi, Mirkelam, BaBa ZuLa, Gaye Su Akyol, Can Ozan ve Deniz Sipahi’nin de konuk olacağı “KüçükÇiftlik Park’ın Yeni Yıl Kasabası” son hafta ise sahnesinde Koroistanbul, Yeni Türkü, Özge Fışkın, Dolu Kadehi Ters Tut, Bedük, Emir Yargın, Dedublüman ve Sattas’ı ağırlayacak.

    ​URU organizasyonuyla düzenlenen KüçükÇiftlik Park’ın Yeni Yıl Kasabası biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    140
  • 03-12-2025

    Mamut Art Project, 12. edisyonunu 10-14 Aralık tarihleri arasında Yapı Kredi bomontiada ve eş zamanlı olarak mamutartproject.com üzerinden sanatseverlerle buluşturacak.

    Beylerbeyi İçecek Pazarlama, Jotun, Kalif, Samsung ve Yapı Kredi bomontiada’nın desteğiyle gerçekleştirilen Mamut, bu yıl baskı, bio art, desen, fotoğraf, heykel ve kinetik enstalasyon gibi farklı disiplinlerde eser üreten Türkiye genelinden 33 sanatçıyı ağırlıyor. Farklı üretim biçimlerini bir araya getiren bu seçki, yeni kuşağın özgün ifade biçimlerini güçlü bir şekilde görünür kılmayı amaçlıyor.

    Sanatçılara teknik donanım, görünürlük, profesyonel yönlendirme, iletişim ve satış alanlarında kapsamlı destek sağlan Mamut’ta yer alan sanatçılar; koleksiyonerlerle tanışma, galeri temsilciliği fırsatları yakalama, ulusal ve uluslararası sergilere katılma ve rezidans programlarına erişim gibi güçlü imkânlara sahip oluyor.

    ​Mamut Limited, yeni seramik seçkisini etkinlikle eş zamanlı olarak sanatseverlerle buluşturuyor. Platform, eserleri dijital ortamda sürekli erişilebilir kılarken, yıl boyunca etkinlikler ve iş birlikleriyle sanatla buluşmayı mümkün kılıyor. Sadece kariyerinin başındaki sanatçılara değil, deneyimli ve yerleşik yaratıcı isimlere de açık bir platform olarak sanat üretimine çeşitlilik katıyor. Yeni seçki hem Mamut Limited bünyesindeki hem de yeni seramik sanatçılarının eserlerini kapsıyor. Sergi Yapı Kredi Bomontiada 4. Kat’ta ve çevrim içi olarak www.mamutlimited.com üzerinden de erişilebilecek.

    Künye:
    1. Aida Teimourlouei Fine Art Baskı, 45x67.5 cm, 2018
    2. Dilara Tan Ağaç, Fine Art Baskı, 70*50, 2021
    3. Ercan Kabadayı “Çıkarken Kapıyı Kapat!”, Tuval Üzerine Yağlı Boya, 70x50 cm, 2024
    4. Kemal Köse Tuval üzeri akrilik boya ve toz pastel, 135 x 165 cm, 2024
    5. Sebahattin Yüce 11a - Tuval Üzerine Yağlı Boya, 100c130 cm, 2021
    6. Ahmet Kıran Hayali Yapılar, Fine Art Baskı, 60 x 90 cm, 2022
    7. Tarık Bolancı Ruhlar Kuyusu, Fine Art Baskı, 30x42 cm, 2024

    0
    0
    190
  • 03-12-2025

    Paulo Coelho’nun derlediği, Halil Cibran’ın sevgilisi Mary Haskell’e 1909-1924 yılları arasında yazdığı mektuplardan oluşan Ermiş’in Aşk Mektupları, Bengi De Sá Matos Paixão’nun çevirisiyle Can Yayınları’ndan çıktı.

    Bu mektuplar okura, sanatın ve aşkın insan ruhuna en çıplak hâliyle dokunan benzersiz yolculuğunu sunuyor. Bu mektuplar; Halil Cibran’ın kalbinden yükselen, Mary Haskell’in varlığıyla tamamlanan bir aşk ve ilham hikâyesi.

    Cibran’ın kaleminden dökülen kelimeler, Mary Haskell’e yazılmış mektuplarda aşkın ve sanatın en çıplak hâlini bulurken, bir sanatçının yaratım sancılarını, insan ruhunun özgürlük arayışını ve Ermiş’in ardındaki içsel yolculuğu da gün ışığına çıkarıyor. Coelho ise bu mektupları özenle derleyerek iki ruh arasındaki o derin sevgiye ve dostluğa, yüzyılların ötesinden yankılanan nadir bir aşka kulak vermemizi sağlıyor.

