GÜNDEM
  • 15-09-2025

    Dünyaca ünlü gerilim yazarı Dan Brown’ın “Bugüne kadar yazdığım en karmaşık kurgulanmış ve iddialı roman” olarak nitelendirdiği Sırların Sırrı, Petek Demir ve İpek Demir’in çevirisiyle Altın Kitaplar’dan çıktı.

    Sırların Sırrı, aralarında Türkiye’nin de yer aldığı on sekiz ülkede eşzamanlı olarak yayımlandı. Dan Brown; Başlangıç romanından sekiz yıl sonra, şimdiye kadarki en çarpıcı romanıyla geri döndü: Sırların Sırrı

    Dan Brown romanı hakkında Türk okurlarına bir de mesaj gönderdi: “Türk okuyucularıma özel bir merhaba demek istedim. Dünyanın dört bir yanındaki hayranlarım bir roman üzerinde araştırma yaptığım en büyüleyici yerin neresi olduğunu sorduklarında, her zaman aynı şeyi söylerim: İstanbul. Doğu ile batı arasındaki o büyülü geçit. İstanbul’un altındaki tarihi yeraltı sarnıcını keşfedip Cehennem’in finalini orada yapmaya karar verdiğim anı asla unutamam. Türkiye büyüleyici bir ülke olmasının ötesinde, dünyadaki en sevdiğim yayıncılardan birine ev sahipliği yapıyor: Altın Kitaplar. Onlar benim için aile gibidir ve yeni romanım Sırların Sırrı’nı sizlerle buluşturacakları için heyecanlıyım. Türkiye’deki tüm okuyucularıma en içten sevgilerimi sunuyor, yollarımızın en kısa zamanda kesişmesini diliyorum.”

    “Ünlü akademisyen Katherine Solomon'a Prag'da davet edildiği bir konferansta eşlik eden Robert Langdon'ın dünyası, Katherine Solomon'ın otel odalarından iz bırakmadan kaybolmasıyla kontrolden çıkar. Evinden uzakta olan Langdon, sevdiği kadını geri kazanmak için bilinmeyen güçlere karşı zekasını kullanmak zorundadır.

    Geniş kaleler, yükselen kiliseler, mezarlıklar ve labirent gibi yeraltı geçitlerinin oluşturduğu bir fonda, Langdon, yüzyıllardır sırlarını başarıyla saklamış ve bunları kolayca teslim etmeyecek bir şehirde yolunu bulmalıdır. Bu şehir, yalnızca kendi hayatı için değil, insanlığın geleceği için de mücadele etmesini gerektiren bir savaş alanıdır.”

    0
    0
    209
  • 15-09-2025

    Paula Fábrio’nun beklenmedik bir yalnızlıkla baş etmek zorunda kalan küçük bir kızın hikâyesini anlattığı Dilin Bir Parçası Kadar Önemli, Burçe Kaya’nın çevirisiyle İlksatır Çocuk’tan çıktı.

    “Nayara, Maria Eduarda ve Amanda üç ayrılmaz arkadaştır. Aynı sokakta oturur, aynı okula gider ve her şeyi birlikte yaparlar. Ancak gün gelip de bu arkadaşlığın arasına bir yalan girdiğinde, ayrılma zamanı gelip çatar.

    ​Nayara ne olduğunu bile anlayamadan arkadaşları ona sırtını döner. Zaman geçer, hayat devam eder.Beklenmedik bir yalnızlıkla baş etmek zorunda olan Nayara’nın yardımına, bu arkadaşlıktan geriye kalan en güzel şey, evrene duyduğu tutku koşacaktır.”

    0
    0
    197
  • 14-09-2025

    Elektronik müzik sahnesinin önemli isimlerinden, Belçika çıkışlı Stavroz, Pulse organizasyonuyla 31 Ocak’ta JJ Arena sahnesinde müzikseverlerle buluşacak.

