GÜNDEM
  • 15-12-2025

    Arter, müzisyen Berke Can Özcan’ı 18 Aralık Perşembe günü saat 20.30’da Karbon sahnesinde müzikseverlerle buluşturacak.

    Berke Can Özcan, konserinde bir sonraki solo albümünün temellerini oluşturan yeni setini sunacak. Yeni düzenlemeleriyle eski bestelerinin yanı sıra, sanatçının yakın zamanda vefat eden dayısının ses ve görüntü arşivinden alınan örneklerle şekillenen yeni parçalar ve çeşitli günlük nesneleri “enstrüman” olarak kullandığı müzikal fikirler, bu yeni solo setinin merkezinde yer alıyor.

    Big Beats Big Times adlı oluşumun kataloğundaki ve Mountains are Mountains adlı ilk solo albümündeki bazı eski besteler, yeni görünümleriyle Berke Can Özcan’ın konserde yer vereceği solo setine dahil oluyor. Ayrıca, yakın zamanda vefat eden dayısının ses ve görüntü arşivinden miras aldığı örnekler etrafında şekillenen tamamen yeni parçalar, bir çiçekçinin oğlu ve hurda koleksiyoncusu olan Özcan’ın “enstrüman” olarak adlandırdığı, toprak saksıdan soda şişelerinin kapaklarına değin her türlü nesneyi kullanarak denemeye devam ettiği müzikal fikirler, bu yeni solo setinin kalbinde yer alıyor.

    İsminin Islands are Mountains olması düşünülen yeni albümde müzik; ülkeler arası taşınmak, sevdiklerini kaybetmek, savaşlar, köpek babası olmak, hastalanan yakın dostlar, düğünler, “varsayma” kavramı, sahafların kokusu, tersine mühendislik ve Maçka teleferikleri gibi temalar etrafında şekilleniyor.

    ​Berke Can Özcan konser biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    131
  • 15-12-2025

    Mina Pembe Malaz’ın “‘Ben’ler” başlıklı ilk bağımsız küratöryel projesi 21 Aralık’a kadar Balat’ın Surp Hireşdagabet Ermeni Kilisesi’ne bağlı yeni restore edilen A. Demircian Sanat Evi’nde sanatseverlerle buluşuyor.

    13 sanatçıyı bir araya getirerek hassas konuları birlikte deneyimlemeyi amaçlayan sergi, sanatçıların kimlik ve kolektif belleğe dair ürettikleri duygusal, tarihsel ve sembolik katmanlı işleri bir arada sunuyor. Sergi, köklü hikâyelerin feminist yeniden-anlatımlarından geleneklerin geri kazanımı ve dönüşümüne, doğayla kurulan eşitlikçi ilişkilere kadar uzanan bir seçki sunuyor. Sanatçıların hem duygusal miraslarına hem de onları çevreleyen tarihsel ve kültürel yapılara verdikleri kişisel ve eleştirel yanıtları görünür kılıyor. Tüm kişiler ve duygular için güvenli ve kapsayıcı bir alan açmayı hedefleyen “‘Ben’ler” öncelikle izleyicileri “bakmaya” ve “tanımaya” davet eden bir müdahale niteliği taşıyor. Aynı zamanda, bize duygu ve tepkilerimizi dondurmamızı söyleyen bir dünyada görmeye cesaret ediyor ve susturulmuş hikâyeleri görünür kılıyor.

    Elçin Acun, Mathilde Melek An, Leyla Borovalı, Cansu Çakar, Azra Çelik, Fulya Çetin, Irmak Dönmez, Dilara Göl, Ela Malaz, Cansu Sönmez, Deniz Türkoğlu Hewes, Duygu Yılmaz ve Kyveli Zoi’nin eserlerini bir araya getiren sergi çağdaş sanat pratikleri ile kültürel, duygusal ve tarihsel dokular arasında çok katmanlı bir diyalog kuruyor. Sanatçıların resim, mürekkep, tekstil, kapitone ve nakış, seramik ve çini teknikleri, fotoğraf, video ve yerleştirme gibi çeşitli mecralardaki çalışmaları çok sesli ve zengin bir yapı oluşturuyor.

