GÜNDEM
  • 31-01-2025

    İbrahim Barulay’ın kaleme aldığı ve İsmail karakterine hayat verdiği Apsolit oyunu, 4 Şubat’ta Kadıköy Boa Sahne’de, 13 Şubat’ta ise Bahçe Galata’da tiyatroseverlerle buluşacak.

    Yönetmenliğini Onur Yalçınkaya’nın üstlendiği Strandom Art House yapımı oyun, sınır köylerden birinde yaşayan bir ailenin ele avuca sığmaz, hayat dolu çocukları İsmail’in Doğu’dan büyükşehrin sokaklarına uzanan hikâyesini ele alıyor. Apsolit; göç, toplumsal eşitsizlik, dil, adalet, kentsel dönüşüm konuları etrafında İsmail’in çocuk ve yetişkin dünyasını bir arada işliyor. Oyununun temelini ise çocukların özgürce yaşama ve düşünme hakkına sahip olması gerektiği fikri oluşturuyor. Apsolit oyunun biletlerine ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    “İsmail çocukluğundan beri duyduğu seslerin kendi içerisinde nasıl bir ahenk ile dolaştığını henüz bilmiyordu. Ta ki, sınırda var olan ve durmak bilmeyen politik şiddetin içerisinde yaşanan gerilim ile ailesinin büyük şehre göç etmesine kadar. Şehri, sokakları, yaşamı tutkuyla keşfeden İsmail, şehre gelince tüm hayatı birden değişir. Sesleri daha farklı duymaya, binaları daha farklı görmeye başlar. Okuldaki müzik öğretmeni sayesinde Apsolit olduğunu öğrenen İsmail, artık çok daha güçlüdür. İsmail’in müziğe olan bu olağanüstü yeteneği ise ailesinde bir deprem etkisi yaratır. 

    Uğultular şeklinde gelen yaşama inadı. Bu inat kimin insafına bırakılır?”

    Künye:
    Yazan: İbrahim Barulay
    Yöneten: Onur Yalçınkaya
    Yönetmen Yardımcısı: Enes Yavuz
    Metin Düzenleme: Burcu Çıtlak
    Dramaturji: Anıl Yıldız
    Işık Tasarımı: Utku Kara
    Hareket Danışmanı: Ceyda Özcan
    Ses/ Efekt Tasarımı: Yunus Emre
    Sahne Tasarımı: İbrahim Barulay, Onur Yalçınkaya, Ferhat Kaya
    Kostüm ve Afiş Tasarımı: Ferhat Kaya
    Müzik Danışmanı: Fatih Seyirdalı, Yağmur Uçaner
    Müzik: İbrahim Barulay ve Strandom Art House
    Oyun Video Klipleri: Ayten Çelik, Ömer Çakan, Volkan Yıldız
    Belgeleyen: Ayten Çelik
    İletişim Danışmanı: Zeynep Bolat
    Oynayan: İbrahim Barulay

    Fotoğraf: Ayten Çelik

    0
    0
    1109
  • 31-01-2025

    Artists&Collectors’ın bünyesinde yer alan “Emerging Artists” oluşumunun sanatçılarının çalışmalarını sunduğu “Ortak Kat” sergilerinin ilki “Pay, Payda ve Küme” temasıyla 11 Şubat tarihine kadar Artists&Collectors Atölyesi’nde sanatseverlerle buluşuyor.

    Ahmet H. Başsöz, Bilal Can Kara ve Esra Mengülerek’in bir yıl boyunca sürdürdükleri bağımsız sanatsal arayışların birleşiminden oluşan sergide sanatçılar, bireysel deneyimleri ve toplumsal bağlamları bir araya getirerek izleyiciyi düşünsel bir yolculuğa davet ediyor. Sergide yer alan 28 eser, bu iki düzeydeki etkileşimi keşfeden bir anlatı sunuyor ve izleyiciyi olaylara hem kişisel hem de toplumsal bir bakış açısıyla yaklaşmaya teşvik ediyor.

    Serginin en güçlü unsurlarından biri, sanatçılar arasında farkında olmadan paylaşılan mavi renk olarak karşımıza çıkıyor. Mavi, bireysel yaratıcılıkla toplumsal bağlamı birleştiren bir köprü işlevi görerek izleyiciyle daha derin bir bağ kurma fırsatı sunuyor. Bu sergi, aynı zamanda genç sanatçılar ve izleyici için bir diyalog alanı yaratmayı amaçlıyor. Koleksiyon yapmayı hem bireysel bir tercih hem de toplumsal bir katkı olarak sunan sergi, izleyiciyi yaratıcı sürece dahil ederek sanatı sadece izlemek değil, ona katılmak için bir fırsat olarak da öne çıkarıyor.

    ​“Pay, Payda, Küme” teması, sanatsal ifadeyi bir araya gelmenin, paylaşmanın ve ortak bir vizyon oluşturmanın metaforu olarak ele alıyor. Farklı disiplinlerde üretilmiş eserler, izleyicilere zengin bir görsel deneyim sunarken, sanatın birleştirici gücünü kutlamayı amaçlıyor. Pay, payda, küme kavramları, serginin temelinde birey ve topluluk arasındaki ilişkiyi sorgulayan bir yaklaşımı temsil ediyor. Pay, sanatçının bireysel ifadesini ve estetik arayışını yansıtırken, payda bu bireysel üretimlerin bir araya geldiği ortak bir bağlamı ifade ediyor. Küme ise, bu bireysel üretimlerin ve ortak bağlamların bir bütün olarak nasıl anlam kazandığını ortaya koyuyor. Bu bağlamda sergi, bireysel ve toplumsal anlatıların birbirine dokunduğu bir zemin yaratırken, her bir eserin hem bağımsız hem de bir bütünün parçası olarak okunabileceği çok katmanlı bir alan inşa ediyor. Pay, payda, küme kavramları; izleyiciyi bu ilişkiler üzerine düşünmeye, bireysel özgünlük ile ortaklık arasındaki dengeyi keşfetmeye davet ediyor.

    0
    0
    679
  • 31-01-2025

    Seval Şahin’in yayına hazırladığı, “Yaz Sıcağında Bir Esinti: Ahmet Hamdi Tanpınar” başlıklı podcast serisinin bir dökümü olan Çoksesli Bir Tanpınar Okuması adlı kitap Sanat Kritik Yayınları’ndan çıktı.

    Bağımsız kültür-sanat platformu Sanat Kritik; 2021 yılının ağustos ayında her gün, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın doğumunun 120. yıldönümü anısına “Yaz Sıcağında Bir Esinti: Ahmet Hamdi Tanpınar” adlı 42 bölümlük bu podcast serisi yayımladı. Bu podcast serisinin her bir konuşması Tanpınar hakkında bize yepyeni şeyler söylüyor, bu sebeple bu kitap hem çoksesli hem de çok yeni Tanpınar okumalarından oluşuyor.

    ​Kitapta Ali Ayçil, Ali Şükrü Çoruk, Ayfer Tunç, Ayhan Aktar, Beliz Güçbilmez, Burak Onaran, Burcu Alkan, Çimen Günay Erkol, Erendiz Atasü, Erol Köroğlu, Fatih Bakırcı, Fatma Erkman Akerson, Gaye Boralıoğlu, Handan Acar Yıldız, Hasan Turgut, Hilmi Tezgör, İlhami Algör, İnci Enginün, Kaan H. Ökten, Kemal Varol, M. Kayahan Özgül, Mahmut Mutman, Mehmet Samsakçı, Menekşe Toprak, Mukadder Gemici, Nedret Öztokat Kılıçeri, Nergis Ertürk, Nezih Erdoğan, Niyazi Zorlu, Oğuz Demiralp, Özen Nergis Dolcerocca, Seval Şahin, Sezen Ünlüönen, Şebnem İşigüzel, Şerif Eskin, Tevkifa İkiz, Timuçin Oral, Tugay Anar, Tülin Ural, Türker Armaner’in yazıları yer alıyor.

