30 KASIM, PERŞEMBE, 2023

Gitmek ve Yeniden Başlayabilmek İçin: “Bul Beni”

İsmet Değirmenci ile yaşamı ada metaforlarıyla sorguladığı, doğada olma hâlini, doğayla uyumlu ve barışçıl bir deneyimi sanatseverlerle paylaştığı sergisi “Bul Beni” üzerine konuştuk.

Gitmek ve Yeniden Başlayabilmek İçin: “Bul Beni”

“Bul Beni” başlığını seçerken buluş ve yaratma sürecinizdeki düşüncelerinizi nasıl ifade ettiniz? Bu başlık, eserlerinizi oluştururken size nasıl rehberlik etti?

“Bul Beni” kavramı neoliberal sistemin egemenliğinde, özellikle metropollerdeki yaşamın gönüllü tutsaklığında hız, yetişme telaşı, gürültü ve tüketim öznesine dönüşmüş ve teslim olmuş bireyin, kendi eleştirisi için bulduğum kelime oyunuydu. Kendine bakma, kendini yeniden gerçekleştirme, yeni bir yerde “sahici beni” araması ve kendini bulması için yeni ütopya adaları yarattım.

Başlığın altında yatan temalardan biri kendi iç benliğinizle buluşma olabilir mi?

Bu ilk önce kendimle hesaplaşma için ontolojik sorgulamaydı. Şehrin rasyonalitesinden uzaklaşıp-ayrılıp kendimi arama için adanın sessizliğinde benimle buluşmaya çalıştım. Bir anlamda içime yolculuk etmekti.

Göç Portreleri

Ada metaforlarını eserlerinizde kullanmanızın altında yatan temel anlam nedir? Adalar sizin için neyi simgeliyor?

16. yüzyılda ideal yaşam için tasarlanan hayali yerler için kullanılan ütopya kavramı benim için ada metaforları. Yani bozulan ütopya sonrası distopik dünya düzenine karşı yeniden ütopya kurmak için olamayan adaları çizdim. Bir adalı olarak kaçış ve arınma yeridir adalar insanın kendisiyle yalnız kalması ve kendi olduğu yerlerdir.

Alain de Botton’ın Romantik Hareket ve Nikos Temelis'in Arayış kitaplarının sayfalarına çizdiğiniz ada resimleri, sizin için nasıl bir düşünsel derinlik katıyor?

Bu iki kitabın sayfalarına yaptığım ada resimleriyle, metinsel bir bağlantı yok, sayfalardaki yazıların boşluk ve doluluk ilişkileri adalara referans oldu. Dünya keşiflerindeki haritacı ressamların sevgilileri için çizdikleri -olmayan- adalar gibi ben de yüzlerce olmayan düş adaları boyadım. Gitmek ve yeniden başlayabilmek için.

“Akış, oluş, yürüyüş felsefesi” temelinde, her seferinde yeni malzemeler kullanarak doğada olma hâlini nasıl ifade ediyorsunuz?

Varoluşun tüm evrelerinde uygun bir biçimde yaşamak için hem bütünün hem de parçalarının hareket hâlinde olması gereklidir. Yaşam, harekettir. Organizmanın tümünde hareket yani bir akış vardır. Bu devinim; doğada, yolda olma hâli, sürekli bir yürüyüş ve arayış. Kendini tekrarlamadan yenilikçi ve deneysel olanı sanat uğraşıma ekliyorum. Doğaya uyumlu ve sorumluluk duygusu içinde.

Sergide, pişmiş topraktan oluşan Göç Portreleri başlıklı büst serisiyle karşılaşıyoruz. Göç, insan hayatındaki devinim ve değişim süreçlerini nasıl yansıtıyor? Büstler, bu süreçleri nasıl somutlaştırıyor?

Göç Portreleri’ndeki yüzler hiçbir fotoğrafa ya da modele bakmadan kendiliğinden, imgelemimden ortaya çıktılar. Gidenler ve gelenler olarak kilden yapıp pişirdiğimiz bu portrelerin her birini denizin içinde adalar olarak düzenledim. Adanın eski sahiplerinin yıllar sonra topraklarına döndüklerinde evlerine sarılıp ağladıklarına tanık oldum. Göç, yüzyılın bitmeyen trajik bir yarasıdır. En azından yarattığım bu yüzlerle o sonsuz sorumluluk duygusu içinde biraz olsun dokunmaya çalıştım.

İsmet Değirmenci

Son olarak sanatınızın izleyici üzerinde bırakmayı amaçladığı ses veya duygu nedir?

İzleyiciyi kendisiyle baş başa bırakıp, tekrarlayarak kulaklarına fısıldadım “bul beni” “bul kendini”; çünkü zaman azalıyor.

İsmet Değirmenci’nin “Bul Beni” başlıklı kişisel sergisini 10 Aralık 2023 tarihine kadar Brieflyart’ta ziyaret edebilirsiniz.

0
1474
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage