GÜNDEM
  • 16-10-2025

    Rachel Cusk’ın ailesiyle çıktığı üç aylık İtalya yolculuğunun anlatısı olan Son Akşam Yemeği – İtalya’da Bir Yaz, Roza Hakmen’in çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı.

    Son Akşam Yemeği, İtalya üstüne bir kitap olmanın ötesinde, sanatın tesellisi, hayatta anlam arayışı, yola koyulma ve kaçış arzusu üzerine bir kitap. Rönesans sanatçılarının minyatür biyografilerinden Hıristiyanlık üzerine gözlemlere, İtalyan mutfağının dünyada kazandığı popülerliğe dair düşüncelerden yeni bir dilin labirentlerinde düşe kalka yolunu bulma çabalarına, birçok yan yola saparak gerçekleştirilen bu seyahatin pusulası ise, Cusk’ın insanlar ve mekânlar üstünde gezinen keskin bakışı ve manzarayı ölümsüzleştiren dilidir

    0
    0
    701
  • 16-10-2025

    Édouard Louis’nin aynı adlı romanından uyarlanan Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri, ilk gösterimini İKSV tarafından düzenlenen 29. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında Moda Sahnesi’nde yapacak.

    Fransız edebiyatının dikkat çeken isimlerinden Édouard Louis’nin Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri romanı Moda Sahnesi tarafından sahneye taşınıyor. Kemal Aydoğan’ın yönettiği, Onur Ünsal’ın oynadığı Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri, 25 Ekim 20.30 ve 26 Ekim 15.00 - 19.00 gösterimlerinde festival izleyicisiyle buluşacak. Oyun, 29-30-31 Ekim 20.30, 1 Kasım 16.00 - 20.30 ve 2 Kasım 16.00 tarihlerinde de Moda Sahnesi’nde oynayacak.

    Édouard Louis’nin Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri, yazarın annesinin hikâyesinden yola çıkarak sınıf, toplumsal cinsiyet, şiddet ve özgürleşme temalarını cesurca sorguluyor. Louis’nin annesinin gençlik yıllarına ait bir fotoğraftan hareketle kaleme aldığı anlatı, bir kadının ev içi kölelikten bireysel özgürlüğe uzanan dönüşümünü gözler önüne seriyor. İki evlilik ve beş çocukla geçen zorlu yıllar, şiddet, görünmeyen ev içi emeği ve yoksulluk içinde sıkışıp kalan bir kadının yıllar içinde ördüğü değişimin izini süren Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri’ni Edouard Louis “Bu hikâyenin, onun hikâyesinin sığınabileceği ev olmasını dilerim” sözleriyle anlatıyor.

    Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri oyununun biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    Yaratıcı Ekip:
    Yazan: Édouard Louis
    Çeviri: Ayberk Erkay
    Yönetmen: Kemal Aydoğan
    Oynayan: Onur Ünsal
    Dekor Tasarımı: Bengi Günay
    Kostüm Tasarımı: pcgf
    Işık Tasarımı: İfran Varlı
    Visual Art: Ecem Dilan Köse
    Vokal Koçu: Damla Pehlevan
    Afiş Tasarımı: İlknur Alparslan
    Oyun Fotoğrafları: Orçun Kaya
    Dekor Realizasyon: Osman Damla
    Asistanlar: Mesut Karakulak, Sevda Yeliz Nar
    Visual Art Asistanı: Barış Yılmaz
    ​Sponsor: pcfg

    0
    0
    791
  • 16-10-2025

    M. Rifat Kino’nun tasarımını üstlendiği, Murat Germen’in “Catharsis” başlıklı kişisel sergisi 16 Kasım’a kadar Belm’art Space’te sanatseverlerle buluşturuyor.

    “...Bu sergide, şu cümleler dışında bir metin yok. Sanatçının çalışırken aldığı hazzın minimal bir görsellik üzerinden izleyiciye sirayet etmesi arzulanıyor...”

    “Arınma / Catharsis” başlıklı sergiyi 16 Kasım’a kadar pazartesi hariç her gün 12.00-19.00 saatleri arasında Belm’art Space’te ziyaret edebilirsiniz.

    ​Künye: Murat Germen, Arınma Catharsis Serisi, C-Print on Pearl Paper UV Print on Acrylic, 40 x 40 cm, 2025 

    0
    0
    772
  • 16-10-2025

    Ulrica Norberg ve Carina Nunstedt’in kedilerin yaşam gücünü ve sihirli becerilerini hayatımıza katmanın yollarını gösterdikleri Cat Power - Kedilerin Şifalı Gücü adlı kitap, Jenny Svenberg Bunnel’in illüstrasyonları ve Oğuz Tecimen’in çevirisiyle Koridor Yayıncılık’tan çıktı.

    Kediler insanlık tarihinde öteden beri önemli roller oynamıştır. Pek çok kültürde kutsal varlıklar olarak kabul edilmişler; yol gösterici, koruyucu ve şans sembolü sayılmışlar; sanatçılara, yazarlara ve yoldaşlık arayışındaki insanlara sadık dostlar olmuşlardır. Kedilerin beden ve ruh sağlığına iyi gelen özellikleri de uzun zamandan beri bilinse de bu konuda bilimsel çalışmalar yeni yeni artmaktadır.

    ​Kedilerin şifalı özelliklerine dair giderek artan araştırmalardan yola çıkan İsveçli yazarlar dünyanın önde gelen kedi uzmanlarıyla ve tutkulu kedi severlerle röportajlarını kendi tecrübeleriyle, tarihten ve günümüzden pek çok hikâye ve tanıklıkla birleştiriyor.

    0
    0
    803
  • 15-10-2025

    Türk çağdaş sanatının öncü ve vizyoner isimlerinden Haluk Akakçe’nin Akaretler Sıraevler 33 numaradaki atölyesi, vefatının ikinci yıldönümünde yeniden sanatseverlerle buluşuyor.

    SM Sanat’ın katkılarıyla düzenlenen bu özel alan, Haluk Akakçe’nin yalnızca çalışma mekânı değil; onun hayal gücüne, üretim enerjisine ve dünyaya bakışına açılan bir kapı niteliği taşıyor. Burada görülen her eşya, her renk, her fırça darbesi sanatçının yaşamla kurduğu şiirsel ilişkinin izlerini taşıyor.

    Sanatçının 2019-2023 yılları arasında özenle tasarladığı mekân, eserleri, kişisel eşyaları, kostümleri, eskizleri ve tablolarıyla bireysel dünyasına benzersiz bir tanıklık sunuyor. Atölyenin bir başka özelliği ise yalnızca içindeki eserlerle değil, kendisiyle de bir sanat yapıtı olması. Haluk Akakçe, merdivenlerden kapılara, zeminden duvarlara kadar atölyenin tüm yüzeylerini yeniden boyayarak burayı yaşayan bir enstalasyona dönüştürdü. Ziyaretçiler, bu nedenle yalnızca sanatçının işlerini görmekle kalmıyor; aynı zamanda onun tasarladığı bir sanat eserinin içinde dolaşıyor. Bu mekân, sanatçının eserleriyle birlikte hayallerini de canlı tutan bir alan olarak konumlanıyor.

    SM Sanat Yönetim Kurulu Başkanı Şengül Oğuz, projeyi şöyle anlatıyor: “Haluk, çağdaş sanatın dünyada tanınan en önemli isimlerinden biriydi. Onun yaşamına ve üretim sürecine tanıklık eden bu mekânı sanatseverlerle yeniden buluşturmak bizim için çok kıymetli. SM Sanat olarak, onun sanat mirasının geleceğe taşınmasına katkı sunmaktan gurur duyuyoruz.”

    “Haluk Akakçe (1970-2023), çağdaş sanatın en yenilikçi ve vizyoner isimlerinden biriydi. Ankara’da doğan sanatçı, Bilkent Üniversitesi’nde iç mimarlık eğitiminin ardından Londra’daki Royal College of Art ve Chicago’daki The School of the Art Institute of Chicago’da yüksek lisans yaptı. Sanat yaşamı boyunca video, animasyon, enstalasyon ve dijital medya aracılığıyla insan, teknoloji ve toplum arasındaki ilişkiyi kendine özgü şiirsel bir dille işledi. Bu üretim anlayışıyla yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası ölçekte de çağdaş sanatın dijital dönüşümüne yön veren öncülerden biri olarak kabul edildi.

    2006’da Las Vegas’ta dünyanın en büyük LED ekranında gerçekleştirdiği Sky is the Limit projesi, yalnızca kentin siluetine yeni bir boyut katmakla kalmadı, aynı zamanda bir Türk sanatçının ilk kez bu ölçekte bir küresel projede yer alması açısından da tarihi bir dönüm noktası oldu. Akakçe’nin eserleri; New York’taki Whitney Museum of American Art ve New Museum, Londra’daki Tate Britain, Graz’daki Kunsthaus Graz ve İstanbul Modern gibi dünyanın önde gelen sanat kurumlarında sergilendi. Onun yapıtları, her daim zamansız, şiirsel ve düşündürücü bir bakış açısını yansıttı. 2023’teki zamansız kaybı, çağdaş sanat için büyük bir boşluk yarattı. Ancak ardında bıraktığı sanat mirası, bugün hâlâ yeni nesil sanatçılara ilham veren güçlü bir ışık olmaya devam ediyor.”

    0
    0
    898
  • 15-10-2025

    Kemal Varol’un edebi coğrafyasını Paris-Arkanya hattına taşıdığı, insanlığın eksik şarkısını yeniden hatırlattığı yeni romanı Onu Sevdiğim Zamanlar, Doğan Kitap’tan çıktı.

    Varol, iç içe geçen iki hikâyeyle ilerleyen bu romanında insanları ayıran değil, ortaklaştıran yaraları; suskunluğu sınırsızlığa dönüştüren büyülü bir aşkı anlatıyor. Arkanya ile Paris arasında mekik dokuyan Onu Sevdiğim Zamanlar, aşka, barışa, yersiz yurtsuzluğa ve hatırlamanın acısına dokunaklı bir ağıt. 

    “Bazı aşklar unutarak değil, hatırlayarak biterdi belki de.
    Zamanın bir tavuğun gagasında aktığı Arkanya, “yazmasaydım büyüyemezdim” diyen çocuklar, bir annenin kucağında hazla ve ölümle geçen çağlar, gırnatanın ezgisiyle durulan halaylar, fısıltıyla söylenen şarkılar, geceyi delip geçen kurşunlar, duvara asılı ölü fotoğrafları, havaya savrulan beyaz tülbentler ve kuruyan bir çiçeğin sessizliği...”

    0
    0
    950
  • 15-10-2025

    Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, Arjantin’in büyüleyici müzik geleneğini İstanbul’a taşıyan özel bir konseri müzikseverlerle buluşturmaya hazırlanıyor. Arjantin müziğini özgün performanslarıyla dünyanın dört yanında sahneleyen Río Sur, 18 Ekim Cumartesi saat 19.30’da Pera Müzesi’nde konser verecek.

    Arjantin İstanbul Başkonsolosluğu iş birliğiyle ve İstanbul Cervantes Enstitüsü’nün katkılarıyla gerçekleşecek konserde, vokal ve bandoneonda Gisela Stival, gitar ve vokalde ise Andrés Guzmán, tangonun tutkusunu, halk müziğinin köklü melodilerini ve litoral bölgesine özgü ezgileri harmanlayan repertuvarıyla dinleyicileri Güney Amerika’nın renkli ses manzaralarına davet edecek.

    Osmanlı diplomasi tarihini resim sanatı aracılığıyla anlatan “Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar” sergisinin bulunduğu katta gerçekleşecek konser, müzenin tarihî atmosferini Arjantin’in çok katmanlı müzik kültürüyle buluşturacak. Bandoneonun karakteristik sesiyle gitarın sıcak tınılarının iç içe geçeceği bu özel akşam, farklı kültürlerin diyalog içinde buluştuğu bir müzikal deneyime dönüşecek.

    Rosario’da doğan Río Sur, müziğinde Arjantin’in kuzeydoğusuna özgü litoral ezgileri, halk müziğinin kökleri ve tangonun zarif dokusunu bir araya getiriyor. Latin Amerika’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Asya’ya uzanan turneleriyle dünyanın dört bir yanında sahne alan ikili, konserlerinde yalnızca müziği değil, Arjantin’in kültürel çeşitliliğini anlatan bir hikâye sunuyor.

    ​Río Sur konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    828
  • 15-10-2025

    T.C. Beyoğlu Belediyesi 6. Daire Sanat Galerisi, bağımsız küratör Burçe Saraçoğlu’nun hazırladığı “Beyhude Bir Tutku” başlıklı sergiye 16-31 Ekim tarihleri arasında ev sahipliği yapacak.

    “Beyhude Bir Tutku” sergisi, Albert Camus’un felsefi yaklaşımından ve Yunan Mitolojisi’nin karakterlerinden olan Sisifos’un hikâyesinden yola çıkarak insanın yaşamın anlamsızlığına karşı direnme gücünü sorguluyor. Sergide; Attilla Dur, Beyza Boynudelik, Damla Yalçın, Dilara Pak, Lale Yılmaz, Muaz Özden, Özge Kahraman, Sena Ulusu, Yusuf Can Sadık ve Yunus Çermik’in eserleri yer alıyor.

    “Sisifos, tanrıları kandırdığı için Zeus tarafından sonsuza kadar büyük bir kayayı dağın zirvesine yuvarlamaya mahkûm edilmiştir. Kaya her defasında aşağı yuvarlanır; Sisifos yeniden başlamaya zorlanır. Sonsuz döngüdeki bu çaba, onun için bir işkence değil aynı zamanda özgürlüğünün ve başkaldırısının ifadesi olur. Albert Camus, Sisifos’un bu umutsuz görünen mücadelesini, insanın anlam arayışı ve yaşamın baskılarına rağmen direnişiyle özdeşleştirir.”

    “Beyhude Bir Tutku” sergisi, Sisifos’un kaderinden ilhamla insanın kendi yaşamını sorgulamasına ve özgür seçimlerle hayatına yön vermesine alan açıyor. Sergide yer alan eserler, ziyaretçileri şu temel sorularla yüzleştiriyor: “Yaşamın bir amacı var mı? Hep bizden bekleneni mi yapmalıyız? Kimiz ve ne istiyoruz?” Camus’nun felsefesine uzanan bir düşünsel zemin üzerine kurulan sergi, insanın özgürlüğünü, direnme gücünü ve seçimleriyle yaşamına anlam katma çabasını görünür kılıyor.

    Küratör Burçe Saraçoğlu, sergiye dair şunları söylüyor: “Sisifos’un kayayı her defasında yeniden yukarı taşıması, aslında insana dair en sahici hikâyedir. Yeniden başlamak, direnmek ve anlamı kendimiz yaratmak... Bu sergi de tam olarak bu soruların ve biz insanların direnme çabalarının peşinden gidiyor.”

    Künye:
    1. Yunus Çermik-45x65cm, tuval üzerine yağlıboya, 2025
    2. Özge Kahraman-underground series-2025-175x175cm
    3. Sena Ulusu,​ Boşlukta-80x100cm2025
    4. Dilara Pak, 20x30cm dijital fotoğraf

    0
    0
    964
  • 15-10-2025

    Pulitzer ödüllü yazar Charles Duhigg’in bilinçli iletişimin altın kurallarını okuyucuya sunarak, güçlü bağlar kurmanın yollarını gösterdiği Süperiletişimciler: Bağlantının Gizli Dili Nasıl Çözülür, Handan Balkara Çevikus’un çevirisiyle Boyner Yayınları’ndan çıktı.

    Alışkanlıkların Gücü ile dünya çapında ses getiren Duhigg bu kitabı ile gündelik diyaloglardan iş hayatındaki stratejik iletişime kadar uzanan örneklerle, iletişimin dönüştürücü gücünü ortaya koyuyor. Kitap, iletişimin yalnızca konuşmak değil; anlamak, hissetmek ve bağ kurmak olduğunu vurguluyor.

    ​Duhigg’e göre; her sohbet aslında üç ayrı düzeyde ilerliyor: “Pratik: Konunun özü nedir?”, “Duygusal: Taraflar ne hissediyor?”, “Sosyal: Bu konuşma kimliklerimizi nasıl yansıtıyor?” Bu katmanları fark edebilen kişiler, yani süper iletişimciler, hem kendilerini daha net ifade edebiliyor hem de karşılarındakini aynı açıklıkla dinleyebiliyor.

    0
    0
    782
  • 14-10-2025

    Özge Arslan’ın farklı coğrafyalardan gerçek hikâyelerle tarih boyunca kadınların maruz kaldığı suistimalleri sahneye taşıyan Nokta oyunu, 17, 18 ve 19 Ekim’de Baba Sahne’de tiyatroseverlerle buluşacak.

    Özge Arslan’ın gerçek hikâyelerden ilhamla yazıp yönettiği ve kadim hikâyelerin taşıyıcısı Karadenizli bilge Nokta Ana’ya hayat verdiği tek kişilik Nokta, Karadenizli bilge bir kadın olan Nokta Ana’nın anlatıcılığında ilerliyor. Baba Sahne’nin yeni prodüksiyonu Nokta, kimi zaman bedeni, kimi zaman sanatı istismar edilen; töreler, yasalar ve bazen de teknoloji tarafından suistimale uğrayan kadınların hikâyelerini anlatıyor. Arslan’ın aynı zamanda oyun müziklerinin tasarımını ve bestelerini yaptığı Nokta oyununun dramaturjisi Caner Güler’in; koreografisi Ferhat Güneş’in, dekor ve ışık tasarımı Kerem Çetinel’in; kostüm tasarımı ünlü modacı Özgür Masur’un, afiş tasarımı ise Murat Acar’ın imzasını taşıyor.

    ​17 Ekim Cuma ve 18 Ekim Cumartesi akşamları saat 20.30’da 19 Ekim Pazar günü ise 16.00’da Baba Sahne Savaş Dinçel Salonu’nda sahnelenecek Nokta oyununun biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    900
DAHA FAZLA
Geldanlage