GÜNDEM
  • 30-10-2025

    Lee Kwang’ın kaygı, yas ve yalnızlıktan dostluk, cesaret ve aşka doğru yol alan bir hikâye anlattığı Yaralı Kalpler Tedavi Merkezi, Yuzu Kitap’tan çıktı.

    Yaralı Kalpler Tedavi Merkezi, okuru duygu dolu bir yolculuğa davet eden, topluluğun gücünü ve insan ilişkilerinin iyileştirici dokunuşunu hatırlatan bir roman.

    ​Boşanmanın ardından hayatını yeniden kurmaya çalışan terapist Sang-Yeop, terk edilmiş bir pazarın üst katında küçük bir danışmanlık merkezi açar. “Yaralı Kalpler Tedavi Merkezi ” adını verdiği bu mekân, sadece bir terapi ofisi değil; yaralı ruhların buluştuğu, hayatların birbirine dokunduğu sıcak bir limana dönüşür. Kaygı bozukluğuyla mücadele eden bir hemşire, gizli depresyonunu gülümsemelerle saklayan bir genç kadın, güven sorunları olan bir genç adam… Her biri kendi yüküyle gelen bu insanlar, zamanla hem kendilerini hem de birbirlerini iyileştirmenin yolunu keşfederler. Sang-Yeop ise danışanlarına şifa dağıtırken kendi yaralarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Geçmişin gölgesi, beklenmedik bir aşk ve ani bir kayıp, onun da kendi içsel yolculuğuna çıkmasına vesile olur.

    0
    0
    520
  • 29-10-2025

    Yeni Zelanda’nın dünya çapında dikkat çeken indie grubu Mild Orange, %100 Music sunumuyla The Glow Tour kapsamında 17 Kasım’da Blind İstanbul’da konser verecek.

    ​2017 yılında Dunedin’de kurulan Mild Orange, müziğini “melting melodies” (içten duyguları, sıcak tınılarla harmanlayan bir ses evreni) olarak tanımlıyor. Grup, bağımsız olarak yayımladığı ilk albümü Foreplay ile global müzik sahnesine güçlü bir giriş yaptı. Özellikle “Some Feeling” ve “Mysight” parçaları, YouTube’da milyonlarca dinlenmeye ulaşarak grubun dünya çapında tanınmasını sağladı. Dream pop, indie rock ve psychedelic etkileri ustaca birleştiren Mild Orange; Kuzey Amerika, Avrupa, Asya, Okyanusya ve Afrika’da verdiği konserlerle adını uluslararası müzik dünyasında sağlamlaştırdı. Sahnedeki enerjileri, samimiyetleri ve atmosferik performanslarıyla izleyicilerini “güneşli bir rüyanın içine” çekmeleriyle tanınıyorlar. Grubun yeni albümü The//Glow, 8 Ağustos 2025’te yayımlandı. Albüm, iki bölüme ayrılmış konsept yapısıyla Mild Orange’ın müzikal yolculuğunun yeni bir evresini temsil ediyor. Turnede Mild Orange’a, yine Yeni Zelanda’dan çıkan indie sahnesinin parlayan gruplarından Heavy Chest eşlik edecek. Melankolik melodileri ve samimi sözleriyle tanınan Heavy Chest, konserin açılışını yapacak. Konserin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    583
  • 29-10-2025

    Dirimart, Georgina Gratrix’in galerideki ilk kişisel sergisi “Oyalantı Resimleri”ni 6 Kasım – 14 Aralık tarihleri arasında sanatseverlerle buluşturacak.

    “Oyalantı Resimleri” sergisi, İngilizce başlığını (Sunday Painting), sanatçının son dönemde atölyesinde geçirdiği en verimli günlerin pazar günleri olmasından alıyor. Georgina Gratrix’in günlük hayatın gürültüsünden uzak, huzurlu atölyesinde ürettiği natürmortlar, nesne etütleri, bahçesindeki kuşlar ve altı köpeğine dair sahneler, serginin merkezini oluşturuyor.

