06 NİSAN, ÇARŞAMBA, 2016

Avrupa’nın En Etkileyici 20 Genç Küratörü

Küratörler günümüz sanat dünyasının tartışmasız en önemli figürleri arasında yer alıyor. Genç ve dinamik yaklaşımlarıyla dikkat çeken, Artsy’nin derlediği 20 küratöre göz attık. Sanat dünyasının görünmez kahramanlarının güncel ve gelecek projelerini ele aldık.

Avrupa’nın En Etkileyici 20 Genç Küratörü

Sanat tarihi akışkan ve değişken bir ritme sahip. Bu dünyaya girerek her şeye anlam kazandırmak ve sanatın gideceği yönü belirleyen resmi seçmek de küratörlerin görevi. Küratörler fikirleri etkin hale getirip, bağlantıları oluşturup, daha az bilinen sanatçılar ile gözden kaçan bölgelere dikkati çekerek ve daha derin sohbetlerin garantisini sağlayan konuların altını çiziyorlar. Birçok küratörün temel vazifesi ise sanat dünyasının üç etkin oyuncusu olan sanatçı, kurum ve toplum arasında aracılık yapmak.

Artsy’nin metninden yola çıkarak Avrupa’daki kurumlarda, bağımsız proje alanları ve galerilerde sanatın ne olduğuna ve ne olabileceğine dair açıklamaları genişleten, bir sonraki akımın etkileyici karar mercii küratörlerine göz atıyoruz.  

Elena Filipovic

Los Angeles doğumlu Elena Filipovic, Kunshalle Basel’in yönetici ve küratörlüğünün idaresini eline aldığından beri Andra Ursuta, Vincent Fecteau, Mark Leckey gibi sanatçıların yer aldığı sergiler gerçekleştirdi. Ayrıca geçen yaz Basel’deki Art Basel’i kalabalıklara boğan Anicka Yi’nin kişisel sergisi ile dikkat çekti. Modern ve öngörülü bir zevke sahip olan bir öğretim görevlisi de olan Filibovic, Princeton Üniversitesi’nde Hal Foster ile yaptığı doktora çalışması olan Marcel Duchamp’ın hayatını mesleğine adamış. Tezinin düzenlenmiş bir versiyonu olan The Apparently Marginal Activities of Marcel Duchamp ( Marcel Duchamp’ın Görünüşe Göre Marjinal Aktiviteleri) bu Eylül ayında MIT Press tarafından yayınlanacak. WIELS’ın kıdemli küratörü olarak düzenlediği ve Museum für Moderne Kunst Frankfurt ve Fondation Beyeler’e de giden retrospektifi takiben hazırladığı Felix Gonzalez-Torres üzerine 700 sayfalık büyük kitabı da ayrıca yolda. Documenta 14’ün sanat yönetmeni olan Adam Szymczyk ile beraber 5. Berlin Bienali’nin küratörlüğünü yaptığından bu yana Filibovic uzun bir yol aldı. Basel’de dikkat edilmesi gereken, küratörlüğünü üstlendiği gelecek sergileri ise Sam Lewitt, Yngve Holen ve Anne Imhof’a ait. 

Elena Filipovic

Nadim Samman

“Sanat, nesiller boyunca oynadığımız bir oyundur ve insanlarla ortaklaşa olmasında karşın asla tanışamayabilirsiniz” diyen Nadim Samman, oyunu kendi kurallarına göre oynuyor. Samman için bu yıl daha şimdiden çok hareketli oldu. Viyana’daki TBA21’de gerçekleşen, Camille Henrot ve Iain Ball gibi sanatçıların katıldığı bir sergi olan “Rare Earth” (Nadir Dünya) kataloğu daha yeni basıldı. Son sergisi “Desert Now” (Şimdiki Çöl) 19 Mart’ta Los Angeles’da bulunan Steve Turner’da açıldı ve sergi Julius von Bismarck, Julian Charriere ve Feliz Kiessling gibi son birkaç yılda Berlin’den çıkan başarılı genç sanatçılara ağırlık veriyor. (Serginin küratörlüğünü Import Projects’deki yardımcı direktör arkadaşlarından Anja Henckel ile birlikte yaptı) 5. Moskova Uluslararası Genç Sanat Bienali’nin küratörü olan Samman, Courtauld Sanat Enstitüsü’nde yazdığı, “Gulag ve Guggenheim Arasında” adlı doktora tezinin ardından sonunda Sovyet Rusya sonrası sanatı üzerine olan bilgisini genişletme imkanı buluyor. Küratörlüğünü yaptığı ve yakında çıkacak olan “Deep Inside” (Derinlerde) adlı bienal edisyonunun ana bölümdeki aralarında gelecek vadeden Paul Kneale ve Marguerite Humeau gibi sanatçıların da yer aldığı sergi  uluslararası sanat dünyasında izlerini bırakmak isteyen birçok yetenekli isim ile dolup taşıyor. 

Nadim Samman

Bonaventure Soh Bejeng Ndikung

Kameron’lu bağımsız küratör ve biyoteknisyen Bonaventure Soh Bejeng Ndikung, “biçim fikirleri laboratuvarı” olan SAVVY Contemporary’yi 2010 yılında, Kuzey-Güney kültürel ayrımı üzerine olan diyalogları sömürgecilik sonrası, antropolojik ve sosyopolitik çalışmalara odaklanan sergilerle daha ileriye taşımak için açtı. Küratör, 2014 yılındaki Marakeş Bienali’nde sergilenen “If You Are So Smart, Why Ain’t You Rich?” (O Kadar Zekiysen Neden Zengin Değilsin?) ya da Neïl Beloufa, Otobong Nkanga ve Hank Willis Thomas gibi sanatçıları Berlin, Lagos, Dakar, Johannesburg, Nairobi ve Marakeş’de bir araya getiren “Giving Contours to Shadows” (Gölgelere Kontur Oluşturmak)  gibi çok boyutlu ve uydu projeleri ile biliniyor. Genel olarak küratörlüğünü üstlendiği, 2017 baharında ilk kez iki şehirde birden –Kassel ve Atina- açılış yapacak olan bir sonraki Documenta 14’e performans ve sesin alan ile öznelliği nasıl etkilediği üzerine olan bilgisi ile katkıda bulunacak. Ayrıca, bu bahar Danimarka’da açılacak olan küratörlüğünü Solvej Helweg Ovesen ile birlikte üstlendiği “An Age of Our Own Making” (Kendi Yaptıklarımızın Çağı) sergisini düzenliyor.

Bonaventure Soh Bejeng Ndikung

Rózsa Zita Farkas

Post hümanizm, post kapitalizm, feminizm ve post dijital toplumda hayatın niteliği gibi konuların tümü, küratör, araştırmacı ve yayımcı Rózsa Zita Farkas için ateşli konular. Londra’nın yenilikçi galeri ve proje alanı olan Arcadia Missa’nın kurucu yöneticisi olan Farkas, Hannah Black ve Jesse Darling gibi öncü sanatçılar ile açılış yaptı ve Queer Thoughts dahil birçok genç galeri ile de değişim koordine etti. Sempozyum ağında düzenli bir konuşmacı ve organizatör olmasının yanı sıra Showrrom ve ICA London’daki konferansı, Re-Materializing Feminizm (Feminizmin Yeniden Somutlaşması) adlı yayını da beraberinde getirdi. Küratörlüğünü Zhoe Granger ile birlikte üstlendiği Londra’daki DRAF’da gerçekleşecek olan ve Eva Hesse, Peter Hujar ve Juliana Huxtable gibi sanatçıları ön plana çıkaran bir sonraki sergisi “Ways of Living” (Yaşamanın Yolları) sanatçıların uygulamalarına galeri çerçevesinin dışından -toplumda ve evlerinde- bakıyor. 

