Martch Art Project, küratörlüğünü T. Melis Golar’ın üstlendiği “Uyumlanan Beden” başlıklı grup sergisini 24 Mayıs’a kadar sanatseverlerle buluşturuyor.
Dilşad Aladağ, Zeynep Beler, Serra Bilgincan, Mustafa Boğa, Dilan Bozer, Yekateryna Grygorenko, Fırat İtmeç, Alix Marie’nin eserlerinden oluşan “Uyumlanan Beden” sergisi, aidiyetin yalnızca zihinsel bir inşa değil, aynı zamanda bedensel bir deneyim olduğu fikrinden yola çıkarak, bedenin farklı bağlamlar içinde nasıl şekillendiğini, neye evrildiğini ve hangi ilişkiler ağı içinde konumlandığını sorguluyor. Sergi aidiyet hissi bedeni ne hâle getirir? sorusunu merkezine alıyor.
Bu çerçevede sergi, bedenin edilgen bir kabuk olmaktan öte, toplumsal normlar, hafıza, çevre ve kültürel kodlarla şekillenen, onları aynı zamanda yeniden üreten bir özne olarak konumlandığı düşüncesine dayanıyor. Sergide beden; tekil bir özne olarak değil ilişkiler bütününde anlam kazanan bir kavram olarak izleyici karşısına çıkıyor. Farklı pratiklerden sekiz sanatçının yaklaşımları bu düşünceler çerçevesinde, Martch Art’ın galeri mekânı ile geçici ama etkili bir aidiyet ilişkisi kuruyor. Yapıtlar, sabit kimlik ve köken tanımlarını aşarak aidiyeti bir hâl, bir geçişlilik, bir maruz kalma ve aynı zamanda bir etkileme biçimi olarak öneriyor.
Anlatı, izleyiciyi su metaforu üzerinden zamansal bir geri dönüşe davet ediyor: rahimdeki ilk varlık hâli, bir hücrenin içinde titreşen yaşam, ilksel okyanuslarda başlayan evrimsel hareket ya da kozmik bir enerjiyle kurulan ortak köken. Su, kimi zaman bir geçiş ortamı; tuzlu bir denizde, içilen ilk sütle, amniyotik sıvıyla ya da karanlık ve derin bir okyanusun bilinmezliği içinde beliren bir potansiyel olarak izleyici karşısına çıkıyor. Beden, bu sergide yalnızca aidiyetin taşıyıcısı değil, aynı zamanda onun yeniden tanımlandığı bir yüzey olarak var oluyor. Aidiyet duygusu, nesneler, kimlikler, ilişkiler ya da coğrafyalarla kurulan bağlarda görünür kılınıyor. Bu duygu bazen ninnilerde yankılanıyor, kimi zaman çoğalırken bedenlerin aynılığını imliyor, bazen de kimliği ifade eden nesneler, kişiler ya da uzak coğrafyalarda kurulmaya çalışılan bağlarla temsil ediliyor.