GÜNDEM
  • 13-06-2025

    Başar Başarır’ın yıllar içinde biriktirdiği ve özenle damıttığı atasözlerini bir araya getirdiği kişisel derlemesi Fukaranın Ahı – Şahane Atasözleri Defterim, İthaki Yayınları’ndan çıktı.

    Fukaranın Ahı, atasözlerini tarihsel bağlamlarından koparmadan yeniden yorumlayıp, bireysel belleği kolektif dile dönüştürüyor. Her sözün ardında bir anı, her sayfada küçük bir sürpriz saklayan; bir başka sayfada koca bir klişeyi yerle bir eden Fukaranın Ahı’nda kimi söz güldürüyor, kimisi ise sorgulatıyor.

    “Herkes atasözlerini hatırladığı, canı istediği gibi, en önemlisi de işine geldiği gibi söyler. Nasıl dilimizin, konuşulan güzel Türkçemizin tamamı donmuş değilse, organikse, yani yaşıyorsa, onun en kıymetli çekirdeğini temsil eden atasözleri de gelişir, değişir. Hatta bazen koskoca bir dilin yok olması gibi ölüp giderler. Söylenmeyen söz kaybolur, yazılsa da unutulur.”

    0
    0
    222
  • 12-06-2025

    Dünyaca ünlü tenor Andrea Bocelli’nin oğlu Matteo Bocelli, Piu Entertainment organizasyonuyla “Summer Nights” turnesi kapsamında 17 Haziran Salı akşamı Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda konser verecek.

    Babası Andrea Bocelli’den aldığı güçlü müzik eğitimi ve özgün tarzıyla da dikkat çeken Matteo Bocelli, Türkiye’deki hayranlarıyla buluşacak. Klasik ve modern pop müziği bir araya getirerek eşsiz bir kimlik yaratan 27 yaşındaki Matteo Bocelli, “Summer Nights” şovuyla romantik şarkıları ve modern pop esintileriyle dolu repertuarıyla İstanbul’daki müzikseverlerle buluşacak. 21. yüzyıl pop müziğini klasik bir bakış açısıyla yeniden yorumlayan sanatçı, dinleyicilerine hem ilham hem de huzur sunuyor.

    ​Andrea Bocelli’nin oğlu ve zaman zaman sahne ortağı olan, küçük yaşlardan itibaren müzikle iç içe büyüyen Matteo Bocelli’nin müziğe olan tutkusu çocuk yaşta piyano dersleriyle başladı. 16 yaşında bu tutkusunun bir kariyere dönüşeceğini fark eden genç sanatçı, müzikal yolculuğunun ilk konserini Roma’daki Kolezyum’da verdi. 2018’de babası Andrea Bocelli ile birlikte seslendirdiği “Fall on Me” adlı düet ile ebeveyn-çocuk ilişkisini yansıtan duygusal bir eser olarak dünya çapında 400 milyon dinlenmeyi aştı. Bu birikimi ve merakını kendi yorumunu yansıttığı ilk solo albümü Matteo ile dinleyicilerle buluşturdu. Bu albümle sadece vokal yeteneğini değil, aynı zamanda şarkı yazarlığı konusundaki ustalığını da sergileyen Bocelli, Ed Sheeran’ın ona özel olarak yazdığı “Chasing Stars” gibi eserlerle, aile bağlarının ve kimlik arayışının derin temalarını etkileyici bir şekilde işledi. Klasik müziğin yanı sıra Whitney Houston, Frank Sinatra gibi büyük isimleri dinleyerek büyüyen Matteo, 2020’de yayımladığı “Solo” adlı aşk şarkısıyla ise hem klasik aryalara hem de modern hitlere selam göndererek geniş bir dinleyici kitlesi kazandı.

    0
    0
    249
  • 12-06-2025

    Türkiye’nin çağdaş sanat alanındaki en köklü etkinliklerinden biri olan “Akbank Günümüz Sanatçıları Ödülü” sergisi, 31 Temmuz’a kadar Akbank Sanat’ın İstiklal Caddesi’ndeki binasında sanatseverlerle buluşuyor.

    43. yılında Akbank Sanat ve Resim ve Heykel Müzeleri Derneği iş birliğiyle gerçekleştirilen serginin küratörlüğünü bu yıl Ceren Erdem üstleniyor. Jüri değerlendirmesi sonucunda seçilen 27 genç sanatçının eserlerini bir araya getiren Akbank 43. Günümüz Sanatçıları Ödülü Sergisi, bu yıl “dostluk” kavramını merkeze alarak, sanatçıların doğa ve insan olmayan varlıklarla kurdukları ilişkileri sorguluyor.

    Akbank 43. Günümüz Sanatçıları Ödülü Sergisi’nde eserleri sergilenecek 27 genç sanatçı arasında; Dilara Altınkepçe Arslan, Bora Aşık, Ceren Aydoğdu, Dilruba Balak, İrem Bekmezci, Defne Cemal, Başak Çolak, Tuğba Demirbaş, Buse Elçi, Ömer Tevfik Erten, Hüseyin Güler, Zeynep Habiboğlu, İsmail İfşa, Özge Kahraman, Zeynep Kılınç, Begüm Malkoçlar, Betül Odabaşı, Selin Özçiftçi, Yeşim Özkan, Özge Öztürk Şimşek, Deniz Özuygur, Heper Sayar, İrem Sür, Sevgi Tunçbilek, Bengisu Üstay, Rüken Delal Yıldız, Engin Deniz Zabcı yer alıyor. Türkiye’nin çağdaş sanat sahnesine yeni isimler kazandırmayı ve genç sanatçıları desteklemeyi amaçlayan sergi, genç sanatçıların eserlerinin daha fazla görünürlük kazanmasını hedefliyor.

    ​Küratör Ceren Erdem sergi hakkında şunları söyledi: “Bu sergide dostluğu yalnızca duygusal bir bağ değil, yaşamsal bir örgütlenme biçimi olarak ele alıyoruz. Başvuran ve seçilen işlerde doğayla ve insan olmayan varlıklarla bağ kurma arzusu açıkça görülüyor. Sergi, dostluğu politik ve ekolojik bir eylem alanı olarak düşünmeye; dayanışma, paylaşım ve ortak varoluşun yeni yollarını birlikte keşfetmeye davet ediyor. Bu sergiyi kurgularken dostluğu hem kişisel hem de kolektif bir varoluş biçimi olarak düşündük. Doğayla, hayvanlarla, nesnelerle ve insan olmayan varlıklarla kurduğumuz bağların içtenliğini ve gücünü görünür kılmak istedik. Dostluğu, yalnızca bir his değil; dünyayla başka türlü bir ilişki kurmanın, birlikte yaşamanın bir yolu olarak ele alıyoruz.”

    0
    0
    298
  • 12-06-2025

    Ágota Kristóf’un farklı dönemlerde yazdığı iki metnini bir araya getiren Neredesin Mathias?, Feyza Zaim’in çevirisiyle Can Yayınları’ndan çıktı.

    Metinlerden “Line” 1978 yılında yazıldı, “Mathias” ise –yazım tarihi kayda geçmediyse de– yazarın belirttiğine göre 1970’lerin başına dayanıyor. Her ikisi de, farklı yollardan olsa da, yazarın takıntılarını ortaya çıkarıyor: Çocukluk ve onun sürüklenen bir dünyadaki ürkütücü zekâsı, ikiz idealine duyulan özlem, sözcüklerin aldatıcılığı, hayatın umutsuzluğu, zamanın seyrelmesi.

    ​Kristóf sürgünün hayatında yarattığı kopuşun ötesine geçerek, taviz vermez bakışıyla saptadığı, hayatını bütünüyle kaplayan hayal kırıklığı yığınından azade kalabilmiş görünen o tek alana, sert ve zorlu çocukluğuna özlem duymaya devam eder. Dışarıdaki dünyanın gidişatını pek umursamadan, onu harekete geçirebilecek bir meselenin, tek bir meselenin varlığından söz eder: “Çocuk ve çocukluk meselesi.”

    0
    0
    297
  • 12-06-2025

    Yıllar içinde oluşturduğu özgün müzikal diliyle dünya çapında ün kazanan piyanist ve besteci Ludovico Einaudi, 27 Eylül akşamı Volkswagen Arena’da yeniden İstanbul’daki dinleyicileriyle buluşacak.

    Her performansında izleyicilerini notaların büyüsüne kaptıran Einaudi, Stagepass organizasyonuyla bir kez daha İstanbul’a geliyor. İstanbul’da verdiği tüm konserlerde biletleri günler öncesinden tükenen, her performansında izleyicileri benzersiz bir duygusal yolculuğa çıkaran sanatçı, bu özel gecede piyanosunun başında en sevilen eserlerini seslendirecek.

    Ludovico Einaudi, klasik müziği minimalizm, elektronik öğeler ve çağdaş dokunuşlarla yeniden yorumlayan kendine has tarzıyla tanınıyor. “Divenire”, “Nuvole Bianche”, “Una Mattina” ve “Experience” gibi hafızalara kazınan eserleri, sinema ve televizyon dünyasında da derin izler bıraktı. Nomadland ve The Third Murder gibi filmlerde yer alan müzikleriyle kitlelere ulaşan Einaudi, sahnede yarattığı atmosferle izleyicilerini bambaşka bir dünyaya taşıyor.

    ​27 Eylül akşamı Volkswagen Arena’da gerçekleşecek konserin biletleri 16 Haziran Pazartesi saat 13.00’te satışa çıkacak.

    0
    0
    242
  • 12-06-2025

    Taha Düzler’in şarkılardan aldığı ilhamla şekillendirdiği ilk kişisel sergisi “Günümüzü Kazmak”, 14 Haziran – 6 Temmuz 2025 tarihleri arasında Eldem Sanat Alanı | MAHZEN’de sanatseverlerle buluşuyor.

    Sergideki her bir çalışma, şarkıların taşıdığı duyguları somutlaştırarak kişisel hikâyelerle harmanlıyor. Grotesk bir yaklaşımla tanıdık olanın yabancılaşmasına odaklanan sanatçı, geleneksel seramik formlarını dönüştürerek izleyiciyi alışılmış olanla kurduğu ilişkiyi yeniden düşünmeye davet ediyor. Tanıdık imgeler, yerinden edilmiş anlamlarla yeniden kurgulanırken, sergi izleyiciye hem kişisel hem de ortak geçmişin izlerini takip edebileceği bir alan açıyor.

    Eldem Sanat Alanı | MAHZEN: Dalyancı Konağı, Akcamii Mumcu Sokak No: 7 Odunpazarı / Eskişehir

    Eser fotoğrafı Kubilay Civelek tarafından çekilmiştir. 

    0
    0
    289
  • 12-06-2025

    Salihcan Sezer’in sıradan hayatların içindeki kırılma anlarının, hayatın yıkıntıları arasında umudu arayanların hikâyelerini anlattığı kitabı Yeni Hayatlarının İlk Günü, Bilgi Yayınevi’nden çıktı.

    Bu kitapta; batmak üzere olan bir müzikholde yıldız olmayı hayal eden bir bulaşıkçının, lise aşkı ve hayat mücadelesi arasında sıkışan bir genç kızın, son kez mesleğini icra eden bir gassalın ve koleksiyon tutkusu peşindeki iki çocuğun masumiyetinin ve daha nicesinin öyküsü yer alıyor.

    “Lanetli bir günahkâr mıydı? Balığın karnında sabredip, hatalarını tekrarlamamak üzere düzeltecek ve kutsal merhamete kavuşup gün ışığına ulaştığında insanları iyiliğe ve güzelliğe yönlendirecek bir nebi adayı mıydı? Kurada ismi çıkan sıradan bir şanssız mıydı?”

    0
    0
    346
  • 11-06-2025

    Pera Film’in Onur Ayı’na özel programı “Olduğum Gibi”, 28 Haziran-9 Temmuz arasında Pera Müzesi Oditoryumu’nda sinemaseverlerle buluşacak.

    Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi Film ve Video Programları (Pera Film), Onur Ayı kapsamında düzenlediği bireysel kimliklerin sinemadaki ifadesine odaklanan “Olduğum Gibi” başlıklı film programında; 90’lar Amerikan bağımsız sinemasından iki çarpıcı yapımla bireysel kimlik, aidiyet ve arzular üzerine bir sinema yolculuğu sunuyor. “Olduğum Gibi”, dile getirilemeyen duygular, arzular ve aidiyet kavramını farklı şekillerde deneyimleyen karakterlerin izini sürüyor. Siyah-beyaz karelerde şekillenen gündelik bir ilişki arayışından, otoyollarda kayıp bir geçmişin peşine düşülen melankolik bir yolculuğa uzanan program, 90’lı yılların alternatif sinema diline ve kuir temsiline dikkat çekiyor.

    Programda yer alan, Rose Troche imzalı 1994 yapımı Balık Tut, Chicago’da yaşayan genç bir kadının yeni bir aşka yönelirken kimliği ve arzularıyla kurduğu ilişkiyi konu alıyor. Düşük bütçeyle çekilen, siyah-beyaz estetiğiyle dikkat çeken film, döneminin kuir sineması içinde öncü örnekler arasında yer alıyor. Yönetmenliğini Gus Van Sant’ın üstlendiği, 1991 yapımı Benim Güzel Idaho’m ise, narkolepsi hastası Mike ile ayrıcalıklı bir geçmişe sahip Scott’un, Portland’dan İtalya kıyılarına uzanan yolculuğunu anlatıyor. Shakespeare’den esinlenen anlatı yapısıyla dikkat çeken film, aidiyet, yalnızlık ve sevgi temalarını hassas bir dille ele alıyor.

    Bireysel kimliklerin sınırlarını araştıran, arzuların ve suskunlukların sinemasal ifadesini öne çıkaran “Olduğum Gibi” başlıklı program hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    Program:
    Balık Tut
    28 Haziran Cumartesi – 15.00
    4 Temmuz Cuma – 19.00

    Benim Güzel Idaho’m
    29 Haziran Pazar – 15.00
    ​9 Temmuz Çarşamba – 19.00

    0
    0
    308
  • 11-06-2025

    Bozlu Art Project, Sara Baruh’un “Böylece” başlıklı kişisel sergisini 26 Temmuz’a kadar Mongeri Binası’nda sanatseverlerle buluşturuyor.