    Balat’taki Surp Hireşdagabet Ermeni Kilisesi’ne bağlı, kırmızı taş duvarlı dört odalı tarihi A. Demircian Sanat Evi’nde düzenlenen sergi, mekânın çok katmanlı geçmişiyle güçlü bir bağ kurarak hem mekânsal hem duygusal bir derinlik yaratıyor.

    Künye:
    1. Deniz Türkoğlu Hewes, Nehrin Sırrı/ Secret From the River, 2025, Fotoğraf, Hahnemühle Matt fibre baskı, Sanatçının izniyle
    2. Azra Çelik, Vagina Dentata, 2025, seramik üzerine sır altı çini tekniği, 80h x 110w cm, Sanatçının izniyle
    3. Cansu Çakar, 1+1, 2025, Kağıt üzerine suluboya ve mürekkep, 37h x 52w cm, Sanatçı ve Art Sümer'in izniyle
    4. Duygu Yılmaz, Bahara Çağrı #2, 2024, film yakma ve çift pozlama, jelatin gümüş baskı _2025, 35mm film, 30h x 40w cm, Sanatçının izniyle
    ​5. Mathilde Melek An, Up in the Air #2, 2025, VEDUTA_E projesi, Between Air & Water serisi, Kapitoneli, pamuk dolgulu, 3 ton çok renkli nakışlı yorgan,​ 200h x 150w cm, Sanatçının izniyle

    0
    0
    206
  • 15-12-2025

    Juhea Kim’in arkadaşların düşman, düşmanların kurtarıcı olduğu, kahramanların yargılandığı ve kaplanların şekilden şekle girdiği, tüm dünyada ilgi uyandıran ilk romanı Küçük Ülkenin Kaplanları, Duygu Akın’ın çevirisiyle Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıktı.

    PyongYang’ın şaşaalı kurtizan okulu odalarından günbegün modernleşen Seul’ün göz alıcı kafelerine, kuzey rüzgârlarının estiği ormanlardan Mançurya’nın savaş meydanlarına Küçük Ülkenin Kaplanları, kendilerinin ve uluslarının kaderini ellerine almaya çalışan birbirinden renkli karakterlerin etkileyici hikâyesini anlatıyor.

    ​1917’de, işgal altındaki Kore’nin karlı dağlarında ailesinin karnını doyurmak için avlanan bir avcı, genç bir Japon subayını ve birliğini kaplan saldırısından kurtarır. Bu karşılaşma yarım asır sürecek, onlarca insanın kaderini etkileyecek olaylar silsilesinin başlangıcı olur. Öte yandan henüz küçük bir kız olan Jade, hizmetçilik yapmak için kapısını çaldığı Madam Silver’ın kurtizanlık okulunda bulur kendini. Bu sırada sokaklarda dilencilik ve yankesicilikle hayatta kalmaya çalışan öksüz bir çocukla, JungHo’yla tanışacaktır.

    0
    0
    183
  • 15-12-2025

    İstanbul Modern Sinema, Çin sinemasının son iki yılda hem gişede hem de festivallerde öne çıkan yapımlarından oluşan “Hikâye Çin’de Geçiyor” başlıklı seçkiyi 18-21 Aralık tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşturacak.

    Türk Tuborg AŞ’nin katkıları ve Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu iş birliğiyle düzenlenen “Hikâye Çin’de Geçiyor” seçkisi, Çin toplumunun güncel sosyo-ekonomik dönüşümünü farklı konu ve karakterler üzerinden ele alıyor. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen programdaki filmler, aynı zamanda dünya sinemasında giderek güçlenen Çin sinemasının yeni türlerdeki açılımlarını da yansıtıyor.

