GÜNDEM
  • 02-09-2019

    Pozitif iş birliğiyle bu sene 29. kez gerçekleşecek Akbank Caz Festivali, 17 – 27 Ekim tarihleri arasında 36 ayrı mekânda 130’dan fazla yerli ve yabancı sanatçıyı ağırlayacak. Festival 11 gün boyunca; Ustalara Saygı, Avrupa’dan Caz, Cazda İngiliz Çıkartması, Civardakiler, Festivale Özel, Caz ve Ötesi, Caz Odada ve Caz Saati’nden oluşan sekiz ana temanın yanında; Liselerde Caz, Kampüste Caz ve Atölyeler ile toplam 11 kategoride caz severlere eşlik edecek.

    Festivalde bu yıl caz müziğinin önemli temsilcilerinden Art Ensemble of Chicago, Charles Lloyd Sky Trio feat., Gerald Clayton ve Marvin Sewell, The James Carter Organ Trio, Jakob Bro Trio, Louis Sclavis Quartet, Sarah McCoy, Alfa Mist, Bugge Wesseltoft & Erkan Oğur & Friends, Yonathan Avishai Trio, Mats Eilertsen Trio, KOKOROKO, Maisha, NES, Vaudou Game gibi farklı ülkelerden birçok sanatçının yanı sıra Türkiye’den Kerem Görsev Trio, Zuhal Olcay feat. Güvenç Dağüstün, İmer Demirer, Ali Perret, Aydın Esen ve Can Kozlu, Bora Uzer Group, Bebop Project, B’r Şeyler Eks’k, Standards & Selen Beytekin, Serhan Erkol Kerem Türkaydın gibi isimler de sahne alacak.

    ​Akbank Sanat, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Zorlu PSM, Babylon, Caddebostan Kültür Merkezi, Moda Sahnesi, Nardis Jazz Club, Summart Sanat Merkezi, The Badau, Bova, Tamirane Akasya, Avusturya Başkonsolosluğu, Soho House, Zuhal Concept, Sofa Hotel Autograph Collection ve Feriye’nin de içinde bulunduğu 36 ayrı mekân 29. Akbank Caz Festivali’ne ev sahipliği yapacak.

    0
    0
    2085
  • 02-09-2019

    Sertan Çağlar’ın ağaçların büyüme öyküsünü şiirsel bir dille anlattığı, Gökçe İrten’in resimlediği kitabı Küçük Bir Tohumdan Ormana, Kırmızı Kedi Çocuk tarafından yayımlandı.

    İçinde yer yer güneş açan, rüzgâr esen ve yağmur yağan öykü, doğanın eşsiz döngüsünü anlatırken sincaplara, arılara ve çocuklara da yuva oluyor. Kozalağın içinden düşen tohum, rüzgârın sırtında dağlar tepeler, nehirler ovalar aşıyor. Toprakla buluştuğunda da yepyeni bir yolculuk başlıyor. Yağmur yağıyor, güneş açıyor, haftalar hatta aylar geçiyor. Ve bir sabah, bahar uykusundan uyanan tohum, “Günaydın,” diyor.

    “Kozalak, büyüyüp güneşin altında olgunlaşınca,
    daha fazla dayanamadı sıcağa,
    başladı kabuklarını tek tek açmaya.
    İçindeki tohumlar birer birer yere düşerken,

    yakaladı rüzgâr tohumlardan birini, aldı sırtına.”

    0
    0
    2446
  • 02-09-2019

    PİLEVNELİ, eylülde Tobias Rehberger, Cleon Peterson, Erdoğan Zümrütoğlu ve Johan Creten’in eserlerinden oluşan dört yeni sergiye ev sahipliği yapacak.

    Tobias Rehberger'in "Bazen Hiç Olmadığından Daha İyi Olur" sergisi, 9 Eylül- 2 Kasım 2019 tarihleri arasında PİLEVNELİ Dolapdere'de yer alacak. Sergide, Rehberger'in Enfeksiyonlar, Portre Heykelleri, Yumurta Vazo Heykelleri, Ret adlı çalışmalarının yanı sıra sulu boyaları ve neon işleri bulunacak. Sergi süresince ve sonrasında galerinin teras katında yer alacak bu enstalasyon, yemek yenilebilecek, kahve içilebilecek, vakit geçirilebilecek bir sosyal platform görevi üstlenerek ziyaretçilerin deneyimine de katkıda bulunacak.

    Erdoğan Zümrütoğlu’nun son dönem işlerinden oluşan “Tuz Zamanı” sergisi, 10 Eylül – 27 Ekim tarihleri arasında PİLEVNELİ Mecidiyeköy’de olacak. Sergide sanatçının heykeltıraş bakış açsını belgeleyen kilden yapılmış özel bir enstalasyon da yer alacak.

    Los Angeles merkezli Cleon Peterson’ın son dönem işlerinden oluşan “Güneşin İçine Bak” adlı sergisi 10 Eylül – 27 Ekim tarihlerinde PİLEVNELİ Mecidiyeköy’de izleyiciyle buluşacak. Cleon Peterson'un büyük tabloları ve “mural”leri ilk bakışta geleneksel tarzda gözükse de sanatçının “humanoid” (insansı) yaratıklarının neredeyse aynı görünümdeki başka bir gruba dehşet veren bir acı çektirdiği katliam manzaraları korku, tiksinti, öfke, empati, acıma, endişe gibi duygulara dokunmayı amaçlıyor.

    Johan Creten'in "The Vivisector" isimli son sergisi, 10 Eylül- 27 Ekim 2019 tarihleri arasında PİLEVNELİ Mecidiyeköy'de yer alacak. Başlığını Patrick White’ın 1970 yılında yayımlanan ve yaratıcının ızdırabı, gerçeklik arayışı, varoluşun anlamı gibi evrensel düşünceleri inceleyen The Vivisector adlı kitabından alan sergide, çömlekten yapılmış, heybetli, insan benzeri gizemli üç baykuş heykel (The Nose, Fatigue, The Vivisector) seyirciyi karşılayacak.

    ​PİLEVNELİ Mecidiyeköy, 10 Eylül- 27 Ekim 2019 tarihleri arasında yine Tobias Rehberger'in izleyiciyi bir gölge oyununa davet eden çalışması Pişmanlık ve fayanslardan oluşan bir diğer enstalasyonuna ev sahipliği yapacak. Eski neon tüpler, lunapark, reklam ışıkları ve çelikten oluşan eser, ışık-gölge oyunu yaratacak. 

    0
    0
    2364
  • 02-09-2019

    Mauro Javier Cardenas’ın Ekvador’un ekonomik ve siyasal bunalımları içinde yolunu çizmeye çalışan bireylerin hayat hikâyelerine odaklanan romanı Devrim, Yeniden, Perihan Sevde Nacak’ın çevirisiyle, Timaş Yayınları tarafından yayımlandı.

    Devrim, Yeniden, Cardenas’ın ilk kitabı olmasına rağmen New Yorker, NY Times, Kirkus, LA Book Review, Millions, Publishers Weekly, Electric Literature, Guernica gibi pek çok saygın yayın organında yayımlanan kritiklerde Roberto Bolaño ve Julio Cortázar'ın yanında adı anılıyor. Kitap, Ekvador’un ekonomik ve siyasal çıkmazlarına çözüm bulmaya çalışan üç çocukluk arkadaşının takıntılı idealizminin hikâyesini anlatıyor.

    Ekvador’da Başkan’ın ofisinde çalışan Leopoldo, üniversite eğitimi için Amerika’ya gidip bir daha geri dönmeyen en yakın arkadaşı Antonio’yu ülkeye çağırıyor. Bu noktada üçüncü arkadaş, ülkeden hiç ayrılmamış, yıllarını radyo programıyla halkı uyanışa çağırmakla geçirmiş Rolando dahil oluyor.  Bir araya geliyorlar, konuşuyorlar, Başkan’a karşı rakip adaylık için kampanya yürütüyorlar... Peki ya sonuç? Ya gerçek mağdurlar?... Kendileriyle, geçmişleriyle, aileleriyle, çevreleriyle ve seçimleriyle hesaplaşan; zayıflıkları, çelişkileri ve ikiyüzlülükleriyle yüzleşen insanların hikâyesi bu.

    Fotoğrafın künyesi: Victoria Smith. Courtesy of Coffee House Press.

    0
    0
    2503
  • 01-09-2019

    Garanti BBVA güz konserleri yepyeni bir programla dünyanın farklı bölgelerinden müzisyenleri İstanbul’a getiriyor. Sonbahar sezonu boyunca gerçekleşecek konserlere Zorlu PSM, Salon IKSV, Babylon ve Nardis Jazz Club ev sahipliği yapıyor.

    Hollandalı Kovacs, 4 Eylül Çarşamba günü Zorlu PSM %100 Studio’da güz konserlerini açacak. Sanatçıyı 13 Eylül Cuma akşamı Zorlu PSM Turckcell Sahnesi’nde Peter Bence takip edecek. 11 yaşında ilk bestelerinin bulunduğu solo piyano albümünü yayımlayan Bence, dünyanın en hızlı piyanisti olarak Guinness Dünya Rekoru’nu elinde bulunduruyor. 27 Eylül Cuma akşamı ise Maarten Devoldere, Jinte Deprez ve Patricia Vanneste’nin kuruduğu Balthazar, Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde yer alacak.

    Liverpool çıkışlı grup She Drew The Gun, 4 Ekim Cuma akşamı Babylon’da sahne alırken; 7 Ekim Pazartesi ve 8 Ekim Salı günlerinde New Yorklu bariton saksafoncu Gary Smulyan ve ona eşlik eden caz saksafoncu Ralph Moore Nardis’te müzikseverlerle buluşacaklar. İzlandalı elektro-pop grubu Bloodgroup’tan ayrılıp solo kariyere geçiş yapan Janus Rasmussen, 26 Ekim Cumartesi akşamı Salon İKSV’de konser verecek.

    ​Rock eksenli yeni bir müzik ortaya koyan Lera Lynn, 12 Kasım Salı günü Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde müzikseverlerle buluşacak. Babylon; 15 Kasım Cuma akşamı reggae ve rastafarian gibi müzik tarzına sahip grupların ritimlerini funk, ruh, R&B, caz, rock, Afrika müziği ve Batı Hint halkıyla birleştiren Cymande’yi, 20 Kasım Çarşamba akşamı Amerikalı müzisyen Joan As Police Woman’ı ve son olarak 21 Kasım Perşembe akşamı caz, elektronika, funk ve saykodelik ögeleri bir araya getiren The Comet is Coming’i ağırlayacak.

    0
    0
    2635
  • 01-09-2019

    Merdiven Art Space, 16. İstanbul Bienali paralel etkinlikleri kapsamında Ahmet Öğüt’ün solo projesini ve hemen yanı başındaki #mebusan25 isimli bağımsız binada bir grup seçkisini izleyicilerle buluşturacak. Sergiler, 5 Eylül - 5 Ekim tarihleri arasında gezilebilecek.

    Ahmet Öğüt yapıtla aynı adı taşıyan “The Missing T” adlı sergisinde videodan fotoğrafa, çizimden basılı medyaya uzanan çok yönlü pratiğinden bir parçayı Merdiven Art Space için özel olarak kurgulayacak. Mekâna özgü bir enstalasyon niteliğindeki sergi, dünyaca ünlü bir tatil destinasyonunun zihinlerdeki parıltısını kazıyınca ortaya çıkan sosyo-politik olguları odağına taşıyacak.

    ​Merdiven Art Space imzalı bir pop-up projesi olarak kurgulanan “Winter is Coming”de ise sanatçılar iktidar, çöküş, kontrol bağımlılığı ve kaybı gibi kavramları irdeleyecek. Giderek güçleşen mekân temin ve kullanım zorluklarına alternatif bir bakışla metruk bir binanın dönüştürülmesi sonucu hayata geçirilen projede yer alan sanatçılar arasında Halil Altındere, Şener Yılmaz Aslan, Osman Bozkurt, Fulya Çetin, Mehmet Dere, Erdal Duman, Leyla Emadi, Fırat Engin, Didem Erbaş, Berat Işık, Ferhat Özgür ve Kerim Zapsu yer alıyor. 

    0
    0
    1540
  • 01-09-2019

    Yayımlandığı günden bugüne 40 dilde 55 ayrı edisyonu yayımlanan ve pek çok ödülün sahibi olan Tara Westover’ın sıra dışı hayat hikâyesini büyük yazarlara özgü bir iç görüyle anlattığı kitabı Talebe, Duygu Akın’ın çevirisiyle, Domingo Yayınevi tarafından yayımlandı.

    Tara Westover, hiddetli bir sadakatle bağlandığı ailesinin, eğitim sayesinde yaşadığı değişimin ve ayrılık kederinin hikâyesini bizzat kendi hayat hikâyesini anlatıyor.

    “Tara Westover'ın bir doğum belgesi olmadı. Okul kaydı yoktu çünkü hayatında hiçbir sınıfa ayak basmamıştı. Tıbbi dosyası yoktu çünkü babası tıp biliminden ziyade kıyamete inanıyordu.

    Çocukluğunda Mormon babasının bağnazlığa, erkek kardeşinin şiddete teslim oluşunu izledi. Ve on altı yaşına geldiğinde Tara kendi kendini eğitmeye karar verdi. Bilgiye duyduğu açlık onu Idaho'nun dağlarından çok uzaklara, okyanusların ötesine, bir kıtadan diğerine, Harvard'dan Cambridge'e taşıdı. Neden sonra aklına şu soru düştü: “Acaba fazla mı uzağa gittim?”, “Eve dönmenin hâlâ bir yolu var mı?””

    0
    0
    8409
  • 31-08-2019

    Kerem Ozan Bayraktar’ın kişisel sergisi “Kayalar ve Rüzgarlar, Mikroplar ve Kelimeler”, 5 Eylül – 20 Ekim tarihleri arasında SANATORIUM’da görülebilecek. Küratörlüğünü Kevser Güler’in üstlendiği sergi, sanatçının son dönem üzerinde çalıştığı “Büyük Oksidasyon Vakası” ile varyasyon ve çeşitliliğe dair sorulardan yola çıkıyor.

    Sergide, Bayraktar’ın “Büyük Oksidasyon Vakası”nı illüstrasyonlar, görseller, infografikler, metinler ve simgelerle incelediği baskı çalışması ile bir videosu; canlılık ve hareket ilişkisine baktığı bitki, hayvan ve nesne portreleri ve inorganik bir maddenin dönüşümünü irdeleyen nesne yerleştirmesi bulunuyor. Aynı zamanda sanatçının varyasyon ve çeşitlilik üzerine yapıtlarından minyatür ambulans çalışmaları ile gan çizim yöntemiyle ürettiği olası beden imajları sergileniyor. Sergi, yeryüzünde yaşamsal ilişkilerin dönüşüm ve zamansallığına bakarken, diğer yandan imgenin dönüşüm imkânlarına ve güncel dijital imge kavrayışına dair sorulara davet ediyor.

    ​Sergi ile beraber üretilecek kitap Bayraktar’ın resimleri, Kevser Güler, Gaye Çankaya Eksen ve Sergen Şehitoğlu’nun metinsel çalışmları ile Asuman Suman’ın bir şiirini de kapsıyor. Kitabın tasarımını Dilara Sezgin üstleniyor. 

    0
    0
    1550
  • 31-08-2019

    F. Scott Fitzgerald, yakın, ancak bir yandan da çok uzakta kalmış geçmişine yolculuk etiği öykülerinden oluşan kitabı Mazisi Olan Kadın,  Roza Hakmen’in çevirisiyle, Can Yayınları tarafından yayımlandı.

    Çocukluk yıllarının haşarılıklarını, arkadaşlara yaranma çabalarını, utançlarını, ilkgençliğin ilk aşklarını ve kurulan gelecek hayallerini Fitzgerald kendine özgü naif ve alaycı bakışıyla resmediyor. Bu öykülerde anlatılan, Basil Duke Lee kadar yazarın da çocukluğu. ikinci kısımdaki beş öyküyse, bu kez Josephine Perry isimli bir “yüksek sosyete” kızının renkli, eğlenceli ve sancılı gençlik maceralarını anlatıyor. Fitzgerald, Sevecendir Gece üzerinde çalışırken Saturday Evening Post dergisine yazdığı bu öyküleri daha sonra bir roman haline getirmeyi istemiş, ancak kısa ömrü sebebiyle bu hayalini gerçekleştirememişti. Çay partileri, geziler ve danslarla geçen bir hayatı, tatlıya bağlanan anlaşmazlıkları ve masum üzüntülerin anlatıldığı Mazisi Olan Kadın, sanatçının genç bir adam olarak nostaljik bir portresi.

    Bütün oğlanların büyümeyi saplantı haline getirmeleri çok eski bir gelenektir. Bunun sebebi, zaman zaman gençliğin kısıtlamaları karşısındaki sabırsızlıklarını kelimelere dökmeleri, buna karşılık, çocuk olmaktan son derece memnun oldukları uzun zamanların kelimelerde değil, eylemde ifade bulmasıdır. BasIl bazen azıcık daha büyük olmak istiyordu, ama çok da değil.

    0
    0
    1519
  • 30-08-2019

    Galerist 6 Eylül – 12 Ekim tarihleri arasında sanatçı Nilbar Güreş’in son dönem üretimlerine odaklanan “Mıknatıs ve Ay” başlıklı sergisini ağırlayacak. Küratörlüğünü Kevser Güler’in üstlendiği sergi sanatçının resim, kolaj, fotoğraf, heykel ve video yerleştirmelerinden oluşan bir seçkiden oluşacak.

    ​Sanatçı kumaş̧, tuz, metal, iplik gibi çeşitli malzemeler kullanarak yaptığı heykelleri, mekânsal müdahaleleri, sahnelenmiş̧ fotoğrafları, kolajları, video yerleştirmelerinde beden / coğrafya ile kurgu / fanteziye dair ögeleri cinsellik ve hazla ilişkisi içinde irdeliyor. Queer ve trans feminizmin politik ve imgesel imkânlarını üstlenen Güreş̧, gündelik pratikler ve çeşitli tahakküm sistemleri bağlamında bedenli bir öznelliğin izini sürüyor. 

    0
    0
    1303
DAHA FAZLA
Geldanlage