    Elektronik müziği analog dokularla harmanlayan ve her performansında dinleyiciyi başka bir evrene taşıyan Gent çıkışlı Stavroz (Live) performansı ile dört senenin ardından yeniden İstanbullu müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

    IJsbrand De Wilde, Gert Beazar, Maxim Helincks ve Pieter De Meester’den oluşan Stavroz, organik seslerle elektronik altyapıyı benzersiz bir uyumla harmanlıyor. Hem DJ setleri hem de canlı performanslarıyla dikkat çeken grup; Coachella, Fusion Festival, Wonderfruit ve Cercle gibi platformlarda sahne aldı.

    0
    0
    301
  • 14-09-2025

    Ani Çelik Arevyan’ın “Geçmiş-Şimdiki Zaman / Past-Present Tense” başlıklı kişisel sergisi 27 Eylül tarihine kadar İstanbul Bienali paralel etkinlikleri kapsamında sanatçının stüdyosunda sanatseverlerle buluşuyor.

    ‘Hiçbiri kusursuz değil ve çok güzeller’

    ‘Geçmiş-Şimdiki Zaman’ serisindeki fotoğraf ve heykel çalışmalarım, kendi geçmişimle şimdi arasında kurduğum bağın, olasılıklarını araştırma ve yeniden tanımlama çabamın bir yansımasıdır. Kokunun hafızamızdaki derin etkisini ve kadın bedeni formundaki şişelerin kendi izlerini kullanarak, bireysel ve kolektif hikâyelere yeni bir bakış sunuyorum. Geçmişin kırılgan anlarını, bir şişede saklanmış bir koku gibi yeniden yapılandırarak, geleceğe dair olasılıklar yaratmaya çalışıyorum. Bu yaklaşımım hem duygusal bir sığınak hem de zamanın ötesine geçme arayışıdır. Bir zaman kapsülü gibi geçmişi ve geleceği bir araya getirerek, izleyiciyi de kendi olasılıklarını keşfetmeye davet ediyorum.

    Sergi, 27 Eylül’e kadar 10.00-18.00 saatleri arasında, sonrasında ise 23 Kasım’a kadar randevulu ziyaret edilebilecek.

    ​Adres: Güzelbahçe Sok. No:1, Arev Apt. Nişantaşı, İstanbul 

    0
    0
    320
  • 14-09-2025

    İllüstratör Uğur Altun’un harflerden korkan, b ile d’yi birbirine karıştıran bir çocuğa şefkatle yaklaştığı, tüm çocuklar için bir yüreklendirme öyküsü anlattığı kitabı Sıra Sende!, Redhouse Kidz (Sev Yayıncılık) tarafından yayımlandı.

    Altun, Sıra Sende! ile kendi çocukluğunun elinden tutuyor. Kitap; disleksi ya da bambaşka nedenlerle okumakta zorlanan, harfleri birbirine karıştıran çocukların duygu dünyasını resimler eşliğinde anlatıyor. Her çocuğun okuma serüvenin kendine özgü olduğunu hatırlatan Sıra Sende! çocukların kendi yolunu bulma yolculuğunda yetişkin desteğinin önemine değiniyor.

    Harflerden korktunuz mu hiç?
    b ile d’ den kaçtığınız oldu mu?
    Siz hiç, bir kitabın içinde kayboldunuz mu?
    Kitaplar labirent gibiydi benim için.
    Haritaları yoktu, çıkışı bulmak çok zordu.”

    0
    0
    332
  • 13-09-2025

    Pg Art Gallery, Ömer Faruk Yaman’ın insan ile makine arasındaki ilişkiyi yeniden kurguladığı “Anima Machina” başlıklı kişisel sergisini 11 Ekim’e kadar sanatseverlerle buluşturuyor.