    Sara Baruh’un 1990’lı yılların sonlarından beri geliştirmeye devam ettiği, farklı noktalarda çatallanan ve asimetrik gelişim izlekleri üzerinde ilerleyen sanat pratiği, çoğunlukla soyut anlayışların, kimi zaman da figürün sunduğu sayısız resimsel olanağı kapsayan zengin bir külliyata kaynaklık ediyor. Baruh’un seçtiği kâğıdın, boyanın ve tuvalin dokusunu her zaman koruyarak ve özünde bu dokulara resimsel jestlerle eklemeler yaparak özgürce peşinden gittiği deneysel yaklaşım, sanatçının üretimlerindeki çatallanma noktalarını belirliyor. Baruh’un yeni sergisi “Böylece” sanatçının hem birleşen hem de ayrışan izlekler üzerinde ürettiği yakın dönem çalışmalarını bir araya getiriyor.

    “Sara Baruh hem tuvallerinde hem de kâğıt eserlerinde nokta, çizgi, renk ve lekelerden oluşan enerji alanları yaratır. Bu alanları oluşturan dışavurumcu boya kullanımı, doğadan ödünç alınmış figür fragmanları ve akışkan formlar, bir soyut resim grameri içinde ve grafitiyi de anımsatan bir zindelikle hem bilinci hem de bilinçaltını harekete geçiren imgeler doğurur. Eserlerini üretirken Baruh’un her daim bir başlangıç noktası olarak gördüğü doğanın kendisi de sergide kendine yer bulur. Pek çoğumuzun iç mekânlarda görmeye alışkın olduğumuz bitkiler, sergi boyunca onları canlı tutmak üzere tasarlanmış tam spektrum aydınlatmaların ışığıyla aşina olmadığımız biçimlere bürünür.

    İz bırakma hâli ve arzusu Baruh’un sanatla kurduğu ilişkinin temelinde yer alır. Bu arzuyla harekete geçme ve ortaya çıkan hâlin içinde kalma durumları, deyim yerindeyse sanatçının noktalarla ördüğü kompozisyonlarında en belirgin biçimleriyle görünür olur. Baruh’un noktaları resimsel jestlerle tekrar ederek ulaştığı meditatif hâle izleyici de noktaların toplamıyla oluşan kompozisyonlardaki akışı takip ederken ulaşabilir. Böylece eserler sanatçının üretim sürecinde içinde bulunduğu hâl ile izleyiciyi davet ettiği hâli birleştiren birer geçiş kapısına veya ara yüze dönüşürler.

    Arkalarında izleyicilerin kendi düşüncüleriyle baş başa kalacakları zihinsel mekânlara doğru açılan bu kapılar, Baruh’un sanat pratiğini bütüncül olarak değerlendiren metinler arası okumaları da bu mekânlara davet eder. Sanatçının sıklıkla severek kullandığı el yapımı kâğıtlarda en açık hâlleriyle karşımıza çıkan, aşınmayı ve pürüzü gizlemeyen yüzeyler zamana ve tesadüfe dair kavramsal sorgulamaları bu okumalar çerçevesinde sürdürmeyi mümkün kılar. Böylece resim, tüm görkemiyle hâlâ keşfedilmemiş zihinsel mekânları alışılmadık bir ışıkla aydınlatan bir yol göstericiye dönüşür.”

    0
    0
    255
  • 11-06-2025

    Gazeteci, yazar Özgür Mumcu’nun türler arası karşılaşmanın, gezegen çapında komploların ve kırılgan umutların hikâyesini kaleme aldığı yeni romanı Dünyalılar, April Yayıncılık’tan çıktı.

    İlk romanı Barış Makinesi; İngilizce, Almanca, İtalyanca, Arapça başta olmak üzere 11 dile çevrilerek dünyanın dört bir yanında okurlarla buluşan Mumcu, Dünyalılar ile edebiyat dünyasına geri dönüyor. Roman yalnızca geleceği değil, geçmişimizi de yeniden sorgulatan soluk soluğa bir maceraya davet ediyor. Mumcu, yeni dünyanın şifrelerini odağına alarak, felsefi altyapısı ve macera dozuyla iddiasını kanıtladığı Dünyalılar ile çıtayı daha da yükseğe koyuyor.

    “İstanbul’a bir uzay gemisi düştü. Evrende yalnız olmadığımız artık sır değil. Peki gelenler kim? Misafir mi, işgalci mi? Peki insanlık, kendi karanlığıyla başka bir evrenden gelenler üzerinden yüzleşmeye hazır mı?”

    0
    0
    286
DAHA FAZLA
Geldanlage