GÜNDEM
  • 26-08-2025

    Yönetmenliğini Tolga Oskar’ın üstlendiği, Nilgün Marmara’nın 29 yıl süren yaşamını tanıklıklarla ele alan Nilgün adlı belgeselin afişi ve fragmanı paylaşıldı.

    Çekimleri İstanbul ve Bodrum’da yapılan belgeselde, birçok şair, Nilgün Marmara’ya dair anılarını ve görüşlerini paylaştı. Marmara’nın Cemal Süreya, İlhan Berk, Ece Ayhan, Edip Cansever gibi önemli şairlerle kurduğu yakınlığı ve bilinmeyen yönlerini mercek altına alan yapımda, Haydar Ergülen, Gülseli İnal, Akif Kurtuluş, Orhan Alkaya, Feryal Çeviköz, Cezmi Ersöz, Orhan Kahyaoğlu ve Beliz İnal’la yapılan röportajlara yer verildi. Belgeselde, Nilgün Marmara’nın şiirlerini, Tilbe Saran ve Nazan Kesal seslendirdi.

    Nilgün, bu yıl düzenlenen film festivallerinde yarışacak ve izleyiciyle buluşacak. Belgeselin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

    0
    0
    1242
  • 26-08-2025

    Dünyaca ünlü piyanist Maksim Mrvica, Segmenti dünya turnesi kapsamında 25 Ekim’de İstanbul Volkswagen Arena’da müzikseverlerle buluşacak.

    Tüm zamanların en büyük piyanistlerinden biri olarak kabul gören saniyede 16 nota çalabilen, dünyanın en hızlı parmaklarına sahip olmasıyla tanınan Maksim Mrvica; klasik ustalığı, teknik mükemmellik ve modern bir zarafetle harmanlayarak sinematik gösteri ile popüler kültür arasındaki sınırları aşan performanslarıyla dikkat çekiyor. Klasik ve çağdaş müziği harmanlayan Hırvat piyanist, Londra Hammersmith Apollo, New York United Palace Theatre, Sidney Opera Binası ve Pekin’deki Great Hall of the People’a kadar dünyanın en ikonik sahnelerinde kapalı gişe performanslar sergiledi.

    ​Konserde Chopin, Prokofiev ve Çaykovski’nin cesur bir karışımı olan sanatçının on ikinci stüdyo albümünü sergileyen eşsiz bir program dinleyicilerle buluşacak. Programda ayrıca ABBA ve Queen’in hit parçalarının yeniden yorumlanması Exodus, Game of Thrones ve Karayip Korsanları gibi ikonik filmlerin güçlü düzenlemelerinin yanı sıra geniş bir klasik baş yapıt repertuvarı ve sanatçının en yeni bestelerinden özel bir seçki yer alacak.

    0
    0
    656
  • 26-08-2025

    Sarkis’in “Edirnekâri Çerçeveli Beş İkona” başlıklı kişisel sergisi 3 Eylül-12 Ekim tarihleri arasında Dirimart Dolapdere’de sanatseverlerle buluşacak.

    Hafıza, zaman ve mekân üzerine uzun soluklu araştırmalarının devamı niteliğindeki bu sergide Sarkis, 18. ve 19.yüzyıllara tarihlenen Edirnekâri çerçeveleri, içine yerleştirdiği aynaların yüzeyine parmaklarıyla uyguladığı özel boyalarla müdahale ediyor, parmak izlerini boya aracı olarak kullandığı kendine özgü tekniğiyle yeniden yorumluyor. Sanatçı sergide, çerçevelerin içine yerleştirdiği aynaları yalnızca yansıtan değil, hafızayı da barındıran bir yüzey hâline geliyor. Bu yaklaşım, Sarkis’in 1989 yılında Maçka Sanat Galerisi’nde açtığı “Savaş Meleği” sergisine ve o dönemde suluboyayla gerçekleştirdiği ikonlara referans verirken; Floransa’daki Santa Croce Bazilikası’nda, 1966 yılında yaşanan sel felaketinin ardından Cimabue Haçı’na yapılan onarımdan ilham aldığı restoratif yöntemlerle buluşuyor.

    Sergi sürecinde, iki yüzyıllık geçmişin izlerini taşıyan ve boya yüzeyleri zamanla solmuş çerçevelerde kullanılan pigmentler, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Merkezi’nde analiz edildi ve Cadence Boya iş birliğiyle yeniden üretildi. Böylece, iki yüzyıllık çerçevelerin renkleri bugünün malzemeleriyle tazelenerek yeni bir yaşam kazandı. Edirnekâri çerçevelerdeki renklerin ilk uygulandıkları günkü canlılık ve tazeliğine yeniden ulaşılmasını da mümkün kıldı.

