GÜNDEM
  • 18-03-2025

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Atatürk Kitaplığı, Çanakkale Savaşları’nın 110. yıl dönümünde, tarihin unutulmaya yüz tutmuş karelerini İstanbul Bülteni Dergisi’nin bu ayki sayısında yayımladı.

    Nadir Eserler arşivinden derlenen bu özel fotoğraflar, Çanakkale cephesinde yaşanan destansı mücadeleyi ve geçmişin izlerini bugüne taşıyor. Yıllar boyunca özenle korunan bu nadir koleksiyon, savaşın bilinmeyen yönlerine ışık tutarak cephede yaşanan zorlukları, siperlerdeki kahramanların ifadelerini ve cephe gerisindeki yaşamın detaylarını gözler önüne seriyor.

    ​Arşivlerden çıkarılan bu karelerde; savaş meydanlarında görev yapan askerlerin mücadele azmi, savaşın lojistik boyutunu yansıtan sahneler ve halkın cepheye verdiği destek yer alıyor. Her bir fotoğraf, Çanakkale Savaşları’nın yalnızca askeri bir zafer olmadığını, aynı zamanda Türk milletinin birlik ve beraberlik ruhunu ortaya koyan eşsiz bir destan olduğunu gözler önüne seriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bu tarihi fotoğrafları kamuoyuyla paylaşarak, Çanakkale’nin unutulmaz mücadelesini tarihe ilgi duyan herkes için daha görünür hâle getirdi. Atatürk Kitaplığı’nda sergilenen bu nadide koleksiyon, geçmişin izlerini takip etmek isteyen tarih meraklıları için eşsiz bir fırsat sunuyor.

    0
    0
    2659
  • 18-03-2025

    Alain Corbin’in cehaletin ve bilgi eksikliklerinin insanlık tarihinin gelişiminde üstlendiği rolü araştırdığı kitabı Terra Incognita - On Sekizinci ve On Dokuzuncu Yüzyılda Cehaletin Tarihi, Utku Özmakas’ın çevirisiyle Kolektif Kitap’tan çıktı.

    Fransa’nın yaşayan en önemli tarihçilerinden Corbin 18 ve 19. Yüzyıllarda volkanlardan kutup bölgelerine, okyanusların derinliklerinden stratosfere kadar, dünyanın çeşitli gizemlerini anlatırken, bu bölgeler hakkındaki her yeni keşfin ne büyük hatalar, önyargılar ve hayranlık uyandıran hislerle harmanlandığını ortaya koyuyor.

    “İnsanlık yüzyıllar boyunca üzerinde yaşadığı dünyayı anlamaya çalışırken, aslında onun hakkında ne kadar az şey bildiğini fark edebildi mi? Haritalarda “Terra Incognita” olarak işaretlenen keşfedilmemiş bölgeler, bilinmeyenin yarattığı korkuları nasıl şekillendirdi? Cehalet, insanların hayal gücünü nasıl besledi ve bilimsel keşiflere giden yolu nasıl açtı?”

    0
    0
    1607
  • 18-03-2025

    Oi Va Voi, yeni albümü The Water’s Edge ile 7 Mayıs’ta Ankara 6:45’te, 9 Mayıs’ta İstanbul Babylon’da ve 10 Mayıs’ta ise İzmir Soldout PSM’de müzikseverlerle buluşacak.

    Laughter Through Tears albümüyle büyük çıkış yakalayan Oi Va Voi, 20 yılı aşkın süredir müziğinde dans ritimleri ve rock’n’roll hissiyatını; grubun kültürel mirası ile Doğu Avrupa, Orta Doğu ve ötesinden esinlenen kozmopolit ritimlerini harmanlıyor. Geçtiğimiz günlerde Türkiye ve Suriye’deki depremlerden etkilenerek yazdıkları “Sad Dance”i yayımlayan Oi Va Voi, bu şarkının da içinde yer aldığı yeni albümleri The Water’s Edge’i 2 Mayıs’ta Gülbaba Records etiketiyle dinleyicileriyle buluşturacak. Grup albümden sonra üç konserlik minik bir Türkiye turnesine çıkacak.

    ​Oi Va Voi konserlerinin biletlerine Biletix ve Biletinial üzerinden ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    1745
  • 18-03-2025

    Ömür Tokgöz’ün “şeylerin geometrisi” başlıklı kişisel sergisi 26 Nisan’a kadar Maçka Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşuyor.

