Dünya prömiyerini 80. Venedik Film Festivali’nde yapan Selman Nacar’ın son filmi Tereddüt Çizgisi, 3 Mayıs’ta (yarın) vizyona girecek.

Zürih, Free Zone, Cinemed Brüksel Akdeniz ve Aras Film Festivallerinden ödüllerle dönen Tereddüt Çizgisi, vizyondan hemen önce 43. İstanbul Film Festivali’nde Türkiye prömiyerini gerçekleştirdi. Selman Nacar’ın yazıp yönettiği ikinci uzun metrajlı filmi Tereddüt Çizgisi, Avukat Canan’ın masum olduğuna inandığı ve uzun süredir savunduğu bir cinayet zanlısının hüküm duruşması gününde kendi vicdanıyla yüzleşmek zorunda kalmasının hikâyesini anlatıyor. Başrolünde Tülin Özen’in yer aldığı filmde ona Oğulcan Arman Uslu, Gülçin Kültür Şahin, Vedat Erincin, Erdem Şenocak eşlik ediyor.

Tereddüt Çizgisi’nin dünya haklarını Magnolia Pictures International üstleniyor. Yapımcılığını Kuyu Film, Fol Film, Karma Films, TRT, BKM Mutfak, Sev Yapım, Nephilim Producciones, Point Film’in yaptığı filmin çekimleri 2022 yılında Uşak’ta gerçekleştirildi. Türkiye-İspanya-Romanya-Fransa ortak yapımı olan film San Sebastian Film Festivali WIP, Cinelink, Arras Days, First Cut Lab, 12 Punto, Köprüde Buluşmalar ve Antalya Film Forum destekleriyle tamamlandı.

​3 Mayıs’ta (yarın) vizyona girecek Tereddüt Çizgisi filminin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

Gitarist, besteci ve prodüktör Şevket Akıncı ile elektronik müzik ikilisi Reverie Falls on All, 3 Mayıs Cuma akşamı saat 20.00’de Arter’in Sevgi Gönül Oditoryumu’nda ilk kez birlikte canlı bir performans gerçekleştirecekler.

Şevket Akıncı ve Reverie Falls on All’un sahne alacağı konserde dinleyiciler, Şevket Akıncı ve Reverie Falls on All’un solo setlerinin yanı sıra serbest stilden beslenen, ortak ve spontane bir oyunu da deneyimleyecekler. Solo konserlerinde doğaçlamaya odaklanan gitarist, besteci ve prodüktör Şevket Akıncı, tamamlanmış bir besteyi sahneye koymaktan ziyade, tınıların yaratım ve dönüşüm sürecini ön plana alarak zaman ve mekânla etkileşim hâlinde bir oyun kurguluyor. Akıncı’ya, bu yaratıcı oyunda animasyon sanatçısı İlhami Tunç Gençer, uzun metrajlı animasyonunun bir bölümüyle eşlik ediyor. Replikas ve Pitohui gruplarında da yer alan Barkın Engin ve Burak Tamer’in uzun soluklu elektronik müzik ikilisi Reverie Falls on All ise, tamamen elektronik seslerden oluşan, canlı ses işlemeyle icra ettikleri dokulardan elektro gitar ve analog sentezleyicilerle kurulmuş ses örgülerine kadar geniş bir eksende ifadeler oluşturarak dinleyiciye tınısal bir deneyim sunuyor.

3 Mayıs Cuma akşamı saat 20.00’de Arter’in Sevgi Gönül Oditoryumu’nda gerçekleşecek etkinliğin biletlerine Mobilet ve Biletix üzerinden ulaşabilirsiniz.

Borusan Kocabıyık Vakfı’nın düzenlediği “Cumhuriyetin Yüzü” sergisi kapsamında düzenlenen Uzun Cumartesi etkinliklerinde 11 Mayıs Cumartesi günü “Erken Cumhuriyet Döneminin Görsel Kültürü” başlıklı bir sohbet gerçekleştirilecek.

Nihal Boztekin ve İzzet Umut Çelik’in moderatörlüğünü üstleneceği söyleşide konuk Ali Kayaalp olacak. Kayaalp, sergideki resimlerden ve grafik çalışmalardan yola çıkarak, genç Cumhuriyetin inşa etmek istediği toplum düşüncesinin etrafında şekillenen ikonografi alanına odaklanacak.