    ​Her biri 18. ve 19. yüzyıl Edirnesi’nin çok kültürlü yaşamına selam niteliğinde farklı kadın isimleriyle adlandırılan bu ikonalar, yalnızca mimari birer obje değil; zamanın tanıkları olarak sergide yer buluyor. Edirnekâri süslemeler, Osmanlı coğrafyasındaki kültürel yayılımın ve estetik hafızanın taşıyıcıları olarak geçmişin görsel dilini bugünün duyusal deneyimiyle buluşturuyor. “Edirnekâri Çerçeveli Beş İkona”, Sarkis’in ekibiyle birlikte parmak izlerini bırakarak bedenselleştirdiği; pigmentler, çerçeveler ve yansımalar aracılığıyla zamanın farklı katmanlarını üst üste getirdiği bir hafıza sahnesine dönüşüyor.

    Künye: IK.311, Afife, July 2025, İstanbul, 2025 Custom-made dye and fingerprints on the mirror in an 18th-19th-century Edirnekari frame 184 x 97 x 5 cm Details

    0
    0
    801
  • 26-08-2025

    A. S. Byatt’ın kaleme aldığı, Henri Matisse’in bizzat yer almadığı ama eserleriyle çok önceden şekillendirdiği üç öyküsünden oluşan kitabı Matisse Öyküleri, Ayşe Nihal Akbulut’un çevirisiyle Everest Yayınları’ndan çıktı.

    Byatt, bu öykülerde sanatla gündelik hayatın kesiştiği anları yakalıyor: Bir berber, dükkânının duvarındaki Matisse reprodüksiyonuna baktıkça eşiyle ilgili düşünceleri yeniden şekilleniyor. Matisse’in renk coşkusunun peşinden koşan bir ressam, aynı duygunun izlerini bir hizmetçide buluyor. Sanat tarihçisi bir öğrenci ile tez danışmanı arasındaki akademik diyalog, sözcüklerin yanında çizgilerle şekilleniyor. Byatt’ın, sanatın yalnızca estetik değil, kişisel bir mesele de olduğunu hatırlattığı Matisse Öyküleri, duvarlardaki resimlerle insanların iç dünyası arasında kurulan bağların kitabı.

    “Bir gece coşkuyla ona Matisse’i anlatmıştı, Luxe, calme et volupté’nin katıksız duyulara seslenen yönünün nasıl olmayacak bir biçimde eşyanın doğasını anlatan dinsel bir deneyim olabileceğine değinmişti. Yumuşaklık denemez buna, demişti Debbie’ye, erk bu, dingin erk.”

    0
    0
    881
  • 25-08-2025

    Post-punk’ın asi ruhunu, bossa nova’nın zarafetiyle buluşturan Nouvelle Vague, Nouvelle Vague sonrası yoluna solo devam eden Melanie Pain’in yanı sıra özgün tarzlarıyla dikkat çeken ikili Mind Enterprises, Pulse Festival kapsamında 27 Eylül’de müzikseverlerle buluşacak.


    Pulse organizasyonu ve +1’in katkılarıyla Ataşehir’de yer alan JJ Arena ve JJ Arena Garden’da gerçekleşecek konserlerle Pulse Festival müzikseverlere dopdolu bir program sunacak. Cover parçalara yeni bir soluk getiren Nouvelle Vague, yeni albümü ve solo şarkılarını ilk kez Türkiye’de seslendirecek Melanie Pain ve retro elektronik sound’ları modern dans müziğiyle başarıyla birleştiren Mind Enterprise Pulse Festival’da bir araya gelecek. 27 Eylül Cumartesi günü Ataşehir JJ Arena ve JJ Arena Garden’a yayılacak olan festivalde bossa nova, lounge, indie pop, funk, afro beat ve retro elektronik müzik tınıları bir arada olacak.

    0
    0
    788
  • 25-08-2025

    PİLEVNELİ, 11 Eylül-15 Kasım tarihleri arasında, Erdoğan Zümrütoğlu’nun “Meçhul Öğrenci Anıtı için Modüller” başlıklı yeni kişisel sergisini 18. İstanbul Bienali süresince Odakule Surp Yerrortutyun Ermeni Katolik Kilisesi’nde sanatseverlerle buluşturacak.

    Erdoğan Zümrütoğlu’nun 2018-2023 yılları boyunca ürettiği tuval işleri ve heykellerden oluşan “Meçhul Öğrenci Anıtı için Modüller” sergisi, Ece Ayhan’ın 1970 tarihli Meçhul Öğrenci Anıtı şiirine hem görsel bir yanıt hem de bir saygı duruşu niteliği taşıyor. Ece Ayhan bu şiiri, 1969 yılında İstanbul’da, dönemin siyasal kutuplaşması içinde öldürülen üniversite öğrencisi Battal Mehetoğlu’nun anısına kaleme aldı. Sergideki eserler, Ece Ayhan’ın şiirsel diliyle kurdukları düşünsel akrabalık üzerinden, doğrudan bir göndermeye başvurmadan ama onun şiirinde sezilen duygusal-politik yoğunlukla bir bağ kuruyor. Eserler, günümüz dünyasının politik krizleri, sosyopolitik çöküşleri ve insanlık onuruna yönelmiş sistematik tehditler karşısında hayatta kalma imkânını sorgulayan bir yüzleşmeye çağırıyor. Zümrütoğlu’nun işleri, izleyicinin kendi öfkesini, yasını, kaybını ya da çaresizliğini tanımasına alan açarken, insanlığa karşı işlenmiş suçları ve bastırılmış travmaları seyircinin yüzüne çarpan bir tür katarsis zemini sunuyor.

    Künye:
    1. Erdoğan Zümrütoğlu - Tehdit ve Mugalata II, Threat and Fallacy II, 2018, Tuval üzerine yağlı boya,  Oil on canvas, 300 x 225 cm
    2. Erdoğan Zümrütoğlu - İbrahim’in Hiç mi Suçu Yok I  Has Abraham No Single Fault I 2019 Tuval üzerine yağlı boya   Oil on canvas 450 x 330 cm
    ​3. Erdoğan Zümrütoğlu - İbrahim’in Hiç mi Suçu Yok  II   Has Abraham No Single Fault  II 2019 Tuval üzerine yağlı boya   Oil on canvas 450 x 330 cm

    0
    0
    686
  • 25-08-2025

    Paul Lynch’in fırtınalı bir havada Pasifik Okyanusu’nun ortasında mahsur kalan iki balıkçının verdiği yaşam mücadelesini epik bir anlatıya dönüştürdüğü romanı Denizin Ötesinde, Mert Doğruer’in çevirisiyle Delidolu Yayınları’ndan çıktı.

    Peygamberin Şarkısı romanıyla 2023 Booker Ödülü’nü alan Lynch gerçek bir olaydan esinle kaleme aldığı bu kitabında, insan ruhunun kırılganlığını şiirsel bir üslupla yansıtıyor. Denizin Ötesinde, kendileri ve eylemlerinin sonuçlarıyla baş başa kalmış iki adamın zihnine girerek suyun tuzuna sinmiş hafızalarını ve geçmişin hayaletlerini gün yüzüne çıkarıyor.

    Güney Amerikalı iki balıkçı olan Bolivar ve Hector, fırtınanın teknelerini harap etmesiyle çaresizce okyanusun bilinmezliklerine doğru sürüklenir. Sonsuz bir su kütlesi içinde, doğanın haşmetine karşı koymaya çalışan bu iki adam, yalnızca hayatta kalma mücadelesi vermez, aynı zamanda birbirleriyle ve kendi içsel çatışmalarıyla da yüzleşmek zorunda kalır.

    “Burası ne cennet ne cehennem. Bizim cezamız da bu. Sürülmüşüz biz.”

    0
    0
    641
  • 25-08-2025

    Efsanevi rock grubu Wishbone Ash, Epifoni organizasyonu ve %100 Müzik katkılarıyla 12 Eylül’de IF Performance Hall Beşiktaş’ta konser verecek.

    Melodik, enerjik hard rock ile progresif rock arasındaki ince bir alanda duran müzikleri ile rock müziğinde tüm zamanların en önemli toplulukları arasında görülen Wishbone Ash, dünya çapında büyük bir dinleyici kitlesine sahip.

    Bestelerinde ve canlı performanslarında ikili solo gitar kullanımı ile dikkat çeken Wishbone Ash, bugün artık bir kilometre taşı olmuş Metallica, Thin Lizzy, Judas Priest, Iron Maiden, Lynyrd Skynyrd, Dream Theater ve Opeth gibi toplulukların üzerinde derin bir etki bırakmayı başardı. Ekip, en iyi hitlerini çalacağı İstanbul konserinde sadık hayranlarına eşsiz bir rock müzik gecesi yaşatacak. 

    ​​12 Eylül’de IF Performance Hall Beşiktaş’ta gerçekleşecek Wishbone Ash konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    636
  • 25-08-2025

    EVİN ve Casa dell'Arte iş birliğiyle düzenlenen “Geriye Dönme” başlıklı sergi 28 Eylül’e kadar Casa dell’Arte Bodrum’da sanatseverlerle buluşuyor.

    Rahmi Aksungur, Setenay Alpsoy, Kader Genç, Hakan Gürsoytrak, Ilgaz Gürün, Temür Köran, Emin Turan, Devin Oktar Yalkın ve Mehmet Sinan Yücel’in eserlerinden oluşan “Geriye Dönme”, geçmişte kurulan sanatsal iş birliklerine, paylaşılan değerlere ve mekânın hafızasında yer etmiş dostluklara bir saygı duruşunda bulunuyor.

    EVİN, 2007 yılında otelinin açılış sergisini gerçekleştirdi; ardından 2016 yılında ikinci kez bu mekânda izleyiciyle buluştu. Casa dell’Arte’yi kuran Büyükkuşoğlu Ailesi ile EVİN’i kuran İyem Ailesi arasında yıllar önce sanat etrafında kurulan dostluk, bugün yeni kuşakların da katılımıyla geleceğe uzanan yenilikçi bir iş birliğine dönüşüyor. Bu ilişkinin üçüncü halkasını oluşturan “Geriye Dönme” sergisi, iki kurumun ortak hafızasından beslenerek, yeni kuşakların kurduğu bağlarla güçleniyor. EVİN’in temsil ettiği sanat-toplum ilişkisini güçlendirme odaklı yaklaşım, Casa dell’Arte’nin sanatla iç içe yaşam vizyonu ile yeniden birleşiyor. Bu sergi aynı zamanda, EVİN’in 2025-2026 sezonu boyunca kutlayacağı 30. yılına eşlik eden projeler dizisinin ilk adımı olma niteliğini taşıyor. Geçmişten bugüne uzanan bu yolculuk, yeni üretimlerle, kolektif hafızalarla ve anlamlı karşılaşmalarla büyümeye devam ediyor.

    “Geriye Dönme” başlığı, serginin kavramsal çerçevesine çift anlamlı bir katman kazandırıyor. Bir yandan geriye dönmek eylemiyle mekânsal ve duygusal bir hatırlamaya işaret ederken; diğer yandan zaman içinde geri dönüşün mümkün olmadığını, geçmişle ancak bugünün deneyim ve bakış açısıyla bağ kurabileceğimizi vurguluyor. Sergi, bu karşılaşmanın sunduğu çoğul anlamlar üzerinden, hatırlama ve dönüşün imkânlarını birlikte düşünmeye çağırıyor.

    ​“Geriye Dönme” sergisi kapsamında ayrıca, 2026 yılında EVİN ve Büyükkuşoğlu iş birliğinde yeniden şekillenecek olan Nuri İyem Resim Ödülü’nün başvuru süreci ve güncellenen koşulları da ilk kez kamuoyuna duyurulacak.

    Künye:
    1. Emı̇n Turan, Portre, Tuval Üzerı̇ne Yağlıboya, 50 X 50 cm, 2019
    2. Temür Köran, İsı̇msı̇z, Tuval Üzerı̇ne Yağlıboya, 50 X 35 cm, 2025
    3. Ilgaz Gürün, Kalıntılar 7_8, Tüyb, 50 X 35 cm, 2025
    4. Devı̇n Oktar Yalkın, Cape May, Pı̇gment Mürekkep Baskı, 78,2 X 52,8 cm, 2020

    0
    0
    906
  • 25-08-2025

    Steven Nadler ve Lawrence Shapiro’nun kötü düşüncenin panzehrinin felsefenin bilgeliği, iç görüleri ve pratik becerileri olduğunu savundukları çalışmaları İyi İnsanlar Kötü Düşününce – Felsefe Bizi Kendimizden Nasıl Korur?, Ali Karatay’ın çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı.

    İyi İnsanlar Kötü Düşününce, akıldışılığın ölümcül bir etkiyle patladığı bir dünyada, akla dönüş için bir rehber. Dünyanın dört bir yanında endişe verecek kadar çok sayıda yurttaş çılgınca, hatta tehlikeli fikirlere kapılıyor. Aşıların otizme neden olduğuna inanıyorlar. İklim değişikliğinin bilimsel bir aldatmaca olduğunu, COVID-19’un yayılmasından ise 5G’nin sorumlu olduğunu düşünüyorlar. Daha da kötüsü, kötü düşünceler kötü eylemlere yol açıyor; akıl almaz tartışmalara, saldırılara tanıklık ediyoruz. Nadler ve Shapiro bu salgın hâline gelen kötü düşünceler üzerine bir çalışma sunuyorlar.

    ​Bu kitap neden iyi insanlara kötü düşünmenin musallat olduğunu açıklıyor; hakikate dayanmayan bilgileri daha kolay tespit etmemize ve bunlardan kaçınmamıza; bir şeye inanmak ile onu bilmek arasında ayrım yapmamıza ve çok daha fazlasına yardımcı oluyorlar.

    0
    0
    782
DAHA FAZLA
Geldanlage