    ​Seçkide, 1990’ların Çin’inde gençlik ve sanat ruhunu yakalayan animasyon Sanat Akademisi 1994, Berlin Film Festivali’nde yarışan ve Pekin’de orta yaşlı bir baba ile genç bir kadının kurduğu beklenmedik yakınlığı konu alan Gölgesiz Kule, “Çin’in Barbie’si” olarak anılan ve gişede büyük başarı elde eden kadın filmi Onun Hikâyesi, 1970’lerde göç eden bir annenin emek ve dayanışma yoluyla Hong Kong’da başarıya ulaşmasını anlatan Mantı Kraliçesi ve 1942’de yaşanan trajik bir deniz kazasını hayatta kalanların tanıklıkları ve arşiv görüntüleriyle aktaran belgesel Lisbon Maru’nun Batışı yer alıyor. Programa buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    164
  • 15-12-2025

    The Letter Art Gallery, “StickJam:Playground” başlıklı sergiyi 5 Ocak 2026 tarihine kadar sanatseverlerle buluşturuyor.

    ​“StickJam:Playground” sergisi, sokak kökenli yaratıcı uygulamaları çağdaş görsel kültürün doğal bir parçası olarak ele alıyor. Kamusal alan ile sergi mekânı arasında kurulan bu ilişki, kolektifin eğlenceli, cesur ve çoğul görsel dilini görünür kılıyor. Sergi, Stick Jam kolektifinin yaratıcı görsel dilini gözler önüne seriyor. Stick Jam, sokak kültüründen beslenen ve yaratıcı üretimi odağına alan bir kolektif olarak varlığını sürdürüyor. Tasarımcıların ve illüstratörlerin özgürce deney yaptığı, kalıplardan bağımsız üretimler ortaya koydukları bir alanda, sokaklarda ve eskiz defterlerinde başlayan fikir alışverişlerinden doğmuş, zamanla gelişmiş bir kolektif. İllüstrasyon, alt kültürel kodlar ve tasarımsal deneyler kolektifin görsel dilini biçimlendiren temel unsurlar arasında yer alıyor.

    0
    0
    190
  • 15-12-2025

    Tülin Kozikoğlu’nun özgün bir bakış açısıyla ele aldığı arkadaşlık hikâyesinin, Gökçe İrten’in resimleriyle buluştuğu En Yakın Arkadaşım adlı kitap Redhouse Kidz tarafından yayımlandı.

    6 yaş ve üzeri okurlara yönelik bu resimli kitap, sürprizi içinde saklı zamansız bir soru soruyor: İnsan en yakın arkadaşını seçerken nelere dikkat etmeli? Kitap, kendini tanımak, kendiyle arkadaş olmak gibi evrensel temalarla derinleşiyor.

    “İnsan en yakın arkadaşını seçerken nelere dikkat etmeli? Asık suratlı biriyle sıkılmak mı yoksa dans etmeyi sevenle eğlenmek mi? Yazıp çizmeye, kesip biçmeye meraklıysa yaşadın! Sen de yanına oturup oyuna katılırsın. Senin en yakın arkadaşın nasıl biri? Sen nasıl bir arkadaşsın peki?”

    0
    0
    258
  • 14-12-2025

    Türkiye underground sahnesinde farklı janralardaki üretimleriyle dikkat çeken Luca Fritz, ilk prodüktör albümünün “Yeryüzünden” isimli ikinci şarkısını yayımladı.

    Kum, Mavi, Tuana, Defa, Azure Wrath, Eftalya Yağcı ile Frozen Clouds gibi isimlerle yaptığı işlerle tanınan Luca Fritz, bu kez güçlü bir hikâye anlatıcısı olan Kamufle ile bir araya gelerek, melankoliyle yumuşaklığı aynı çatı altında buluşturan, kırgınlıkların ve zihinsel yorgunluğun içinden geçen içsel bir yolculuk sunuyor. Akustik dokuların öne çıktığı prodüksiyon, Kamufle’nin samimi ve içe dönük sözleriyle birleşerek insanın kendiyle baş başa kaldığında bulduğu sessiz ama güçlü direnci hatırlatıyor. Luca Fritz’in çok türlülüğü merkezine alan müzikal vizyonu, bu parçada minimal bir sound tasarımıyla birleşiyor; dinleyiciyi hem içeri hem derine çeken bir atmosfer yaratıyor.