    “İnsan sevdiği zaman ruhunu açığa vurur; ben de Halil Cibran’ın iç dünyasını Mary Haskell’le olan mektuplaşmalarında buldum.” - Paulo Coelho

    0
    0
    251
  • 02-12-2025

    29. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında prömiyer yapan Televizyonun Karşısında Özel Mülkiyetin Kökeni Üzerine Düşünürken Uyuyakalmışım, Babamın Sesine Uyandım (kısaca Babamın Sesine Uyandım), 27 Aralık’ta Alan Kadıköy’de tiyatroseverlerle buluşacak.

    Ferdi Çetin’in yazdığı, Görkem Şarkan’ın yönettiği oyunda dramaturji Noyan Ayturan’a ait. Onur Dikmen, Neslihan Arslan, Doğa Kahvecioğlu ve Murat Karasu’nun rol aldığı oyunun yaratıcı ekibinde Merve Yörük (dekor), İrem Dilaver (kostüm), Ayşe Sedef Ayter (ışık), Vehbi Can Uyaroğlu (ses) ve Bahadır Canberk (video) yer alıyor. Hafızanın kırılganlığı, aile içi dinamikler, erkeklik kodları ve kolektif belleğin dönüştürücü etkisini birlikte ele alan yapım; kişisel olan ile politik olanın kesiştiği katmanlı bir anlatı kuruyor. Oyun, herkesin kaçmak istediği fakat nereye gideceğini bilemediği günümüz dünyasına dair sarsıcı bir portre sunuyor.

    Babamın Sesine Uyandım, aynı zamanda oyunun yaratıcıları Ferdi Çetin, Görkem Şarkan ve Noyan Ayturan tarafından kurulan İstinaf Protokolü’nün ilk yapımı olma özelliğini taşıyor. Oyunun yazım süreci Portekizli tiyatro topluluğu A Turma ile GalataPerform’un yürüttüğü Yeni Gerçeklikler Üzerine Yazmak oyun yazarlığı rezidans programı kapsamında geliştirildi.

    “Baba-oğul ilişkisi, solmuş idealler, vazgeçilmiş devrimler ve Zoom ekranlarının soğuk ışığında değişen kuşakların bellekleri… İstanbul’un derinliklerindeki bir stüdyoda, akademiyi terk etmiş genç bir sanatçı; yıkılan idealler, yaşlanan bir baba ve hızla dönüşen dünya arasında kendi yerini bulmaya çalışırken rüya ile uyanıklık arasında salınan bir anlatı ortaya çıkar. Tarlada uyuyanların, tavuklarla büyütülen çocukların ve giderek silikleşen aile hatıralarının oluşturduğu bu evrende, sanatçının önce yaşaması mı yoksa yaratması mı gerektiği temel bir soruya dönüşür.”

    Fotoğraf: Salih Üstündağ

    0
    0
    287
  • 02-12-2025

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından restore edilerek Haliç Sanat 1, Haliç Sanat 2 ve Haliç Sanat 3 adıyla birer kültür sanat merkezine dönüştürülen Balat’taki Fener Evleri’nde üç yeni sergi sanatseverlerle buluşuyor.

    Tansu Kırcı’nın mekân, bellek ve kimlik arasındaki ilişkiyi irdelediği ilk kişisel sergisi “Taşın Belleği” Haliç Sanat 1’de; Özge Kahraman’ın mağara metaforu üzerinden hafıza, zaman ve bilinçaltı arasındaki bağı irdelediği sergisi “Karanlığın Hafızası” Haliç Sanat 2’de; Mine Kemertaş’ın bireysel ve kolektif belleğin iç içe geçtiği bir alan olarak evi yeniden yorumladığı “Boş Ev” sergisi ise Haliç Sanat 3’te izleyicilerin beğenisine sunuluyor.

    Tansu Kırcı’nın ilk kişisel sergisi “Taşın Belleği”, mekân, bellek ve kimlik arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Mekân algısı ve taşa bakışı, çocuk yaşta tanık olduğu 17 Ağustos 1999 depremi tarafından belirleyici biçimde şekillenen sanatçının eserlerinde merdiven, kapı ve koridor gibi geçiş formları, bireyin kendini tanıma sürecinin ve varoluşun sürekli dönüşen doğasının metaforları olarak beliriyor. Özge Kahraman kişisel sergisi “Karanlığın Hafızası”nda yeraltını zaman, hafıza ve bilinçaltı arasındaki ilişki üzerinden ele alıyor. On iki yıllık mağaracılık deneyiminden beslenen Kahraman, mağaraya inişi hem bedensel bir keşif hem de zihinsel bir derinleşme eylemi olarak tanımlıyor. Kahraman’ın üretiminde çizim, 3D modelleme, LiDAR taramaları, haritalama, video ve fotoğraf gibi farklı araçlar bir araya gelerek zamanın jeolojik ve psikolojik katmanlarını görünür kılıyor. Sanat pratiğinde, ev ve mekân kavramlarını yalnızca fiziksel karşılıklarıyla değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal katmanlarıyla birlikte ele alan Mine Kemertaş’ın “Boş Ev” sergisi, ev, kimlik ve aidiyet kavramlarını bireysel ve toplumsal belleğin iç içe geçtiği bir düzlemde irdeliyor. Kemertaş’ın pratiği, yerleştirme, heykel, resim ve fotoğraf gibi farklı mecraları bir araya getiren disiplinlerarası bir üretim anlayışına dayanıyor. Sanatçı, kişisel belleğinde yer etmiş mekânları yeniden kurgularken bazen yalnızca kendi hatırasına ait bir odayı, bazen de başkalarının izlerini taşıyan ortak alanları görünür kılıyor.

    Künye:
    1-2. Tansu Kırcı, “Taşın Belleği”
    3-4. Özge Kahraman, “Karanlığın Hafızası”
    ​5-6. Mine Kemertaş, “Boş Ev”

    0
    0
    371
  • 02-12-2025

    Damızlık Kızın Öyküsü gibi romanlarıyla tanınan Margaret Atwood’un dokunaklı, oyunbaz, bilge şiirlerinden oluşan Kalpten adlı kitabı, Nuray Önoğlu’nun çevirisiyle Doğan Kitap’tan çıktı.

    “Bir kedi geçiyor şiirden, sonra bir sümüklüböcek, derken denizkızları ve kurtinsanlar. Dostlar, sevgililer, katledilen kızkardeşler, yitip giden doğa… Atwood’un olağanüstü büyüsünde sıradan nesneler ve anlar dile geliyor. Hepsi hafızanın, unutuşun ve hatırlamanın içinden geçip ulaşıyor bize, hep bir ağızdan gündelik hayatın şiirini fısıldamak üzere. Hayat yine o baş döndürücü yaşam ve ölüm döngüsünde; yok olup gidenlerse hep yaşamın kıyısında, yanı başımızda. Şiir bunu söylüyor bize…”

    “Arkana bakma derler: Yoksa tuza dönüşürsün.
    Varsın olsun. Ne diye bakmayacakmışım?
    ​Işıl ışıl değil miydi? Güzel değil miydi, geride kalan?”

    0
    0
    293
  • 02-12-2025

    Alman heavy metal grubu Accept, Stagepass organizasyonuyla 25 Temmuz 2026’da Maximum Uniq Açıkhava’da müzikseverlerle buluşacak.

    2010 yılında Sonisphere festivali kapsamında Türkiye’de konser veren, solistleri Mark Tornillo’nun enerjisi ve performansıyla dikkatleri üzerine çeken Accept, 2024 yılında da unutulmaz bir konsere imza attı. Grup yeniden İstanbullu metalseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

    Grup, Solingen’de kurulduğundan bu yana heavy metalin temel taşlarından biri oldu, tartışmasız klasikler yayımladı ve tüm metalik alt türlerde nesilleri etkiledi. “Metal Heart” ve “Restless & Wild” gibi klasik metal marşlarından oluşan katalogları, bugüne dek internet üzerinden bir milyardan fazla dinlendi.

    ​Accept’in öncesinde sahneye çıkacak isimler ise ekstrem metalin önde gelen gruplarından Destruction ve Türkiye heavy metal sahnesinin güçlü temsilcilerinden Saint & Sinners olacak. Yüksek enerjili performanslarıyla tanınan bu iki grup, gecenin temposunu yükselterek Accept için zemin hazırlayacak.

