Duygu Asena’nın anısına, 2007 yılından bu yana verilen Duygu Asena Roman Ödülü’nün bu yılki sahibi Cennette Gibiyim adlı romanıyla Sibel K. Türker oldu.
Doğan Kitap’ın Türkiye’yi kadın hakları özgürlük ve eşitlik konularında “ilk”lerle tanıştıran Duygu Asena adına armağan ettiği ödülün bu yılki Seçici Kurulu, Doğan Hızlan onursal başkanlığında Asuman Kafaoğlu Büke, Filiz Aygündüz, İhsan Yılmaz, Sibel Oral, Elif Tanrıyar ve geçtiğimiz yılın ödül alan ismi Neslihan Önderoğlu’ndan oluştu.
12 Haziran 2025 Perşembe günü toplanan seçici kurul, oy birliğiyle Sibel K. Türker’in Cennette Gibiyim adlı romanını seçti. Jüri tarafından yapılan açıklamada “Kadınların yaşam boyu taşıdığı görünmez yaraları, bastırılmış arzuları ve sessiz çöküşlerini olağan gibi görünen bir evin, bir evliliğin ve bir kadının iç sesi üzerinden çarpıcı biçimde anlatması nedeniyle” ödülün Sibel K. Türker’e verildiğini açıkladı. Gerekçeli kararda “Cennette Gibiyim, kadınlığın sessiz yorgunluğunu, içe gömülen isyanını ve derin yalnızlığını, incelikli bir anlatımla edebiyata kazandırması sebebiyle ödüle değer görülmüştür” denildi.
Sibel K. Türker’in açıklaması ise şöyle oldu: “Öncelikle kitabımın Duygu Asena Roman Ödülü’ne değer bulunması beni çok sevindirdi ve onurlandırdı. Bu ödülü on iki yıl aradan sonra ikinci kez almış bulunuyorum.
Yirmi yıla varan bir geçmişi olan bu ödül, erken yaşta kaybettiğimiz kadın hakları savunucusu ve öncüsü Duygu Asena’nın adını, fikirlerini, kitaplarını yaşatması açısından çok önemli. Ayrıca on sekiz yıldan beri değerli kadın yazarlara ve onların eserlerine verilmiş olması ciddi anlamda bir “kadın edebiyatı” birikimi yaratmış durumda. Kadın edebiyatı diye nitelemeye çalıştığım kavram, iyicildir, vicdanidir, dirençli ve güçlüdür. “Öteki” ne bakışın temellendiği, anlamlandığı, el veren, dayanışmacı, kız kardeşçe bir edebiyattır.
Ben Duygu Asena’yla yaşarken bir kez görüştüm, sınırlı vakitteki sohbetimizde ilk kitabını yeni çıkarmış genç bir kadın yazara karşı gösterdiği ilgi, samimiyet bende derin bir iz bıraktı. O fikirlerini hayata da geçirmiş, kadınlara olan yaklaşımını bu fikirler ışığında sürdüren biriydi.
Ülkemizde yaşanan kadına karşı ayrımcılık, adaletsizlik, şiddet ve cinayetlere dikkat çekmenin tüm yazarların meselesi olduğunu düşünüyorum. Kötülükleri, gerici zihniyetleri, ataerkil kodlanmaları ve bunların sonuçlarını ortadan kaldırabilmek düşünen, yazan, yaratan herkesin görevidir.
Bundan sonraki edebiyat serüvenimde de kadınları, ülkemin haksızlığa uğrayan, ötelenen, yaşam hakkından mahrum bırakılan kadınlarını yazmak benim için en büyük heyecan ve itici güç olacaktır.
Bu ödülü beni büyüten, beni yaşatan ve edebiyatımın esas unsuru olan kadınlarımız adına alıyor ve seçici kurul üyelerine, ödülü düzenleyen ve kurumsallaşmasını sağlayan ilk yayınevim Doğan Kitap’a teşekkürlerimi sunuyorum.”