    “İnsan nesnelerin parçalarını zihninde birleştirerek bir bütün olarak algılar, Geshtalt Kuramı çerçevesinde kavramsallaştırabileceğimiz bu sergideki işlerle Ömür Tokgöz, doğa ve insan üretimi bir doğa algısını ele alıyor. Bir ağacı, dalları, yaprakları, meyveleri olarak tek tek kavradığımız ama onları bir ağaç bütününde anlamlandırdığımız gibi…

    Sanatçı, geometrinin insan zihninin bir ürünü olarak, doğanın kendiliğinden sahip olduğu matematik ile zıtlık veya uyumsuzluk gibi bir karşıtlığı mı var? veya parça bütün ilişkisinde, birimlerin toplamı nasıl farklılığa yol açar? gibi sorulara yanıt arıyor.

    Çok kırılgan, şeffaf porselen birimlerden kümeler, yığınlar, yüzeyler oluşturan sanatçı, belki yerkürenin oluşumundan insanın ortaya çıktığı 200.000 yıl öncesine kadar ki canlıların yaşam ve varoluşunu doğanın kendi matematiği olarak, uygarlık macerasını da doğadan kopuş veya uzaklaşma olarak nitelendiriyor olabilir.”

    0
    0
    2106
  • 18-03-2025

    Oylum Yılmaz’ın İngiliz kırlarından İstanbul’un Adalarına, Halikarnas Balıkçısı’nın Bodrum’undan Tolkien’ın Ortadünya’sına edebi bir yolculuğa çıkardığı Doğa Yürüyüşleri - Yazının Doğasına Dair Denemeler, Doğan Kitap’tan çıktı.

    Asuman Kafaoğlu-Büke, kitap hakında şunları söylüyor: “Bu kitaptaki denemelerde Oylum Yılmaz binlerce yıldır kaskatı sınırlarla belirlenmiş sosyal rollerinden sapma öneriyor okura. İyi denemelerin her zaman yaptığı şekilde, yeni düşüncelere açılıyor. Dâhiyane bir duruşla, sisteme karşı koyma planı sunuyor bize.”

    “Eğer bir gün yazmaya karar verir ve yolunuzu yağmur ormanlarının derinliklerine düşürürseniz, tüm o belirsizlikler ve çeşitlilikler cangılının içinde karşınıza çıkacak mantarı yemekle kurtulacağınızı sanmamanızı isterim. Ölüm bir canavardır çünkü, hikâyesinin anlatılmasını isteyen bir canavar.”

    0
    0
    1563
  • 17-03-2025

    Kanadalı alternatif rock grubu Mother Mother, Nostalgia albümünün EU/UK turnesi kapsamında BKM Organizasyonu ile 22 Temmuz’da Maximum Uniq Açıkhava’da konser verecek.

    Ryan Guldemond (vokal, gitar), Molly Guldemond (vokal, synth), Jasmin Parkin (vokal, klavye), Ali Siadat (davul) ve Mike Young’dan (bas) oluşan Mother Mother, enerjisi ve kendine özgü dizeleriyle dünya çapında geniş bir hayran kitlesine sahip. Bu yıl birlikteliklerinin 20. yılını kutlayacak olan grup, 6 Haziran’da yayımlamaya hazırlandığı 10. stüdyo albümü Nostalgia’dan “Make Believe” adlı parçasını geçtiğimiz günlerde Parlophone/Warner Records etiketi ile yayımladı.

    Mother Mother, Avrupa turnesine Muse’dan hemen önce sahne alarak Stockholm’de vereceği büyük bir açık hava konseri ile başlatacak ve yaz boyunca yeni albümü Nostalgia’nın turnesi kapsamında birçok önemli festivalde sahne alacak.

    ​Mother Mother konserinin biletleri 18 Mart’ta sanatçı ön satışına, 20 Mart’ta Spotify ön satışına, 21 Mart’ta ise genel satışa açılacak.

    0
    0
    1477
  • 17-03-2025

    Mardin Bienali’nin Mayıs 2026’da gerçekleşecek 7. edisyonunun küratörü Çelenk Bafra oldu.

    Mardin Sinema Derneği’nin ev sahipliğinde, direktörlüğünü Döne Otyam ve Hakan Irmak’ın yaptığı Mardin Bienali’nin 7. edisyonunun küratörlüğünü, Türkiye ve Avrupa’daki müzeler ve sanat kurumlarıyla uzun yıllardır çalışan, İstanbul Modern’in artistik direktörü Çelenk Bafra üstlenecek. Bienalin Danışma Kurulu’nda ise Esra Aliçavuşoğlu, Fırat Arapoğlu, Mehmet Said Aydın, Evin Sevgi Baran ve Paolo Colombo yer alıyor.

    Küratöryel pratiğini üretim ve araştırma odaklı grup sergileri üzerine şekillendiren Çelenk Bafra, İstanbul Bienali direktörlüğü döneminde Türkiye’den sanatçıların Venedik Bienali, Atina, Havana, Lyon ve Sao Paulo Bienali gibi prestijli uluslararası etkinliklere katılımını yönetti. İKSV ve SAHA’daki görevleri süresince sanatçı ve küratörlere yönelik destek programları geliştirdi, SAHA Studio ve Paris Cité des Arts’daki Türkiye Atölyesi’ni kurdu ve yönetti. Fransa Kültür Bakanlığı tarafından davet edildiği Marsilya’daki Akdeniz ve Avrupa Medeniyetleri Müzesi MuCEM’in ve AICA Türkiye’nin yönetim kurullarında yer aldı.

    ​Çelenk Bafra’nın Mardin ile bağı, 2005 yılında İstanbul Bienali’nin küratör ve sanatçılarıyla gerçekleştirdiği araştırma ziyaretiyle başladı. Mardin Sinema Derneği iş birliğiyle hayata geçen Güneş Sineması projesi ve Mardin Bienali vesilesiyle bu bağ yıllar içinde güçlenerek devam etti. Bafra, uluslararası bienallerin yanı sıra Mardin Bienali’nin farklı edisyonları üzerine eleştiriler ve söyleşiler kaleme aldı; bu çalışmaları Apaçık Radyo’nun yanı sıra çeşitli kitap ve dergilerde yayımlandı.

    0
    0
    1669
  • 17-03-2025

    Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, Türk edebiyatının önde gelen yazarlarından Adalet Ağaoğlu’nun eserlerini yeniden yayımlamaya devam ediyor. Eleştirel bir basımla Fikrimin İnce Gülü kitabının yanı sıra Romantik Bir Viyana Yazı ve Üç Beş Kişi romanlarıyla Yüksek Gerilim, Düşme Korkusu ve Hadi Gidelim adlı öykü kitapları da titiz bir çalışmanın ardından okurla yeniden buluşturuldu.

    Yayınevi tarafından daha önce “Dar Zamanlar Serisi”nin yeniden baskısı yapılmıştı. Ağaoğlu’nun “yol romanı” denince akla ilk gelen eserlerden olan ve Sarı Mercedes adıyla sinemaya da uyarlanan Fikrimin İnce Gülü kitabı, yazarın Boğaziçi Üniversitesi’ne bıraktığı kişisel arşivini de içeren eleştirel bir basımla yayımlandı.

    ​Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi Yayın Kurulu Başkanı Prof. Dr. Berat Açıl, yazarın üniversiteyle olan bağının ve yazarın kendileri için taşıdığı önemin altını çizdi. Açıl, “Adalet Ağaoğlu, Boğaziçi Üniversitesi’ni her zaman çok sevdi ve bize hem kütüphanesini hem de kişisel arşivini bağışlayarak büyük bir miras bıraktı. Onun 28 kitaptan oluşan eserlerini yeniden basmak, bizim açımızdan hem bir vefa borcu hem de büyük bir gurur vesilesidir. Yazarın eserlerinin akademik bir yayınevinden yayımlanmasının sorumluluğunu taşıyoruz ve yayınevinin akademik donanımını da yansıtan nitelikli edisyonlar hazırlıyoruz. Bugüne kadarki tüm baskıları karşılaştırıp en iyi metinleri okura sunmak için titiz bir çalışma yürütüyoruz. Ağaoğlu’nun özel üslubunu ve yazım tercihlerini de koruyarak yazarın hassasiyetlerini gözetiyoruz,” dedi. 

    0
    0
    1480
  • 17-03-2025

    Ferzan Özpetek’in Aralık 2024’te İtalya’da vizyona giren Elmaslar (Diamanti) filmi 18 Nisan’da Türkiye’de vizyona girecek.

    İtalya’da 2.6 milyonu aşan seyircisiyle rekor kıran Elmaslar, 1970’li yılların Roma’sında prestijli bir terzi atölyesinde çalışan kadınların hayatlarını ve aralarındaki güçlü bağı anlatıyor. Film, birbirini dinleyen, bakışlarla anlaşan, el ele tutuşarak zorlukların üstesinden gelen kadınların kardeşlik, dostluk ve birliktelik duygusunu derinlemesine perdeye aktarıyor.

    Özpetek’in senaryosunu Carlotta Corradi ve Elisa Casseri ile birlikte yazdığı filmde; Stefano Accorsi, Luca Barbarossa, Sara Bosi, Loredana Cannata, Geppi Cucciari, Anna Ferzetti, Aurora Giovinazzo, Nicole Grimaudo, Milena Mancini, Vinicio Marchioni, Paola Minaccioni, Edoardo Purgatori, Carmine Recano, Elena Sofia Ricci, Lunetta Savino, Vanessa Scalera, Carla Signoris, Kasia Smutniak, Mara Venier, Giselda Volodi, Milena Vukotic rol alıyor.

    Elmaslar, İtalya’nın önemli sinema ödüllerinden CIAK D’ORO’da “Altın Ödül”e layık görüldü. Ayrıca, senaryosu ve yönetmenliğiyle “Altın SuperCiak” ödülünü kazanan film, başrol oyuncusu Luisa Ranieri’ye de “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü getirdi.

    ​Türkiye hakları DEPOfilm’e ait olan Elmaslar, 18 Nisan’da Türkiye’de vizyona girecek. 

    0
    0
    2050
  • 17-03-2025

    Simbart Projects, Melis Erdem’in “Yarım Porsiyon Aydınlık” başlıklı kişisel sergisi 10 Mayıs’a kadar sanatseverlerle buluşturuyor.

    Melis Erdem, bireysel deneyimlerle evrensel anlamların kesiştiği bir alan yaratarak, izleyici zamanın akışı, belleğin izleri ve kaybolan sesler üzerine düşünmeye teşvik ediyor. Zaman içinde çözülen ve yeniden inşa edilen formlar, yoklukla varlık arasındaki katmanlar bir dönüşüm sürecini vurguluyor. Yalnızca görünenin değil, görünmeyenin de sorgulandığı çalışmalar izleyiciyi varoluşsal ve tinsel bir deneyime sürüklüyor.

    İzleyiciler serginin katmanları arasında gezinirken, geçmişin izleri, anlık kayıplar ve geleceğin belirsizlikleri ile karşılaşıyorlar. Sergide, mekân ve beden arasındaki geçirgen sınırlar ile hafızanın ve zamanın dokulara işlediği görünmez izler iç içe geçiyor. Erdem’in eserleri, dijitalleşen dünyada belirsizleşen kimliklerin giderek daha da görünmez hâle gelmesini sorguluyor. Her şey değişim hâlindeyken kimlik çözülüyor, anlar göç ediyor ve geçmişin kalıntıları geleceğe taşınıyor.

    Boşluk ve madde, ağırlık ve hafiflik arasında süregelen bir gerilim, durağanlığın içinde gizlenen hareket, dönüşümün asla tamamlanmayan döngüsüne işaret ediyor. Katmanlar üst üste binerken boşluk kendini görünür kılıyor. Karanlık, içinde sakladığı ışıkla var olurken, aydınlık da tamamlanmamış bir eksiklik taşıyor. Fiziksel ve dijital dünyalar arasındaki sınırların bulanıklaştığı bu çağda, yerinden edilmiş sesler; geçmişin izlerini, anıların parçalarını ve geleceğin belli belirsiz ritimlerini, çeşitli synthesizer katmanları ve atmosferik ses kayıtlarıyla yeniden bir araya getiriyor. Zamansız mekânlarda kaybolan ve yeniden beliren seslerin ve imgelerin arasında gezinen izleyiciyi sürekli dönüşen bir akışın içine bırakıyor.

    ​Bu sergi, insanın zaman, kimlik ve mekân ekseninde sürdürdüğü varoluşsal mücadelenin bir anlatımı olarak izleyiciyle buluşuyor. “Yarım Porsiyon Aydınlık”, izleyiciyi bir sonuca ulaşmaya değil, ışığın ve karanlığın birlikte var olduğu bir dünyada kendini keşfetmeye çağırıyor.

    0
    0
    1754
DAHA FAZLA
Geldanlage