GÜNDEM
  • 17-06-2025

    Yaşayan en önemli feministlerden ve kültür yorumcularından Jacqueline Rose’un günümüz dünyasını daha iyi kavramak için Albert Camus, Sigmund Freud ve Simone Weil’in yapıtlarına başvurduğu denemelerinden oluşan kitabı Veba – Çağımızda Ölümü Yaşamak, Burcu Tümkaya’nın çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı.

    Kitapta yazar Batı’da, ölümü hayat düzenimizi ihlal eden, uzak tutulacak bir işgalci olarak düşünmenin başarısızlığa mahkûm savunmacı bir tavır olduğunu vurgulayarak “ölümü yaşamak”ta ısrar ediyor. Rose; ölüme yönelik radikal bir saygının daha eşit bir servet paylaşımıyla birlikte düşünülebileceğini öne sürerken, bu tezinden yola çıkarak Covid-19 pandemisi yahut Ukrayna’nın işgali gibi yakın dönemde meydana gelen felaketlerin yarattığı ruh durumlarını mercek altına alıyor.

    “Ölüm ve ölmek artık insan deneyiminin sınırları dışına itilemediğinde veya bilinç tarafından reddedilemediğinde ne olur? Ölüm çok yakına geldiğinde, dahası soluduğun havaya karışma ihtimali doğduğunda kişi ölümle hatta “ölümü nasıl yaşar”?”

    0
    0
    577
  • 17-06-2025

    Kadın Dans Tiyatrosu, KADIN adlı performans ile ISS Türkiye’nin ana sponsorluğunda ve Özel Açı Lisesi iş birliğiyle 22 Haziran Pazar günü Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) sahneye çıkacak.

    Üç bölümden oluşan KADIN performansı, Türkiye dâhil üç farklı ülkeden, üç kadının gerçek yaşam öyküsünü sahneye taşıyor. Şiddete karşı dayanışma, dansın evrensel diliyle sahnede vücut bulurken; izleyicilere hem duygusal hem de ilham verici bir deneyim sunuluyor. Gösteri, kadına yönelik şiddete karşı güçlü bir sanat diliyle farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Gösteriden elde edilecek tüm bilet gelirleri, ISS Türkiye aracılığıyla TOÇEV’in kız çocuklarının eğitimi için oluşturduğu fona aktarılacak.

    Yaşları 13 ve 18 arasında olan Özel Açı Lisesi dans öğrencilerinden oluşan Kadın Dans Tiyatrosu, etkileyici ışık ve ses tasarımıyla öne çıkan bu gösterisinde, kadına yönelik şiddet konusuna dikkat çekmeyi ve görsel sanatlar yoluyla geniş kitlelere ulaşmayı hedefliyor. Yönetmenliğini İlayda Özne Kankaynar’ın üstlendiği proje, toplumsal sorunlara sanat aracılığıyla çözüm odaklı bir yaklaşım sunuyor.

    Topluluk, bugüne dek sahneledikleri her gösteriden elde ettikleri gelirleri, şiddet mağduru kadınlara ve kız çocuklarının eğitimine destek sağlayan sivil toplum kuruluşlarına bağışladı. Daha önce TOÇEV, TEV, KEDV, Yardım Sevenler Derneği ve KASİDER gibi kurumlara katkı sağlayan Kadın Dans Tiyatrosu, bu kez gelirlerini Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı’na (TOÇEV) bağışlayacak.

    ​Kadın Dans Tiyatrosu’nun KADIN adlı dans performansının biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    641
  • 17-06-2025

    Anna Laudel İstanbul, “Kaldırımın Bittiği Nokta” ve “Anlaşıldığın Yerde” başlıklı iki karma sergiyi 31 Ağustos’a kadar Gümüşsuyu’ndaki galeri mekânında sanatseverlerle buluşturuyor.

    İzleyiciyi hem kentin ritmiyle hem de bireysel varoluşun dönüşümleriyle yüzleşmeye davet eden “Kaldırımın Bittiği Nokta” ve “Anlaşıldığın Yerde” başlıklı karma sergiler, 12 sanatçının farklı teknik ve yaklaşımlarla ürettiği eserleri bir araya getiriyor.

    “Kaldırımın Bittiği Nokta” başlıklı sergi, ziyaretçileri şehirle ve sokakla kurduğumuz bağı yeniden düşünmeye, gündelik hayatın telaşlı temposu içinde gözden kaçanları görmeye davet ediyor. Lennart Brede, Ramazan Can, Tuğçe Diri, Bilal Hakan Karakaya, Ardan Özmenoğlu, Daniele Sigalot, Cem Sonel ve Serpil Yeter’in eserlerini bir araya getiren seçki, kentin ritmine, yüzeyine ve hafızasına dokunan izleri sunarken, şehrin çeşitliliği kadar, bu çeşitlilikten ilham alan sanat üretimlerinin de farklı biçimlerini gözler önüne seriyor. Sergideki sanatçılar, sokağın ve şehrin farklı noktalarından ilham alarak, detaylarda saklı hikâyeleri çeşitli tekniklerle yeniden yorumluyor.

    “Anlaşıldığın Yerde” ise izleyiciyi çiçeklenme teması etrafında dönüşüm üzerine düşünmeye teşvik ediyor. Ramazan Can, Ertuğrul Güngör & Faruk Ertekin, Bilal Hakan Karakaya, Ekin Su Koç, Ardan Özmenoğlu, Özlem Yenigül ve Hanefi Yeter’in eserlerinin yer aldığı sergi; resim, heykel, seramik ve dijital medya gibi farklı ifade biçimlerine yayılan geniş bir sanatsal yelpazeyi izleyicilere sunuyor. İlhamını anonim bir söz olan “İnsan, anladığı ve anlaşıldığı insanda çiçek açar” ifadesinden alan sergi, ziyaretçilerine bu ideali hatırlatıyor. Sergideki her bir eser, insanın ve nesnelerin her alanda deneyimlediği değişimlerin, görünmeyen potansiyelin ve zamana yayılan bir dönüşümün izlerini taşıyor.

    Künye:
    1. Serpil Yeter Salı Pazarı Serisi/Series, 2000 Chromogenic print on Fujifilm Fujicolor Crystal Archive Paper 40.5h x 60.5w cm (unframed) 16 x 23 7/8 in 42.5 x 62.5 x 1.5 cm (framed) 16 3/4 x 24 5/8 x 5/8 in Edition of 3 plus 1 AP (SY040)
    2. Tuğçe Diri b. 1984 Artisanal Iteration Series, 'İstanbul', 2023 Oil on canvas 180h x 140w cm (unframed) 70 7/8 x 55 1/8 in 184h x 143w x 5d cm (framed) 72 1/2 x 56 1/4 x 2 in (TD162)
    3. Ardan Özmenoğlu b. 1979 Blow my mind, 2024 Diasec 150h x 225w cm 59 x 88 5/8 in (AÖ563)
    ​4. Hanefi Yeter b. 1947 Anlaşılmak, 2023 Acrylic paint on canvas 150h x 140w cm 59 x 55 1/8 in (HY314)

    0
    0
    1895
  • 17-06-2025

    Çağdaş Amerikan edebiyatının sevilen yazarlarından Sally J. Pla’nın her yaştan okura ilham verecek ödüllü romanı İçimdeki Okyanus, Banu Ünal’ın çevirisiyle Günışığı Kitaplığı’ndan çıktı.

    İçimdeki Okyanus; korkularının ve dalgaların karşısında cesaretle duran, yaşama ve sevdiklerine umutla tutunan farklı bir çocuğun etkileyici hikâyesini anlatıyor. Kırılgan duygular, sessizliğe sığınan ama sabırla kendi dalgasını bekleyen bir çocuğun dilinden okura ulaşıyor.

    “Maudie, yaz tatillerini çok sevdiği babasıyla geçiren, otizmli bir çocuktur. O yaz, Kaliforniya ormanlarını yutan büyük yangında, babasının dağ kulübesi de küle döner. Babasının büyüdüğü sahil kasabasına taşınmak ve karavanda yaşamak zorunda kalırlar. Lüks hayat düşkünü annesinin ve üvey babasının yanına dönmek istemeyen Maudie, yeni arkadaşlar edinir. Usta sporcu Etta sayesinde dalga sörfü öğrenmeye başlar. Kasaba festivalindeki yarışma için hazırlanırken, aklında sadece kışın da babasıyla kalmak vardır…”

    0
    0
    753
  • 16-06-2025

    Selin, ilk albümü Tek Kişilik Masa’nın lansman konserini 20 Haziran tarihinde KüçükÇiftlik Bahçe’de gerçekleştirecek.

    Pop, rock ve alternatif türleri harmanlayarak güçlü vokali ile birleştirdiği 12 şarkıdan oluşan albümü Selin ilk kez canlı olarak seslendirecek. Konsept albüm olan Tek Kişilik Masa’da Sertab Erener, Mabel Matiz, Dolu Kadehi Ters Tut ve Canozan düetleri de dikkat çekiyor.

    Albümün çerçevesini “İnsanın içindeki gücü keşfetmek için o masaya tek başına oturmayı öğrenmesinin hikâyesi” olarak çizen Selin, lansman gecesinde sürpriz konuklar, özel sahne tasarımı ve güçlü canlı performansı ile unutulmaz bir gece yaşatmayı hedefliyor.

    Tek Kişilik Masa’nın lansman konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    657
  • 16-06-2025

    Cineteca di Bologna organizasyonuyla bu sene otuz dokuzuncusu gerçekleşecek olan Il Cinema Ritrovato kapsamında Aysel, Bataklı Damın Kızı filmi sinemaseverlerle buluşacak.

    Sinema tarihinden klasikleşmiş ya da kıyıda kalmış filmleri restore hâlleriyle izleyicilere sunan Il Cinema Ritrovato, 21-29 Haziran tarihleri arasında, farklı coğrafya ve dönemlerden yaklaşık 500 filme ev sahipliği yapacak. Sinematek/Sinema Evi, festivalde Aysel, Bataklı Damın Kızı ile yer alıyor.

    Cumhuriyet’in ilk yönetmenlerinden Muhsin Ertuğrul’un yönetmenliğini yaptığı, 1935 yapımı filmin senaryosu, Nobel Edebiyat Ödülü kazanan ilk kadın yazar olma unvanına sahip İsveçli yazar Selma Lagerlöf’ün bir öyküsünden Nâzım Hikmet tarafından uyarlandı. Köy içindeki dinamikleri toplumsal cinsiyet ekseniyle de ele alan film, sinema tarihimizde “ilk köy filmi” olarak kabul ediliyor. Filmde, Türkiye’nin ilk kadın yönetmeni Cahide Sonku ile birlikte, Feriha Tevfik, Talât Artemel, Hâzım Körmükçü, Müfit Kiper gibi dönemin önemli isimleri rol alırken, filmin müzikleri ise Cemal Reşit Rey imzası taşıyor.

    Sinematek/Sinema Evi’nin Kurukahveci Mehmet Efendi desteğiyle hayata geçirdiği restorasyon projesinin Hakkâri’de Bir Mevsim’den sonra ikinci ayağı olan Aysel, Bataklı Damın Kızı, Mimar Sinan Üniversitesi Prof. Sami Şekeroğlu Sinema Televizyon Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde korunan 35mm kopyasından tarandı ve Atlas Post Production stüdyolarında dijital restorasyonu gerçekleştirildi.

    Il Cinema Ritrovato gösterimi hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    743
  • 16-06-2025

    Thor Hanson’un yaşamın gailesi içinde biraz yavaşlayıp yanı başımızdaki canlıları görmeye, keşfetmeye ve koşullarını iyileştirmeye, böylece müşterek hayatımızı zenginleştirmeye davet ettiği kitabı Yanı Başımızdaki Doğa, Deniz Keskin’in çevirisiyle Metis Yayınları’ndan çıktı.

    Tür olarak insan doğayla hep iç içe yaşadı, fakat yakın geçmişte kentleşmenin iyice yaygınlaşması bu durumu değiştirdi. Kurduğumuz şehirler diğer hayvanların yaşam alanlarını büyük ölçüde tahrip ederek birçoğunu uzaklaştırdı ya da yok oluşa sürükledi ama buna rağmen, insan merkezli bakış açımızla çoğu zaman fark etmesek de çevremizde yaşayan sayısız canlı var.

    ​“Görmeyi, Keşfetmeyi, İyileştirmeyi Öğrenmek” alt başlıklı bu kitabında Hanson doğayla yeniden bağ kurmanın ve biyoçeşitliliğin korunmasına yardımcı olmanın etkili yöntemleri olarak “vatandaş bilimi” ve “arka bahçe biyolojisi” kavramlarını tanıtıyor ve bunları hemen her yerde uygulamaya koymanın mümkün olduğunu, dahası bu pratiklerle tanışmanın aslında bir keşif değil hatırlama eylemi olduğunu söylüyor. Dünyanın dört bir yanında sıradan insanların katılımıyla yürütülen yaratıcı projeleri hayata geçiren kişilerle görüşerek, biraz merak ve farkındalıkla hepimizin hem bilime hem de gezegenimizin sağlığına katkıda bulunabileceğimizi gösteriyor.

    0
    0
    689
  • 16-06-2025

    20 Ekim-22 Kasım tarihleri arasında tiyatroseverlerle buluşmaya hazırlanan 29. İstanbul Tiyatro Festivali programından ilk sürprizler açıklandı.

    İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding Enerji Grubu Şirketleri Aygaz, Entek, Opet ve Tüpraş sponsorluğunda gerçekleştirilecek 29. İstanbul Tiyatro Festivali, açılışını 20 Ekim’de Avrupa’nın gözde koreografı Marcos Morau’nun Hollanda’nın köklü dans topluluklarından Scapino Ballet Rotterdam ile iş birliğinden doğan Katedral, Arvo Pärt ile Bir Akşam gösterisi ile yapacak. 22-23 Ekim’de ise Fransız-Katalan topluluk Baro d’evel’in dansçıları, müzisyenleri, oyuncuları, akrobatları, seramikçileri ve clown’ları sahnede bir araya getiren Biz Kimiz? gösterisi izleyicilerle buluşacak. Mehmet Birkiye’nin küratörlüğünü üstlendiği festival programının tamamı eylül ayında açıklanacak.

    Avrupa’nın gözde koreografı, güncel dans sahnesinin en özgün üreticilerinden Marcos Morau, Katedral’de güçlü estetiği ve Arvo Pärt’in ruhani müzikleriyle sahnede bedenden bir katedral inşa ediyor. Sinema, fotoğraf sanatı, tiyatro ve modayı kullandığı göz alıcı koreografileriyle dansa yeni bir soluk getiren, kendine has tarzıyla büyük dans topluluklarına yeni bir ilham kaynağı olan Morau, İspanya’da Ulusal Dans Ödülü’nü alan en genç sanatçı unvanını taşıyor. Hollanda’nın köklü dans topluluklarından, bu yıl 80. yaşını kutlayan Scapino Ballet Rotterdam’ın on iki dansçısı, Morau’nun evrenini sahnede ustalıkla inşa ediyor. Koreografın, kendi topluluğu dışında çalıştığı ilk topluluk olan Scapino Ballet, Türkiye’ye ilk kez İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında gelecek. Scapino Ballet ve Marcos Morau imzalı “hipnotik ritüel” Katedral, Arvo Pärt’le Bir Akşam, 20-21 Ekim’de yüksek katkıda bulunan mekân sponsoru Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin desteği ve Hollanda Konsolosluğu’nun değerli iş birliğiyle izleyicilerle buluşacak.

    Fransız-Katalan topluluk Baro d’evel, bu sorunun peşine düşerek dansçıları, müzisyenleri, oyuncuları, akrobatları, seramikçileri ve clown’ları sahnede, ekolojik bir seremonide bir araya getiriyor. 2024’te Avignon Festivali’ndeki dünya prömiyerinde büyük beğeni toplayan Biz Kimiz?’de uyum ve kaos, umut ve umutsuzluk, rüya ve gerçeklik arasında gidip gelen sahneler baş döndürücü bir hızla birbirini takip ediyor. Gösteriyi sahneledikleri her mekâna yeni bir ev gibi yaklaşan topluluk, İstanbul’a özel sürprizlere de hazırlanıyor. Le Monde’un “umutsuzluk ve vazgeçiş karşısındaki direnişi sahneye taşıyor” sözleriyle tanımladığı gösteri, gruba ait olma, birey olma ve mekân üzerine sorular ortaya atacak bir üçlemenin ilk parçasını oluşturuyor. Biz Kimiz?, 22-23 Ekim’de, yüksek katkıda bulunan mekân sponsoru Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin desteği ve İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nin değerli iş birliğiyle izleyici karşısına çıkacak.

    ​Gösterilerin biletleri, avantajlı dönem fiyatlarıyla, 20 Haziran Cuma saat 10.30’dan itibaren Passo üzerinden satışa çıkacak. 29. İstanbul Tiyatro Festivali hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    Künye:
    1-4. Katedral, Arvo Pärt ile Bir Akşam
    4-8. Biz Kimiz?

    0
    0
    1030
  • 16-06-2025

    Arter; 15 sanatçının resim, heykel ve fotoğraf gibi farklı mecralarda ürettiği toplam 33 yapıtından oluşan “Basınç Altında Suyun Üstünde” başlıklı grup sergisini, Nilüfer Şaşmazer’in küratörlüğünde sanatseverlerin beğenesine sunuyor.

    “Basınç Altında Suyun Üstünde” sergisi, çevresel felaketler, uluslararası çatışmalar, göç ve ekonomik istikrarsızlığın hüküm sürdüğü günümüze dair belirsizliklerin ve sosyal adaletsizliklerin yarattığı kaygıları merkezine alan birbiriyle bağlantılı iki bölümden oluşuyor. Zorlu toplumsal koşulların ve üst üste binen krizlerin bireyler üzerindeki etkilerini irdeleyen sergi, sanatın olanaklarıyla bu bağlamda biçimlendirilmiş soru ve önerilere odaklanıyor. Sergide; Michaël Borremans, Ángela de la Cruz, Claire Fontaine, Shilpa Gupta, Fatoş İrwen, Nadia Kaabi-Linke, Alicja Kwade, Cinthia Marcelle, Tiago Mata Machado, Jean Meeran, MORIS, Ugo Schiavi, Hyun-Sook Song, Nasan Tur ve Mariana Vassileva’nın eserleir yer alıyor.

    Sergi, ayrı katlardaki iki galeriyi birleştiren ve birbirine düğümleyen bir kavramsal çerçeve sunuyor. Arter’in giriş kat galerisinde sergilenen yapıtlar, giderek derinleşen meselelerin üzerimizde yarattığı ve içinde bulunduğumuz dönemin düşünsel ve ruhsal iklimini tanımlayan yüksek “atmosferik basınca” odaklanıyor. Geçmişten bugüne uzanan sosyopolitik ve ekonomik sorunlar ile korkuyu bilinçli bir şekilde gündemde tutan söylemler karşısında duyduğumuz kaygıyı inceliyor. Yaşamın kırılganlığını ve güvencesizliğini vurgulayan her bir yapıt, izleyicilerin de ortaklık kurabileceği kimi duygusal, zihinsel ve bedensel hâllere dikkat çekiyor.

    Serginin ikinci bölümünü oluşturan ve -1. kat galerisinde yer alan eserler ise, bu endişe ve sıkışmışlık hissini nasıl dönüştürdüğümüzü, kriz durumlarıyla başa çıkmak için benimsediğimiz taktikleri ve tüm bu zorlayıcı koşullara rağmen nasıl “suyun üstünde” kaldığımızı ele alıyor. Çeşitli sanatsal dışavurumları bir araya getirerek kaygı ve korkunun boyunduruğundan kurtulma arayışına, yıkıcılığın yaratıcı potansiyellerini gerçekleştirme olasılığına odaklanıyor. Baskı, kapatılma ve kontrol mekanizmalarının süregelen etkilerine tanıklık eden bu eserler, aynı zamanda kendini koruma taktiklerini görsel formlara da tercüme ediyor. Şiirsel ve incelikli yöntemler öneren yapıtlar, fiziksel karşı koyuşu da içeren, potansiyelin açığa çıkarıldığı yaklaşımlarla birleşiyor.

    ​Fotoğraf: Kayhan Kaygusuz

    0
    0
    1040
  • 16-06-2025

    Şair Anne Michaels’ın İkinci Dünya Savaşı’yla alt üst olan yaşamlarını, birbirlerine sevgiyle tutunarak yeniden inşa etmeye çalışan insanların hikâyesini anlattığı, ilk romanı olan Bölük Pörçük Yaşamlar, Kemal Atakay’ın çevirisiyle Timaş Yayınları’ndan çıktı.

    Bölük Pörçük Yaşamlar, bugüne kadar on dokuz dile çevrildi; aralarında Orange Prize, Guardian Fiction Award ve Lannan Literary Award’un da bulunduğu sekiz ödüle layık görüldü. Parçalanan yaşamlar, kesişen yazgılar, geçmişin gölgesinde sonsuz acı ve yarının umudunda küçük mutlulukları barındıran bir roman Bölük Pörçük Yaşamlar.

    ​John Berger’ın kitap hakkındaki yorumu: “Bu olağanüstü güzel kitap, bir dünya… Mucize gibi yaratılmış. Umutsuzu iyileştiriyor, yitikle dans ediyor. Güvenin ve okuyun.”

    0
    0
    657
DAHA FAZLA
Geldanlage