GÜNDEM
  • 02-09-2025

    İlk albümü Sympathique ile uluslararası bir fenomen hâline gelen, yirminin üzerinde farklı dilde şarkılar söyleyen Pink Martini, 21 Eylül Pazar akşamı Miori Göcek’te sahne alacak.

    Pek çok albümüyle altın ve platin plak kazanan, Türkiye’de de büyük bir hayran kitlesine sahip Pink Martini, Göcek, Bedri Rahmi Koyu’nda yer alan Miori’de dinleyicilerle buluşacak. Samurayların aşk şarkılarından 1930’ların Küba müziğine, Fransız şansonlarından Brezilya sokak şarkılarına kadar dinlemesi en keyifli şarkıları seslendiren Pink Martini, yalnızca deniz yoluyla ulaşılan Türkiye’nin ilk Riva Lounge’ı Miori’de özel akşam menüsü eşliğinde dinleyicileriyle buluşmaya hazırlanıyor.

    Kendilerini “Dünyanın değişik köşelerinden melodileri ve ritimleri bir araya getirerek modern bir formda sunan müzik arkeologları” olarak tarif eden topluluğun şarkıları, La Casa De Papel’den Desperate Houseviwes’a kadar birçok dizi ve filmde yer aldı.

    ​21 Eylül Pazar akşamı Miori Göcek’te gerçekleşecek Pink Martini konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    1
    1170
  • 02-09-2025

    Kim Young-ha’nın Rus-Japon Savaşı’nda savaştan ve Japonya’dan kaçmak isteyen Korelilerin son bir umutla Meksika’ya gitmesini konu alan romanı Kara Çiçek, S. Göksel Türközü’nün çevirisiyle Doğan Kitap’tan çıktı.

    Savaşın çalkantısında fırtınaya kapılan bir ulusun hikâyesini anlatıyor Kim Young-ha. Uzun bir deniz yolculuğunun ardından hırsızlar, asiller, rahipler, askerler ve yetimlerden oluşan bu topluluk, zenginlik vaadiyle geldikleri bu topraklarda köle olarak satıldıklarını anlar.

    ​Kimi kimsesi olmayan on beş yaşındaki İcong gemideyken asilzade bir kıza âşık olur. Çiftlik sahipleri gençleri ayırınca da onu bulmaya yemin eder. Yıllarca tarlalarda çalışıp para biriktirmeye uğraşırken birden kendisini Meksika Devrimi’nin ortasında, elinde silahıyla savaşırken bulur.

    0
    1
    861
  • 02-09-2025

    Bu yıl dördüncü kez düzenlenen Bosphorus Open Air Metal Fest, 20 ve 21 Eylül’de Maximum UNIQ Açıkhava’da müzikseverlerle buluşacak.

    İki gün boyunca metal sahnesinin efsane isimleri Amorphis ve Lacuna Coil’in yanı sıra Old Man’s Child, Asphyx, Belphegor, Obscura, Necrophobic, Suicidal Angels, Susperia, Korry Shadwell & Victor Smolski, Doomas ve Sadist sahnede olacak. Festivalde sahne alacak yerli topluluklar arasında ise Alkera, Black Tooth, Kaptan Kadavra ve What is Tec bulunuyor.

    Bosphorus Open Air Metal Fest Programı:

    20 Eylül Cuma
    Amorphis
    Asphyx
    Necrophobic
    Susperia
    Black Tooth
    Doomas
    Alkera
    Kaptan Kadavra

    21 Eylül Cumartesi
    Lacuna Coil
    Old Man's Child
    Belphegor
    Obscura
    Suicidal Angels
    Korry Shadwell
    Sadist
    ​What Is Tec

    0
    1
    923
  • 02-09-2025

    Emir Erkaya’nın son dönem işlerinden oluşan “Yılan Oynatıcısının Bahçesi” başlıklı kişisel sergisi 4 Eylül-11 Ekim tarihleri arasında PİLOT Galeri’de sanatseverlerle buluşacak.

    Emir Erkaya’nın yeni sergisi “Yılan Oynatıcısının Bahçesi”, izleyicileri tarih, mitoloji ve anlatı geleneğinin kesişimindeki büyülü bir dünyaya davet ediyor. Sergi, kadim kültürlerin ritüellerinden Anadolu’nun sözlü hikâye mirasına uzanan bir yolculuk sunarken, doğanın belirleyici unsurları ve insanlığın kolektif belleği arasında köprüler kuruyor. Erkaya’nın son çalışmaları, hayvanımsı insanların-insanımsı hayvanların, dans eden figürlerin, bahçe manzaraları ve uçsuz bucaksız bitkilerle çevrili olduğu, bazen sular altında bazen yanmakta olan bir dünyanın fantastik bir panoramasını sunuyor. Minyatür geleneğinden, bitki ressamlarından, Jan Garbarek’in müziklerinden, Lale Müldür gibi çağdaş şair ve yazarların vizyonundan etkilenen bu kompozisyonlar, Antik Mısır’dan Mezopotamya’ya, Şamanizm’den meddah geleneğine uzanan geniş bir tarihsel katmanı güncel bir dille yorumluyor.

    Serginin odağındaki “bahçe”ler bir metafor gibi işliyor: yıkıntılar ve çeşitlilikle bezeli bir yaşam döngüsünü simgeliyor. Sanatçı, savaşlarla yıkılmış ve belirsizliklerle çalkalanmış geçmişin coğrafyalarıyla, günümüzün politik, sosyal ve ekolojik çalkantıları arasında paralellikler kuruyor. Erkaya, bu yeni resimlerinde coğrafyanın insan bilincini şekillendiren gücünü vurgularken, tarihin “fantastik” ve “kurmaca” yönlerini de sarkastik bir dille ele alıyor. “Yılan Oynatıcısının Bahçesi”, hikâye anlatıcılığının tarihini, ritüellerin, mitolojinin ve büyük harfle yazılan Tarih’in kurgusallığına vurgu yaptığı bir dizi resimle anlatıyor. Osmanlı’nın kaplumbağa sırtında mum gezdirilen akşamları, Mısır’ın kedi tanrısı Bastet’in güneşli bahçeleriyle kesişiyor.

    0
    0
    1522
  • 02-09-2025

    Meksika’nın geçen yüzyıldaki en etkili yazarlarından biri olan Jorge Ibargüengoitia’nın en ünlü kitabı Ölü Kızlar, Elif Kaya’nın İspanyolca aslından çevirisiyle Jaguar Kitap’tan çıktı.

    Ibargüengoitia, romanını genelev sahibi González kız kardeşlerin gerçek hayat hikâyesinden hareketle âdeta bir polis tutanağı biçiminde yazıyor: Sadece suçu/suçluyu değil, yaşamın ta kendisini dedektif titizliğiyle ortaya seren bir edebi tutanak biçiminde.

    Ablasıyla birlikte küçük bir kasabada genelev işleten Serafina Baladro, onu terk etmekle kalmayıp gururunu da inciten eski sevgilisi Simón Corona’dan intikamını almadan huzur bulamayacaktır. Nereye saklanmış olursa olsun onu bulup öldürmeye ant içmiştir. Gerçekten de Serafina, Simón’u sonunda bulur. Ne var ki onu öldürmeyi başaramaz. Üstelik bu cinayet teşebbüsü, işlenmiş çok daha karanlık suçların gün yüzüne çıkmasına yol açar. 

    Yazar Colm Tóibín bu kitap için şu yorumu yapar: “Jorge Ibargüengoitia, Ölü Kızlar’da romanın yazıldığı dönemde fazlasıyla popüler olan büyülü gerçekçilikten kaçınarak, Meksika’da olağan dünyanın bir parçası haline gelmiş zulüm ve cinayetleri anlatabileceği başka bir dil bulmaya çalışmıştır. Bu anlamda, aynı malzemeyi çeyrek yüzyıldan uzun bir süre sonra yayımlanacak son romanında işleyen Roberto Bolaño’ya örnek teşkil etmiştir.”

    0
    0
    1048
  • 01-09-2025

    Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (TEB)’nin bu yıl 32’ncisini gerçekleştireceği TEB Tiyatro Ödülleri’nin adayları açıklandı.

    Tiyatro alanında eleştiri disiplininin geliştirilmesi için faaliyet gösteren, 74 ülkenin üye olduğu bir platformda çalışmalarını sürdüren Tiyatro Eleştirmenleri Birliği dokuz ayrı kategoride adaylarını açıkladı. Onur Ödülü, Özel Ödül, Genco Erkal Özel Ödülü, Yılın Oyunu, Yılın Yönetmeni, Yılın Oyuncuları, Yılın Oyun Metni ve Yılın Genç Ekibi kategorilerinde dağıtılan TEB Ödülleri kapsamında; cinsiyetten bağımsızlaştırarak sunulan oyunculuk ödüllerine bu yıl, “tek kişilik” performansların değerlendirildiği ayrı bir “oyunculuk” kategorisi de eklendi.

    Seçici Kurul’da yer alan Erdoğan Mitrani, Hasibe Kalkan, Tijen Savaşkan, Handan Salta, Tuba Aksu Şener, Mehmet Konuk, Bahar Çuhadar, Gülin Dede Tekin, Zeynep Baykal, Öznur Oğraş Çolak ve Mahmut Şenol tarafından 2024 Mart ile 2025 Mayıs tarihleri arasında ilk temsilini yapan ve İstanbul’da en az 10 kez sahnelenen oyunlar arasından yapılan değerlendirmeler sonucunda adaylar belirlendi.

    TEB Tiyatro Ödülleri’nin sonuçları jürinin gerekçeli kararları eşliğinde, 10 Eylül 2025 tarihinde duyurulacak. Ödüller 30 Eylül 2025 tarihinde Alan Kadıköy’de düzenlenecek törenle sahiplerine takdim edilecek

    32. TEB ÖDÜLLERİ ADAYLARI

    Yılın Oyunu
    ●  Estragon Şapkasını Lucky'ninkinin Yerine Giyer ve Lucky'nin Şapkasını Vladimir'e Uzatır / Sarı Sandalye
    ●  Hizmetçiler / Moda Sahnesi
    ●  Linçler ve Dudaklar / Dolkun Production
    ●  Medea / Dor Productions
    ●  Medea Material / İstanbul Devlet Tiyatrosu & Ankara Devlet Tiyatrosu

    Yılın Yönetmeni
    ●  Ayşe Emel Mesci / Medea Material
    ●  Doğa Nalbantoğlu / Estragon Şapkasını Lucky'ninkinin Yerine Giyer ve Lucky'nin Şapkasını Vladimir'e Uzatır
    ●  Emre Basalak / Işıltılı Haşerat
    ●  Hira Tekindor / Medea
    ●  Muhammet Uzuner / Kâtip Bartleby & Ayak Bacak Fabrikası

    Yılın Oyuncuları / Tek Kişilik Performans
    ●  Erdem Kaynarca / Muhammed Ali
    ●  Gülçin Kültür Şahin / Aşk Bize Masal Olur
    ●  İbrahim Barulay / Apsolit
    ●  Naz Çağla Irmak /Sen Ne Güzeldin Aşkımızın Şehri
    ●  Oğulcan Arman Uslu / 9/8’lik Kıyamet

    Yılın Oyuncuları
    ●  Berfu Aydoğan / Khôra
    ●  Gizem Erdem & Esra Ruşan / Yeter
    ●  Nergis Öztürk / Gurur ve Önyargı* (*gibi bir şey)
    ●  Seda Türkmen / Kutsal
    ●  Şükun Işıtan / Medea Material
    ●  Yılmaz Sütçü / Hizmetçiler

    Yılın Metni
    ●  Doğa Nalbantoğlu / Estragon Şapkasını Lucky'ninkinin Yerine Giyer ve Lucky'nin Şapkasını Vladimir'e Uzatır
    ●  Halil Babür / Linçler ve Dudaklar
    ●  Sema Elcim / Sen Ne Güzeldin Aşkımızın Şehri
    ●  Şahika Tekand / Ölüyor Mu Ne?
    ●  Şamil Yılmaz / 9/8’lik Kıyamet

    Yılın Genç Ekibi
    ●  ACT Project
    ●  Animus Tiyatro
    ●  Artist Kumpanya
    ●  Mavra Kolektif
    ●  Tiyatro 8,065

    0
    0
    1132
  • 01-09-2025

    Paribu’nun Türkiye’de sanatın etki alanının genişletilmesine katkı sağlamak amacıyla hayata geçirdiği, Terminal Kadıköy’de yer alan Paribu Art eylül ayında kapılarını açacak.

