26 HAZİRAN, CUMA, 2015

Uhrevi İmge Tarihinin Dünyevi Kılavuzu

Akademisyen Zerrin İren Boynudelik, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları'nın 'Bu Resim Neyi Anlatıyor?' dizisinin ilk halkası olan 'İkonografi'de, sanat ve din tarihine mal olmuş mühim yapıtları karşılaştırmalı okumalar eşliğinde kitaplaştırdı. 200 sayfayı aşan kitapta mini bir sözlük dahi var.

Uhrevi İmge Tarihinin Dünyevi Kılavuzu

Akademisyen ve aktivist Zerrin İren Boynudelik, ODTÜ Eğitim Fakültesi Sosyal Bilimler Bölümü Felsefe Programı'nda ve MSGSÜ Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümleri'nde Lisans,  İTÜ Mimarlık Fakültesi Sanat Tarihi Programı'nda ise Yüksek Lisans ve Doktora eğitimini tamamlamış, kıdemli bir imza. Boynudelik'in adı aynı zamanda, 1997'de kurduğu Adatepe Taşmektep ve 2001'de kapılarını açan Adatepe Zeytinyağı Müzesi ile de anılıyor. Şimdilerde kendisinin adı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları'ndan çıkan ve 'Sanat-Estetik' başlığı altında bulunabilen 'Bu Resim ne Anlatıyor?' dizisinin ilk halkası 'İkonografi'yle öne çıkıyor. 'İkonografi' kitabı, temel olarak Hıristiyan öğretisi bağlamında, görsel malzemeleri çözümlemeye bir başlangıç olarak sunuluyor. Yazar ve eğitmen, bu çalışmasını ilerleyen zamanda 'Mitoloji', 'Günlük Hayat Sahneleri', 'Erdem' ve 'Alegoriler' konuları ile sürdürmeyi hedefliyor. Kitapta, Batı resim sanat tarihinin Gotik, Rönesans ve Barok dönemlerinden ve konusu Eski Ahit ve Yeni Ahit'ten alınan örneklere yer veriliyor.

Boynudelik, 114 eser üzerinden geliştirilen kitabının ilk sayfalarındaki önsözünde, şunu vurguluyor:

"...Kişisel gözlemlere dayanarak, pek çok izleyicinin görsel malzemeleri arkalarındaki hikâyeleri, mesajları bilmeden izlediği, bunun da can sıkıcı bir tekrara dönüştüğü dikkate alınıp hazırlanan bu kitabın, olaylar, yani dinî öğreti bağlamında, ama öncelikli olarak görsel malzemeler üzerinden, eğlenceli olabilecek bir çözümlemeye başlangıç olarak kabul edilip, okunması önerilir."

Kitap Ustaları (anonim),

Son Akşam Yemeği, 

1475-80, meşe panel üzerine tempera, 131 x 76 cm Staatliche Museen, Berlin 

Yazarın da vurguladığı gibi, "Hıristiyan ikonografisi, Avrupa resim sanatı külliyatının büyük ve önemli bir bölümünü oluşturuyor. Bu sahnelerde sıklıkla betimlenen konular, Eski Ahit ve Yeni Ahit betimlemeleri olarak, kabaca ikiye ayrılabiliyor." Kitapta bu yönüyle ele alınan olaylar ise, Adem ve Havva, Kral Belşassar'ın Verdiği Şölen, Musa, Yehudit ve Holofernes, Süleyman Bilgece Yargılıyor, İsa'nın Doğumu Önceden Bildiriliyor, İsa'nın Doğumu, Yıldızbilimcilerin Ziyareti, Masumların Katli, İsa Marta ve Meryem'in Evinde, İsa'nın İlk Mucizesi, İsa Lazar'ı Diriltiyor, İsa'nın Yeruşalim'e Girişi, Yahya'nın Öldürülmesi, Alçakgönüllülük Örneği, Fısıh, İsa Çarmıha Geriliyor ve Diriliş olarak sıralanmış.

Tasarım ve uygulaması Mehmet Ulusel'e ait olan kitabın verdiği en ilginç ipuçlarından biri, kendini erken dönem sanat tarihinin varlığını Hıristiyan öğretisine borçlu olmasıyla gösteriyor. Bu kitaba temel olan onlarca başyapıtın dinsel kökenli olması ve eserlerin üretim sürecinde çok çeşit ve sayıda sanatçı atölye ya da loncasının çıkması, cımbızlanabilecek bir ayrıntı olarak öne çıkıyor. Boynudelik bu 'komisyon' / 'sipariş' süreci için yazarken şu ifadelere başvuruyor: "...Kilise yetkililerinin, o dönemlerde neredeyse tek sipariş sahibi olarak, belli programlar dahilinde , herhangi bir yoruma ve yanlış anlaşılmaya meydan vermeyecek biçimde tanımlayıp denetleyerek ısmarladıkları bu görsel malzemelerin büyük çoğunluğu, kilise ve katedral duvarlarında, altar panolarında ve kitap resimlemelerinde (Saatler kitabı olarak adlandırılan dua kitaplarında) yer almıştır."

Michelangelo Buonarroti,

Adem ve Havva (Düşüş / Cennetten Kovulma),
1509-10, fresk, 280 x 570 cm, Cappella Sistina, St. Peter Kilisesi, Vatikan 

Gerçek bir müze duygusu veren kitabın en önemli özelliği sayabileceğimiz, grafik yönlendirmeli birebir anlatım yaklaşımı ise, hem sanat tarihi, hem de dinsel hafıza açısından inanılmaz faydalı bir manzaranın ortaya çıkmasını sağlıyor. Tiziano'dan Tintoretto'ya, Michelangelo'dan Masaccio'ya, Botticcelli'den Gentileschi'ye kadar genişleyen bu imge-tarihsel kılavuz, bize hem ilerleyen zamanda 'bir anlatı'nın tasvirinin nasıl evrildiğini, hem de farklı ustaların ellerinde nasıl bir üslûp zenginliği doğurduğunu delillendiriyor. Renkli, kuşe kâğıda baskı 200 sayfalık kitapta her bölüm için yaklaşık iki sayfalık bilimsel ve estetik bir sunum yapan Boynudelik, çalışmasında kısa bir sözlük ve kaynakçaya da yer veriyor.

Bu anlamda kitaptan 'popüler' bir örnek vermek gerekirse, Boynudelik her dört kitapta da yer bulan 'Son Yemek / Fısıh'ı kaleme alırken, kitaplardaki ilgili bölümleri de bizimle paylaşıyor. Şöyle diyor yazar ve akademisyen; ilgili bölümde bu 'yemek' hakkında bizlere:

"...Son Akşam Yemeği, sanat tarihinin en popüler konularından birisidir. Bu sahnenin diğer tüm ikonografik betimlemeler gibi olmazsa olmaz elemanları ve ipuçları vardır. Genellikle sahnede İsa haricinde 12 kişi gösterilir ve özellikle Rönesans ve sonrası betimlemelerde bu kişilerin bazılarının mimik ve jestlerinden kimler olduğunu anlamak, mümkündür, çünkü metinlerde bu havarilerin tepkileri de açıkça yazılmıştır. Bazı örneklerde bir iki hizmetlinin de sahneye girip çıkarken, ya da ana mekânın dışında, olasılıkla mutfakta gösterilmiş olduğuna rastlanır.  Sahneye çoğunlukla bir hüzün hakimdir ama olay zaman zaman da hakimler aracılığıyla yansıtılmış bir şaşkınlık ve telaş havası içinde gösterilir. Masadaki yiyecekler arasında iki temel malzeme,  şarap ve ekmek mutlaka bulunur. Oturma düzeni çoğu örnekte dikdörtgen bir masa etrafındadır ve sahnede izleyiciye arkası dönük olan ama İsa'nın da tam karşısına denk düşecek şekilde oturan, mutlaka Yahuda'dır. Bu oturma düzeni, İsa'nın kehanetlerine şaşkınlıkla tepki veren, 'Ya Rab bu ben miyim?' diyen havarilere  'Ekmeğini benimle aynı sahana batırandır,' sözünü yansıtabilmek için tercih edilir."  (s.156)

Zerrin İren Boynudelik

Eserde bu anlamda 'Son Yemek'i betimlemiş olan Andrea del Castagno (1447, Fresk, Sant'Apollonia, Floransa), Don Silvestro dei Gherarducci, (1395, parşömen üzerine tempera ve altın varak, NY Morgan Kütüphane ve Müzesi), İtalyan Romanesk Ressamlar (1080, Fresk, Sant'Angelo, Formis), Jaume Baco Jacomart (1450, Ahşap üzeri tempera, Valensiya, Katedral Müzesi), El Greco (1568, Ahşap üzeri yağlıboya, Pinacoteco Nazionale, Bologna), Anonim Kitap Ustaları ( 1475-80, Meşe panel üzerine tempera, Staatliche Museen, Berlin) ve Jacob Cornelisz van Oostsanen (1510, Ahşap üzeri yağlıboya, Amsterdam Rijksmuseum) bir araya getiriliyor. Bunlardan 'El Greco'nun resmini tariflerken, Boynudelik (soldan sağa) şu saptamaları işaretliyor: 'Yemek için kare masa kullanılmasına çok sık rastlanmaz / Yahuda tek başına ve arkası dönük / İsa'nın en sevdiği havarisi Yuhanna, hemen her zaman İsa'ya en yakın gösterilendir. İsa çarmıhta son nefesini vermeden önce annesini ona emanet edecektir. / Bıçaklar her zaman olduğu gibi şehadet simgesi olarak kullanılmış olmalı.

Netice yerine, kendi alanında 'ikon'laşacağını öngördüğümüz bu kitap gördüğümüzü bilmemiz, yorumlamamız ve mukayese edebilmemiz açısından verdiği hizmet kadar, heykelden sinemaya, tiyatrodan resim ve video sanatına değin, günümüz sanatının bu büyük hafızadan nasıl nasiplendiğini de fark etmemiz adına da çok önemli bir işlevi üstleniyor.

KÜNYE:

Zerrin İren Boynudelik

Bu Resim Ne Anlatıyor? İkonografi

İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları

Sanat, Estetik dizisi, 200 s.

0
8868
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage