20 OCAK, PERŞEMBE, 2022

Bağımsız Sanat Alanında Sürdürülebilir Bir Proje: Açık Stüdyo Günleri

Sekizinci edisyonunun 7-9 Ekim 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilmesi planlanan, sanatçıların ve sanatçı gruplarının ev ve atölyelerini ziyarete açtıkları Açık Stüdyo Günleri’ni, kurucusu ve koordinatörü Deniz Beşer ile konuştuk.

Bağımsız Sanat Alanında Sürdürülebilir Bir Proje: Açık Stüdyo Günleri

Resim, heykel, fotoğraf, enstalasyon, performans ve video gibi disiplinler üzerine çalışan görsel sanatçıların, bağımsız sanat alanlarının ve sanatçı kolektiflerinin ev ve atölyelerinin kapılarını sanatseverlere açtıkları Açık Stüdyo Günleri, bu sene şubat ayından artan koronavirüs vakaları sebebiyle ertelenerek 7-9 Ekim 2022 tarihleri arasına alınarak 42 farklı atölyenin katılımıyla gerçekleştirilecek. Kâr amacı gütmeyen ve sponsorsuz bir organizasyon olan Açık Stüdyo Günleri’ne katılan sanatçılar, ev ve atölyelerinde kendi eserlerini üç gün boyunca izleyici ile buluşturuyor. Açık Stüdyo Günleri’nde ziyaretçiler normalde ziyarete açık olmayan sanatçıların çalışma ortamlarını görme fırsatı buluyor. Ziyaretçiler ASG’nin internet sitesinde yayımlanan haritalar aracılığıyla organizasyona katılan atölyeleri rahatça gezebiliyorlar. Organizasyonun kurucusu ve koordinatörü Deniz Beşer ile 2014’ten bu yana her sene düzenlenen Açık Stüdyo Günleri üzerine söyleştik.

Daha önce yolu Açık Stüdyo Günleri ile kesişmeyenler için Açık Stüdyo Günleri projesinden bahsederek başlayalım mı? Açık Stüdyo Günleri sanatçılara ve izleyicisine ne sunuyor?

7-9 Ekim 2022 tarihleri arasında Açık Stüdyo Günleri´nde resim, heykel, fotoğraf, enstalasyon, performans ve video gibi disiplinler üzerine çalışmalar gerçekleştiren görsel sanatçılar ve bağımsız sanat mekânları, İstanbul’un farklı bölgelerinde bulunan ev, atölye ve alanlarını ziyaretçilere açıyorlar. Ziyaretçiler ise ASG haritaları aracılığıyla bu sanatçı alanlarını ziyaret edebilecek.

​42 farklı atölyenin yer alacağı bu organizasyon, ziyaretçilerin sanat atölyelerine misafir olmasını ve bu alanlara dair izlenimler edinmesini sağlayan samimi bir atmosfer sunuyor olacak.

Ekim 2022’de Açık Stüdyo Günleri’nin sekizinci edisyonu gerçekleşecek. Hikâyenin en başına dönecek olursak Açık Stüdyo Günleri fikrinin ortaya çıkışından bugüne nasıl bir yolculuğu oldu?

Açık Stüdyo Günleri öncesinde kendi ev-atölyemde “Evde D.İ.Y.oruz” adı altında konser ve film gösterimleri organize ediyordum. Arkadaşlarımın bu etkinliklerden memnun kalması bizim açık atölye organizasyonunu da gerçekleştirebileceğimizi gösterdi. ASG projesini 2014 yılında Juliane Saupe ile birlikte organize etmeye başladım, 2016 yılından beri ise koordinasyonunu tek başıma sürdürüyorum. Bunun dışında etkinliğe 2015 yılından beri ciddi bir gönüllü desteği de mevcut. Bu doğrultuda her sene gönüllü ekibimiz büyüyor.

İlk başlarda Viyana’da organize edilen açık atölye etkinliklerini ziyaret etmenin bize çok ilham verdiğini söyleyebilirim. Aslında dünyanın birçok şehrinde ve yaşadığım ülke olan Avusturya’da uzun yıllardır bu tarz oluşumlar organize ediliyor. Bu formatta bir etkinliğin Türkiye’de gerçekleştirilmediğini, bunun bağımsız sanata bir katkı sunabileceğini fark ettik ve harekete geçip Açık Stüdyo Günleri’nin ana yapısını oluşturmaya, sanatçılar için açık çağrılar yapmaya başladık. Sanatçı ve ziyaretçilerin etkinliğe ilgi göstermesi sonucu proje her sene tekrarlanan bir hâle evrildi. Başlangıcından beri en büyük hedeflerimizden biri bağımsız sanatın görünürlüğünü ön plana taşımaktı.

​ASG’de 2014 yılında sadece Beyoğlu bölgesinden 12 atölyenin yer almış idi, şu anda ise İstanbul’un 10 farklı bölgesinden 42 atölye etkinliğe dahil oluyor. Geçmişten günümüze dek etkinliği takip eden ziyaretçi sayısının da arttığını gözlemliyoruz. Bu organizasyonumuzla bağımsız sanat alanında sürdürülebilir bir proje olarak yedinci senemizi tamamladık. Bu kapsamda bugüne dek 379 sanatçının 240 sanat atölyesi ve evi ziyaret edildi.

Başvuruları değerlendirirken neleri dikkate alıyorsunuz? Atölyeleri seçme kriterleriniz neler?

Atölyelerin Şişli, Bomonti, Teşvikiye, Kurtuluş, Taksim, Cihangir, Galata, Karaköy, Tophane, Kurtuluş, Beşiktaş ve Kadıköy bölgelerinde bulunması en büyük kriterlerimizden biriydi. Atölyeleri belli bölgelerde seçmemiz ziyaretçilerin bu alanları kolay ziyaret etmesini sağlıyor. Bunun dışında sanatçıların görsel sanatlar alanında yeni önermeler yapması da bizler için önemli bir husus. İlk senelerimizde tasarımcılara da yer veriyorduk, fakat 2016’dan bu yana güncel sanat üreten görsel sanatçılara odaklanmış durumdayız. Bu sene 109’u aşkın başvuru aldık. Gerek aradığımız çizgide sanatsal üretim yapan atölyelere yer vermeye çalıştığımız için, gerekse küçük bir ekiple organizasyonu yapmak güç olacağı için maalesef 109 farklı atölyenin tamamı etkinlikte yer alamıyor. Bu sebeple atölye sayısını 40 civarında tutuyoruz.

Başvurular geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Merak ediyorum başvurularda neler dikkatinizi çekti bu yıl?

Evet, başvurular geçtiğimiz günlerde sonlandı. Geçen seneye göre yapılan başvuru sayımız artmış durumda. Bu yıl başvurular arasında dikkatimi çeken noktalardan biri; sanatçı grup ve kolektiflerinin artan ilgisiydi. Kolektif yapı ve sanatçılar arası iş birliklerinin arttığını gözlemliyorum. Bunun dışında dijital üretimlerin geçtiğimiz yıllara oranla gözle görülür bir artış gerçekleştirdiğini söyleyebilirim.

Kâr amacı gütmeyen ve sponsorsuz bir organizasyon olan Açık Stüdyo Günleri’ni bağımsız bir şekilde sürdürmeyi nasıl başarıyorsunuz? Sizce sponsorsuz çalışmanın olumlu ve olumsuz yönleri neler?

Üretimlerimizi işin mutfağında yani atölyelerimizde göstermek bu projeyi sürdürmekteki en büyük motivasyonumuz. Açık Stüdyo Günleri’nin sürdürülebilirlik strüktürü sanatçı arkadaşlarımızın bu organizasyona inanması ve destek vermesi ile gerçekleşmekte. Bu doğrultuda yer alan atölyeler harita, poster ve el ilanları baskısına kadar tüm masrafları imece usulüyle paylaşıyor. Ben ise bu organizasyonun yapılması için aracı oluyor, gönüllü ekibimiz ve sanatçılarla toplantılar yapıp etkinliğin akışını sağlamaya çalışıyorum.

Sponsorsuz ve kâr amacı gütmeden etkinliği yedi yıl boyunca sürdürmeyi başardık. Bu noktadan sonra ise Açık Stüdyo Günleri olarak iş birlikleri ve çeşitli fonlamalara açık olduğumuzu söyleyebilirim. Yeni iş birlikleri ile etkinliği farklı noktalara taşıyabileceğimizi ve daha çok ziyaretçiye ulaşabileceğimizi düşünüyorum

Sponsorsuz çalışmanın özgürlük alanımızı kendimizin belirleyebileceği bir esneklik getirdiğini deneyimledik. Bu hakikaten baskı altında olmadan hızlı karar verebilmeyi, bu kararların yerine getirilmesini sağlıyor. Ve ekip olarak bu ruhu taşımanın bizleri daha bağımsız kıldığını gördük.

​Açık Stüdyo Günleri’nde herhangi destek almadan organize etmek ise ekonomik açıdan hareket alanımızın bir noktada kısıtlı kalması, ekibimiz için büyük bir bütçe ayıramamak ve tam zamanlı çalışan bir kadro oluşturamama gibi zorluklar ortaya çıkartıyor.

Geçmiş yıllara dönüp bakacak olursak geçen yedi yıl içinde organizasyonda neler değişti? Yıllar içinde biriken deneyimleriniz nasıl yer edindi Açık Stüdyo Günleri yapısında?

Yedi yıl içerisinde genişleyen bir yapı hâline geldik. İstanbul’da kapsadığımız bölge sayısı arttı. Organizasyon akışına dair tüm ekip olarak daha tecrübeli hâle geldik. Etkinliğe dair oturmuş bir sistemiz var, bu yapıyı istikrarla sürdürmeye çalışmaktayız. Etkinlik içerisinde yer almış sanatçı dostlarımızla daha yakın diyaloglara sahip oluyoruz ve bu iletişim köprüsünü korumaya devam ediyoruz.

Açık Stüdyo Günleri 2014’ten itibaren her yıl gerçekleştiriliyor. Bu kadar süre içinde ASG hakkında nasıl geri dönüşler aldınız? Bu geri dönüşler projeyi devam ettirme konusunda size yeterli motivasyonu sağlıyor mu?

Geçmişten günümüze Açık Stüdyo Günleri, ziyaretçisinden, katılımcı olarak yer alan sanatçı arkadaşlarımızdan bizleri oldukça motive ede olumlu geri dönüşler ve manevi destekler aldı. Bu projeyi devam ettirmemizi sağlayan yegâne motivasyon kaynağı ise tam anlamıyla bu.

​Atölye komşusu olduklarını etkinlik sayesinde öğrenen katılımcı sanatçılar birbirleri ile arkadaş oluyorlar ve ayrıca ziyaretçiler ile sanatçılar arasında da ayrı bir iletişim ağı ortaya çıkıyor. Ve tüm bu iletişim şekli samimi bir atmosfer içerisinde gerçekleştiği için ardında dostane ilişkiler bırakıyor.

Biraz da Açık Stüdyo Günleri’ni kuranlar olarak sizden bahsedelim istiyorum. Bu yedi yıl size neler kattı? Sanatçılarla olan iletişimleriniz değişti mi?

Bu noktada öncelikle görsel sanat üzerine üretim yapan biri olduğumu belirtmek isterim, Açık Stüdyo Günleri koordinatörlüğü ve küratör kimliğim bu etkinlik sayesinde ortaya çıktı diyebilirim. ASG gibi bir etkinliğin 2014 yılına dek kapsamlı olarak yapılmamış olması benim bu organizasyonu koordine etmemi sağladı. Koordinatörlük benim kendi sanatçı kimliğimi de şekillendiriyor ve besliyor. Bu sayede kendimi daha iyi bir şekilde koordine etmeyi de öğrendim aslında.

Etkinlik içerisinde yer almış ve sonradan sonrasında dostumuz olmuş birçok sanatçı ve gönüllü arkadaşlarımız var. Esas olan dostane, samimi diyaloglar geliştirmek ve sanat üretimlerimizi paylaşabilmek bence - ki bunu da son yedi sene içerisinde başardığımızı düşünüyorum -.

​Ayrıca ASG, bugüne dek bizlere dayanışma gerekliliğini öğreten bir platform oldu. Bunun nasıl önemli bir gereksinim olduğunu kişisel olarak hep tecrübe ettim.

Deniz Beşer

Bitmek bilmeyen bu pandemi süreci Açık Stüdyo Günleri’ni nasıl etkiledi?

Maalesef koronavirüs salgını sebebiyle tüm dünya hâlâ zorlu bir dönemden geçmeye devam ediyor. Bu sürecin en kısa süre içinde normale dönmesi hepimizin en büyük temennisi.  

Pandeminin başında çevrim içi sanatçı söyleşileri ve etkinlikler ile devam etmiştik. Geçen seneki etkinlik takvimi sebebiyle herhangi bir erteleme ile karşı karşıya kalmadık. Olması gereken tarih içerisinde bu etkinliği fiziksel olarak gerçekleştirmiştik. Bu açıdan biraz şanslı olduğumuzu söyleyebilirim. Geçtiğimiz sene pandemiye karşı tedbirimizi elden bırakmayıp atölyelerde tüm sanatçı arkadaşlarımız ve ziyaretçiler önlemini almıştı. Bu açıdan herhangi bir olağanüstü bir durum ile karşılaşmadık.

Fakat koordinasyonunu üstlendiğim bir diğer organizasyon olan Fanzineist Vienna Art Book & Zine Fair, salgın ve karantina şartları sebebiyle 2020 yılında gerçekleştiremedik. 2021 yılında ise bu etkinliği yine fiziksel olarak yer alamadı, bu sebeple Fanzineist Vienna’yı dijital bir fuar olarak sunduk.

Biz Şubat 2022’deki ASG’de pandemiye karşı önlemlerimizi yine sürdürüyor olacağız. Bu açıdan tüm ziyaretçiler çekinmeden atölyelere misafir olabilirler.

​Umarım gelecek aylar içerisinde salgın etkisini tamamen yitirir ve tüm sanat kurumları ve etkinlikler, eskisi gibi fiziksel formda gerçekleşmeye devam ederler.

Son olarak 7-9 Ekim 2022 tarihlerinde gerçekleşecek ASG’ne katılacak hem sanatçılara hem de ziyaretçilere bir iletiniz var mı?

Bu röportajı sonuna kadar okumuş okuyuculara öncelikle çok teşekkür ederim. Gerek katılımcı sanatçı arkadaşlarımızın gerekse ziyaretçilerin desteği ve ilgisi ile bu etkinlik hedeflediğimiz noktaya gelmektedir. Bu açıdan sanatçı ev ve atölyelerini merak eden herkesin bu etkinliği ziyaret etmesini ve organizasyonu takip etmelerini umuyoruz.

Evet, belki de yakından tanımadığınız bir sanatçının atölyesini ziyaret etmek ile ilgili belki kendinizi çekingen hissediyor olabilirsiniz ama birkaç atölyede bulunup misafirperver sanatçı arkadaşlarımızla tanıştıktan sonra hissedeceğiniz hissin mutluluk olacağını gönül rahatlığı ile buradan söyleyebilirim. Bir kez sanatçı atölyesi görmüş bir ziyaretçi daha fazla sanatçı ev ve atölyesi ziyaret etme isteği ile karşı karşıya kalıyor.

​Tüm Açık Stüdyo Günleri sanatçılarının atölye ve evlerinde kendi sanat üretimlerini sizlerle paylaşacağı için oldukça heyecanlı ve bu sebeple heyecanımıza ortak olmanız hepimizi mutlu eder!

Açık Stüdyo Günleri hakkında detaylı bilgiye internet sitesinden ya da Instagram hesabı üzerinden ulaşabilirsiniz.

0
4730
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage