GÜNDEM
  • 19-04-2025

    Eda Şarman’ın İstanbul’un artık akmayan dere ve çeşmelerin izini sürdüğü “Su Ejderhası” başlıklı projesi 9 Mayıs’a kadar Non.Sight’ta sanatseverlerle buluşuyor.

    “Su Ejderhası” projesinde Eda Şarman, suyun yeryüzüyle etkileşimi, su akışıyla oluşan yüzey dokuları, tortulanma, aşınma, gözeneklenmeyi araştırarak İstanbul sokaklarında kurumuş derelerin ve çeşmelerin peşinden gidiyor.

    “Eda Şarman’ın su heykelleri, çeşmeler, akmayan çeşmeler, kırık çeşmeler gibi topraktan süzülerek akan suyun efsaneleridirler sanki. Onlar temel ihtiyaçları karşılarken, doğanın temel prensipleri ile çalışırlar. Su ejderhası buharlaşan suyun peşinden gider.”

    Adres: İ.M.Ç 6. Blok no:6637 (Atatürk Bulvarı, Yavuz Sinan Mahallesi, Unkapanı/Fatih)

    0
    0
    584
  • 19-04-2025

    Bozlu Art Project, Merve Zeybek’in “İçsel Harita” başlıklı ilk kişisel sergisini 17 Mayıs tarihine kadar Mongeri Binası’nda sanatseverlerle buluşturuyor.

    “İçsel Harita” sergisi, Merve Zeybek’in soyut sanata ve İslam estetiğine ait görsel dağarcığı özgün yaklaşımlarla bir araya getirdiği eserlerini izleyiciye sunuyor. Ana materyali kâğıt olan Zeybek’in el yazmalarındaki sayfa düzeni ve tezyinat anlayışını yeniden yorumladığı çalışmaları, İslam sanatı ve mimarisi üzerine hazırladığı saygın eserlerle bilinen sanat tarihçisi Oleg Grabar’ın soyutlama ve süslemeyi buluşturan bir öğe olarak tartışmaya açtığı geometriyi öne çıkarıyor.

    “Grabar’a göre geometrinin yanı sıra klasik İslam sanatında botanik ve yazı da baskın motifler olarak karşımıza çıkar. Bu iki motif de Zeybek’in sergisinde takip ettiği izlekler arasında yer alıyor. Sayfaların her köşesinden fışkıran bitkiler, yalnızca mürekkep izlerine dönüşmüş, parçalanmış harfler Zeybek’in incelikle oluşturduğu sayısız manzaranın içine karışıyor ve sergi tüm bu manzaraları birleştiren topografik bir toplama dönüşüyor. Genç sanatçı bu ilk solo sergisinde, şimdiden olgunlaşmanın izlerini taşıyan bir görsel dil ve içe dönük bir yaklaşımla kâinatı ölçeklendirmeye ve haritalamaya girişiyor.

    Pek çok farklı dönem ve coğrafyada varlık gösterdiğinden genellemelerle açıklamaya uygun olmayan İslam estetiğini bir arada tutan nadir ortak noktalardan birinin ikonik imgeleri dışlaması ve temsile dayanmayan bir görsellik anlayışı barındırması olduğunu savunan Grabar’a göre bu reddediş doğaya, hayvanlara ve insanlara ait fiziksel dünyanın güzelliğinin ve cazibesinin tanınmaması anlamına gelmiyordu. Zeybek’in eserlerine de doğanın çekiciliği nüfuz eder; toprağın kokusu duyulur, yaprakların yeşili görünür, gölün dinginliği hissedilir olur. Elektrik sinyalleri aracılığıyla birbirleriyle iletişim kurdukları yakın zamanda keşfedilen mantarlar, Zeybek’in kompozisyonlarını birbirlerine bağlayan bir ağ örerler.

    Temsili reddetmek, temsil edilen ya da edilebilecek her şeye eşit değer vermeye yönelik olumlu bir yaklaşımı da içerir. Zeybek’in eserlerini kurgularken dayandığı teorik yaklaşımlar çeşitlidir ve eşit değer taşıyan farklı zamanlardan ve yaşamlardan geçerek bir bütünlüğe ulaşma arzusunu da içerir. Tüm bu farklı yaşam yolları bir zar atımının açtığı olasılıklar dünyası içinde şekillenebilir. Varlık ve yokluk ile görünen ve görünmeyen de bu olasılıklara dahildir. Zeybek’in eserleri, yaşama ve var oluşa dair olasılıkları altınla kaplayarak aydınlatır ve altından saçılan ışık tüm var oluş ihtimallerini bir şiirin dizeleri gibi şefkatle sarıp sarmalar.”

    Künye: Merve Zeybek, Alaimisema, 2025, Paspartu üzerine akrilik boya, suluboya ve 24K altın, 30 x 25 cm

    0
    0
    509
  • 18-04-2025

    PİLEVNELİ, İrlandalı sanatçı Kevin Francis Gray’in Türkiye’deki ilk kişisel sergisini 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında sanatseverlerle buluşturacak.

    Kevin Francis Gray’in eserlerinden bir derlemeyi izleyicinin beğenisine sunan sergi, soyutlama, figürasyon ve portreciliği dinamik heykel kompozisyonları aracılığıyla bir araya getirerek Gray’in sanatsal dilinin son yıllardaki evrimini gözler önüne seriyor. Çağdaş heykelin önde gelen isimlerinden Kevin Francis Gray, İtalyan mermerinin tarihsel mirasını çağdaş bir bakış açısıyla yeniden yorumluyor. Klasik modelleme, döküm ve yontma tekniklerini güçlü bir el işçiliğiyle birleştirerek, sert ve hareketsiz olarak algılanan mermeri akışkan ve duygusal kompozisyonlara dönüştürüyor. Sergi, sanatçının Family ve Gestural Works serilerinden çalışmaların yanı sıra, Gray’in son Türkiye ziyaretinden ilham alan ve sergiye özel olarak üretilen Fragile Heads Serisi’ni izleyicilere sunuyor.

    Sergideki tüm eserler, kompozisyonlarının bütünlüğü ve dengesiyle öne çıkıyor. Katı formlar ve boşluklar arasındaki etkileşim, farklı açılar ve perspektiflerin eşzamanlılığı, izleyicinin eserin çevresinde hareket ettikçe açılan ve kapanan, genişleyen ve daralan dinamik bir yapı deneyimlemesini sağlıyor. Bir bütün olarak ele alındığında, sergi; malzemenin, biçimin ve insan varoluşunun dönüşümüne dair derin bir meditasyon sunuyor. Yüzyıllardır süregelen heykel geleneğinden beslenen ancak tamamen çağdaş bir yaklaşımla şekillenen Gray’in pratiği, heykel diline yeni açılımlar kazandırmaya devam ederken, fiziksel olanın geçiciliği ve insani bağların kalıcılığı üzerine düşünmeye davet ediyor.

    Künye:
    1. Fragile Heads Series, Photo Camilla Maria Santini
    ​2. Young Janus, 2020 Detail

    0
    0
    620
  • 18-04-2025

    Wes Anderson’ın yeni filmi Fenike Planı (The Phoenician Scheme) 30 Mayıs’ta vizyona girecek.

    Wes Anderson’ın yazıp yönettiği filmin hikâyesi Wes Anderson ve Roman Coppola imzası yaşıyor. Film, Avrupa’nın en zengin adamlarından biri olan Zsa-zsa Korda (Benicio del Toro), onun rahibe olan kızı Liesl (Mia Threapleton) ile Liesl’in öğretmeni Bjorn Lund (Michael Cera) arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Bir ailenin ve aile işinin hikâyesini anlatan filmin oyuncu kadrosunda; Benicio del Toro, Mia Threapleton, Michael Cera, Riz Ahmed, Tom Hanks, Bryan Cranston, Mathieu Amalric, Richard Ayoade, Jeffrey Wright, Scarlett Johansson, Benedict Cumberbatch, Rupert Friend, Hope Davis gibi ünlü isimler yer alıyor.

    ​Wes Anderson, Steven Rales, Jeremy Dawson ve John Peet’in yapımcılığını üstlendiği Fenike Planı filminin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

    0
    0
    670
  • 18-04-2025

    2023 Booker Ödülü finalisti Chetna Maroo’nun ilk romanı Western Lane, Mert Doğruer’in çevirisiyle Delidolu Yayınları’ndan çıktı.

    Western Lane, yaşadığı yıkıcı kaybı sporla sağaltmaya çalışan genç bir kızın kendini aşma mücadelesine odaklanıyor. Yas, büyüme, kardeş ilişkileri, kaybetme ve kazanma gibi konuları ele alan yazar, okuyucuyu kederle başa çıkarken hayatı yeniden anlamlı kılmanın yolları üzerine sorgulatıyor.

    Travma ve acıyı sporun “iyileştirici” gücüyle yenen 11 yaşındaki bir kızın dokunaklı ve ilham verici hikâyesini anlatan roman, her şeye rağmen aile birliğini korumanın önemini vurguluyor. Western Lane, olanca sessizliğin ortasında hayatın T noktasını arayan yalnız ruhların yolunu ışıtacak bir kendini gerçekleştirme yolculuğuna çıkarıyor.

    “İngiltere’de yaşayan Hint kökenli bir ailenin en küçük kızı Gopi, kendini bildi bileli elinde raket, ablalarıyla birlikte antrenmanlara katılır. Annelerinin ölümünden sonra ise babaları, onları sessiz ve sıkı bir çalışma rutinine sokar; böylece duvar tenisi bu üç kız kardeşin bütün dünyası hâline gelir. Servisler, sert vuruşlar ve düşüşler arasında yeteneğiyle gitgide ablalarından ayrılan Gopi bir yandan duygularını keşfederken bir yandan da etrafındaki insanları gözlemleyerek anlamayı öğrenir.”

    0
    0
    523
  • 17-04-2025

    Galeri 77, Roman Kakoyan’ın “Form ve Mekân (Form & Space)” başlıklı ilk kişisel sergisini 3 Mayıs’a kadar sanatseverlerle buluşturuyor.

    İnsanların ilk elden deneyimleyebileceği fiziksel alanlar yaratma fikrine derinden bağlı Roman Kakoyan’ın hayal gücünü gerçeklikle harmanladığı merak ve duygu uyandıran eserlerinin yer aldığı sergi, sanatçının gerçek ile gerçek dışı arasındaki sınırların muğlaklaşarak kusursuz bir şekilde birleştiği, tekinsiz ama aynı zamanda karamsar olmaktan çok düşündürücü bir dinginliğe de sahip hibrit mekânlarına odaklanıyor.

    Sanatçının son zamanlarda merak duyduğu psikoloji üzerine gerçekleştirdiği araştırmalar sırasında keşfettiği ve bireyin çelişen düşünceler, inançlar veya algılar karşısında yaşadığı içsel rahatsızlığı tanımlayan “bilişsel çelişki” (cognitive dissonance) kavramını da sorgulamaya açan sergi, Kakoyan’ın kompozisyonlarında oluşturduğu mekânsal gerilimler, ışık ve gölge arasındaki dinamik ilişkiler, iç-dış mekân arasındaki sınırların belirsizleşmesi gibi ikilikler üzerinden izleyicinin duygusal tepkilerini tetikliyor. Resimlerdeki mekânlar bir yandan tanıdık ve güvenilir görünürken, diğer yandan terk edilmişlik hissi uyandıran yapısı sebebiyle bizleri “Bu alanlar gerçekten yaşanmış yerler mi, yoksa yalnızca zihinsel bir kurgu mu?” sorusuyla baş başa bırakıyor. Sergi, sanatçının 2020’den bu yana geçirdiği dönüşümü, anlatıdan arınmış, giderek daha minimal ve soyut bir anlayışa doğru ilerleyen çarpıcı değişimi gözer önüne seriyor.

    Künye:
    1. Roman Kakoyan On the Seashore 2024 Oil on canvas 98x143cm
    2. Roman Kakoyan Circular Apartment 2022 Oil on canvas 120x162cm
    3. Roman Kakoyan 6th Line 2021 Oil on canvas 52x70cm
    4. Roman Kakoyan Guardian of Sunflowers 2023 Oil on canvas 120x100cm
    ​5. Roman Kakoyan Room N4 2023 Oil on canvas 100x60cm

    0
    0
    577
  • 17-04-2025

    Heykel sanatçısı akademisyen Prof. Rahmi Aksungur’un retrospektif sergisi 14 Temmuz tarihine kadar İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşuyor.

    İş Sanat Kibele Sanat Galerisi, Türk plastik sanatlarının önde gelen isimlerine ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Eserlerinde geçmişin gelenekleri ile geleceğin olanaklarını harmanlayarak modernist sanata önemli katkılarda bulunan Rahmi Aksungur, geleneksel heykel sanatının sınırlarını zorlayan ve yenilikçi bir yaklaşım benimseyen eserleriyle tanınıyor. Bronz, ahşap ve taş gibi malzemelerle ürettiği eserlerinde, özellikle ızgara (grid) formunu hem yapısal bir araç hem de sanatsal bir ifade biçimi olarak kullanıyor. Sanatçı, mekân, çevre ve ölçek ilişkisini temel alarak gündelik nesneler, canlı varlıklar ve mitolojik ögelerden esinleniyor. Modern heykel sanatına özgü bir dil geliştiren Aksungur’un eserleri, geçmiş ile gelecek arasında bir köprü işlevi görüyor.

    ​Sergide, Aksungur’un sanat yaşamının çeşitli dönemlerinde ürettiği eserlerin yanı sıra, çeşitli kurumlardan ve koleksiyonerlerden ödünç alınan 70’ten fazla heykel, eskiz defterlerinden örnekler ve heykel çizimleri yer alıyor. Sergiyle eşzamanlı olarak hazırlanan ve Doç. Dr. Fırat Arapoğlu tarafından kaleme alınan kapsamlı katalog, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.

    Künye:
    1. Pegasus Epoksi 2024, 15x44x75 Cm. Özel Koleksiyon
    2. Cırcır Kompozit 2022, 63x18.5x42 Cm. Özel Koleksiyon
    3. Sarman Epoksi 2024, 16x23x43 Cm. Özel Koleksiyon

    0
    0
    1188
  • 16-04-2025

    Dirimart, Jak İhmalyan’ın galerideki ilk sergisini 19 Nisan-18 Mayıs tarihleri arasında Pera’daki mekânında sanatseverlerle buluşturacak.

    Jak İhmalyan’ın sürgün, hafıza ve resim pratiğine bağlılığıyla şekillenmiş dünyasına davet niteliğindeki sergi, sanatçının yüze yakın tablo ve desenini bir araya getirerek ressamın pratiğine kapsamlı bir bakış sunarken, eserlerini geniş bir izleyici topluluğuyla buluşturmayı amaçlıyor.

    1922’de İstanbul’da doğan İhmalyan, sanat eğitimine Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki ilk hocalık döneminde başladı ve Türkiye modern sanat tarihinde bir dönüm noktası olan 1941 tarihli Liman Sergisi’ne katıldı. 1949 yılında politik nedenlerle yurtdışına çıkmak zorunda kalan sanatçı, Beyrut, Varşova, Pekin ve Moskova’da yaşadı; Abidin Dino, Nâzım Hikmet ve Ara Güler gibi dostları aracılığıyla Türkiye’yle bağını yaşamı boyunca korudu. Sergide yer alan ve 1968-1978 yılları arasında üretilmiş eserler, kronolojik bir sıralamadan bağımsız, sekiz ayrı tematik grup altında sergileniyor. Sokak hayatı, natürmortlar, portreler, sirk temaları ve soyutlamaya yaklaşan kompozisyonlar gibi konular üzerinden sanatçının figüratif dili, renk alanları, Anadolu motifleri ve kendine has üslubu izleyiciye sunuluyor. Türkiye sanat tarihi yazınında etnik ya da dini köken bazlı kategorileştirmeler sonucunda gerektiği şekilde anılmayan Jak İhmalyan, yeniden keşfedilmeyi bekleyen pek çok sanatçıdan biri. Çok sayıda eserin bir araya geldiği bu geniş kapsamlı seçki ve sergi sırasında yayımlanacak sanatçı monografisiyle, sanatçının yaşamı ve üretim pratiğine dair yeni sorulara ve merak alanlarına kapı aralanması hedefleniyor.

    Künye:
    1. Untitled, 1970 kağıt üzerine yağlıboya 61x86cm
    2. Untitled, 1973 tuval üzerine yağlıboya Oil on canvas 35 x 50 cm
    3. Untitled, 1971 karton üzerine yağlıboya Oil on cardboard, 96 x 71.5 cm
    4. Untitled, 1973 Karton üzerine yağlıboya Oil on cardboard 100 x 80 cm
    5. Untitled, 1970, karton üzerine yağlıboya, oil on cardboard 99.5 x 80 cm

    0
    0
    1148
  • 16-04-2025

    Warner Bros. Discovery’nin küresel premium dijital yayın platformu Max, Türkiye’de yayına başladı.

    BluTV’nin Max’e dönüşmesiyle birlikte üyeler, BluTV’ye oranla yüzlerce farklı içerik ile binlerce saat daha fazla deneyim sunan, gelişmiş özellikler ve işlevlere sahip dijital yayın platformu Max’e giriş yapabiliyorlar. Yapılan lansman toplantısında Max’te yayımlanacak üç yeni yerli yapım Kaosun AnatomisiJasmine ve Feride de duyuruldu. Ayrıca daha önce duyurulan yerli yapımlar İlk GöktürkPrens ve Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikayesi’nin yeni sezonlarından ilk görüntüleri de paylaşıldı.

    Lansman itibarıyla, tüm yeni yerli yapımlar ve mevcut içeriklerin devam yeni sezonları Max Originals markasını taşıyacak ve Türkiye’nin yanı sıra küresel anlamda izleyicilerle buluşacak. Ayrıca Max üyeleri, Warner Bros. Discovery’nin kapsamlı ve genişletilmiş içerikleri ile The Last of Us’ın merakla beklenen ikinci sezonunu ve The Handmaid’s Tale’in final sezonunu izleyebilecekler.

    Warner Bros. Discovery Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Genel Müdürü Jamie Cooke şunları söyledi: “Max’in Türkiye’de yayına başlaması, Warner Bros. Discovery için önemli bir kilometre taşı ve BluTV’nin portföyümüze dahil oluşunun başarılı bir şekilde tamamlandığını gösteriyor. Gelişmiş platformumuz Max sayesinde daha da geniş bir içerik kütüphanesiyle birinci sınıf bir eğlence yelpazesi sunarak, bölgedeki ayak izimizi güçlendiriyoruz. İnanılmaz derecede zengin bir hikâye anlatımı mirasına sahip olan Türkiye’de, en kaliteli yerli yapımları Max’in küresel çapta başarıya ulaşmış yapımlarıyla bir araya getiren birinci sınıf bir içerik deneyimi sunuyor.”

    Türkiye Başkan Yardımcısı, Yerli Orijinal Yapımlar, Ulusal Kanallar ve Dijital Platform Operasyon Lideri Deniz Şaşmaz Oflaz ise şunları söyledi: “Max’in lansmanı, Türkiye’deki varlığımız için belirleyici bir an. Ülke olarak, canlı bir hikâye anlatma geleneğine ve gelişen bir eğlence endüstrisine sahibiz. Max ile sadece birinci sınıf içeriklerimizi Türk izleyicisiyle buluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin kendine özgü kültürünü ve hikayelerini anlatan yerli yeteneklere ve yapımlara yaptığımız yatırımı da artırıyoruz.”

    ​Max hakkında ayrıntılı bilgiye ve paketlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    698
  • 16-04-2025

    Banu Yıldıran Genç’in Latife Tekin’den Ali Smith’e onlarca yazarın kitabını inceleyerek insanın kendini edebiyat aracılığıyla yeniden inşa etmesini ele alan denemelerinden oluşan ikinci kitabı Yan Yana Durduğumuz Zamanlar, Notos Kitap’tan çıktı.

    Yan Yana Durduğumuz Zamanlar’da yas, kadınlık, annelik üzerine derinlemesine düşünürken edebiyatın aynı zamanda iyileştirici bir güç, bir dayanışma biçimi olduğunu hatırlatıyor.

    Kitap; Latife Tekin, Selçuk Baran, Kadire Bozkurt, Samanta Schweblin, Ali Smith’in de bulunduğu, bizim edebiyatımızın yanı sıra dünya edebiyatından yazarların kitaplarını ele alıyor. Okurlarını kendi hikâyesini, hayata tutunma biçimlerini düşünmeye çağırıyor.

    0
    0
    980
DAHA FAZLA
Geldanlage