    “Meksika kökenli ve Güney Afrika’da yaşayan sanatçı Georgina Gratrix, gündelik yaşamı konu alan çalışmalarında ironik ve eleştirel bir bakış sunar. Natürmortlar ve portrelerin merkezde yer aldığı resimlerinde Gratrix, çoğunlukla arkadaşlarını, ailesini ve zaman zaman tanınmış isimleri konu edinir. Sanatçı, canlı ve çarpıcı renk paleti, impasto tekniğiyle oluşturduğu katmanlı boya kullanımı ve gündelik, dikkat çekici konulara getirdiği oyuncu ve dinamik yaklaşımıyla kendine özgü bir üslup geliştirir.

    Serginin İngilizce başlığı ‘Sunday painting’ veya ‘Sunday painter’, sanat dünyasında genellikle resim yapmayı profesyonel bir uğraş yerine bir hobi olarak sürdüren kişiler için kullanılır. Terim, başka mesleklerle uğraşan ancak pazar günleri veya boş zamanlarında resim yapan amatör ressamlara atıfta bulunur. Çoğu zaman amatörce veya ciddi olmayan resim yapma biçimlerini tanımlayan ironik bir anlam taşıyan bu ifade, Gratrix için akademik kurallardan bağımsız, içtenlikle ve keyif için yapılan resimleri çağrıştırır; sanatla daha özgür, saf ve samimi bir ilişki kurmanın olumlu bir ifadesine dönüşür.

    Georgina Gratrix’in sergideki eserlerinde parlak renkli boncuklar, simler ya da mücevher benzeri malzemelerin tuvale eklenmesi, biçimsel bir perspektif algısı yaratır. Rengârenk çiçek aranjmanları ve kuş çeşitliliği, Güney Afrika’nın doğu kıyısındaki Durban gibi tropik ve verimli bir bölgede büyümesinin etkisi olarak, Gratrix’in pratiğinde sıkça yer alır. Kitsch ve teatral çiçek tabloları ile kuşlar, galeri mekânında sanatçının egzotik dünyasını kurarken, her bakışta yeni bir renk ve malzeme katmanını ortaya çıkarır.

    Sergideki resimlerin çoğu, sanatçının atölyesindeki iç mekânları ve nesneleri konu alır. Kuşlar, köpekler, kediler, çiçekler ve vazolar, Gratrix’in vahşi ve özgürleştirici fırça hareketleri sayesinde akademik resmin disiplinli yapısını parçalar ve çağdaş resim üzerindeki kısıtlayıcı anlayışları zorlar.”

    Künye: Bon Bon Bouquet 2025 Tuval üzerine yağlı boya Oil on canvas 80 x 60 cm

    0
    0
    565
  • 29-10-2025

    Yazar ve eğitmen Yasemin Sungur’un yazdığı, Volkan Akmeşe’nin karakalem çizimleriyle hayat verdiği, Atatürk’ün sesini bugünün çocuklarına ulaştırmayı hedefleyen Atatürk’ten Sana: Gençliğe Hitabe’nin İzinde, Elma Çocuk’tan çıktı.

    Nutuk’un sonunda yer alan “Gençliğe Hitabe”yi merkeze alan kitap, Sungur’un kendine özgü sade, duygulu ve düşündürücü anlatımıyla Atatürk’ün mirasını günümüz çocuklarına aktarıyor. Sungur, kitabında “Gençliğe Hitabe”yi satır satır açıklarken çocuklara yalnızca bir metni değil, bir düşünme biçimini öğretiyor. Onlara Atatürk’ün fikirlerini anlamayı, sorgulamayı ve kendi değerlerini inşa etmeyi gösteriyor. Cumhuriyet’in çocuklarına, kendi yollarını Atatürk’ün izinde çizebileceklerini hatırlatıyor. Kitapta yer alan “düşün, düşle, çiz, yaz, canlandır” bölümleri, çocukların Atatürk’ü aktif biçimde anlamalarına ve içselleştirmelerine olanak tanıyor.