    0
    0
    723
  • 30-01-2025

    İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından her yıl, klasik müzik alanında gelecek vadeden 30 yaşın altındaki bir genç müzisyene destek sağlayan Aydın Gün Teşvik Ödülü’nün 2024 yılı sahibi, keman sanatçısı Bade Daştan oldu.

    Aydın Gün Teşvik Ödülü’nün kazananı, İKSV Genel Müdürü Görgün Taner başkanlığında, Borusan Kocabıyık Vakfı Genel Koordinatörü Ahmet Erenli, piyanist ve orkestra şefi İbrahim Yazıcı, piyanist ve devlet sanatçısı Gülsin Onay, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası başkemancısı Prof. Pelin Halkacı Akın ile İKSV Genel Müdür Yardımcısı Yeşim Gürer Oymak’tan oluşan seçici kurulun oybirliğiyle belirlendi. Bade Daştan’a ödülü 11 Haziran’da, 53. İstanbul Müzik Festivali’nin açılış töreninde sunulacak.

    ​2007 yılında Ankara’da doğan Bade Daştan, müzik çalışmalarına 2012’de Bilkent Müzik Okulu’nda, keman ana sanat dalında başladı. Burada Vseslava Kudinova ve ardından Muhammedjan Turdiev ile çalıştı. 2018’de ÇEV Sanat’ın katkılarıyla Brüksel’deki Musica Mundi Okulu’nda Leonid Kerbel ile çalışmaya başladı ve keman eğitimini burada tamamladı. 2024 yılında, önemli müzik okullarından, Amerika’daki Curtis Institute of Music’i birincilikle kazandı ve Türkiye’den bu okula giren ilk kemancı oldu. Bade Daştan, İş Sanat’ın “Parlayan Yıldızlar” serisinde 50 dakikalık resitaliyle yer aldı ve serinin en genç katılımcısı oldu. 2017’de Bilkent Senfoni Orkestrası ile ilk orkestra deneyimini elde etti. Aynı yıl, Ender Sakpınar yönetimindeki Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası ile Cumhuriyet Bayramı Özel Konseri’nde solist olarak Mendelssohn Keman Konçertosu’nun tamamını seslendirdi. Bugüne kadar Avrasya Filarmoni Orkestrası, Karşıyaka Belediyesi Oda Orkestrası, Musica Mundi Orkestrası ve İzmir Devlet Senfoni Orkestraları ile İbrahim Yazıcı, Gilbert Varga, Hakan Şensoy ve Tolga Taviş gibi şeflerle aynı sahneyi paylaştı. Katıldığı ustalık sınıfları ve atölye çalışmalarında Itzhak Rashkovksy, Ani Schnarch, Cihat Aşkın, Igor Tkacthuk, Alexander Vinnitski, Boris Kuschnir, Mincho Minchev, Maxim Vengerov gibi önemli isimlerle çalıştı. Bade Daştan, 24. Andrea Postacchini Yarışması’nda İtalya’da ikincilik, Pancho Vladigerov Yarışması’nda Bulgaristan’da birincilik ve en iyi Vladigerov yorumu, International Competition Young Virtuosos Yarışması’nda Bulgaristan’da birincilik ve International Grumiaux Competition for Young Violinists Yarışması’nda Belçika’da birincilik ödüllerinin sahibi oldu.

    0
    0
    569
  • 30-01-2025

    Martch Art Project, Merve Denizci’nin “Süregelen bütün bu şeyler arasında” başlıklı kişisel sergisini 7 Mart tarihine kadar sanatseverlerle buluşturuyor.

    Merve Denizci yeni sergisinde, izleyiciyi kendisiyle yapmış olduğu bir röportaj ile birlikte kendine sorular sormaya itiyor, bir yandan da izleyiciyi zihnin odacıkları içerisinde bir gezintiye çıkarıyor.

    Ben: Öncelikle emin olduğum bir şey var o da bu serginin ‘Bugün ve her zaman kendime güveneceğim’ isimli yapıttan doğmuş olduğu. Bu nedenle ismi geçen yapıttan başlamaya ne dersin?

    Merve Denizci: Evet, doğru. Bu serginin başlangıç noktası söz konusu yapıttır. Fakat elbette bu yapıtın bende uyandırdığı şeye dair kafamda bir hazırlık vardı. Bu hazırlık ise 2018 yılında School of Visual Arts’ta katıldığım bir artist residency programı vasıtasıyla gelişmişti...

    Ben: “Süregelen Bütün Bu Şeyler Arasında” bu çerçevenin içinde olmayı tanımlayan bir başlık mı? M.D.: Bunu şimdi ilk kez sen düşündün. Verdiğin ipucu için teşekkür ederim. Ama biliyorsun ki ben bu ismi düşünürken tıpkı düşünceler gibi formların da zamanda ve mekânda yolculuk ettiğini, karşı çıkışlarla bir parça değiştiklerini ama yine de ilk hâllerinden de hep bir iz taşıdıklarını düşünüyorum. Bu anlamda da hiçbir formun özerk ya da spesifik olmadığını biliyorum...
    ​Merve Denizci, Mono-Diyalog’dan alıntıdır.

    0
    0
    693
  • 30-01-2025

    İstanbul Müzik Festivali’nin, TSKB iş birliğinde genç kadın müzisyenleri desteklemek amacıyla düzenlediği “Yarının Kadın Yıldızları: Genç Kadın Müzisyenler Destek Fonu” için başvurular başladı.

    İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, Borusan Holding’in sponsorluğunda düzenlenen İstanbul Müzik Festivali’nin TSKB (Türkiye Sınai Kalkınma Bankası) iş birliğiyle 2018 yılında başlattığı “Yarının Kadın Yıldızları: Genç Kadın Müzisyenler Destek Fonu” için başvurular 14 Mart Cuma günü saat 17.00’ye kadar devam ediyor. Bugüne kadar 107 genç sanatçının müzik kariyerine katkı sağlayan fona yurtdışında lisans veya lisansüstü seviyesinde bir müzik okulundan kabul alan, müzik eğitimini yurtdışında sürdüren, kariyer gelişimine olumlu katkıda bulunacak ustalık sınıfı, orkestra seçmesi, uluslararası yarışma gibi etkinliklere katılmak veya çalgı almak için desteğe ihtiyaç duyan kadın müzisyenler başvurabiliyor.

    Başvurular, İstanbul Müzik Festivali Direktörü Efruz Çakırkaya başkanlığında, keman sanatçısı ve orkestra şefi Hakan Şensoy, arp sanatçısı ve akademisyen İpek Mine Sonakın, keman sanatçısı Nilay Sancar ve piyanist İris Şentürker’den oluşan seçici kurul tarafından değerlendirilecek. TSKB’nin destekleriyle oluşturulan fondan yararlanmaya hak kazanan müzisyenlere toplam fon miktarı, ihtiyaç duydukları destek oranında paylaştırılacak.

    1990 yılından bu yana İstanbul Müzik Festivali'nin destekçileri arasında yer alan ve bu sene kuruluşunun 75. yıldönümünü kutlayan TSKB, kadınların güçlenmesi yönündeki sosyal sorumluluk faaliyetleri kapsamında Yarının Kadın Yıldızları projesinde eğitim destek sponsoru olarak yer alıyor.

    Yarının Kadın Yıldızları fonundan yararlanmaya hak kazanan genç yıldızların 53. İstanbul Müzik Festivali izleyicisinin karşısına çıkacağı konserde, görsel sanatçı Hilal Can kanaat önderi olarak, İKSV Genç Sanatçı Fonu desteğiyle, genç müzisyenlerle birlikte sahnede olacak.

    İstanbul Müzik Festivali ve TSKB’nin besteci Ceren Türkmenoğlu’na verdikleri ortak siparişin dünya prömiyeri 21 Haziran Cumartesi akşamı Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda gerçekleştirilecek. Türkmenoğlu’nun yaylı çalgılar dörtlüsü için besteleyeceği yeni eserini Yarının Kadın Yıldızları bursiyerleri seslendirecek; Hilal Can ise canlı görselleme performansıyla genç yıldızlara eşlik edecek.

    “Yarının Kadın Yıldızları: Genç Kadın Müzisyenler Destek Fonu” hakkında ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    Künye:
    1. Hilal Can
    ​2. Ceren Türkmenoğlu

    0
    0
    790
  • 30-01-2025

    İngiliz-Alman post-punk ikilisi Lebanon Hanover, Epifoni organizasyonuyla %100 Müzik’in katkılarıyla 19 Eylül akşamı IF Performance Hall Beşiktaş’ta konser verecek.

    William Wordsworth’e hayranlık duyan, art nouveau estetiğinin güzelliğinden etkilenen, geceleri İngiliz sahillerini ve ormanlarını keşfeden ve Berlin’in şehirciliğinden ilham alan modern çağın gerçek romantikleri olarak karşımıza çıkan ekip, enerjisi yüksek performanslarıyla öne çıkıyor. Zamanlarının müziklerinden çok sıkılan, 80’lerin analog dünyasında mutluluğu bulan Larissa Iceglass ve William Maybelline; tutkularının peşinden gitmek için iş ve eğitimlerini bir kenara bırakarak bundan 14 yıl önce Lebanon Hanover’i kurdu. İkilinin müziğinde, William’ın güçlü bas çizgisi ve Larissa’nın kara mizah içeren İngilizce-Almanca şarkı sözleri dikkat çekiyor.

    ​19 Eylül saat 21.30’da gerçekleşecek %100 Müzik Sunar: Lebanon Hanover konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    682
  • 30-01-2025

    Amerikalı çağdaş sanatçı, yazar ve küratör Jason Stopa’nın Türkiye’deki ilk kişisel sergisi “Interior Monument”, 30 Ocak-1 Mart tarihleri arasında Sevil Dolmacı İstanbul’da sanatseverlerle buluşacak.

    Eserlerinde analog ve dijitalin iç içe geçtiği çağdaş bir dil kullanan Jason Stopa’nın sergiye özel ürettiği seçkisini izleyicilerle bir araya getirecek. Jason Stopa, eserlerinde analoğun ve dijitalin iç içe geçtiği çağdaş bir dil kullanarak, renk, ışık ve mekân arasındaki ilişkiyi sorgulayan işler üretiyor. Sanatçının üretim süreci, büyük fırça darbeleri ve şeffaf katmanlar kullanarak tuval üzerine uygulanan yağlı boya ile şekilleniyor. Bu, izleyicilerin dijital görüntülere kıyasla resmin fiziksel varlığını ve önemini ve maddi oluşunu tanımasını sağlıyor. Böylelikle izleyici, yalnızca dijital bir yaratım değil, aynı zamanda resmin fiziksel varlığını ve önemini fark edebiliyor. Stopa, resmin “ışık kadar renk ve mekân kadar ışık” olduğu anlayışını benimseyerek, izleyicinin ön ve arka plan algısını bulanıklaştıran eserler yaratıyor. Stopa, bir resmin hem renklerini hem de mekânını ışığın bir parçası olarak kabul ediyor ve izleyicinin algısına adeta yansıtma yapıyor. Sanatçı resimlerinde, sadece renklere ve formlara değil, ışığın kendisine de yapısal bir unsur olarak yer veriyor.

    ​“Interior Monument” (İçsel Anıt) sergisinde, Stopa'nın işlerindeki temalar; soyut resmin ve sanatçının kişisel tarihi ile bağlantılı. Sanatçı, resimlerin biçimsel olarak bireyle ilişki kurduklarına inanıyor. Stopa, resimlerindeki geometrik formları iki boyutlu heykellere benzetiyor. Çalışmalarının çoğunda süsleme, çerçeveleme kullanan sanatçı, geometri ve duygusal form arasındaki gerilimi ve/veya uyumu inceliyor. Ayrıca kullandığı çarpıcı, parlak ve canlı renk paleti ise Henri Matisse’den, Bob Thomson’a ve Stanley Whitney’e uzanan sanatsal bir soy ağacından geliyor.

    0
    0
    834
  • 30-01-2025

    Ödüllü yazar Marie Colot’un herkesin eşit haklara sahip olduğu bir dünya hayaline okurlarını da ortak ettiği kitabı Sınıfta Seçim Var!, Florence Weiser’ın resimlediği, Nihan Özyıldırım’ın çevirisiyle İlksatır Çocuk’tan çıktı.

    7 yaş ve okuru için kaleme aldığı bu kitabında Colot, bir sınıfı küçük bir ülkeye benzetiyor. Farklı düşüncelere, karakterlere ve isteklere sahip çocukların aynı sıralarda barış içinde oturmasının yolunun demokrasiden geçtiğine inanıyor. Farklı düşüncelere, karakterlere ve isteklere sahip çocukların aynı sıralarda, barış içinde oturmasının yolunun demokrasiden geçtiğini anlatan yazar, herkesin eşit haklara sahip olduğu bir dünya hayaline okurlarına da ortak ediyor.

    “Sara ileride başkan olmak istiyordu. Jorge ise bu işin kızlara göre olmadığını düşünüyordu. Sınıftaki tartışma büyüyünce Colin Öğretmen bir çözüm buldu: Sınıfta seçim yapıp temsilci seçeceklerdi. Seçim afişleri, broşürler, kampanyalar, vaatler… Bir seçimde olan her şey vardı, iktidar hırsı bile! Öğrenciler arasındaki yarış o kadar kızıştı ki oyunların yerini tartışmalar aldı. Bu durumdan rahatsız olan Elvis eski güzel günleri çok özlüyordu. İşleri yoluna koyabilecek bir fikir bulabilecek midir?”

    0
    0
    605
  • 29-01-2025

    Altın Palmiye kazanan ilk Kore filmi Parasite’in Oscar ödüllü yazar/yönetmeni Bong Joon Ho’nun yeni filmi Mickey 17, 7 Mart’ta vizyona girecek.

    Başrollerinde Robert Pattinson, Toni Collette ve Mark Ruffalo’nun yer aldığı filmden yeni bir poster ve fragman yayımlandı. Edward Ashton’ın Mickey 7 adlı romanından uyarlanan filmin yapımcılığını Dede Gardner, Jeremy, Bong Joon Ho ve Dooho Choi üstleniyor. Başyapımcılar ise ünlü oyuncu Brad Pitt, Jesse Ehrman, Peter Dodd ve Marianne Jenkins.

    Görüntü yönetmenliğini Darius Khondji’nin, kurgusunu Yang Jinmo’nun üstlendiği filmin yapım tasarımcısı Fiona Crombie, filmin görsel efekt sorumlusu Dan Glass, kostüm tasarımcısı ise Catherine George.

    Beklenmedik kahraman Mickey Barnes (Robert Pattinson) kendini, işine en üst düzeyde bağlılık isteyen bir işverene çalışmak gibi olağanüstü bir durumda bulmuştur: Geçinebilmek için ölmek.

    ​Ülkemizdeki dağıtımını TME Films’in üstlendiği Mickey 17 filminin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

    0
    0
    1010
DAHA FAZLA
Geldanlage