    Sözleri Kamufle’ye, prodüksiyonu ve düzenlemeleri ise Luca Fritz’e ait olan “Yeryüzünden”in kayıt süreci, sanatçının Kadıköy’deki “Yazlık” stüdyosunda tamamlandı. Şarkının kapak tasarımı ise SOMON imzası taşıyor.

    ​Luca Fritz’in 7 şarkıdan oluşacak ilk prodüktör albümünün ikinci adımı olarak Mümkün İşler & wana etiketiyle yayımlanan “Yeryüzünden” şarkısını buradan dinleyebilirsiniz.

    0
    0
    263
  • 14-12-2025

    Baki Bodur’un “Beklenti” başlıklı kişisel sergisi 19 Aralık 2025-14 Şubat 2026 tarihleri arasında Gülden Bostancı Galeri’de sanatseverlerle buluşuyor.

    “Bu sergi, form ile algı arasındaki etkileşimi sorgulayan bir araştırma alanı olarak tasarlanmıştır. Gözün ilk karşılaşmada üretmiş olduğu görüntü, çoğu zaman yalnızca yüzeysel bir kayıttır. Algı, nötr bir mekanizma değildir; bireyin geçmişi, karakteri ve içinde bulunduğu sosyo-kültürel bağlam tarafından şekillenir. Bu nedenle bir form her zaman sabit ve tekil değildir; her bakışta yeniden kurulur. Dolayısıyla bakmak, görmekle eşdeğer bir eylem değildir.

    Sergide yer alan çalışmalar, bu dönüşebilir yapının izini sürer. Her eser, sabit bir formun farklı algısal sonuçlar üretme kapasitesini görünür kılmak üzere kurgulanmıştır. Aynı görsel yapı, farklı izleyicilerde farklı kavramsal karşılıklar oluşturur. Bu durum, algının bireysel deneyimle sürekli yeniden üretilen bir süreç olduğunu gösterir. Eserlerdeki biçimsel düzenlemeler, bu çoğulluğu açığa çıkarmaya yönelik bir araştırma pratiği olarak düşünülmelidir.

    Bu çalışmaların nihai anlamı, izleyiciye açık bırakılmıştır. Form ile algı arasındaki ilişki, tamamlanmış bir yargı değil, sürekli değişim hâlindeki bir geçiş alanıdır. Her izleyici, eserlere kendi deneyim ve zihinsel arka planı üzerinden yaklaşarak yeni bir okuma üretir.
    Böylece tek bir form, birçok farklı algısal olasılığa dönüşür.
    Aynı form, farklı algılar.”

    Künye:
    1. Bilinçaltı / Subconscious Tuval üzerine akrilik boya/ Acrylic on Canvas 90x150cm 2025
    2. Kritik Kütle / Critic Mass Tuval üzerine akrilik boya/ Acrylic on Canvas 50x50cm 2025
    3. Baskı ve Kalıp / Print and Mold Tuval üzerine karışık teknik/ Mix Technic on Canvas 55x40cm x 2adet 2025

    0
    0
    338
  • 14-12-2025

    Cemre Öğün’ün aile bağlarının karmaşık doğasını, şehir yaşamının sınıfsallığını ve toplumsal cinsiyet bağlamında sarsılmaz sandığımız ilişkilerin kırılganlığını konu alan öykülerinden oluşan ilk kitabı Ağaç Gölgesi, Alakarga Yayınları’ndan çıktı.

    On üç öyküden oluşan Ağaç Gölgesi, okurunu sessiz ve serin bir ormanda dolaşmaya çıkıp kendiyle yüzleşmeye davet ederken insan yaşantısının tekinsizliğini görünür kılmayı amaçlıyor. Öğün’ün anlatımındaki canlılık, bu on üç öykünün benzersiz karakterlerini birbirine bağlayarak okuyucuyu metinler arasında tempolu bir yolculuğa çıkarıyor.