Rózsa Zita Farkas

Fatoş Üstek

Bağımsız küratör Fatoş Üstek, küratör Mark Francis ve Jay Jopling’in 2000 gezici sergi çalışması olan ve 50 sanatçının eserlerinin 50 haftalık bir süreçte birbiri ardına sergilendiği “fig-1” sergisini yeniden hayata geçirdiği, 2015 yılı projesi olan “fig-2” ile biliniyor. Aynı ruhta işleyen sergide Üstek’in 60 sanatçı (bazıları ortak çalışma) tarafından yapılan komisyon temelli dinamik projeleri 50 hafta boyunca dönüşüm halinde sergiler olarak gösterimdeydi. “fig-2”, yaratıcı deneye kaynak, belirsizliğe canlandırıcı bir kucaklama ve Londra sanat dünyasında risk almayı sağladı. Üstek’e göre, “fig-2” fikirlerin oyun alanı, önceliklerimizin, tutkularımız ve çağdaş anlarımızın geçerliliğinin  incelemesi haline geldi. Sanatta sınıflandırmanın ve sanatın nasıl kullanılması, deneyimlenmesi, neye benzemesi ve hissedilmesi gerektiğine dair kalıplaşmış bir kurumsallaşmanın bulunduğu özellikle Londra’daki önemli bir ihtiyaca karşılık verdi.

Fatoş Üstek

Michal Novotný

Michael Novotný sergi biçimini atmosfer yaratan bir sahne olarak ve enerjisini aynı anda paralel solo projeler yaratacak olan iki sanatçıya odaklanarak kullanıyor. Geçen beş yıl içerisinde Prag’da yer alan kâr amacı gütmeyen sergi alanı olan FUTURA ile çalışıyor ve şimdiye kadar Constant Dullaart, Anna Daučíková, Karina Bisch gibi uluslararası ve yerel sanatçıların sergilerini kürate etti. Ve Farocki’nin 2014’de vefatinden önce düzenlenen Harun Farocki ve Zbyněk Baladrán’ın çalışmalarından oluşan iki kişilik bir sergiye ev sahipliği yaptı. FUTURA’da bir sonraki sergi, Thomas Jeppe ve Kasia Fudakowski tarafından ortaklaşa bir proje olarak düzenlenen iki kişisel sergi olacak. 

Michal Novotný

Heidi Ballet

Güç yapıları, kültürel hegemonyalar ve egemenliğin temelini oluşturan kurgular Heidi Ballet’in sergilerinin en temel noktasını oluşturuyor. Ballet, sanatta daha fazla sosyal sorumluluğa ihtiyacın olduğunun altını çiziyor. Ballet’nin politikası askeri gücün sergilendiği ve global ticaretin yapıldığı esaslı bir oyun alanı olmasına karşın okyanusu egemenlik dışı bir alan olarak inceleyen ve Edgardo Aragon, Guan Xiao, Patrick Bernier & Olive Martin ve Basim Magdy’nin kişisel sergilerinden oluşan “Our Ocean, Your Horizon”da (Bizim Okyanusumuz, Sizin Ufkunuz) açığa çıkıyor. Ballet son birkaç yılını “After Year Zero: Geographies of Collaboration Since 1945” (Sıfır Yılından Sonra: 1945’den Bu Yana Ortaklığın Coğrafyası) adlı çalışmada araştırmacı küratör olarak Anselm Franke’nin rehberliğinde çalışarak geçirdi ve ayrıca Brussels Cologne Contemporaries 2015 edisyonunun küratörlüğünü yaptı. Şu anda Vilius Litvanya’da bulunan Contemporary Art Center için seçkincilik ve dışlama üzerine olan ahlakı tartışan “The Morality Reflex” (Ahlak Refleksi) adlı bir sonraki karma sergisini hazırlıyor. 