    0
    0
    645
  • 28-10-2025

    Almanya’nın Mannheim kentinden doğan ve Anadolu rock ile indie pop’un bir araya getiren ENGIN, önümüzdeki bahar +1 katkılarıyla ve Pulse organizasyonuyla Mersin, Bursa, İstanbul ve Ankara’da müzikseverlerle buluşacak.

    “Sag Mir Almanya Tour 2026” kapsamında gerçekleşecek +1 Sunar: ENGIN turnesi grubun Türkiye’deki dinleyicileriyle yeniden buluşmasını sağlayacak. Vokal ve gitarda Engin Devekıran, davulda Jonas Stiegler ve bas gitarda David Knevels’ten oluşan ENGIN, kendine özgü müzikal tarzıyla kısa sürede geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı. Grup, Engin Devekıran’ın babasından gelen Türk köklerini ve Erkin Koray, Moğollar, Özdemir Erdoğan, Selda Bağcan gibi isimlerin Anadolu rock mirasını ve bu geleneği yaşatan yerli cover’ları bünyesinde barındırıyor. Ortaya çıkan bu sentez hem tanıdık hem de yenilikçi bir tını yaratarak dinleyicilerde derin bir etki bırakıyor.

    ENGIN’in şarkıları, yalnızca melodik yapılarıyla değil; “aidiyet” temasını evrensel bir bakış açısıyla ele alışıyla da dikkat çekiyor. Grubun sosyal medyada milyonlarca izlenmeye ulaşan performans videoları, Almanya ve Türkiye’de geniş bir topluluk tarafından sahiplenilerek iki kültür arasında müzikal bir köprü kurdu.

    Turne Takvimi:
    29 Mart Pazar – Mersin, Jolly Joker Mersin
    1 Nisan Çarşamba – Bursa, Jolly Joker Bursa
    3 Nisan Cuma – İstanbul, JJ Arena Ataşehir
    ​4 Nisan Cumartesi – Ankara, Jolly Joker Ankara

    0
    0
    730
  • 28-10-2025

    Olgu Ülkenciler’in “Zamanların En İyisiydi, Zamanların En Kötüsüydü” başlıklı kişisel sergisi 29 Kasım’a kadar Galeri Bosfor’da sanatseverlerle buluşuyor.

    “Zamanların En İyisiydi, Zamanların En Kötüsüydü” sergisi, toplumsal çelişkilerin yoğunlaştığı tarihsel dönemeçte, insanlık tarihinin aydınlık ve karanlık taraflarını bir arada gözler önüne seriyor. İsmini, Charles Dickens’in İki Şehrin Hikâyesi kitabının giriş kısmından alan sergi, geçmişin kırılma anlarından günümüzün belirsizliklerine ışık tutan bir zamanın değerlendirmesini sunuyor.

    Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü hem akıl çağıydı hem aptallık hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu...”

    0
    0
    608
  • 28-10-2025

    Sophie Lewis’in on dokuzuncu yüzyıl ütopyacı sosyalisti Charles Fourier, Komünist Manifesto ve Aleksandra Kollontay ile başlayarak aileyi ilga etme taleplerinin tarihini ele aldığı kitabı Ailenin İlgası – Bakım ve Özgürleşme İçin Bir Manifesto, Bilge Beyza Çiftçi’nin çevirisiyle Ayrıntı Yayınları’nda çıktı.

    Şanslı doğanlar için aile, sevgi ve şefkat dolu olabilir ama birçok kişi için terk edilme, ihmal, istismar ve şiddet anlamına gelen acının mekânıdır. Sizi incitme olasılığı en yüksek olan kişiler aile üyelerinizdir. Lewis de bu kitapla acil ve keskin bir polemik başlatarak aileyi ilga etmenin gerekliliğini savunuyor.

    ​Lewis, dikkatini 1960’lara çevirerek, Shulamith Firestone gibi radikal feministlerin ve gey kurtuluş hareketinin aile karşıtı politikalarını hatırlatıyor, bu geleneği yirmi birinci yüzyıla taşıyan queer Marksistlere kadar takip ediyor. Bu kitap, tarih boyunca Siyah aileleri hedef alan sağcı panikleri ve yerli topluluklara aileyi zorla dayatmayı inceliyor ve vurguluyor: Yalnızca aileyi aşmayı düşünürsek, ardından nelerin gelebileceğini hayal etmeye başlayabiliriz.

    0
    0
    673
  • 27-10-2025

    İlk olarak 14. Gwangju Bienali çerçevesinde gösterilen Gyeyeon PARK (Profesör, Suwon University) direktör küratörlüğündeki “<FFFFIRE>” başlıklı sergi, 4-20 Kasım tarihleri arasında İMALAT-HANE İMÇ Proje Alanı’nda sanatseverlerle buluşacak.

    2023 yılında 14. Gwangju Bienali sırasında kurumsal merkezin etrafında dönen marjinal bir düğüm olarak, bir gerilla uydu sergisi biçiminde ortaya çıkan “<FFFFIRE>”, ikinci versiyonuyla İstanbul’daki izleyicilerle bir araya gelecek. KOFICE’in Touring K-Arts programı kapsamında gerçekleşen bu yeni edisyon, Gwangju’daki jesti tekrar etmek yerine onu dönüştürmeyi amaçlıyor. Serginin yaratıcı ekibinde Jaewoo CHON (Direktör, Hyperspandrel), Youngnam KIM (Profesör, Sunchon National University), Hyeyoung KU (Direktör, KUNAM Studio) yer alıyor.

    Klasik anlamda bir gezici sergi olmanın ötesine geçen “<FFFFIRE>”, “seyahat” etmektense alev almak üzerinden düşünülen kavramsal bir önerme sunuyor. Sergi, fiziksel taşınabilirliğe değil, dönüşümün ve yanmanın potansiyeline dayanıyor. Korunmayı değil, kaybı ve yeniden oluşu temel alan bu yapı, Gwangju’daki yanık tuğla evselliğiyle İMÇ’nin modernist soyutluğu arasında maddi bir yerinden ediliş sahneliyor.

    Ateş, bu sergide bir tema değil; bir yapı olarak izleyici karşısına çıkıyor. Formu yakarak yok eden, ama yıkımın içindeki sürekliliği açığa çıkaran bir süreç olarak ele alınıyor. Katılımcı sanatçılar bu yapıyla birebir ilişki kuruyor: kimisi eski işlerinin kalıntılarını yakarak, kimisi sanal mekânlarda mecazi yakma törenleri düzenleyerek. Mekânda kullanılan beyaz folyodan perdeler, geçmiş sergi mekânlarının birer görsel olarak, duman gibi hem çevreleyen hem de geçişe izin veren yüzeylere dönüşüyor. Sergide; Eunsol CHO, Seokjun HA, Junho HONG, Jayi KIM, Jihee KIM, Youngnam KIM, Rae KOO, Hyeyoung KU, Jihoo LEE, Beophyeon SEO yer alıyor.

    Sergi aynı zamanda Budist düşüncedeki “buli” (不二) kavramıyla da ilişki kuruyor: ikiliklerin, karşıtlıkların bir yanılsama olduğunu hatırlatan bu kavram aracılığıyla yaratım ile çözülüm, başlangıç ile tekrar iç içe geçiyor. Sergi, Gwangju ile İstanbul arasındaki aralığı bir güzergâh olarak değil, eşzamanlılık alanı olarak işgal ediyor. “<FFFFIRE>”, yenilenmenin farklılaşma, kaybın ise süreklilik getirdiği bir dönüşüm ânında konumlanıyor. Ateşin yıkıcı eylemi, yok edişin içinde yeni anlam katmanları inşa ediyor.

    ​“<FFFFIRE>”; Kore Kültür, Spor ve Turizm Bakanlığı ile Kore Uluslararası Kültürel Değişim Vakfı (KOFICE) tarafından “Touring K-Arts” projesi kapsamında desteklenmiştir.

    Künye:
    1. Seokjun HA, Ölümü Hatırla,  2025, 6 Serbestlik Dereceli, VR – Sarmal Film, 15 dakika
    2. Jihee KIM, Yırtık Guanyin(Avalokiteśvara), 2025, Karma Malzeme Enstalasyonu

    0
    0
    1027
  • 27-10-2025

    Galeri 77, Evgenia Saré’nin “Zyuziki” başlıklı kişisel sergisini 7 Aralık’a kadar sanatseverlerle buluşturuyor.

    “Sergi başlığı ‘Zyuziki’, etimolojik açıdan bir karşılığı olmasa da sırf sesi kulağa tatlı, nazik ve biraz tuhaf bir şeyler çağrıştırdığından insan benzeri grotesk canlılarını tariflemek için sanatçı tarafından uydurulmuş bir isim. Her anın bir kutlama havasında geçtiği, kötücül hiçbir düşüncenin içinde barınamadığı ütopik bir evrende yaşayan bu muzip ve nazik karakterler; sanki rönesans tablolarından fırlamış gibi görünen süslü kıyafetleriyle, sanatçının eski ustalardan devam ettirdiği ‘glazing’ tekniğiyle resmettiği eğlenceli kompozisyonları aracılığıyla başka bir dünyanın güzellikleri içinden bizlere mütemadiyen gülümserler. İçimizi ısıtan bu sıcacık atmosferiyle, bizlere bir yandan unuttuğumuz insanî değerleri hatırlatırken diğer yandan huzurlu bir toplumda nezaketin önemine dikkat çeken ve bunun üzerine düşünmeye davet eden sergi, 7 Aralık’a kadar Galeri 77’nin Karaköy’deki mekânında tüm sanatseverler tarafından ziyaret edilebilir.”

    Künye:
    1. Evgenia Saré Portrait de famille 2019 Oil on canvas 81x100cm
    2. Evgenia Saré Clown 2018 Oil on canvas 80x80cm
    ​3. Evgenia Saré Nuit (Night) 2023 Oil on canvas 146x114cm

    0
    0
    924
  • 27-10-2025

    Helen Garner’ın gündelik hayatın canlılığıyla, yakalanan anların büyüsüyle dolup taşan üç ciltlik günlüklerinin 1978-1987 yılları arasında tuttuğu notlardan oluşan ilk cildi Sarı Defter, Elif Ersavcı’nın çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı.

    Sarı Defter; bir yazarın iç kemiren şüpheler ve küçük zaferlerle dolu günlerinden anneliğin zorlukları ve zevklerine, arkadaş sohbetlerinden ihanetlerin ve ayrılıkların şiddetine, gökyüzü ve yeryüzü manzaralarından şehir hayatının sürprizlerine dürüstçe yer veriyor.

    “Çalışmak için kiralık bir oda buldum. Moonee Ponds’taki bir butiğin üstünde. Kuzeye, çok uzaklardaki alçak bir dağa bakıyor. Bir köşesinde lavabo var. Gideri tıkanmış, bayat, kahverengi bir suyla dolu. Belki içinde sivrisinekler ürer. Umurumda değil. Günde üç cümle yazıyorum. Perişan, hırçın, asabi ve çekilmez haldeyim. Belki tek kitaplık bir kadınımdır ben.”

    0
    0
    870
DAHA FAZLA
Geldanlage