    Paribu’nun kültür sanat alanındaki deneyimini somutlaştırdığı çağdaş, yenilikçi ve kapsayıcı sanat platformu Paribu Art, yerel kültürden ilham alan, küresel diyaloğa açık, özgün ve çağdaş bir sanat ekosistemi kurmayı hedefliyor. Paribu Art, Atina Epidauros Tiyatro Festivali’nin ‘en iyi oyun’ ödülüne sahip The Dogs ile 16 Eylül’de perdelerini açacak. Terminal Kadıköy’de bulunan toplam 2000 kişilik etkinlik alanında, konserler, tiyatro gösterileri ve sergiler gibi sanatın farklı disiplinlerine ev sahipliği yapacak olan Paribu Art, sadece bir sahne deneyimi sunmayı değil; aynı zamanda topluluk oluşturma temelli buluşmaları ve üretimi destekleyecek bir etkileşim alanı olmayı da amaçlıyor.

    Paribu Art, sezon boyunca her yaştan izleyiciye hitap eden, sahne sanatlarından dijital sanata uzanan zengin ve çok disiplinli bir etkinlik programına ev sahipliği yapacak. Müziğin ritmiyle yükselen konserlerden sahnede hayat bulan oyunlara, dijital sanatın sınırlarını zorlayan eserler ve çocuklara özel festivallere kadar uzanan bu zengin içerik, sanatın birçok alanını bir araya getiriyor. Programda tiyatro sahnesine güçlü bir yorum katan The Dogs, multidisipliner sahne yaklaşımıyla dikkat çeken asses.masses, cazdan popa uzanan özgün müzikleriyle Theo Croker ve The Wanton Bishops, etnik ve dünya müziğini çağdaş bir yorumla sahneye taşıyan Bab L’bluz gibi çok yönlü performanslar yer alacak.

    0
    0
    1899
  • 01-09-2025

    Pelin Uran’ın küratörlüğünü üstlendiği “Let’s talk about y/our anger” sergisi, 19 Eylül-31 Ekim tarihleri arasında 18. İstanbul Bienali’nin paralel etkinliklerinden biri olarak Bilsar Arka Bina’da sanatseverlerle buluşacak.

    “Pelin Uran’ın yeni sergisi, devam eden bir yas hikâyesi üzerine kurulu üçlemenin son ayağı. Kavramsal öncülü olarak 2018 yılında Galeri Nev İstanbul’da gerçekleştirdiği ölüm temalı ‘Böyle olacağını bilmediğimiz de bir o kadar kesin’ ve 2022 yılında Kurtuluş Rum İlkokulu’ndaki yaralanabilirlik temalı ‘Senin de Yaran, Rosa’ sergilerini gösteriyor. Üçlemenin son ayağı olan serginin başlığı 2 karakterin hayali bir sohbetinden esinleniyor ve kızgınlığı bir duygu-hatta en sık tecrübe edileni- olarak ele alıp saldırganlık ve öfke gibi harici davranışsal tezahürlerini içeren yahut içermeyen daha geniş bir olgu mahiyetiyle konumlandırıyor.

    Kızgınlık tarihsel açıdan sıkıntıyla, kederle, acıyla, eziyetle, dertle, cefayla, can çekişmeyle, pişmanlık ve kısıtlamayla ilişkili. Öte yandan günümüzün gündelik dil ve edebiyatında saldırganlık, gazap, öfke, hiddet, infial kelimeleriyle birbirinin yerine geçebilecek şekilde kullanılıyor. Diğer bir deyişle, kızgınlığın harici işaretlerine ve dışavurumuna tekabül ediyor daha ziyade. Bu da açıklık getirmektense daha fazla kafa karışıklığına sebep oluyor.

    Gel kızgınları(nı/mızı) konuşalım öyleyse söz konusu karışıklığa açıklık getirme iddiasında olmaktansa şu soruları soran sergi sanatçıları ile birlikte bir keşfe çıkmakta:

    Kızgınlık nedir? Neden kızarız?
    Kızgınlık kendimizde ve başkalarında kabul edilebilir bir duygu mudur?
    Kültüre ya da toplumsal cinsiyete özgü müdür?
    Kızgınlığımızı hisseder, dolayısıyla onunla yüzleşir miyiz yoksa uyuşturmaya mı çalışırız?
    Saf kızgınlık diye bir şey var mıdır yoksa bu duygu başka duygularla iç içe midir daima? Kızgınlık başka şeyleri gizler mi: Öyleyse neleri?
    Kızgınlığı kendimizde bile teşhis edemiyorsak başkalarının kızgınlığıyla ilişkilenmek mümkün müdür?
    Kızgınlık duygusuna her zaman tepki mi veriyoruz, yoksa kapsayabilmek mümkün mü?”

