27 EKİM, PAZARTESİ, 2025

Ay Işığında Ayıcık Luna

Sacha Heemels’in yazdığı ve resimlediği, küçük kutup ayısı Luna’nın annesi ile karanlık ormanlardaki umut dolu yolculuğunu anlatan kitabı Ay Her Yerde Aynıdır üzerine bir yazı.

Ay Işığında Ayıcık Luna

Doğa - kültür karşıtlığı insan için kadim bir açmaz. Kültürel bir varlık olarak insan, varoluşunun bedelini doğaya ve doğadaki bütün canlılara ödetiyor. Şehir, medeniyet, üretim, tüketim, nüfus, kâr büyüdükçe yani kültürün alanı genişledikçe doğanın payına yok olmak düşüyor. İnsanlığın erdemlerinin veya başarılarının bedelini konuyla hiç ilgisi olmayan birbirinden bambaşka canlılar ödüyor. Bazen zeytin ağaçları, bazen sokak köpekleri, bazense kutup ayıları.

​21. yüzyıl, görünen o ki çevrenin merkeze kaçtığı bir mülteci yüzyılı olacak. Hollandalı Sacha Heemels de üçüncü dünyalı bu tanıdık mültecilere, hepimizin yerküreye yapıp ettiklerimizden etkilenen kuzeyli kutup ayılarını da dahil ettiği, basit fakat ziyadesiyle derin bir hikâye yazıp resimlemiş: Ay Her Yerde Aynıdır. Türkçeye Sinan Çakmak’ın tercüme ettiği bu hüzünlü göç hikâyesinde tatlı kutup ayısı Luna ile annesinin yiyecek aramak için Kuzey Kutbu’ndan ayrılıp yola düşmeleri anlatılıyor. Takdir edersiniz ki çok az canlı heyecan ve macera aramak için yuvasını terk eder. Yola daima hayatta kalmak için düşülür.

Luna ve annesi doğal ortamları beyazlığını kaybettiği ve buzullar erimeye başladığı için kendilerinin hiçbir kabahati olmasa dahi yaşayabileceklerini umduklarını yeni diyarlara göç ediyorlar. Amaçları yeni bir ev bulmak. Yeni bir başlangıç, yeni bir yuva için alıştıkları, bildikleri, tanıdıkları, kendilerini evlerinde hissettiren aşina oldukları her şeyi arkada bırakıp bilinmeyenin belirsizliği ve karanlığına doğru bir yolculuğa çıkıyorlar.

Sadece Luna için değil her göç eden mülteci için arkada kalanlar yeni karşılaşılanlarla kıyas götürmez. Luna’nın eski evi yıldızların ışıltısı altında aydınlıkken, şimdi annesiyle içinden geçtikleri bu orman karanlık ve ıssızdır. Arkadaşlar eski evde kalmıştır ve bu yeni dünya dışarıdan gelenlere çok da arkadaş canlısı değildir. Buradaki hayat her şeyiyle geride kalan hayattan farklıdır. Her şey Luna’ya yabancı ve farklı görünürken, bu minik ayıcık kendisini nasıl evinde hissedebilir ki! Fakat sonra ay doğar ve orman yavaş yavaş aydınlanır. Işığın azlığı ve çokluğu her şeyi olduğundan daha dostça ve düşmanca gösterebilir. Luna yavaş yavaş etrafında tanıdık ve bildik şeyler görmeye başlar. Mesela ona güven veren ay yine gökyüzünde ve tepesindedir. Ayın kendilerini takip etmesi onu birden mutlu eder. Oysa ay hep aynı yerdedir. Mesele onu görmenin verdiği güvenle yeni çevrene bakmayı bilmektedir.

Evet, Luna’nın da insanın da evinden uzakta kendini yalnız hissetmesi kötü bir duygudur. Ama kafanızı gökyüzüne çevirip ayı gördüğünüzde yalnız olmadığınızı hatırlayabilirseniz, dünyaya farklı gözle bakma fırsatı yakalarsınız. Nerede olursanız olun, orayı evinize çevirebilir ve yeni arkadaşlıklar kurabilirsiniz. Yeter ki denemekten korkmayın.

0
1579
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage