Küba asıllı sanatçı José Parlá, Türkiye’deki ilk sergisini ISTANBUL’74’te gerçekleştirecek. Eski Türkçede “iki tarafı su ile çevrili, iki büyük kara parçası arasında bağlantı sağlayan kara uzantısı” anlamına gelen “Isthmus” adlı sergi, 16. İstanbul Bienali’nin paralel sergilerinden biri olacak. Sergi, 9 – 28 Eylül tarihleri arasında gezilebilecek.
Parlá’nın, İstanbul coğrafyasından ilham alarak ve “yaşadığı yere ait bir hat sanatının nasıl olabileceğini, gelecek kuşaklar için neyi temsil edebileceğini hayal ederek” yarattığı sergide, sanatçının özel olarak ürettiği kâğıt ve cam üzerine işleri, resimleri ve geleneksel Türk el sanatlarını benimseyen köklü seramik markası Gorbon iş birliğiyle ürettiği seramik eserleri yer alıyor. Sanatçı, İstanbul projesi “Isthmus” ile bu tarihi kente kaligrafinin ve grafitinin kendine özgü dünyalarını aynı anda taşımayı başarıyor.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 23. İstanbul Tiyatro Festivali, 13 Kasım – 1 Aralık tarihleri arasında tiyatroseverlerle buluşacak. Festival kapsamında yurt dışından 12, Türkiye’den 16 olmak üzere 28 tiyatro, dans ve performans topluluğunun 78 gösteriminin yanı sıra Öğrenme ve Gelişim Programı’nda okuma tiyatroları, söyleşiler, atölye çalışmaları ve ustalık sınıfları gibi tamamen ücretsiz yan etkinlikler de gerçekleştirilecek.
Bu sene “hayat ters yüz” olarak belirlenen kampanya ile festivalde sahne sanatlarının genel olarak kabul edilmiş kalıplarının sorgulandığı alışılmışın dışında sahneleme tekniği ve yapısına sahip performanslardan oluşan programda “sahne neresi?” ve “oyuncu kim?” gibi sorulara yanıt aranacak.
Festival biletleri 14 Eylül Cumartesi günü 10.30’dan itibaren Biletix satış kanallarından ve hizmet bedelsiz olarak ana gişe İKSV’den (10.30 -18.00 saatleri arasında) satın alınabilecek.
23. İstanbul Tiyatro Festivali Onur Ödülleri bu yıl yazar, tiyatro oyuncusu ve yönetmen Ferhan Şensoy, sahne tasarımcısı Metin Deniz ve yönetmen Emmanuel Demarcy-Mota’ya takdim edilecek.
Festivalde yer alacak yerli ve uluslararası toplulukların arasında; festivalle geçtiğimiz sene Golden Mask Rus Sahne Sanatları Festivali ile başlayan iş birliği bu yıl Rusya’dan gelecek olan dört farklı yapım, Benjamin von Blomberg tarafından uyarlanan Goethe’nin büyük yapıtı Faust, Yücel Erten’in Tiyatro Pera yapımı Büchner’in iki çarpıcı metni üzerine özgün bir yorumu olan Barakalar ve Saraylar gibi pek çok eser yer alıyor. 23. Tiyatro Festivali programının tam listesine ve ayrıntılı bilgilere tiyatro.iksv.org/tr adresinden ulaşabilirsiniz.
Macar edebiyatının önde gelen isimlerinden Dezső Kosztolányi’nin kurmaca taşra kasabası Sárszeg ve sakinleri aracılığıyla insanın zamansız, dünyevi çekişmelerini, endişelerini ve hayal kırıklıklarını resmettiği romanı Tarlakuşu, Erdal Şalikoğlu’nun çevirisiyle, Nebula Kitap tarafından yayımlandı.
Kosztolányi, okurlarını hayatları kızlarının etrafında dönen ve onun dertleriyle dertlenen bir anne ve babanın ruh dünyasının derinliklerine dalmaya davet ediyor.
Evlilik yaşı çoktan geçmesine rağmen evlenememiş, pek de alımlı olmayan kızlarının, nam-ı diğer Tarlakuşu'nun akrabaları ziyaret etmek için evden ayrılmasının ardından Vajkaylar çoktan unuttukları yaşam sevincine, arkadaşlara, lezzetlere ve hazlara teslim olmuş bulurlar kendilerini. Fakat bu kısa tatil göz açıp kapayıncaya dek geçer ve çift, Tarlakuşu'nun dönüşüyle beraber kaçınılmaz gerçekle yüzleşmek zorunda kalır.