    0
    0
    239
  • 02-12-2025

    Çevrim içi sanat galerisi Artcrowdistanbul, Harun Antakyalı’nın “Taş, Kağıt, Makas” başlıklı kişisel sergisini sanatseverlerle buluşturuyor.

    Taş-Kağıt-Makas olmak üzere üç farklı bölümde kurgulanan sergi, Harun Antakyalı’nın sokaktan galeriye, kamusal olandan bireysel deneyime uzanan görsel dilinin yeni bir durağını temsil ediyor. Harun Antakyalı, kent duvarlarının, kaldırımların ve geçici yüzeylerin diliyle konuşan sokak sanatını bu kez bir oyun üzerinden yorumluyor. “Taş, Kağıt, Makas” oyununun dönüşümlü güç ilişkileri gibi, sanatçının üretimi de kalıcılık ve geçicilik, kamusal ve kişisel, rastlantı ve kontrol arasındaki gerilimleri araştırıyor.

    “Taş” başlığı altında Harun Antakyalı ile bütünleşen “beton” malzemenin kullanıldığı eserleri, “Kağıt” bölümünde sanatçının naif ve kırılgan malzemeyi sokağın sert diliyle buluşturduğu kağıt üzeri eserleri bulunuyor. “Makas” bölümünde ise sanatçının izleyici ilk kez buluşacak, betondan ve spreyden uzak ama içerik olarak paralel yeni serisi yer alıyor. Tek renk zemin üzerinde, tekil figürler, kontrollü kalem darbeleri ile yaşam buluşuyor.

    Bu yeni buluşma ve sergi başlığı hakkında sergi küratörü Şanel Şan Sevinç şunları söylüyor: “‘Taş, Kağıt, Makas’ başlığı, yalnızca bir oyuna değil, üretimdeki döngüsel dengeye de işaret eder: Sert ve kalıcı olan taş, kırılgan ama güçlü kağıt, müdahale eden ve dönüştüren makas. Her hamle diğerini dönüştürür; Antakyalı’nın resimleri de bu dinamikle işler: Sert bir jestle başlar, yüzeyde çoğalır, katman katman başka bir biçime evrilir. Sergide üç bölümde bu evrimi irdeliyoruz.”

    ​“Taş, Kağıt, Makas” sergisini çevrim içi olarak Artcrowdistanbul’da 29 Kasım 2025-29 Ocak 2026 tarihleri arasında fiziki olarak sanatçının İstiklal Caddesi’nde yer alan atölyesinde randevu ile görebilirsiniz.

    Künye:
    1. Taş, Harun Antakyalı, Tuval Üzeri Karışık Teknik, 2024, Çap 35cm
    2. Makas, Harun Antakyalı, Kağıt Üzerine Karışık Teknik, 2024, 53x45 cm
    3. Kağıt, Harun Antakyalı, Kağıt Üzerine Karışık Teknik, 2023, 35x25 cm
    4. Taş, Harun Antakyalı, Kağıt Üzerine Karışık Teknik, 2024, 35x30,5 cm

    0
    0
    245
  • 02-12-2025

    Eulalia Canal’ın kaleme aldığı ve Rocio Bonilla’nın çizimleriyle hayat bulan, paylaşmayı ve cömertliği ince bir mizahla anlatan Hayaletler Kapıyı Çalmaz, Aren Şenorkyan’ın çevirisiyle MANDOLİN’den çıktı.

    Ayı ve Kunduz’un sıkı arkadaşlığına Ördek’in dahil olmasıyla başlayan eğlenceli ve biraz da gizemli olaylar, empati kurmanın ve yeni arkadaşlıkların önemini hatırlatıyor.

    Ayı ve Kunduz iyi birer arkadaştır ve daima birlikte oynarlar. Bir gün, Ayı Kunduz’a; oyunlarına katılması için Ördek’i de davet ettiğini söyler. Ama Kunduz, bundan hiç hoşlanmaz. Ya da Ayı ile olan arkadaşlıklarına dahil olabilecek herhangi birini… Bu yüzden, Ördek’in onlarla oynamasına engel olmaya karar verir. Ve elinden gelen her şeyi yapar! Ördek’i uzak tutmak için yaptığı çılgınca girişimler başarısızlıkla sonuçlansa da belki bu o kadar da kötü bir şey değildir? Belki de birkaç arkadaşının daha olması, tahmin ettiğinden çok çok çok daha eğlenceli olabilir…

    0
    0
    382
DAHA FAZLA
Geldanlage