    Sergide yer alan sanatçılar: Alejandro Cesarco, Franco Bellucci, Hassan Khan, Leyla Postalcioğlu, Liz Magic Laser, Lu Yang, Marta Azparren, Meral Erten, Mihran Tomasyan, Nascimento/Lovera, Sevi Algan ve Shaun Leonardo.

    0
    0
    2278
  • 01-09-2025

    Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, Amerikalı sanatçı ve eğitimci Suzanne Lacy’nin “Birlikte/Togaether” başlıklı kişisel sergisini 12 Eylül-14 Aralık tarihleri arasında sanatseverlerle buluşturacak.

    1970’lerden günümüze kadın ve toplum odaklı yaklaşımıyla feminist sanatın öncüleri arasında anılan Suzanne Lacy, toplumsal katılım ve gönüllülüğe dayanan üretim anlayışıyla “yeni tür kamusal sanat”ın kurucuları arasında gösteriliyor. Elli yılı aşkın süredir kadınların toplumsal deneyimlerini merkeze alan geniş katılımlı performanslarıyla uluslararası sanat dünyasında önemli bir yere sahip olan Suzanne Lacy’nin Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki sergisi sanatçının video enstalasyonları ve kolektif üretimlerini Türkiye’de ilk kez kapsamlı biçimde bir araya getirecek. 

    Suzanne Lacy’nin çalışmaları; özellikle kadınların kimlik, özgürlük, şiddet, istihdam ve yaş alma gibi deneyimlerini görünür kılarken; sanatçılar, akademisyenler, yerel yönetimler ve aktivistleri bir araya getirerek toplumsal cinsiyet sistemlerine dair güçlü bir tartışma zemini oluşturuyor. Yıllara yayılan bu projeler, müze mekânında video enstalasyonlar aracılığıyla izleyiciyle buluşuyor. Sakıp Sabancı Müzesi, estetik olduğu kadar politik bir boyut da taşıyan bu sergiyle müzelerin toplumsal sorunlar karşısındaki etki gücüne dikkat çekmeyi; izleyiciyi çağdaş sanatın toplumsal boyutuyla buluşturmayı ve sanatçıların bu konudaki sorumluluk ve etkisini vurgulamayı amaçlıyor.

    Sergi süresince düzenlenecek atölye çalışmaları, çocuk eğitim programları ve konferanslarla Suzanne Lacy’nin sanatsal pratiği derinlemesine işlenecek. Etkinliklerin ilki, 13 Eylül Cumartesi günü saat 14.00’te gerçekleşecek sanatçı konuşması olacak; Suzanne Lacy, Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Prof. Dr. Ahu Antmen ile bir araya gelecek.

    ​Künye: Fısıltı, Dalgalar, Rüzgâr, 1983–1984 Performans © Suzanne Lacy

    0
    0
    1053
  • 01-09-2025

    Oscar ödüllü yönetmen Chloé Zhao’nun Hamnet isimli yeni filminden ilk fragman paylaşıldı.

    Shakespeare’in en kişisel hikâyelerinden birine odaklanan film, Maggie O’Farrell’in aynı adlı romanından uyarlandı. Filmde, Paul Mescal William Shakespeare’e hayat verirken, Jessie Buckley ise Shakespeare’in eşi Agnes rolünü üstleniyor. Senaryosu Chloé Zhao ile Maggie O’Farrell tarafından kaleme alınan filmin oyuncu kadrosunda Jessie Buckley, Paul Mescal, Emily Watson, Joe Alwyn yer alıyor. Filmin yapımcıları arasında; Liza Marshall, Pippa Harris, Nic Gonda, Sam Mendes, Steven Spielberg, Kristie Macosko Krieger, Laurie Borg, Chloé Zhao bulunuyor.

    Hamnet, William Shakespeare (Paul Mescal) ve eşi Agnes Shakespeare (Jessie Buckley)’in, 11 yaşındaki oğulları Hamnet’in (Jacobi Jupe) kaybıyla yüzleşmesine odaklanıyor.

    ​Yakında vizyona girecek Hamnet filminin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

    0
    0
    859
DAHA FAZLA
Geldanlage