Hanzade Servi’nin hem gülümsetmeyi hem de hüzünlendirmeyi başaran film tadındaki romanı Havuç Ağacı, Tudem Yayınları etiketiyle yayımlandı.
On yaş ve üzeri okurlarını, zamansız ayrılıklarla sınanan kırılgan yaşamların sırlarına ortak eden bu dokunaklı hikâye, kardeş ilişkilerinin önemine değinerek aile olmanın gücünü hissettiriyor. Tesadüf eseri yolları kesişen bambaşka hayatları olağanüstü incelikli bir kurguyla işleyen Havuç Ağacı, gerçek dünyanın acımasızlığının üstesinden gelebilmek için doğal yaşama dört elle sarılmayı ve düş dünyamızı dört mevsim yeşil tutmayı öğütlüyor.
Yıldıztepe ailesinin en küçük ferdi Mina, büyük kentten küçücük bir köy evine taşındıkları için çok mutlu görünse de, ünlü bir oyuncu olma hayaliyle yanıp tutuşan ablası Efza, mutluluğu “pembe” yalanlarda arıyor. Ev sahiplerinin kilitli tuttuğu odadan gelen tıkırtıların gizemi Mina’nın merakını her geçen gün daha da arttırıyor. Üstüne üstlük ünlü yönetmen Albatros Kayıkçı yaşadıkları köye gelip film çekmeye karar vermesi köydeki gerilimi ve gizemi doruk noktasına tırmandırıyor. Mina'nın babası, boynundaki tilki kolyesini otuz üç yıldır neden hiç çıkarmıyor? Komşu çiftliğin, böğürtlen ve oyuncak helikopter yüzünden iki yıldır küs olan ikizleri hangi büyük sırrın yükünü omuzluyor. Tüm bu gizemleri hayal gücünü devreye sokarak açığa çıkarmaksa, elbette ki Mina'ya kalıyor. Çünkü onun dünyasında, her şeyin bir çözümü var…
Küratörlüğünü Bahar Güneş ve Öykü Demirci’nin üstlendiği “Mekân Ruhuna Yolculuk” sergisi, 8 Eylül – 6 Ekim tarihleri arasında halka sanat projesi’nde gezilebilecek. Sergi Doğu Çankaya, Ece Gökalp, Gözde İlkin, İhsan Oturmak, İpek Çankaya, Richard Bartle ve Yasemin Özcan’ın resim, fotoğraf, yerleştirme ve heykellerinden oluşuyor.
Peyzajı coğrafya geleneğindeki yeriyle ele alan “Mekân Ruhuna Yolculuk” sergisi mekânın yapıt üzerindeki etkilerini tartışıyor. Mekân ruhunun kültürün çeşitli katmanlarını beslediği ve uzun soluklu bir yolculuğun belirleyici olduğu üretimleri bir araya getiriyor. Bir mekândaki görünmez kalıcılığın, mekânla özdeş yaşayan ve artık kendisi de mekânın bir ifadesi hâline gelen sanatçıların işlerinde kendini dışa vuruş biçimlerini araştırıyor.
Pozitif iş birliğiyle bu sene 29. kez gerçekleşecek Akbank Caz Festivali, 17 – 27 Ekim tarihleri arasında 36 ayrı mekânda 130’dan fazla yerli ve yabancı sanatçıyı ağırlayacak. Festival 11 gün boyunca; Ustalara Saygı, Avrupa’dan Caz, Cazda İngiliz Çıkartması, Civardakiler, Festivale Özel, Caz ve Ötesi, Caz Odada ve Caz Saati’nden oluşan sekiz ana temanın yanında; Liselerde Caz, Kampüste Caz ve Atölyeler ile toplam 11 kategoride caz severlere eşlik edecek.
Festivalde bu yıl caz müziğinin önemli temsilcilerinden Art Ensemble of Chicago, Charles Lloyd Sky Trio feat., Gerald Clayton ve Marvin Sewell, The James Carter Organ Trio, Jakob Bro Trio, Louis Sclavis Quartet, Sarah McCoy, Alfa Mist, Bugge Wesseltoft & Erkan Oğur & Friends, Yonathan Avishai Trio, Mats Eilertsen Trio, KOKOROKO, Maisha, NES, Vaudou Game gibi farklı ülkelerden birçok sanatçının yanı sıra Türkiye’den Kerem Görsev Trio, Zuhal Olcay feat. Güvenç Dağüstün, İmer Demirer, Ali Perret, Aydın Esen ve Can Kozlu, Bora Uzer Group, Bebop Project, B’r Şeyler Eks’k, Standards & Selen Beytekin, Serhan Erkol Kerem Türkaydın gibi isimler de sahne alacak.
Akbank Sanat, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Zorlu PSM, Babylon, Caddebostan Kültür Merkezi, Moda Sahnesi, Nardis Jazz Club, Summart Sanat Merkezi, The Badau, Bova, Tamirane Akasya, Avusturya Başkonsolosluğu, Soho House, Zuhal Concept, Sofa Hotel Autograph Collection ve Feriye’nin de içinde bulunduğu 36 ayrı mekân 29. Akbank Caz Festivali’ne ev sahipliği yapacak.
Sertan Çağlar’ın ağaçların büyüme öyküsünü şiirsel bir dille anlattığı, Gökçe İrten’in resimlediği kitabı Küçük Bir Tohumdan Ormana, Kırmızı Kedi Çocuk tarafından yayımlandı.
İçinde yer yer güneş açan, rüzgâr esen ve yağmur yağan öykü, doğanın eşsiz döngüsünü anlatırken sincaplara, arılara ve çocuklara da yuva oluyor. Kozalağın içinden düşen tohum, rüzgârın sırtında dağlar tepeler, nehirler ovalar aşıyor. Toprakla buluştuğunda da yepyeni bir yolculuk başlıyor. Yağmur yağıyor, güneş açıyor, haftalar hatta aylar geçiyor. Ve bir sabah, bahar uykusundan uyanan tohum, “Günaydın,” diyor.
“Kozalak, büyüyüp güneşin altında olgunlaşınca,
daha fazla dayanamadı sıcağa,
başladı kabuklarını tek tek açmaya.
İçindeki tohumlar birer birer yere düşerken,
yakaladı rüzgâr tohumlardan birini, aldı sırtına.”
PİLEVNELİ, eylülde Tobias Rehberger, Cleon Peterson, Erdoğan Zümrütoğlu ve Johan Creten’in eserlerinden oluşan dört yeni sergiye ev sahipliği yapacak.
Tobias Rehberger'in "Bazen Hiç Olmadığından Daha İyi Olur" sergisi, 9 Eylül- 2 Kasım 2019 tarihleri arasında PİLEVNELİ Dolapdere'de yer alacak. Sergide, Rehberger'in Enfeksiyonlar, Portre Heykelleri, Yumurta Vazo Heykelleri, Ret adlı çalışmalarının yanı sıra sulu boyaları ve neon işleri bulunacak. Sergi süresince ve sonrasında galerinin teras katında yer alacak bu enstalasyon, yemek yenilebilecek, kahve içilebilecek, vakit geçirilebilecek bir sosyal platform görevi üstlenerek ziyaretçilerin deneyimine de katkıda bulunacak.
Erdoğan Zümrütoğlu’nun son dönem işlerinden oluşan “Tuz Zamanı” sergisi, 10 Eylül – 27 Ekim tarihleri arasında PİLEVNELİ Mecidiyeköy’de olacak. Sergide sanatçının heykeltıraş bakış açsını belgeleyen kilden yapılmış özel bir enstalasyon da yer alacak.
Los Angeles merkezli Cleon Peterson’ın son dönem işlerinden oluşan “Güneşin İçine Bak” adlı sergisi 10 Eylül – 27 Ekim tarihlerinde PİLEVNELİ Mecidiyeköy’de izleyiciyle buluşacak. Cleon Peterson'un büyük tabloları ve “mural”leri ilk bakışta geleneksel tarzda gözükse de sanatçının “humanoid” (insansı) yaratıklarının neredeyse aynı görünümdeki başka bir gruba dehşet veren bir acı çektirdiği katliam manzaraları korku, tiksinti, öfke, empati, acıma, endişe gibi duygulara dokunmayı amaçlıyor.
Johan Creten'in "The Vivisector" isimli son sergisi, 10 Eylül- 27 Ekim 2019 tarihleri arasında PİLEVNELİ Mecidiyeköy'de yer alacak. Başlığını Patrick White’ın 1970 yılında yayımlanan ve yaratıcının ızdırabı, gerçeklik arayışı, varoluşun anlamı gibi evrensel düşünceleri inceleyen The Vivisector adlı kitabından alan sergide, çömlekten yapılmış, heybetli, insan benzeri gizemli üç baykuş heykel (The Nose, Fatigue, The Vivisector) seyirciyi karşılayacak.
PİLEVNELİ Mecidiyeköy, 10 Eylül- 27 Ekim 2019 tarihleri arasında yine Tobias Rehberger'in izleyiciyi bir gölge oyununa davet eden çalışması Pişmanlık ve fayanslardan oluşan bir diğer enstalasyonuna ev sahipliği yapacak. Eski neon tüpler, lunapark, reklam ışıkları ve çelikten oluşan eser, ışık-gölge oyunu yaratacak.
Mauro Javier Cardenas’ın Ekvador’un ekonomik ve siyasal bunalımları içinde yolunu çizmeye çalışan bireylerin hayat hikâyelerine odaklanan romanı Devrim, Yeniden, Perihan Sevde Nacak’ın çevirisiyle, Timaş Yayınları tarafından yayımlandı.
Devrim, Yeniden, Cardenas’ın ilk kitabı olmasına rağmen New Yorker, NY Times, Kirkus, LA Book Review, Millions, Publishers Weekly, Electric Literature, Guernica gibi pek çok saygın yayın organında yayımlanan kritiklerde Roberto Bolaño ve Julio Cortázar'ın yanında adı anılıyor. Kitap, Ekvador’un ekonomik ve siyasal çıkmazlarına çözüm bulmaya çalışan üç çocukluk arkadaşının takıntılı idealizminin hikâyesini anlatıyor.
Ekvador’da Başkan’ın ofisinde çalışan Leopoldo, üniversite eğitimi için Amerika’ya gidip bir daha geri dönmeyen en yakın arkadaşı Antonio’yu ülkeye çağırıyor. Bu noktada üçüncü arkadaş, ülkeden hiç ayrılmamış, yıllarını radyo programıyla halkı uyanışa çağırmakla geçirmiş Rolando dahil oluyor. Bir araya geliyorlar, konuşuyorlar, Başkan’a karşı rakip adaylık için kampanya yürütüyorlar... Peki ya sonuç? Ya gerçek mağdurlar?... Kendileriyle, geçmişleriyle, aileleriyle, çevreleriyle ve seçimleriyle hesaplaşan; zayıflıkları, çelişkileri ve ikiyüzlülükleriyle yüzleşen insanların hikâyesi bu.
Fotoğrafın künyesi: Victoria Smith. Courtesy of Coffee House Press.
Garanti BBVA güz konserleri yepyeni bir programla dünyanın farklı bölgelerinden müzisyenleri İstanbul’a getiriyor. Sonbahar sezonu boyunca gerçekleşecek konserlere Zorlu PSM, Salon IKSV, Babylon ve Nardis Jazz Club ev sahipliği yapıyor.
Hollandalı Kovacs, 4 Eylül Çarşamba günü Zorlu PSM %100 Studio’da güz konserlerini açacak. Sanatçıyı 13 Eylül Cuma akşamı Zorlu PSM Turckcell Sahnesi’nde Peter Bence takip edecek. 11 yaşında ilk bestelerinin bulunduğu solo piyano albümünü yayımlayan Bence, dünyanın en hızlı piyanisti olarak Guinness Dünya Rekoru’nu elinde bulunduruyor. 27 Eylül Cuma akşamı ise Maarten Devoldere, Jinte Deprez ve Patricia Vanneste’nin kuruduğu Balthazar, Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde yer alacak.
Liverpool çıkışlı grup She Drew The Gun, 4 Ekim Cuma akşamı Babylon’da sahne alırken; 7 Ekim Pazartesi ve 8 Ekim Salı günlerinde New Yorklu bariton saksafoncu Gary Smulyan ve ona eşlik eden caz saksafoncu Ralph Moore Nardis’te müzikseverlerle buluşacaklar. İzlandalı elektro-pop grubu Bloodgroup’tan ayrılıp solo kariyere geçiş yapan Janus Rasmussen, 26 Ekim Cumartesi akşamı Salon İKSV’de konser verecek.
Rock eksenli yeni bir müzik ortaya koyan Lera Lynn, 12 Kasım Salı günü Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde müzikseverlerle buluşacak. Babylon; 15 Kasım Cuma akşamı reggae ve rastafarian gibi müzik tarzına sahip grupların ritimlerini funk, ruh, R&B, caz, rock, Afrika müziği ve Batı Hint halkıyla birleştiren Cymande’yi, 20 Kasım Çarşamba akşamı Amerikalı müzisyen Joan As Police Woman’ı ve son olarak 21 Kasım Perşembe akşamı caz, elektronika, funk ve saykodelik ögeleri bir araya getiren The Comet is Coming’i ağırlayacak.