Amerikan indie pop grubu The Drums, karantina sürecinde de çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. Grup, son olarak salgın nedeniyle evlerine kapanan ve meditasyonla ilgilenen insanlar için özel olarak hazırladığı parçası Take Yer Meds’i (A Guided Meditation) sosyal medya hesapları ve YouTube kanalı üzerinden dinleyicilerle buluşturdu.

​The Drums’ın solisti Jonny Pierce, geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada salgın sürecinin kendileri için bir “uyanış” olduğunu belirtiyor. Bu zor süreçte üretimlerine devam edeceklerini belirten sanatçı, insanların da ne olursa olsun çalışmaya devam etmeleri gerektiğini vurguluyor. 14 dakikalık son şarkıları Take Yer Meds’in (A Guided Meditation) prömiyerini geçtiğimiz gün Zoom üzerinden gerçekleştiren grup, yeni parçasında dinleyicilere oldukça sakin ve huzurlu bir dünya vadediyor.

https://www.youtube.com/watch?v=vDWQ59ICbGQ

Netflix, başrollerini Steve Carell, John Malkovich ve Ben Schwartz'ın paylaştığı Space Force'un resmi fragman ve afişini takipçileriyle paylaştı. Greg Daniels ve Steve Carell tarafından yaratılan dizinin 29 Mayıs 2020’de tüm dünya ile aynı anda yayıma gireceği de duyuruldu.

​Amerika Birleşik Devletleri tarafından kurulan yeni askeri birlik “Uzay Kuvvetleri”ne dair bir hikâyeyi konu alan Space Force, General Mark. R. Nair’in yaşamını izleyicilerle buluşturuyor. En büyük hayali Hava Kuvvetleri’nde önemli bir yere gelerek söz sahibi olmak olan General R. Nair, bu anlamda yeni kurulan Uzay Bölüğü’ne atanınca önemli bir fırsat yakaladığını düşünüyor. Yeni görevi için Colorado’ya doğru yola çıkan General R. Nair, kendisini bir yandan oldukça komik, bir yandan da oldukça ilginç bir serüvenin ortasında buluyor.

https://www.youtube.com/watch?v=biAFCEcTpoE

Çocuk edebiyatının Nobel'i olarak kabul edilen Hans Christian Andersen 2020 Ödülü’nün bu yılki sahipleri yazar Jacqueline Woodson ve illüstratör Albertine oldu.

Ödülün sahipleri bu yıl çevrim içi gerçekleştirilen Bolonya Çocuk Kitapları Fuarı'nda açıklandı. Albertine, bir annenin çocuğuna, bir çocuğunsa annesine olan sevgisinin, benzerine az rastlanır bir sadelikle anlatıldığı Küçüğüm’ün de çizeri. Germano Zullo’nun kaleme aldığı kitap Türkçede Tuğçe Özdeniz’in çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayımlanmıştı.

​Ayrıntıları buradan okuyabilirsiniz.

2020 Pulitzer Ödülü kazananları, Pulitzer Yöneticisi Dana Canedy tarafından dün akşam (4 Mayıs) düzenlenen video toplantıda açıklandı. 15’i Gazetecilik ve 7’si Kitap, Drama ve Müzik kategorilerindeki ödüller sahiplerini buldu.

Bu yılki Kurgu Ödülü The Underground Railroad (Yeraltı Demiryolu) ile 2017 yılında bu ödülü bir kez daha kazanmış olan Colson Whitehead’in The Nickel Boys (Nickel Çocukları) romanına verildi. Roman, Jim Crow dönemi Florida’sında istismar ve ayrımcılığın hakim olduğu bir ıslah okulunda geçen insan azminin, haysiyetinin ve kurtuluşunun güçlü bir anlatısını sunuyor.Yeraltı Demiryolu, Moonlight’ın yazar ve yönetmeni Barry Jenkins tarafından Amazon’un yapımcılığında diziye uyarlanıyor. Ayrıca her iki kitap da Siren Yayınları tarafından Türkçede yayımlandı.

Bu yıl Biyografi Ödülü Sontag: Her Life and Work çalışmasıyla Benjamin Moser’e ve Şiir Ödülü The Tradition ile Jericho Brown’a armağan edildi. Diğer kazananları pulitzer.org’tan öğrenebilirsiniz.

Pulitzer Ödülü, bu yıl “Eleştiri” dalında Los Angeles Times’ın sanat yazarlarından Christopher Knight’a değer görüldü. Knight aldığı ödül ile Philip Kennicott, Holland Cotter ve  Jerry Saltz gibi isimlerin ardından Columbia Üniversitesi tarafından gazetecilik, edebiyat ve müzik gibi alanlarda verilen bu prestijli ödülü kazanan sanat eleştirmenleri arasındaki yerini aldı.

​1989 yılından beri yazıları Los Angeles Times’ta yayımlanan Christopher Knight, 30 yıldan fazla bir süredir okurlarına Los Angeles’ın sanat dünyasında neler olup bittiğini açıkça sunuyor. Son dönemde özellikle Peter Zumthor tarafından tasarlanan the Los Angeles County Museum of Art’ın yeni binası üzerine çalışmalarıyla ön plana çıkan Knight, ayrıca Last Chance for Eden: Selected Art Criticism, 1979-1994 isimli sanat antolojisiyle de tanınıyor.

Simone de Beauvoir’ın 1954'te yazdığı ancak yayımlanmayacak kadar özel olduğunu düşündüğü romanı Les Inséparables önümüzdeki sonbaharda ilk kez Fransa’da yayımlanacak.

Kitap, Simone de Beauvoir’ın kızı ve eserlerinin temsilcisi olan Le Bon-de Beauvoir tarafından 1986’da arşivlerden bulunup çıkarıldı ama yayımlanması için bekletildi. Le Bon-de Beauvoir, “1954’te bu romanı yazdığında zanaatını yazarlık olarak bilemişti. Mutsuz olduğu bazı işleri yok etti ama bunu yok etmedi. Kağıtları hakkında bana ‘Doğru bildiğini düşündüğün şeyi yap’ dedi” açıklamasında bulundu. Beauvoir, 1963 yılında anılarını yazdığı Force of Circumstance’da Jean-Paul Sartre'ın bu kısa romanı okuduktan sonra “burnunu tuttuğu”nu ve kendisinin de “Daha fazla katılamazdım: hikâyenin içsel bir zorunluluğu yoktu ve okurun ilgisini çekemedi” ifadeleri yer aldı. New York Times’ta yer alan haberde ise Simone de Beauvoir: The Making of an Intellectual Woman kitabının yazarı Toril Moi, Simone de Beauvoir’ın “politik olmadığı için önemsiz olduğuna karar verdiğine” inandığı için kitabı yayımlamadığı öngörüsünde bulundu. Ajansı 2 Seas, kitap hakkındaki açıklamasında “Bu roman Simone de Beauvoir'ın geleneksel beklentilere karşı kişisel savaşını özetliyor ve entelektüel ve varoluşsal tutkusunu tasvir ediyor” ifadelerine yer verdi.

Beauvoir, bu romanda 21 yaşında ensefalitten ölen yakın arkadaşı Elisabeth “Zaza” Lacoin ile olan “tutkulu ve trajik” dostluğuna dayanan iki genç kadının hikâyesi anlatılıyor. Roman, Andrée veya Zaza'nın Sylvie veya Simone ile aynı sınıfa katıldıktan sonra başlayan arkadaşlıklarını konu alıyor. “Sylvie yeni sınıf arkadaşını görünce anında büyüleniyor. Ona hayran oluyor ve ona değer veriyor, Andrée'nin onu sevmesini sağlamak için her şeyi yapıyor. Lise bitene ve Andrée'nin trajik ölümüne kadar ikili ayrılmaz bir dostluk kuruyorlar. ”

176 sayfalık bu özel roman ilk olarak ekim ayında Éditions de L'Herne tarafından Fransa’da yayımlanacak. 12’den fazla dile çevrilecek kitap, İngiltere'deki Vintage ve Kuzey Amerika'daki Ecco tarafından 2021'de İngilizce olarak yayımlanacak.

Künye:
1. “The Inseparables”ın ilk sayfası, Simone de Beauvoir Arşivinden
​2. (Solda) Élisabeth Lacoin (Zaza), (sağda) Simone de Beauvoir birlikte Gagnepan’da. Eylül 1928

Saykedelik müziğin sevilen isimlerinden Teksaslı funk üçlüsü Khruangbin yeni albümü Mordechai’yi duyurdu. Grup ayrıca yeni albümün ilk şarkısı olan Time (You and I)’ı da tüm müzik platformlardan dinleyicilerin beğenisine sundu. Şarkıyla birlikte paylaşılan video klipte ise gruba komedyen Stephen K. Amos ve Lunda Anele-Skosana eşlik etti.

