01 NİSAN, ÇARŞAMBA, 2015

Mütevazı Sinema Günlerinden Uluslararası Bir Festivale

34. İstanbul Film Festivali’nin vazgeçilmez bölümü Akbank Galaları, bu yıl Türkiye’de ilk gösterimi yapılacak on dört iddialı filmle sinemaseverlerin karşısında. Akbank Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Murat Göllü ile Akbank’ın festival yolculuğunu konuştuk.

Mütevazı Sinema Günlerinden Uluslararası Bir Festivale

Sizi tanıyabilir miyiz? İşiniz dışarıdan çok zevkli görünüyor. Farklı alanlarda festivaller vs… Peki siz nasıl hissediyorsunuz?

Dışarıdan bakıldığında iletişim her zaman zevkli, eğlenceli ve çekici bir kariyer olarak görülüyor. Diğer taraftan da 67 yıllık Türkiye’ye mal olmuş bir markanın itibarını gözetiyorsunuz. Bu da muazzam bir sorumluluk ancak bunu büyük ve uyumlu bir ekip ile yönetebiliyorsunuz. Akbank’ın uluslararası kuruluşlar tarafından son dört yıldır Türkiye’nin En Değerli Banka Markası olarak gösterilmesinin ardında yönetim kurulu başkanımızdan genel müdürümüze, kurumsal iletişim bölümü çalışanlarından şubelerdeki arkadaşlarımıza kadar 15 bin Akbanklı’nın payı var. Tabii markaya 67 yıl hizmet edenleri de unutmamak lazım.

Kültür sanat alanında önemli organizasyonlarda imzanız var...

Bankamız, kurulduğu günden bu yana paydaşları ve ülkemiz için sürdürülebilir bir değer yaratmaya odaklanan bir kuruluş. Bu doğrultuda kurumsal iletişim bölümü olarak gerçekleştirdiğimiz günlük çalışmaların gelecekte yankılanacağını bilmek hepimize mutluluk veriyor. Ve tüm çalışmalarımızı da bu çerçevede planlıyoruz. Ana hedefimiz de var olan projelerimizi güçlendirerek devam ettirmek. Uzun yıllardır tüm Türkiye’de çok değerli çalışmalara imza attık. Kültür-sanat projelerimizi de Anadolu’da daha geniş kitlelere ulaşacak şekilde oluşturuyoruz. Bu bağlamda Akbank Çocuk Tiyatrosu, Akbank Caz Festivali, Akbank Kısa Film Yarışması gibi etkinliklerimizi de birçok kente taşıyarak Anadolu‘daki sanatseverlerle buluşturduk ve buluşturmaya devam ediyoruz. Bunlardan en köklüsü Akbank Çocuk Tiyatrosu, 42 yaşında. İşte bizler için en büyük gurur bu; yıllarca vazgeçmeden, durmadan bu etkinlikleri devam ettiren bir kurumun parçası olmak. 

Bu yıl Akbank olarak 11. kez İstanbul Film Festivali’ndesiniz. Bu hemen hemen sizin Akbank’taki deneyiminize de denk geliyor. Bu kadar uzun soluklu bir projede yer almak nasıl bir duygu?

Evet ben de, festivalin “mütevazı” sinema günlerinden, uluslararası alanda isim yapmış bir festivale dönüşmesinin son on bir yılına tanıklık ettim. Şimdi sadece gişe önlerindeki kuyruklar ve salonlarda değil, bizzat sürecin içinde yer almak çok güzel bir tecrübe. 

Sizin merak ettiğiniz, izlemeyi planladığınız filmler hangileri? 

Her sene olduğu gibi bu yıl da festivalde ilgi çekici pek çok film var. Bir kere Berlin Film Festivali’nde gösterilen ve dünyada o prestijli film şöleninden sonra ilk önce İstanbul’da vizyona gidecek filmler çok önemli. Cafer Panahi’nin Altın Ayı kazanan filmi Taksi mesela. Sonra bir önceki filmi Weekend ile birçok ödül kazanan Andrew Haigh’in yeni filmi 45 Years, Wim Wenders’in Berlin Film Festivali’nde Yarışma Dışı gösterilen filmi Every Thing Will Be Fine da izleyeceklerim arasında. Ayrıca  Paul Thomas Anderson’ın yeni filmi Gizli Kusur ve uluslararası yarışma filmlerinden birkaçı da listemde yer alıyor. 

Favori yönetmeniniz var mı? Ne tarz filmleri takip etmekten hoşlanıyorsunuz?

Herkes gibi benim de var, ama böyle bir açıdan çok ben sinemaya daha genel bir perspektiften bakarım. Sinemada aradığım gerçeğe orijinal bir bakış. Bu nedenle benim için önemli olan yönetmenin ve filme emeği geçenlerin sunmak istedikleri, gerçeklerin ustaca ve özgün bir biçimde yansıtabilmesi. İşte İstanbul Film Festivali bu tür filmleri keşfetmek için birebir. 

Murat Göllü @ Ali Kabaş

İstanbul Film Festivali başta olmak üzere, festivallerin özellikle Türkiye sinemasına nasıl bir katkısı var sizce?  

İstanbul Film Festivali'nin, her yıl sinemaseverleri dünya sinemasının en seçkin, en özgün filmleriyle buluşturuyor olması, sinemanın geldiği yeri görebilmek ve güncel kalmak açısından çok önemli. Bu boyutuyla festivalin Türkiye’de evrensel sinema kültürünün yerleşmesi ve yaygınlaşmasında çok önemli bir işlevi olduğunu ve bu nedenle de kendi alanında öncü olduğunu düşünüyorum. 

Akbank sanatın birçok alanına dokunan etkinlikler yapmaya özen gösteriyor. Yıl içinde nasıl bir çalışma planında ilerliyorsunuz? Biraz çalışmalarınızdan bahseder misiniz? 

Akbank olarak neredeyse kurulduğumuz günden bu yana kültür ve sanata destek veriyoruz. Yerel ve evrensel mirasın korunarak gelecek kuşaklara aktarılması bizim için çok önemli. Bu çerçevede pek çok önemli projeye imza attık öncülük ettik ve etmeye de devam ediyoruz. Akbank Çocuk Tiyatrosu, perdelerini açtığı ilk günden bu yana tam kırk iki yılı geride bıraktı. Türkiye’de caz denilince akla gelen ilk etkinliklerden biri olan Akbank Caz Festivali bu yıl 25. yılını kutlayacak. 1993 yılında kurulan Akbank Sanat, tam yirmi iki yılı geride bıraktı. Bugün yılda 700’ün üzerinde sergi, söyleşi, konferans, film gösterimi ve konsere imza atıyor. Kısa film yapımını özendirmek, bu yolla hayata geçen projelerin izleyicilerle buluşmasını sağlamak amacıyla bu yıl 11’incisi düzenlenecek Akbank Kısa Film Festivali’yle sinema sanatını ve yeni sinemacıları desteklemeyi amaçlıyoruz. Pek tabii Akbank olarak on bir yıldan bu yana Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin en büyük destekçisi olmaktan büyük gurur duyuyoruz. 2007 yılından bu yana tam sekiz yıldır Contemporary İstanbul’un ana sporluğunu üstleniyoruz. Ayrıca Akbank, Sabancı Üniversitesi, Sakıp Sabancı Müzesi işbirliği ile iki yılda bir, daha önce Türkiye’ye hiç gelmemiş ve dünyaca tanınan bir sanatçının eserlerini Türk sanatseverlerle buluşturmaya devam ediyor. Rodin ve Dali’den sonra son olarak 2013’te, dünyada çağdaş sanattan söz edildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri olan Anish Kapoor’un eserleri Akbank desteği ile Türkiye’deki sanatseverlerle buluştu. Önde gelen uluslararası sanatçı Anish Kapoor’un Türkiye’deki ilk kapsamlı sergisi, Akbank’ın 65. yılı kapsamındaki sponsorluğuyla İstanbul’daydı.

Son yıllarda sanatsal etkinlik organizasyonlarını özel kuruşlar üstlendi desek yeridir. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu dönüşümü?

Bunun doğal bir süreç olduğunu düşünüyorum. Dünyadaki değişim de bu yönde. Tüm dünyada özel kurumlar kültür ve sanat alanına yatırımlar yapıyorlar.

Akbank sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanıyor. Etkinliklerle ilgili sosyal medya üzerinden ne gibi tepkiler alıyorsunuz? Gelen önerileri nasıl değerlendiriyorsunuz?  

Sosyal medya elbette ki kullanıcı yorumlarını dinleyerek etkinliklerimizin, iletişimlerimizin toplum tarafından nasıl değerlendirildiğini anlamamız için çok önemli bir dünya. Ancak biz yorumları dinleyip aksiyonlarımızı buna göre şekillendirmenin ötesinde bir bağ kurmayı önemsiyoruz. Sosyal medya kullanıcılarıyla birlikte içerik ürettiğimiz ya da takipçilerin içinde etkin katılım gösterdiği kurguları çok seviyoruz. Örneğin, geçen yılki İstanbul Film Festivali’nde sponsorluğumuzun dijital dünyadaki iletişim için sinema izleyicilerinin kalp atışlarını ölçtük ve festival filmlerinin kalp atış puanlarını dijitale yansıttık. Böylece filmler hakkında fikir sahibi olmak isteyenler, bizzat filmi izleyenlerin kalp atış oranlarını takip edebildi. Yine aynı şekilde geçtiğimiz sene Akbank Kısa Film Festivali’nin tanıtım filminin sonunu çekmemiş ve filmin sonunu tasarlamayı Twitter kullanıcılarına bırakmıştık. #bencesonra hashtag’i ile Twitter kullanıcıları tek bir tweet’te filmin sonunu yazmayı denediler ve jürinin seçtiği tweet’e uygun olarak filmin sonu çekildi. 

Bu yıl sosyal medyada neler yapıldı?

Bu seneki Kısa Film Festivali’mizde dünyanın ilk interaktif instagram video kurgusunu gerçekleştirdik. Instagram hesabımızdan yola çıkan takipçilerimiz çeşitli maceralar atlatarak en kısa yoldan Akbank Sanat’a ulaşmaya çalıştı. Her yıl Akbank Caz Festivali’nin resmi tshirt’ünü değişen kurgularla sosyal medya kullanıcılarının tasarlamasını isteriz. Son kurgumuzda Instagram kullancılarının cazla ilişkilendirdiği kareler yarıştı ve bir Instagram fotoğrafı Akbank Caz Festivali’nin tişörtü üzerine taşındı. Bunun gibi pek çok kampanya düzenliyoruz sosyal medyada. Amacımız değişen sosyal medya dünyasında artık yorumları dinleyip pozisyon almaktan öte, iletişimlerimizi takipçilerin katılımlarıyla şekillendirmek. 

0
3841
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Advertisement
Geldanlage