    Ömer Faruk Yaman’ın pratiği, insan ile makine arasındaki sınırların geçirgenliğine odaklanıyor. Sanatçının bu sergide merkezine aldığı Voyager figürü, çağdaş teknolojik sistemlere dışarıdan bakan kurgusal bir gezgin olarak insan-makine etkileşimlerini kayda geçiriyor. Yaman’ın çizimleri ve formları, ilk bakışta mekanik parçaların birleşiminden oluşmuş gibi görünse de salt endüstriyel bir temsil olmaktan çıkar; makinenin insana eşlik eden duygusal ve varoluşsal katmanlarını açığa çıkarıyor. Her bir iş, parça parça bir araya gelen modüler bir bilincin temsili olarak izleyiciye sunuluyor.

    ​Bu yaklaşım, Gilbert Simondon’un “teknik bireyleşme” kavramını hatırlatır: teknik nesne yalnızca tamamlanmış bir bütün değil, çevresiyle birlikte sürekli evrilen bir varlık. Yaman’ın figürleri de sabitlenmiş formlar yerine, parçaların yeniden birleşmesiyle farklılaşan zamansız bedenler olarak kurgulanıyor. “Anima Machina” evreninde insan ile makine arasındaki sınırlar belirsizleşiyor. Organik ile inorganik arasındaki ayrımlar eriyor; teknik olan, insana dışsal bir unsur değil, içkin bir bileşen olarak görünür hâle geliyor. Böylece sergi, makineleşmenin klasik söylemini tekrar etmek yerine, insanın teknik olanla kurduğu duygusal, bilişsel ve varoluşsal bağları görünür kılıyor.

    0
    0
    368
  • 13-09-2025

    Ayşe Erkmen’in gerçekleşmemiş projelerine odaklanarak fiziksel olarak asla hayata geçirilememiş işlerinin ardındaki kavramsal süreçlere odaklanan yayını Undone, Dirimart tarafından yayımlandı.

    Monografi, yalnızca tamamlanmış yerleştirmelere odaklanmak yerine lojistik, politik ya da mekânsal sınırlamalar nedeniyle durdurulmuş ancak kavramsal düzeyde hâlâ güçlü bir şekilde varlığını sürdüren fikirleri görünür kılıyor. Kitap niyet, bağlam ve potansiyelin önemini öne çıkararak Erkmen’i yalnızca bir heykeltıraş ya da yerleştirme sanatçısı değil, aynı zamanda mekâna, kamusal alana ve olabilecek olanın poetikasına derinden bağlı bir düşünür olarak konumlandırıyor. Gerçekleşmemiş projeleri bir eksiklik ya da boşluk olarak değil, anlam yüklü alanlar olarak ele alan Undone, sanatın rahatsız etme, yeniden tahayyül etme ve –Fulya Erdemci’nin bir zamanlar ifade ettiği gibi– “gerçekliğin dikişlerini gevşetme” gücüne tanıklık ediyor. Kitap, kamusal alan sanatı için önemli bir savunucu olan Erdemci’nin (1962–2022) anısına derlendi.

    Ayşe Orhun Gültekin’in yayına hazırladığı monografi, Friedrich Meschede ve Cem İleri’nin kaleme aldığı iki metinle sanatçının stratejisini, kamusal sanatın geniş bağlamlarını ve güncel sanatta “gerçekleştirme” meselesini çok katmanlı, karmaşık bir süreç olarak ele alıyor. Undone, sanatı yalnızca fiziksel varlığı üzerinden değerlendirmek yerine, alışıldık başarı ölçütlerini sorguluyor ve Erkmen’i mekân, toplum, biçim ve malzemeyle kendi tercihlerine göre ve özenle ilişkiye geçen bir sanatçı olarak ele alıyor. Kitabın çevirilerini Özge Çelik (ALM-İNG), Armağan Ekici (TR-İNG), Steven Lindberg (ALM-İNG) üstleniyor.

    Undone detayları için info@dirimart.com adresi üzerinden bilgi alabilirsiniz.

    0
    0
    428
  • 12-09-2025

    mor ve ötesi’nin solisti Harun Tekin, yeni solo projesi Test 1-2-3’ün lansman konseriyle 9 Kasım akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde müzikseverlerle buluşacak.

    Harun Tekin, yeni solo projesi Test 1-2-3’ün lansman konseri ile izleyicilerle bir araya gelmeye hazırlanıyor. İki bölümden oluşan bu özel gösteride Tekin’e bazı parçalarda iki multi-enstrümantalist müzisyen eşlik ediyor ve sahnedeki enerjiyi farklı bir boyuta taşıyor. Daha önce İstanbul, Çeşme, New York, Viyana ve Hamburg’ta çeşitli mekanların programında yer bulan Test 1-2’nin ardından gelen Test 1-2-3, çok daha farklı bir fikre dayanıyor ve seyirciye yepyeni bir deneyim sunuyor. Harun Tekin’in müzikal yolculuğunda özel bir an olarak öne çıkan Test 1-2-3, dinleyicilere unutulmaz bir akşam vaat ediyor.

    ​Harun Tekin Test 1-2-3 etkinliğinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    407
  • 12-09-2025

    Selen Ansen ve Eda Berkmen’in küratörlüğünü üstlendiği “Folia” başlıklı sergi, 21 Eylül 2025-1 Mart 2026 tarihleri arasında Koç Holding’in himâyesinde, Bağlarbaşı Abdülmecid Efendi Köşkü’nde sanatseverlerle buluşacak.

    Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un “büyülü bahçe” fikrinden hareketle hayata geçirilen “Folia” sergisi, Türkiye ve yurt dışındaki kurum, sanatçı ve koleksiyonerlerden ödünç alınan yapıtların yanı sıra Koç Holding desteğiyle bu bağlamda üretilen eserleri bir araya getiriyor. Doğadaki süreçleri farklı malzemeler ve mecralar aracılığıyla yorumlayan sergi, hayalî bir bahçenin kapılarını aralayarak bitkiler, hayvanlar ve insanlar arasındaki karşılıklı etkileşimleri yeniden düşünmeye teşvik ediyor.

    “Folia” sergisi, Latince “folia” kelimesinin bir yandan ağaç yapraklarına, dolayısıyla da botaniğe ve doğaya, diğer yandan da çılgınlığa ve aşırılığa gönderme yapan ikili anlamından yola çıkıyor. Abdülmecid Efendi Köşkü’nün mimari yapısıyla ve tarihiyle ilişkilenen bu büyülü dünya, ziyaretçileri hayalle gerçeğin, yerle göğün, tuhaf ile tanıdığın, küçük ile devâsa olanın kesiştiği bir alana davet ediyor. Folia’nın vücuda getirdiği çok katmanlı bahçede, insan eliyle üretilen formlarla yaratıklar gelişiyor, serpiliyor, çürümeye yüz tutuyor, yenileniyor, çoğalıyor, birleşiyor ve başkalaşıyor. Sergilenen eserler, doğadaki süreçleri farklı malzemeler ve mecralar aracılığıyla yorumlarken, bitkiler, hayvanlar ve insanlar arasındaki karşılıklı etkileşimleri yeniden düşünmeye teşvik ediyor.

    Tarih boyunca bahçeye atfedilen sembolik ve kültürel anlamlardan beslenen “Folia” sergisindeki eserler, bahçeciliğin mevsimlere dayalı süreçlerine ve barındırdığı çeşitli eylemlere ışık tutmanın yanı sıra sihir, aşkınlık ve ütopya kavramlarını da ele alıyor. Serginin güzergâhı, tarihî köşkün iç ve dış mekânlarını birbirine bağlarken, doğanın canlılığı ve bereketi ile insanın hayal gücü arasında köprü kuran çok duyulu bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Yüze yakın sanatçıyı ve üç yüzü aşkın yapıtı kapsayan sergi, Japonya’dan Güney Afrika’ya kadar farklı coğrafyalardan ve 19. yüzyıldan bu yana tarihin farklı dönemlerinden sanat eserlerini popüler kültür, botanik bilimi ve zanaatla ilişkilenen nesnelerle buluşturuyor.

    Sergiyi 21 Eylül 2025 - 1 Mart 2026 tarihleri arasında Pazartesi günleri hariç 11.00 - 19.00 saatlerinde ziyaret edebilirsiniz.

    Künye:
    1. Sergiden genel görünüm Folia Abdülmecid Efendi Köşkü 21 Eylül 2025 — 1 Mart 2026 Photo credit: Hadiye Cangökçe
    2. CAMILA ROCHA 2025 Asılı Eğrelti Otu II Metal Sanatçının ve Öktem Aykut’un izniyle Photo credit: Hadiye Cangökçe
    3. 2020/2025 Proteus’a Sunular Özel balmumu, Protea çiçekleri, metal çubuk Sanatçının izniyle Değişken boyutlar Photo credit: Hadiye Cangökçe
    4. Sergiden genel görünüm Folia Abdülmecid Efendi Köşkü 21 Eylül 2025 — 1 Mart 2026 Photo credit: Hadiye Cangökçe
    5. PALOMA VARGA WEISZ 2023 Yabaniler 3, 6, 18 Bronz Paloma Varga Weisz telif hakkıyla Sadie Coles HQ, Londra ve Konrad Fischer Galerie, Düsseldorf izniyle Photo credit: Hadiye Cangökçe

    0
    0
    484
  • 12-09-2025

    Türkiye kripto varlık ekosisteminin oluşumuna ve gelişimine öncülük eden Paribu tarafından, disiplinlerarası üreticilere yeni bir sahne olarak hazırlanan Paribu Art ziyaretçileriyle buluşmaya hazırlanıyor.

    Geçtiğimiz günlerde basın mensupları ile gerçekleşen ön keşifte açılacak yeni sahnenin hedeflerini Paribu Art direktörü Özge Bakırçalı ve Paribu kurucu ve CEO’su Yasin Oral paylaştı. Paribu’nun kültür sanat alanındaki uzun soluklu destek yaklaşımının somut bir yansıması ve çağdaş, yenilikçi, kapsayıcı bir sanat platformu olan Paribu Art; sanatın teknolojiyle buluştuğu, disiplinler arası üretimi odağına alan, sanatın erişimini genişleten ve etkileşimi çoğaltan yeni nesil bir yaratım alanı oluşturmayı hedefliyor. Paribu Art; dijital dönüşümün sunduğu olanakları, üretim, sergileme ve erişim süreçlerine entegre ediyor. Yerel kültürden ilham alan, küresel diyaloğa açık, özgün ve çağdaş bir sanat ekosistemi kurmayı amaçlıyor.

    Terminal Kadıköy’de bulunan mekân ana sahnesinde 639 kişilik oturma kapasitesiyle, 2000 kişiye kadar ulaşan etkinlik alanıyla yeni düşünce biçimlerine, yaratıcı ifadelere ve kolektif deneyimlere, konserler, tiyatro gösterileri ve sergiler gibi sanatın farklı disiplinlerine ev sahipliği yapacak. Türkiye’de sanatın etki alanının genişlemesine katkı sağlamak amacıyla kurulan yeni sahnenin ilk konuğu 16 Eylül’de Atina Epidauros Tiyatro Festivali’nin “en iyi oyun” ödülüne sahip olan The Dogs olacak.

    Yakın dönemde ise Fringe Istanbul kapsamında gerçekleşecek multidisipliner sahne yaklaşımıyla dikkat çeken asses.masses gösterimi; cazdan popa uzanan özgün müzikleriyle Theo Croker ve The Wanton Bishops konserleri, etnik ve dünya müziğini çağdaş bir yorumla sahneye taşıyan Bab L’bluz gibi çok yönlü performansları izleyiciyle buluşacak. Sezon boyunca her yaştan izleyiciye hitap eden, sahne sanatlarından dijital sanata uzanan zengin ve çok disiplinli bir etkinlik programına ev sahipliği yapacak.

    Paribu Art’ın programına Instagram hesabından ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    668
DAHA FAZLA
Geldanlage