Heidi Ballet

KM Temporaer (Elisa R. Linn & Lennart Wolff)

Genç küratör ikili KM Temporarer her bir sergileri için katılımcı olarak üçüncü bir ses ya da “aktör”ü davet etmeye özen gösteriyorlar. Ortak eser sahipliği yöntemlerini tartışmak onların çalışma ahlaklarının odak noktası. Ortaklaşa çalışma yöntemleri, temalar ve çalıştıkları sanatçılar kadar sergilerinin temelini oluşturuyor. Şu anda New York’ta On Stellar Rays’deki sergileri  aralarında Kerstin Brätsch, Debo Eilers, Nic Xedro, Jonas Lipps ve Caroline Mesquita’nın yer aldığı bir grup sınırları zorlayan sanatçının bulunduğu “I Pledge Allegiance” (Bağlılığa Yemin Ederim), sunum, sanatsal öznellik ve eser sahipliği konularına üzerine. Gelecek projeleri arasında bu sonbaharda Zürih’deki Galerie Bernhard’da bir sergi ve “Grand Opening Reception” (Büyük Açılış Resepsiyonu) yer alıyor.

KM Temporaer (Elisa R. Linn & Lennart Wolff)

Justė Jonutytė

2014 yılında Rupert Centre for Arts and Education’daki yöneticiliğinde bulunan Justė Jonutytė, bölgedeki yerel ve uluslararası sanatçıların sergilenmesindeki eşitsizliğin dengelenmesine ve özellikle de kadın ve erkek sanatçıların sergilerinin arasındaki farkı kapatmaya odaklanıyor. Jonutytė “Bu alandaki kadın sanatçıları – özellikle de anneleri- desteklemenin önemli olduğunu düşünüyorum; çünkü onlar için seyahat etmek ve uluslararası kariyer yapmak zor” diyor ve 2015 yılındaki sergisinin hazırlıkları aşamasında hamile olan sanatçı Laure Prouvost ile olan deneyimine dikkat çekiyor. Jonutytė şu anda Litvanyalı sanatçı Lina Lapelyte ve Augustas Serapinas ile Oslo’da 1857’den beri sanatçılar tarafından yürütülen mekânda yazın sergilenmek üzere yeni bir performans ve alan odaklı yerleştirme üzerine çalışıyor. Küratör ayrıca, bu sonbaharda sanatçı ve yazar Travis Jeppesen ile Rupert’da gerçekleşecek bir sergi ve kurumdaki sanatçı yerleştirmesi esnasında geliştirilecek ve 2017 yılında sergilenecek olan Jason Dodge ve Matthew Dickman tarafından yazılan yeni bir oyunun prodüksiyonu üzerine yoğunlaşmış durumda.  

Justė Jonutytė

Anna Gritz

Anna Gritz film ve performans alanlarını zaman temelli çalışmalar sergilemek için yeni biçimler düşünerek ileriye götürüyor. Gritz yakın zamanda Southend-on-Sea’de bulunan Focal Point Gallery için küratörlüğünü Paul Clinton ile ortaklaşa yaptıkları “Duh? Art & Stupidity” (Ha? Sanat & Salaklık) adlı sergide kendini belli eden odak noktası üzerine, “Performans ve etkinlik temelli çalışmalar, sabit oluşumlardan ziyade eylem, rastlaşma ve etkinlik üretimini keşfetmek için bilhassa verimli temeller sağlamakta” diyor. Gritz, ayrıca Doğu Londra’daki OPEN SOURCE çağdaş sanat festivali ve Meksika’daki Material Art Fair’de film bölümlerinin komisyonuna ve küratörlüğüne yardımcı oldu. Geçen yıl, Schinkel Pavillon için küratörlük yapacağı ve  sanatçı Adam Linder ile Shahryar Nashat arasında bir ortaklık kurduğu ilk sergisini Gallery Weekend sırasında açmak üzere Berlin’e gitmeden önce Michael Smith, Becky Beasley ve Kapwani Kiwanga’nın yer aldığı sergilerle South London Gallery’deki film ve performansın küratörü olarak  iz bıraktı. 

Anna Gritz

Hanne Mugaas

Hanne Mugaas, Kunsthall Stavanger’i 2013 yılında kurdu ve o zamandan bu yana aralarında Nicolas Party, Tamara Henderson ve Olaf Breuning’in yer aldığı yerel ve uluslararası çağdaş sanatçılardan oluşan renkli sergilere ev sahipliği yaptı. Ayrıca kurumu İskandinavya sanat haritasında parlak bir konuma getirdi. Mugaas’a göre, küratör olarak onun kişisel misyonu “Geçmişte gözden kaçmış olabilecek ne ve kim varsa ona yönelmek”. Bu ruh yönetiminde olan kurum 1968-1989 arasındaki Norveç sanatı ve feminizm üzerine bir sergiyi ağırlamasının yanı sıra kadın sanatçı Inger Bruun’un retrospektifine de ev sahipliği yaptı. Mugaas şu anda Sascha Braunig, Jessica Warboys, Morten Norbye Halvorsen ve Alex Bag ile gelecek serginin planlarını yapıyor.

Hanne Mugaas

Raphael Gygax

Berne Üniversitesi’nde doktorasını yeni tamamlamış olan Migros Museum’un küratörü Raphael Gyngax, Frieze Projects’in yeni küratörü olarak atandığı Frieze London 2016’ın hazırlıklarıyla ilgileniyor. Gyfax cesur sergilerin kategorileri kırarak ona canlılık kattığını ve ona ilham verdiğini söylüyor. “Farklı alanları birleştirmeyi seviyorum: Sanat ve tiyatro, sanat ve performans, moda, tasarım, bilim vs” diyen küratör, tarihi her yöne çekilebilen ve devam etmekte olan bir süreç olarak görüyor ve bu itibarla tarihsel figürleri yeni kavramlara  yerleştirerek  önemli bir yere parmak basıyor. “Sacré 101—An Exhibition Based on The Rite of Spring” (Sacré 101—Bahar Ayini Üzerine Bir Sergi) (Igor Stravinsky’nin balesine üzerine) ve çoklu disiplinde çalışan Bauhaus sanatçısı Xanti Schawinsky’nin yeni retrospektifi bu bağlamdaki çalışmalarına örnek olarak verilebilir.

Raphael Gygax

Samuel Leuenberger

İsviçreli küratör ve yönetici Samuel Leuenberger, SALTS’ın çağdaş sanat salonunda Peles Empire, Sol Calero ve Emanuel Röhss gibi uluslararası genç sanatçılardan oluşan kişisel ve karma sergisini sunuyor ve sanatçıların kariyerlerinin ilk aşamalarındaki tutkulu projelerine destek veriyor. Leuenberger’e göre SALTS kavramsal bir laboratuvar olarak işlev görüyor. “Sanatçıların vizyonlarına inanıyor ve onların işlerine güveniyorum. Böylece birlikte yeni bir şey başarabiliriz” diyen Leuenberger, geçen Temmuz ayında Art Basel Parcours’un yeni küratörü olarak başa geçti. Küratörün gelecek projeleri arasında Bozen İtalya’daki Thun Ceramic Residency’de bir sergi, SALTS’da Flaka Haliti ve Hagar Schmidhalter’in sergisi ve bu Eylül ayında Glasgow’daki David Dale Gallery’de misafir küratör olmak yer alıyor.  

Samuel Leuenberger

Julie Boukobza

Fransa doğumlu bağımsız küratör Boukobza, Paris’te bulunan Google Cultural Institute Laboratuvarı’nda Simon Castets ve Hans-Ulrich Obrist’in (kendisi bu ikiliye “SCHUO” diye hitap etmekte) himayesi altındaki 89plus sanat araştırması projesinin yerleştirme programını yönetiyor. Projede genç sanatçılar, mimarlar ve grafik tasarımcıları Google Sanat Projesi arşivini kullanmak, 3D yazıcılar ve interaktif ekranlar gibi teknolojilerle çalışmak ve Google mühendislerinden eğitim almak için davet ediliyorlar. 89plus içindeki rolü gereği Boukobza, sanatçıların “The Internet of Things” (Şeylerin Interneti) ve “Ambient Intelligence” (Çevresel Zeka) ile olan ilişkilerinin ana hatlarını belirliyor ve Musée d’Art Moderne de la Ville de Paris’deki “CO-WORKERS—Network as Artists”  (ORTAK ÇALIŞANLAR – Sanatçı olarak Ağ) ve daha büyük çaplı sergilerin geliştirilmesine katkıda bulunuyor. Diğer bir yandan da Galerie Untilthen’de sergilenen, Anthea Hamilton, Torbjørn Rødland ve Simone Fattal gibi sanatçıları bir araya getiren “Mon Horizontalité” gibi bağımsız projelerine devam ediyor. 

Julie Boukobza

Natalia Sielewicz

Natalia Sielewicz, internet bağımlılığımızın yarattığı devasa sersemlik ile ne yapılması gerektiğini bulmaya çalışan Museum of Modern Art Varşova’nın küratörü. Sielewicz yakın zamanda DIS, Korakrit Arunanondchai, Harm van den Dorpel ve Hannah Perry’nin işlerini içeren araştırma sergisi “Private Settings Art After the Internet”de (Özel Ortamlar. İnternetten Sonra Sanat) bu konuyu derinlemesine inceledi. Müze için ayrıca deneysel film, performans ve söylemsel etkinliklerin küratörlüğünü de yapan Sielewicz, bir de müzenin himayesinde Varşova’da deneysel bir pop-up mekanın ortak işletmesini üstlenecek.  Küratör şu anda algıyı değiştirmek ile statüyü ve ekonomiye olan ilgiyi nasıl tanımladığımızla ilgileniyor.

Natalia Sielewicz

Defne Ayas

Rotterdam’daki Witte de With’in yöneticisi Defne Ayas kamusal programların kurumdaki görevi için ciddi ve önemli olduğunu düşünüyor. “Programım sanatçıları içermesine karşın dünyayı kışkırtan tüm eylemcilik biçimleri dahil olmak üzere günümüzdeki krizlerin farklı yüzleriyle temkinli olarak yakın ilişkide bulunan avukatlar, ekonomistler, gazeteciler, arkeologlar, teologlar, felsefeciler ve yazarları da içermektedir” diyor.  2015 yılında Ayas, “Art In The Age Of...” (... Çağında Sanat) adlı üç bölümden oluşan, sanat üretiminin geleceği, sanat sirkülasyonu ve altyapısını inceleyen, enerjiden ham maddeye, asimetrik savaşa ve gezegen hesaplaması konularını içeren kapsamlı bir sergi serisi düzenledi. Ayas, Witte de With’in 25. yılı şerefine Rotterdam merkezli sanatçı ikili Bik Van der Pol ile işbirliği yaptı. Mayıs ayında gerçekleşecek olan “WERE IT AS IF” (ÖYLEYMİŞ GİBİYDİ) adlı sergi ise kültürel kurumların politikalarını ve sanatçının kurum ile bilgi taşıyıcısı ve üreticisi olarak ilişkisi rolünü yeniden düşündürecek.

Defne Ayas

Ben Vickers

Ben Vickers, sıra yenilikçi dijital iletişim sistemleri ve toplumsal sorumluluk için alternatif modellere geldiğinde değişimin öncülerinden biri olarak kabul edilebilir. Küratör, 2014 yılında Matera İtalya’da “gelecek için sosyal bir klinik” olarak kurulan unMonastery adındaki teknoloji idealizmindeki projenin öncü ortağı oldu. Geçen sonbaharda Dijital Komisyonlar’a önayak olduğu Serpentine Galleries için Dijtal Küratör rolünde “Transformation Marthon” (Dönüşüm Maratonu) yayınlamak üzere Serpentine Radyosu’nu başlattı. 2016 yılının başlarında “Transmediale” için post-dijital kültür üzerine konuşma programlarının küratörlüğünü üstlendi. Küratörlük yaklaşımını “Yeni kimlikler, roller ve iş temelli katı kurallar serisinin nasıl yaşadığımız ve hareket ettiğimiz dünyanın durumuna dönüşerek uyum sağlayabildiği ile ilgilenmekteyim” şeklinde belirtiyor. Teknoloji ve sosyal etkileşime olan ilgisini birleştiren Vickers, Ian Cheng ile Bad Corgi (Kötü Corgi) (2016) başlıklı 4 Nisan’da Serpentine Gallerieleri’nin websitesinde yayımlanacak olan ve bir farkındalık uygulaması olan dijital komisyon üzerine çalışıyor. Sanatçı James Bridle’ın bir sonraki dijital komisyonu için planları da daha yapım aşamasında.

Ben Vickers

Övül Durmuşoğlu

Durmuşoğlu dünyayı bir uçtan diğerine gezerek farklı “düşünce halkaları” arasında umulmadık ilişkiler kuruyor. dOCUMENTA (13) için Kamu Programları’na katılımından sonra göçebe iş geliştirmeci The Moving Museum İstanbul’da çeşitli araştırma ağlarına katılmaya devam etti. Durmuşoğlu ayrıca Goethe-Institute girişimi olan ve müzelerin geleceğine odaklanan “Museal Episode” (Museal Bölüm) ile OCA ve Dhaka Art Summit öncülüğünde gerçekleşen “Critical Writing Ensemble” (Eleştirel Yazım Topluluğu)’na katıldı. Küratör kendini, galerileri “öğrenme ve unutma rollerinin canlandırılması için bir alan” olarak görmeye adadı. Kunstverein Kangenhagen’ın sanatçı Alezandra Navratil ve Susanne M. Winterling’i öne çıkardığı “In Search of Radical Incomplete #3: Black Hole Hunters” (Radikal Noksanın Arayışında #3: Kara Delik Avcıları) ile Gülsün Karamustafa’nın Berlin’deki Hamburg Bahnof’daki gerçekleşecek olan kişisel sergisi gibi güncel sergilerinde de bu yaklaşım gayet aşikar.

Övül Durmuşoğlu

Krist Gruijthuijsen

Krist Gruijhuijsen, Avusturya’daki Grazer Kunstverein’a 2012 yılında sanat yönetmeni olarak hizmet vermeye başlamadan önce 2009’da Amsterdam’daki Kunsverein’ın ortak kurucusu oldu. Hollandalı küratör Temmuz ayında Berlin’de bulunan KW Institute of Contemporary Art’ın yeni yöneticisi olarak tekrar görev değiştirecek. David Wojnarowicz ve Robert Blanchon tarafından yapılan çalışmaların sergilendiği 2015 yılındaki sergi ya da Lisa Oppenheim’ın en yeni on yıllık eserleri Gruijhuijsen’ın ilgi alanının sanatçının uygulamasını çevreleyen politik ve sosyal imalarda yattığını gösteriyor. Ki bu da açık bir AIDS eylemciliğinden, kurgu, tarih ve ansiklopedik bilgi çevresindeki daha soyut konulara kadar genişleyebiliyor. Gruijhuijsen, “Kişisel, sosyal ve politik meseleler hakkında konuşmanın temelini oluşturan sunum, niyetlilik ve özgünlük çevresindeki sorulara yöneliyorum” diyor. Almaya’nın başkentine olan yolculuğuna başlamadan önce Graz’daki zamanını Peter Friedl’ın projeleri ve Kay Rosen ile Matt Keefan’dan iki kişilik bir sergi ile tamamlıyor. 

Krist Gruijthuijsen

Hendrik Folkerts

Hendrik Folkerts kendi yaklaşımını “pratik ve teoriyi” eşleştirmek olarak tanımlıyor. Amsterdam’daki Stedelijk Museum’da performans, film ve söylemsel programların küratörlüğü pozisyonuna geçmeden önce, de Appel Arts Center’da Küratörlük Programı koordinatörü olarak çalıştı. Sanat yönetmeni Adam Szymczyk tarafından Documenta 14’ün küratör takımına katılmak için davet edildiğinden beri zamanının çoğunluğunu, kendi deyişiyle “düşünce topluluğu” geliştirmek için araştırma gezileri, mekan ziyaretleri ve sanatçılar ile meslektaşları arasında sohbetler başlatmaya adadı. Özellikle, performansın geçici/kısa ömürlü ve materyal olmayan nitelikleri üzerine olan uzmanlığını sergi biçiminin tanımlamalarını genişletmede katkı olarak sunuyor. 

Hendrik Folkerts

0
89372
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage