GÜNDEM
  • 05-08-2025

    İrem Uzunhasanoğlu’nun okurunu kadınların ve aşkın doğasına derinlemesine bir yolculuğa davet ettiği yeni romanı Bir Aşkın On Günü, Doğan Kitap’tan çıktı.

    “Bir masal kahramanı gibi uykuya dalmış adam ve sevdiği adamın uyanmasını bekleyen kadın... Mücadelelerle dolu hayatlarında aşmaları gereken son bir eşik var.
    Aşklarına şahitlik eden on nesne ve on gün. Peki bu on günün sonunda aşk mı kazanacak, yoksa ayrılık mı?
    Hayatına giren bütün erkeklerden ayrılığı öğrenen Aylin, kendisini ilk kez aşka inandıran Aykut’u kaybetmenin eşiğindeyken, bir yandan da kördüğüm olmuş sırlar, geçmişin karanlık gölgeleri ve yalanlarla boğuşmaktadır.
    Kendinden bir kadın yaratmaya ve aşka cesaret etmeye dair büyülü bir senfoni... Bir kader motifine dönüşen ayrılık döngüsüne kuvvetli bir isyan... Sessizlikle, hafızayla ve sabırla örülmüş derin bir aşk hikâyesi.”

    0
    0
    82
  • 04-08-2025

    Türkiye’nin uluslararası çağdaş sanat fuarı Contemporary Istanbul, 20. edisyonuna özel olarak Amerika’daki çağdaş sanat galerileri ve sanat profesyonellerini iki gün sürecek Focus America programı kapsamında sanatseverler ile bir araya getirecek.

    24-28 Eylül tarihleri arasında Akbank ana sponsorluğunda düzenlenecek Contemporary Istanbul, Focus America’ya ek olarak Ontario Sanat Galerisi, Toronto Sanat Bienali, Kanada Ulusal Galerisi, Montreal Güzel Sanatlar Müzesi ve MAC Montreal ile koleksiyonerler, küratörler ve sanat profesyonelleri için de yeni iş birliklerine ev sahipliği yapacak. Bu yıl, Brooklyn Müzesi, Guggenheim Müzesi, MoMA ve Metropolitan Sanat Müzesi’nin yanı sıra New York, Seattle ve Kaliforniya’da bulunan çeşitli özel koleksiyonerler konuklar arasında yer alıyor.

    Davetli galeriler arasında; Amanita (New York), Heft Gallery (New York), Revolver Galería (New York / Buenos Aires), Madison Gallery (California), Leila Heller Gallery (New York / Dubai), Pontone / Friedrichs Pontone (New York / London) seçkin sanat kurumlarının müze direktörleri ve temsilcileri yer alıyor.

    Focus America kapsamı özelinde, New York merkezli Perulu-Amerikalı sanatçı Grimanesa Amorós tarafından gerçekleştirilen ve mekâna özgü bir ışık yerleştirmesi olan Passage & Maritime eserlerini Contemporary Istanbul’da sergileyecek. LED teknolojisini kullandığı büyük ölçekli heykelleriyle tanınan sanatçının Passage eseri, Çinili Han’ın geçiş salonu olan ve The Peninsula Hotel’in saat kulesi ile lobisi olarak hizmet veren alana yerleştirilecek. Amorós’un çalışması, İstanbul’un bir geçiş ve değişim mekânı olarak önem taşıdığı bir konumda yer alıyor. Kırmızı LED tüpler, özel aydınlatma dizileri ve yansıtıcı yüzeyler kullanan sanatçı, kentin şekillenmesinde rol oynayan duygu akışlarını, hafızayı ve zamanı çağrıştırıyor.

    Passage, mimarinin hareketi ve dönüşümü nasıl özümsediğini yansıtırken, ayrılış ve varış, iç ve dış mekân, geçmiş ve şimdi arasındaki ikilikleri aydınlatıyor. Latince kökenli “denize ait” anlamındaki maritimus kelimesinden türeyen Maritime ise denizlerin ve suların ritmik biçimdeki hareketliliğini yansıtırken aynı zamanda hafızayı, hareketi ve ışığı geniş coğrafyalara uzanan fiziksel, tarihsel ve duygusal araçlar olarak temsil ediyor. Maritime insan ruhunun keşfetme arzusunu—sanatçının deyimiyle “bilinmeyene duyulan romantik ilgiye odaklanıyor.

    ​24-25 Eylül tarihlerinde Contemporary Istanbul Vakfı (CIF), her yıl düzenlenen konuşma programı CIF Dialogues 2025’e ev sahipliği yapacak. Bu yılın teması olan “Dağılan Koordinatlar: İstanbul ve Değişen Sanat Peyzajı”, kültürel aktörlerin jeopolitik, teknolojik ve toplumsal konulara nasıl yanıt verdiklerini ele alıyor.

    0
    0
    249
  • 04-08-2025

    29, 30 ve 31 Ağustos tarihlerinde Kaş Setur Marina’da gerçekleşecek olan Kaş Caz Festivali, 7. yılında yine doğayla iç içe, ilham veren bir müzik deneyimini müzikseverlerle buluşturmaya hazırlanıyor.

    Festivalin ritmi, bu yıl gelenekselleşen açılış gecesiyle 28 Ağustos Perşembe akşamı başlıyor. Kaş’ın ruhunu taşıyan OXYGEN PUB’da gerçekleşecek açılış buluşması, caz tutkunlarını Akdeniz gecesine davet ediyor. Bu sıcak karşılama gecesinin ardından, festival 29 Ağustos Cuma sabahı Setur Marina’da düzenlenecek Nefes Terapisi ile derin bir farkındalıkla güne başlıyor. Cuma günü akşam üzeri, cazla elektronik seslerin buluştuğu JOY FM DJ seti eşliğinde marina rüzgârı melodilere karışıyor. Ardından canlı müzik sahnesi, Türkiye caz sahnesinin güçlü isimlerinden Mert Pekduraner Group ile açılıyor. Gecenin ikinci yarısında ise usta müzisyen Bülent Ortaçgil sahnede olacak. Bu özel konserde sahnede konuk sanatçı olarak eşsiz sesiyle Birsen Tezer de Ortaçgil'e eşlik edecek.

    Festivalin ikinci günü olan cumartesi sabahı Amfi Tiyatro’da ücretsiz olarak gerçekleştirilecek “Günü Uyandırma” etkinliğinde Salih Korkut Peker ve Mert Pekduraner sahne alacak. Aynı gün saat 11.00’de L’apera’da cazın samimi enerjisini “Kendine Has Deneyimler” etkinliğiyle harmanlayarak farklı bir deneyim sunacak. Cumartesi akşamı yine JOY FM’in seçkileri müzikseverlerle buluşacak. Müziğinde elektro-akustik cümbüş, çağlama, bas ve davul kullanan Yasak Helva; sahne alacak. Gece, modern Anadolu ezgilerini cazla buluşturan, sahnedeki enerjisiyle büyüleyen Gevende ile devam edecek.

    Festivalin son günü olan pazar sabahı, Öyküm Elif Erdoğan eşliğinde gerçekleşecek “Ses Terapisi ve Etkileri” çalışması, sesin şifa veren gücünü doğanın kucağında hissettirecek. Akşam saatlerinde JOY FM DJ SET İLE, doğaçlamanın ve birlikte üretmenin kutlandığı Jam Session ile gerçekleşecek. Ardından Oxygen Sahnede Serkan Polat Cura Caz Project dinleyicilerle buluşacak.

    ​7. Kaş Caz Festivali biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    282
  • 04-08-2025

    Anna Laudel, multidisipliner sanatçı Tuğçe Diri’nin desen odaklı üretiminden doğan “Sessiz Tanıklar” adlı yeni sergisini 8-31 Ağustos tarihleri arasında Bodrum galerisinde sanatseverlerle buluşturuyor.

    Tuğçe Diri’nin desen merkezli pratiğinden beslenen “Sessiz Tanıklar” sergisi, Doğu ve Batı sanatındaki sessiz figürlerin taşıdığı simgesel anlamları bugünün gözünden yeniden yorumluyor. Eserlerinde ortak tarih, hafıza, gelenek, evrensellik ve zanaat gibi kavramlara sıkça odaklanan sanatçı, bu sergide de bu öğeleri etkileyici biçimde işliyor. Geçmişten bugüne sessizliğin taşıdığı anlamları açığa çıkararak izleyiciyi doğrudan sorgulamaya ve yüzleşmeye davet eden sanatçının yeni seçkisi, doğaya, masumiyete ve bastırılmış olana saygı duruşu niteliği taşıyor.

    “Sessiz Tanıklar”, sessizliği iki yönlü bir kavram olarak ele alıyor. Egemen yapılar karşısında güç sahibi olup konuşmamayı seçenlerin “masum olmayan” suskunluğu ve sesi duyulmayan, kendini ifade edemeyenlerin “bastırılmış tanıklığı”. Dua eden insan figürlerinden, ses çıkaramayan hayvanlara uzanan imgeler aracılığıyla bu anlatıyı ören sanatçı, izleyiciyi hem egemen yapılar karşısındaki “suskunluk hâliyle” hem de “masum olmayan” tanıklıkla yüzleştiriyor. Diri’nin tarih ve hafıza ekseninde şekillenen anlatısı; figüratif ve simgesel katmanların iç içe geçtiği, çağdaş bir tanık olma arşivine dönüşüyor.

    Seçkide sanatçı, 15. yy saray nakkaşlarının geliştirdiği “saz üslubu” ve fırça konturlarının genel resmi oluşturduğu, “kalem-i siyah” resim tekniğini kullanıyor. Bu teknik ile, aynı dönemde Batı resminde sıkça karşılaştığımız ikonografik figürleri yorumlayan katmanlı bir anlatı oluşturan Tuğçe Diri, iki boyutluluk ve derinlik hassasiyetiyle oluşturduğu özgün dili ile günümüzün küresel sorunlarına sessiz ama güçlü bir tanıklık sunuyor. Sergide yer alan yaklaşık 10 yeni eser grafit kalem, metal, akrilik ve yağlı boya gibi farklı malzemelerle geleneksel ve çağdaş teknikleri buluşturuyor. Sanatçının sınırlı sayıda hazırladığı litografi baskılar da serginin görsel çeşitliliğini ve teknik zenginliğini tamamlıyor.

    Sanatçı, “Sessiz Tanıklar” serisinde yer alan Dürer’e Saygı adlı eseriyle de Albrecht Dürer’in ünlü Dua Eden Eller çizimine çağdaş bir gönderme yapıyor. Diri, bu ikonik form aracılığıyla güncel adaletsizlikleri görünür kılarken, aynı zamanda iyiliğe duyulan umudu da vurguluyor.

    ​Künye: Courtesy of the artist and Anna Laudel Gallery. Photo by Hadiye Cangökçe

    0
    0
    252
  • 04-08-2025

    Son Ayı’nın yazarı Hannah Gold’un okurunu doğanın kalbine doğru başlayan bir yolculuğa davet eden romanı Kaplumbağa Dolunayı, Levi Pinfold’un resimleri ve Hatice Meryem Gelgör’ün çevirisiyle Genç Timaş’tan çıktı.

    Gold, nesli tükenen hayvanlardan olan kaplumbağaların neden neslinin tükendiğiyle ilgili bilgi veriliyor. Yumurtalar üzerinden yapılan ticaret, canlılara ve doğaya verilen zarar anlatılıyor.

    Anne ve babasıyla küçük bir dünyası olan Silver’ın hayatı, Kosta Rika’ya taşınmalarıyla birlikte değişiyor! Annesi veteriner, babası ise ressam olan Silver, babasının işi nedeniyle Kosta Rika’ya taşınır. Problemler yaşayan aile için Kosta Rika, yeni bir başlangıç olacaktır. Ancak Silver, Kosta Rika’da kendini yalnız hisseder çünkü burada hiç arkadaşı yoktur. Ta ki Rafi ile birlikte Kosta Rika’nın vahşi doğasına bir adım atıp kaplumbağalarla tanışana kadar. Kaplumbağaların nesli tükenmektedir ve yumurtaları tehlike altındadır. Bu değerli yumurtaların peşlerinde olan hırsızlar vardır. Silver ve Rafi, kendilerini bu yumurtaları korumaya adarlar ve bu görevleri, onları vahşi doğada hiç beklemedikleri bir maceraya sürükler. Acaba yumurtaları hırsızlardan korumakta başarılı olacaklar mıdır?

    “Kız ve kaplumbağa bir süre gözlerini birbirlerinden ayırmadılar. Sadece bir bakış değildi aralarındaki. Bir soruydu. Bir canlının başka bir canlıya sorduğu bir soru.
    “Sana yardım etmemi ister misin?”
    Kaplumbağa çok yavaş bir hareketle başını öne eğdi. O kadar yavaştı ki Silver bunu hayal ettiğini düşündü hatta. Buna rağmen o da aynı şekilde başını salladı.
    “Ben korurum onları,” diye fısıldadı kaplumbağaya. ‘Yumurtalarına göz kulak olurum. Söz veriyorum.’”

    0
    0
    357
  • 03-08-2025

    Efsanevi İngiliz rock grubu Dire Straits’in ilk klavyecisi Alan Clark, grubun kayıtlarında ve dünya turnelerinde çalan müzisyenler Phil Palmer, Danny Cummings, Mel Collins ve Marco Caviglia ile birlikte 27 Eylül’de İstanbul Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda, 28 Eylül’de ise Ankara Oran Açıkhava Sahnesi’nde müzikseverlerle buluşacak.

    ​Dire Straits Legacy, her ülkede kapalı gişe devam eden dünya turnesinde, altı platin albümden seçtikleri “Money for Nothing”, “Sultans of Swing”, “Walk of Life” gibi klasikleri seslendiriyor. Grubun ikonik müziğini geri getiren Dire Straits Legacy, 27 Eylül’de İstanbul Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda, 28 Eylül’de Ankara Oran Açıkhava Sahnesi’nde Türkiye’deki hayranlarıyla buluşmaya hazırlanıyor.

    0
    0
    475
  • 03-08-2025

    Sanatçı Mehveş Beyidoğlu’nun “Geçirgen” başlıklı kişisel sergisi, 5 Eylül tarihine kadar Kıbrıs’ta yer alan Art Rooms Galeri’de sanatseverlerle buluşuyor.

    Arkın Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesi’nin (ARUCAD) ilk mezunlarından biri olan Beyidoğlu’nun sergisi, kusursuzluğa takıntılı bir dünyada yaşanmışlığın, rastlantının ve doğallığın izlerini görünür kılıyor. Sanatçı, sergisindeki eserlerde pas, boya, beden izleri ve gündelik yaşamın sıradan lekeleri aracılığıyla zamanla şekillenen, kontrol dışı, zaman zaman da kontrollü izlere odaklanıyor.

    Her bir leke, öznenin yani bedenin veya nesnelerin yüzeyine işlemiş bir anı, bir duygu ya da bir hikâye olarak izleyicinin karşısına çıkıyor. Bireysel geçmişin dokularını taşıyan bu izler kimi zaman bir yara iziyle, kimi zaman yerdeki bir kahve lekesiyle, kimi zaman duvarda kurumuş bir boyanın rastlantısal kıvrımıyla hayat buluyor. “Geçirgen”, yüzeylerin sadece fiziksel değil duygusal olarak da geçirgen olduğunu hatırlatıyor. Leke burada bir kusur değil, bir temasın sonucu; yaşama karışmanın, mekâna dâhil olmanın ve özgünlüğü kabul etmenin simgesini izleyiciye sunuyor. İzleyici, sergide izlere bakmakla kalmıyor, içlerinden sızan yaşanmışlıkla karşılaşıyor ve özünün izine dönüyor. Her leke, her iz, bir katman daha açarak bir hikâyeyi, duyguyu, kimliği dışa vuruyor.

    0
    0
    382
  • 03-08-2025

    Susie Bower’ın kendini hiç kimse gibi hisseden bir çocuğun, aslında en büyük farkı yaratabilecek kişi olduğunu anlattığı kitabı Hiç Kimseler Okulu, Ülker Yıldırımcan’ın çevirisiyle Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıktı.

    Hiç Kimseler Okulu, kimlik arayışı, özgüven ve dayanışma temalarını işliyor.