“Cumhuriyetin Yüzü” sergisi, erken Cumhuriyet dönemindeki çok boyutlu toplumsal dönüşümün kültüre, sanata ve sosyal yaşama izdüşümlerine odaklanırken dönemin plastik sanatlar, müzik, edebiyat, grafik ve mimari tasarım, sahne sanatları, müzecilik, arkeoloji, sinema gibi kültürel disiplinlere bakışını günümüze taşıyor.

“Erken Cumhuriyet Döneminin Görsel Kültürü” başlıklı sohbet, 11 Mayıs Cumartesi günü saat 14.00’te, Galataport İstanbul O2 Blok’ta yer alan Cumhuriyetin Yüzü sergisinde gerçekleşecek. Ücretsiz olarak gerçekleşecek etkinlik serisine kayıt yaptırmak için iletisim@bkv.org.tr adresine e-posta gönderebilirsiniz.

​“Cumhuriyetin Yüzü” sergisi, 2 Haziran’a kadar Galataport İstanbul O2 Blok’ta, Pazartesi hariç her gün 11.00-20.00 arasında ücretsiz olarak ziyaret edilirken, Uzun Cumartesiler kapsamında her Cumartesi saat 22.00’ye kadar açık olacak.

Sinematek/Sinema Evi, 2024 bahar programı kapsamında çığır açan klasiklerden kült eserlere sinema sanatının parlak örneklerinden oluşan yeni bir seçkiyi 30 Haziran’a kadar sinemaseverlerle buluşturuyor.

Karakteristik sinema diliyle hayatı sorgulayan çağdaş bir usta Asghar Farhadi ve sürrealizmin sinemadaki son temsilcisi sayılan benzersiz bir sinemacı Harry Kümel Sinematek/Sinema Evi’ne konuk olacak.

2 Mayıs’ta (bugün) başlayan yeni program, Sergey Parajanov sinemasına odaklanıyor. Farklı disiplinleri bir araya getiren, hayatı bir tuval gibi kullanan, kendi hayatını bir performansa dönüştüren bu benzersiz sanatçının, taklit etmesi mümkün olmayan ancak bugüne dek sayısız sanatçıya ilham veren renkli, katmanlı ve son derece etkileyici film dünyasını keşfetmeyi hedefleyen ana programda Parajanov’un Narın Rengi (Sayat Nova), Âşık Garip (Ashug-Karibi), Suram Kalesi Destanı (Ambavi Suramis tsikhitsa), Pirosmani Teması Üzerine Arabesk Çeşitlemeler (Arabeskebi Pirosmanis temaze) filmlerinin yanı sıra görsel dünyaları ve odaklandıkları dönem itibarıyla Parajanov sinemasıyla paralellikler taşıyan iki eser, Tengiz Abuladze’nin Pişmanlık (Monanieba) ve Giorgi Shengelaia’nın Pirosmani (1969) filmleri yer alıyor. Gürcistan İstanbul Başkonsolosluğu ve Gürcistan Ulusal Film Merkezi iş birliğiyle gerçekleştirilen Parajanov ve Ötesi programı kapsamında, Parajanov’un başyapıtlarından Narın Rengi World Cinema Project, The Film Foundation, Cineteca Di Bologna desteğiyle restore edilmiş kopyasından izlenebilecek.

Çağımızın en önemli sinemacılarından, İranlı yönetmen Asghar Farhadi, değişen perspektifler üzerine kurduğu karakteristik sineması hakkında konuşacağı ve deneyimlerini paylaşacağı bir Ustalık Dersi vermek için GAİN’in katkılarıyla Sinematek/Sinema Evi’ne konuk olacak. Bu program kapsamında Farhadi’nin Elly Hakkında (Darbareye Elly), Bir Ayrılık (Jodaeiye Nader az Simin) ve Satıcı (Forooshande) filmleri gösterimde olacak.

Belçikalı kült sinemacı Harry Kümel, yeni programın konukları arasında yer alıyor. Sürrealizmin sinemadaki son temsilcisi sayılan yönetmen, Sinematek/Sinema Evi’nde bizzat seyirciyle bir araya gelecek. Avrupa’nın en ilgiye değer sinemacılarından birisi olmasına karşılık geniş kitlelerce tanınmayan Kümel’in benzersiz sinemasını keşfetme olanağı sunan program kapsamında yönetmenin Kırmızı Dudaklar (Les lèvres rouges), Joachim Stiller'in Gelişi (De Komst Van Joachim Stiller), Mösyö Hawarden (Monsieur Hawarden) ve Malpertuis filmleri gösterilecek.

Sinematek/Sinema Evi’nin düzenli programlarından Sessiz Perşembe, erken dönem sinemanın sessiz eserlerini canlı müzik eşliğinde izleyicilerle buluşturmaya devam ediyor. Eye Filmmuseum’un sessiz film küratörü Elif Rongen-Kaynakçı danışmanlığında hazırlanan ve Kurukahveci Mehmet Efendi’nin katkılarıyla düzenlenen bu bölüm kapsamında İsveç sinemasının Altın Çağı sayılan dönemin öncülerinden Victor Sjöström’ün başyapıtları, Bir Adam Vardı (Terje Vigen) ve Hayalet Fayton (Körkarlen) İsveç Film Enstitüsü’nün desteğiyle, yönetmeni bilinmeyen Carpentier’nin Hikâyesi (Le Roman de Carpentier) filmi ise İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nin iş birliğiyle yine canlı müzik eşliğinde izleyicilerle buluşacak.

31 Mayıs, 1-2 Haziran tarihlerinde üç gün boyunca Sinematek/Sinema Evi’nin farklı alanlarında eş zamanlı gerçekleştirilen bir dizi etkinlik aracılığıyla sinema sektörünü bir araya getiren ve her geçen yıl daha büyük bir buluşmaya sahne olan Sinematek Günleri bu sene üçüncü kez düzenlenecek. III. Sinematek Günleri, sinema üretiminin farklı alanlarındaki işleyişi, güncel gelişmeleri, karşılaşılan zorlukları ve çözüm yollarını yakından takip etmek ve sektörün deneyimli isimleriyle gerçekleştirilecek söyleşi ve atölye çalışmaları katılımcılarla buluşacak.

​Sinematek/Sinema Evi’nin bahar programının detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Balca Ergener’in “Endişeli Kalbim” başlıklı sergisi 2 Mayıs-13 Temmuz tarihleri arasında Depo’da sanatseverlerle buluşacak

Balca Ergener’in “Endişeli Kalbim” sergisi, kesintisiz devam eden yıkım ve inşa döngüleri ile göç ve değişen ekolojilerin tanımladığı bir dünyada geçicilik ve yerleşiklik arasında süregelen harekete odaklanıyor. Ergener, bu etkiler tarafından şekillendirilen şehirlerde yaşamakla ilgili duyusal ve duygusal hâllerin nasıl ifade edileceğini araştırıyor. Gündelik hayattan anları ve rüya görüntülerini hatırlatan imgeler ve metin parçaları aracılığıyla toplumsal olanın şekillendirdiği kendi iç dünyasını izleyicilerinkiyle ilişkilendirmeyi amaçlıyor.

​Adını sanatçının son dönemde üzerine çalıştığı kolaj serisinden alan sergide, içinde parçalara ayrılarak mekânsal dolaşıma göre çeşitli üst üste gelmelere olanak sağlayan seri, Ergener’in farklı iş birlikleri ile ürettiği diğer işlerle ilişkileniyor. Fanilik Ritmi, Mutluluk Ritmi (2014), Meltem Ahıska ile birlikte kurguladığı sanatçı kitabından seçilmiş alıntılardan oluşurken Ergener’in pratiğinde sıklıkla yer verdiği oyun üretiminden bir örnek olan ve yirmi kadının kolektif katılımıyla ortaya çıkan İğde Oyunu (2019) ise dokümantasyon olarak yer alıyor. Kendini Unutmak (2020-2023) kişinin kendi kendine deneyebileceği yazı egzersizlerinden örnekler ve izleyiciye ilham vermesini umduğu kelime kartlarını içeriyor. Harabeler ve dilin aynılaşması arasında, “Endişeli Kalbim” kamusal alanların ve barındırdıkları anlatıların kışkırtıcı karşılaşmalar aracılığıyla bir keşfini sunuyor.

​Künye: Balca Ergener, "Endişeli Kalbim" serisinden / from the series "My Anxious Heart", 2023-2024

Manon Garcia’nın kadınların deneyimlerini biçimlendiren cinsiyetler hiyerarşisinin yapılanmasını ezber bozan bir tarzla irdelediği kitabı İtaat Etme: Kadınlık Üzerine Bir İnceleme, Ayşen Sarı’nın çevirisiyle Minotor Kitap’tan çıktı.

Garcia kitabında, kadınların erkeklere teslimiyet hâlini inceliyor. Yaşanan “kadınsı kafa karışıklıklarını” felsefeyle ve bilhassa Simone de Beauvoir’ın felsefesiyle ele alıyor.

​“… Kadın olmak, belirli bir ekonomik, toplumsal ve siyasi durumda bulunmaktır. Bu durum, kadınların ona göre davranması gereken ve ona göre yargılandığı bir dizi kuralı ifade eder. Kadın olmak, ‘gerçek’ bir kadın olmak, bu normlara uymayı gerektirir. Tıpkı bir aletin işlevini yerine getirmediğinde doğasının sorgulanması gibi, kendi davranışı ile toplumsal olarak kendisine dayatılan davranış arasında mesafe varsa kadının da kadınlığı sorgulanır. Peki o hâlde, toplumda kadına dayatılan davranış nedir? Teslimiyet.”

border_less ARTBOOK DAYS’in altıncı edisyonu, bu sene 3-5 Mayıs tarihleri arasında Yapı Kredi Kültür Sanat’ta gerçekleşecek.

border_less ARTBOOK DAYS; yayını olan, baskı materyalleri ile üreten, metinler ve edisyonlu işler üzerine çalışan sanatçılar ve inisiyatifler ile yayım yapan müze, galeri, kurum ve enstitüleri bir araya getirerek kitap üretimleri üzerinden yeni bir ortak alan yaratmayı amaçlıyor. Sanat alanında üreten, söz söyleyen ve paylaşan kişileri aynı çatı altında toplayarak yayınevleri üzerinden de yeni etkileşim zeminleri oluşturmayı hedefleyen etkinlik, yeni edisyonunda 12 farklı ülkeden 50 sanatçı, inisiyatif, galeri, müze, dernek ve sanat kurumunu katılımcılarla bir araya getirecek.

Etkinlik takviminde yer alacak yayımcılık pratiklerine odaklı konuşmalar, atölyeler ve yayın lansmanlarının detayları border_less sosyal medya hesapları ve internet sayfası üzerinden duyurulacak.

​3-5 Mayıs tarihleri arasında Yapı Kredi Kültür Sanat Loca’da gerçekleşecek etkinlik hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Elizabeth Haidle’ın sevilen yazarları çocukluk trajedileri, başarıları ve başarısızlıklarıyla tanıtarak gerçek hayat hikâyelerini anlattığı kitabı Yazar Olmadan Önce: Ünlü Yazarların Çocuklukları, Şebnem Soral Tamer’in çevirisiyle Epsilon Yayınevi’nden çıktı.

Yazarlık bilgeliği ve ilk elden alıntılarla dolu bu biyografi türündeki kitap, okuyucuları geleceğin yazarları olup olamayacaklarını düşünmeye de davet ediyor. Çocuklara “Bir yazarı yazar yapan nedir?”, “Onlara ne ilham verir?”, “Hikâyeleri nereden geliyor?” gibi sorular sorduruyor.

​Maya Angelou gençken topluluk önünde konuşmaktan çok korkardı. C. S. Lewis bir inşaat ustası olmak istiyordu, ancak başparmaklarındaki yapısal bir kusur nedeniyle kalem dışında herhangi bir aleti tutması oldukça zordu. Gene Luen Yang süper kahramanlara takıntılıydı. J. K. Rowling ise okuldaki günlerini kendi zihninde yarattığı hikâyeler hakkında hayal kurarak geçiriyordu.

Nilüfer Belediyesi, Orhan Taylan’ın çalışmalarından oluşan “Orhan Taylan Sokağın Direniş Hafızası” başlıklı sergiyi 28 Temmuz’a kadar Nâzım Hikmet Kültürevi ve Meteor I Balat Kültürevi’nde sanatseverlerle buluşturuyor.

Orhan Taylan’ın büyük kısmını 2013 yılında yaptığı Gezi Resimleri ile DİSK’le beraber çalıştığı dönemden afişleri, fotoğrafları, çizimleri ve yazılarını buluşturan sergi; aile arşivi yanında DİSK ve SALT arşivinden bir seçkiyi de Bursa’daki izleyicilerle bir araya getiriyor. Herhangi bir akım içerisinde sıkışıp kalmaktansa birçok akımdan ve disiplinden ilham alan Taylan’ın çalışmalarında hikâye anlatımı sıklıkla yer alıyor. İnsanların kendilerini ifade edebilmek için yarattıkları yeni eylem biçimlerini resimleştirirken kendisi de yeni bir dil arayışına giren sanatçının çalışmalarında sosyopolitik yansımalar ağırlıkla bulunuyor. Figüratif üslubuyla Türk resim sanatında önemli bir konum edinen sanatçının üretimlerine farklı perspektiflerden mercek tutan sergi, 1 Mayıs kutlamalarının simge afişlerinin yaratıcısı Orhan Taylan’ı onsuz gerçekleşen ilk 1 Mayıs’ta anıyor.

​“Orhan Taylan Sokağın Direniş Hafızası” sergisini 28 Temmuz tarihine kadar Nâzım Hikmet Kültürevi ve Meteor I Balat Kültürevi’nde ziyaret edebilirsiniz.

İstanbul Modern Sinema, animasyondan belgesele, ilk kez gösterilen ve festivallerden ödüllerle dönen kısa filmlerden oluşan “Gelecek Kısa” başlıklı seçkiyi 2-5 Mayıs tarihleri arasında izleyicilerle buluşturacak. İstanbul Modern Sinema’nın Türk Tuborg A.Ş.’nin katkılarıyla hazırladığı mayıs programı kapsamında 25 kısa film gösterilecek.

İstanbul Modern Sinema Küratörü Müge Turan şunları söylüyor: “Üçüncü kez düzenlediğimiz ‘Gelecek Kısa’ programında bu yıl 25 filme yer veriyoruz. Aralarında Küçük Buluntular, Ferret gibi izleyiciyle ilk kez buluşacak filmler de var. İstanbul Modern Sinema’da bir kısa film festivali gibi hazırlandığımız ‘Gelecek Kısa’yı, Yiğit Hepsev, Vehbi Bozdağ, Selin Öksüzoğlu başta olmak üzere yönetmenlerin katılımıyla gerçekleştireceğiz.”

“Gelecek Kısa” programı hakkında detaylı bilgiye ve biletlere buradan ulaşabilirsiniz.

Program 1
Aç Karnına Çıkmayalım, 2023
Yönetmen: Yiğit Hepsev

Kurdun Kutusu, 2023
Yönetmen: Uğur Savaş

Gukla, 2024
Yönetmenler: Emine Uysal Berger, Özgür Ceylan

Kalabalık, 2022
Yönetmen: Pelin Kırca

Ferret, 2023
Yönetmenler: Serra Duran, Halil Tanışan

Program 2
Onun Kalesinde, 2023
Yönetmen: Yasemin Demirci

Küçük Buluntular, 2023
Yönetmen: Sevgi Ortaç

Zarafet ve Şiddet Arasında, 2023
Yönetmen: Şirin Bahar Demirel

36, 2023
Yönetmen: Rezan Mir Uğurlu

Bir Dostluk, 2024
Yönetmen: Gürkan Yücel

Program 3
Kadıköy'ün En İyi Falcısı, 2023
Yönetmen: Emine Yıldırım

Burası Size Göre Değil, 2023
Yönetmen: Ceyda Aşar

Nasıl Kaybolunur, 2023
Yönetmen: Tilbe Cana İnan

Kurbağalar, 2023
Yönetmen: Vehbi Bozdağ

En Uzun Gece, 2023
Yönetmen: Can Merdan Doğan

Ben Sen O Biz Siz Onlar, 2023
Yönetmen: Sevin Yaman

Program 4
Avrupa Fatihi, 2023
Yönetmen: Onur Yağız

Eksi Bir, 2024
Yönetmen: Ömer Ferhat Özmen

Ben Süpermarket Değilim, 2023
Yönetmen: Ekrem Ayhan Çakay

Paket, 2023
Yönetmen: Melih Aslan

Sonunda, 2023
Yönetmen: Resmiye Emir

Program 5
Tarihte Yaşanmamış Olaylar (Serpêhatiyên Neqewimî), 2023
Yönetmen: Ramazan Kılıç

Beyaz Dağın Çocukları, 2023
Yönetmen: Yalçın Çiftçi

Oyunbozan, 2023
Yönetmen: İlayda İşeri

Görüşürüz Kaplumbağa (Adieu Tortue), 2024
​Yönetmen: Selin Öksüzoğlu