    ​Çocukluğunuzda saklambaç oynarken yakalandığınız o anın gölgesinde, geçmişin kemikleşmiş acılarıyla yüzleşiyorsunuz. Sessiz bir odada sorulmuş o basit ama sarsıcı soru: “Beni seviyor musun?” Bir huzurevi koridorunda adımlarınız yankılanıyor. Loş bir ışık, kilitli kapılar, ağır yemek kokuları… Ve neredeyse hiç tanımadığınız bir anneannenin parfümlü dolabının ardında sizi bekleyen geçmiş…

    0
    0
    252
  • 13-12-2025

    Berkun Oya’nın yazıp yönettiği, Asiye Dinçsoy, Berkun Oya, Cihat Süvarioğlu, Çağlar Çorumlu, Erdem Şenocak, Fatih Artman, Gönül Gezer, Nebi Tolga Yılmaz’ın rol aldığı KREK VR’ın ilk gösterisi 35 Mayıs, Paribu Art iş birliğiyle aralık ayında başlıyor.

    KREK VR izleyici deneyimini dönüştürmeyi hedefleyen yenilikçi bir projeye imza atıyor. 180 derece izleme deneyimi sunan KREK VR’ın ilk gösterisi 35 Mayıs, sanal gerçeklik (VR) gözlükleriyle izlenecek.

    35 Mayıs, izleyiciyi yalnızca bir seyirci olmaktan çıkararak hikâyenin bir parçası hâline getiriyor ve karakterlerin dünyasına doğrudan dahil ediyor. KREK’in dijital anlatı biçimlerine yönelik keşiflerinin bir sonucu olarak tasarlanan bu gösteri, izleyici ile kurulan ilişkiyi de yeniden tanımlıyor. Paribu Art’ın iş birliğinde sezon boyu gösterilmeye devam edecek 35 Mayıs, 8 kişilik gruplar hâlinde izlenebilen seanslarla haftanın 6 günü müzik, dans ve sahne gösterilerinin yer aldığı zengin programıyla İstanbul’un en yeni ve en yenilikçi çok sesli sahnesi Paribu Art’ta seyirciyle buluşacak.

    25 yılı aşkın süredir sahnelediği, her biri kült olmuş, kapalı gişe oyunlarıyla bilinen KREK, en son Bir BaşkadırCici, Kuvvetli Bir Alkış gibi işleri ile de oldukça ses getirdi. Kendine has sahne ve ses tasarımıyla büyük ilgi gören en son oyunu Dünyada Karşılaşmış Gibi 23. Afife Tiyatro Ödülleri’nde “Yılın En Başarılı Oyunu”, “Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü – Berkun Oya”; 2019 Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Ödülleri’nde “Yılın Yapımı” ödüllerinin de sahibi oldu.

    35 Mayıs
    Yazan ve Yöneten: Berkun Oya
    Oynayanlar (alfabetik sırayla): Asiye Dinçsoy, Berkun Oya, Cihat Süvarioğlu, Çağlar Çorumlu, Erdem Şenocak, Fatih Artman, Gönül Gezer, Nebi Tolga Yılmaz
    Yapımcı: Evrim Zeybek
    Görüntü Yönetmeni: Deniz Savaş Ertan
    Post Prodüksiyon Süpervizörü: Buğra Fatih Güneş
    Ses Tasarım ve Ambisonic Kayıt: Günkut Adalı
    Renk ve Online İşlemler: Gürhan Şengel
    Uygulayıcı Yapımcı: Ahmet Şahin
    Proje Sorumlusu: Uğur Ünlübahçeci
    Yapım Koordinatörü: Sıla Doğanay
    ​VR Çekim Danışmanı: Burak Günaydın

    0
    0
    2385
DAHA FAZLA
Geldanlage