​Khruangbin’in 26 Haziran 2020’de yayımlanması planlanan dördüncü albümü Mordechai, 10 şarkıdan meydana geliyor. Bu albüm dinleyicisine, Pakistan, Kore ve Batı Afrika müzikleri referans alınarak farklı enstrümental tınılarla dünyanın uçsuz bucaksız coğrafyalarında sıra dışı bir yolculuk sunuyor. Grubun 2018’de piyasaya sürülen Con Todo El Mundo’dan sonraki ilk albümü olacak Mordechai’nin özellikle vokalleriyle ön plana çıkması bekleniyor. 

https://www.youtube.com/watch?v=oc50wHexbwg

​Call Me by Your Name, Suspiria ve son olarak kısa filmi The Staggering Girl ile son dönem sinemasında adından sıkça söz ettiren Luca Guadagnino’nun sinemaya uyarlayacağı William Golding’in kült romanı Lord of the Flies (Sineklerin Tanrısı)’ın senaryosu için Patrick Ness ile çalışacağı açıklandı.

Filmin yapımcısı Warner Bros. daha önce yaptığı açıklamada, ıssız ada yaşamını bir grup erkek çocuk üzerinden başka yönleriyle ele alan, adım adım vahşiliğe sürüklenen bu romanın erkek çocuklar yerine kız çocuklarla çekilmesi fikrindeydi ancak son bilgiye göre Guadagnino ve Ness orijinal metne sadık kalacaklar.

​Guadagnino’nun halihazırda üzerine çalıştığı Call Me by Your Name’in devam filmi, We Are Who We Are adlı HBO yapımı bir mini dizi ve Bob Dylan’ın ikonik albümü Blood on the Tracks’ten esinlenen bir de uzun metraj projesi var.

​Luca Guadagnino’nun fotoğrafı The New York Times'tan alınmıştır.

Fatih Akın, HBO için Marlene Dietrich’in hayat hikâyesini izleyicilerle buluşturacak bir mini dizi çekeceğini duyurdu. Yeni projesini Görüntü Yönetmenleri Derneği'nin YouTube yayınında açıklayan Akın, bu süreçte Diane Kruger'ın kendisine eşlik edeceğini de sözlerine ekledi.

​Karantina süreci boyunca kimsenin evinden çıkamadığını, bunun da çeşitli biçimlerde insanları etkilediğini belirten Fatih Akın, bu süreçte Diane Kruger ile yeni bir proje üzerine çalışmaya başladıklarını ifade etti. Altı bölümden oluşacak bir mini dizi hazırlayan ekibin izleyicileri 1930’lu yılların Hollywood’una götürmesi bekleniyor.

Daha önce prömiyerini Cannes Film Festivali’nde yapması planlanan Annette’in gösterim tarihi, festivalin ileri bir tarihe ertelenmesi veya küçülmesi ihtimaline bağlı olarak yeniden ertelenebilir. Festival süreciyle ilgili belirsizlikler devam ederken film ekibinden gelen son haberlere göre Annette’in prömiyeri herhangi bir aksilik durumunda bu yılın sonbahar dönemine sarkabilir.

Leos Carax’in 2012’de vizyona giren Holy Motors’tan sonraki ilk filmi olan Annette, usta yönetmen için birçok yeniliği beraberinde getiriyor. Carax’ın tamamı İngilizce olarak çektiği ilk filmi olan Annette, aynı zamanda yönetmenin ilk müzikal film deneyimi olarak da izleyicinin beğenisine sunuluyor. Yönetmenliğini Carax’ın, senaryosunu Russell Mael ve Ron Mael’ün üstlendiği Annette’in başrollerinde ise Adam Driver ve Marion Cotillard yer alıyor.

​Annette, bir stand-up komedyeni olan Henry McHenry ile onun dünyaca ünlü bir soprano olan eşi Ann DelGreco’nun ilişkisini sinemaseverlerle buluşturuyor. İkilinin belirli bir ritimde devam eden hayatları, Ann DelGreco’nun hamile kalmasıyla yavaş yavaş değişmeye başlıyor. Kızları Annette’in doğumu ise ikilinin hayatlarını hızlı bir şekilde beklenmedik bir yöne doğru sürüklüyor.