    “Flynn, 10 yaşına kadar gerçek adının ne olduğunu bile bilmiyordu. Kendini hiçbir yere ait hissetmiyordu, kimse de ona başka türlü hissettirmiyordu. Günlerden bir gün eline geçen gizemli bir not, ona yepyeni bir dünyanın kapılarını açtı. Sonunda kim olduğunu gerçekten öğrenme fırsatı bulacaktı. Fakat bunu yaparken uyumsuzların, “hiç kimselerin” gittiği bir yatılı okula uyum sağlaması ve zorluklarla baş etmesi gerekiyordu. Neyse ki burada tanıştığı diğer uyumsuzlar onu yalnız bırakmayacaktı…”

    0
    0
    666
  • 02-08-2025

    Marvel Studios’un sevilen kahramanlarından Kaptan Amerika’nın filmi Captain America: Brave New World, beyazperdenin ardından 27 Ağustos’tan itibaren Disney+’ta izleyicilerle buluşacak.

    Anthony Mackie’nin Kaptan Amerika’ya hayat verdiği Captain America: Brave New World, politik gerilim ile süper kahraman öğelerini bir araya getiriyor. Oscar adayı oyuncu Harrison Ford’un ABD Başkanı Ross’u ve aynı zamanda Red Hulk’ı canlandırdığı filmde, Kaptan Amerika’nın kalkanı çetin bir görev için yeniden gün yüzüne çıkıyor. 

    Kaptan Amerika, dünya çapında yeni düşmanlar edinmeden hain bir küresel komplonun arkasındaki nedeni keşfetmek üzere hayatının zorlu mücadelelerinden birine atılıyor. Marvel Sinematik Evreni’nin serüvenleri en heyecanla beklenen kahramanlarından Kaptan Amerika’nın son filmi Captain America: Brave New World’de Sam Wilson yani Kaptan Amerika, hayatının en çetin serüveniyle seyircilerle buluşuyor. 

    ​Yönetmen koltuğunda Julius Onah’ın oturduğu ve Anthony Mackie, Harrison Ford, Danny Ramirez, Shira Haas, Xosha Roguemore, Carl Lumbly, Giancarlo Esposito, Liv Tyler ve Tim Blake Nelson’ın başrolleri paylaştığı film, dünya çapında gişede büyük başarı elde etti. 

    0
    0
    441
  • 02-08-2025

    Türk fotoğrafçılığının büyük ustası İzzet Keribar’ın, 1952’den günümüze çektiği İstanbul fotoğraflarından ve dünya müzelerinden oluşan bir seçki, 29 Ağustos’a kadar 42 Maslak’ta yer alan Artgalerim’de sanatseverlerle buluşuyor.

    Fotoğraf sanatının en önemli isimlerinden İzzet Keribar’ın, yirminci yüzyılın ikinci yarısının hemen başından 21. yüzyılın ilk çeyreğine uzanan dönemde çektiği, İstanbul fotoğraflarından oluşan “Analogdan Dijitale” sergisinin küratörlüğünü Ercüment Çilingiroğlu üstleniyor. Sergide, sanatçının uzun bir zaman aralığında çektiği, İstanbul’un farklı yüzlerini yansıtan, kentin görsel olarak keskin değişimini yüzümüze vuran fotoğraflar yer alıyor. Geçmişte analog, yakın dönemde ise dijital fotoğraf makineleriyle çekilen fotoğraflar, ziyaretçilere, teknolojik değişimin fotoğraf sanatındaki etkilerini görme fırsatı da sunuyor.

    Günümüzde renk, ışık, doku ve grafik ögeler gibi biçimsel unsurları içeren fotoğraflarla öne çıkan Keribar’ın bu sergisinde sanatseverler sanatçının üç çeyrek asra yayılan sanatsal yolculuğundaki farklı tarzları görme fırsatı da buluyor. Küratörlüğünü Ercüment Çilingiroğlu’nun üstlendiği sergide, sanatçının sınırlı sayıda diasec baskılı kolaj fotoğrafları da yer alıyor.

    Künye:
    1. İzzet Keribar, 1953, Beykoz Eski Tekneler 55x78cm, fotoğraf
    2. İzzet Keribar, 1953, Eminönü Balıkçılar, 55x79cm, fotoğraf
    3. İzzet Keribar, 1955, Kız Kulesi, 48x67cm, fotoğraf
    ​4-6. İzzet Keribar Retrospektif Sergisi

    0
    0
    501
DAHA FAZLA
Geldanlage