Tatbikat Sahnesi’nin dikkat çeken oyunu Küvetteki Gelinler, 23 Şubat Pazar akşamı 20.30’da Alan Kadıköy’de tiyatroseverlerle buluşacak.
1800’lü yıllarda yaşanmış gerçek bir olaydan esinle Beth Graham, Charlie Tomlinson ve Daniela Vlaskalic tarafından kaleme alınan, Erdal Beşikçioğlu rejisiyle sahnelenen Küvetteki Gelinler’de Hazal Türesan, Selin Zafertepe ve Naz Göktan birlikte rol alıyor. Oyunun büyüleyici dekor tasarımı Barış Dinçel’in, koreografisi Evrim Akyay’ın, ışık tasarımı Yakup Çartık’ın, kostüm tasarımı ise Alisse Nuera’nın imzasını taşıyor. Kadın kimliği, toplumsal baskılar, bireysel özgürlük, yüzleşme gibi konuları çarpıcı bir dille ele alan oyun, hayaller ve gerçekler arasında sıkışmış kadınların iç dünyalarını ustalıkla gözler önüne seriyor.
İzleyicileri bir trajediye ve derin bir sorgulamaya davet eden Küvetteki Gelinler, üç kadının, aynı adam tarafından kandırılıp, dolandırılıp, yalnızlaştırılıp, sahte sözlerle sevilip ardından bulunmalarının bavulda, çöpte ya da küvette bitmesinin hikâyesini anlatıyor. Birbirine yabancı gibi görünen üç kadın, aynı çatı altında bir araya gelir ve geçmişin izleri su yüzüne çıkmaya başlar. Ancak, herkesin anlatacakları kadar sakladıkları da vardır.
23 Şubat Pazar akşamı saat 20.30’da Alan Kadıköy’de sahnelenecek Küvetteki Gelinler oyununun biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Pera Müzesi, “Osman Hamdi Bey: Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonu’ndan yapıtlarıyla yaşamı ve sanatı” sergisi kapsamında düzenlediği “Bir Osmanlı Aydını: Osman Hamdi Bey” başlıklı rehberli sergi turunu 20 Şubat Perşembe saat 17.30’da sanatseverlerle buluşturacak.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, Osman Hamdi Bey’in yaşamı ve sanatına dair daha derin bir anlayış kazanmak isteyenlere özel rehberli sergi turu düzenliyor. “Osman Hamdi Bey: Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonu’ndan yapıtlarıyla yaşamı ve sanatı” sergisi kapsamında düzenlenen rehberli tur, Tanzimat döneminin önde gelen sanatçılarından ve entelektüellerinden Osman Hamdi Bey’i yakından tanıma fırsatı sunuyor.
Ücretsiz olarak gerçekleştirilecek rehberli turda, Osman Hamdi Bey’in Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’nda yer alan beş önemli eseri, sanatçının hayat hikâyesi ve eserlerinin kültürel bağlamına dair detaylarla birlikte ele alınıyor. Rehberli tur kapsamında, Osman Hamdi Bey’in sanatı ile dönemin toplumsal ve tarihsel atmosferi arasındaki ilişki gözler önüne serilirken aynı zamanda eserlerin koleksiyon içerisindeki önemi ve yeri de vurgulanıyor.
20 Şubat Perşembe saat 17.30’da Pera Müzesi’nde gerçekleştirilecek “Bir Osmanlı Aydını: Osman Hamdi Bey” rehberli sergi turu hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Claudia Mills’in beklenmedik dostluklar ve kuşaklar arası hafızaya dair bir hikâye anlattığı kitabı Son Elma Ağacı, İrem Bilkin’in çevirisiyle İlksatır Çocuk’tan çıktı.
Mills, 10 yaş ve üzeri okurlarını şefkat dolu bir kitapla buluşturuyor. On iki yaşındaki Sone, annesi ve küçük kız kardeşiyle birlikte ülkenin bir ucundaki dedesinin yanına taşınır. Dedesinin bir zamanlar görkemli olan bir elma bahçesi yer bir olmuştur. Geriye bir tane yadigâr ağaç kalmıştır. Sone dedesiyle son elma ağacının gün geçtikçe yaşlandığını düşünmek istemez, tek isteği her şeyin yoluna girmesidir.
Zeke ise evde eğitim alarak geçirdiği yıllardan sonra yaşıtlarıyla arkadaşlık kurmakta zorlanmaktadır. Çevre aktivisti babasından ve onun koyduğu kurallardan da utanmaktadır. Sone ve Zeke sözlü tarih ödevi için Sone’nin dedesiyle röportaj yapmaya başlayınca unutulup geçmişe gömülen tüm hatırlar yeniden canlanır.
Morrissey, Piu Entertainment organizasyonuyla 12 Temmuz’da Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda müzikseverlerle buluşacak.
İngiliz müziğine katkıları sebebiyle Ivor Novello Ödülü’ne layık görülen Morrissey, müziği ve sahne performansıyla izleyenlere unutulmaz anlar yaşatmaya devam ediyor. Britanya popunun en etkili isimlerinden biri olan sanatçının, listelerde bir numaraya yükselen sayısız şarkısı dışında, çıkardığı 15 albüm İngiltere albüm listelerinde ilk 10’a girdi ve California Son ve Low in High School albümleri ABD albüm listelerinde de ilk 10’a yükseldi.
The Smiths’in solisti olarak yalnızca dört albümle müzik tarihine damga vurdu ve ardından başladığı solo kariyerinde ise son kırk yılın en saygın isimlerinden biri olmayı başardı. Morrissey; “This Charming Man”, “How Soon Is Now?”, “There Is A Light That Never Goes Out”, “Suedehead”, “Everyday Is Like Sunday”, “First of the Gang to Die” ve daha birçok efsaneleşmiş şarkılarıyla müzik tarihine adını altın harflerle yazdırdı.
12 Temmuz Cumartesi saat 21.00’de Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda gerçekleşecek Morrissey konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
İstanbul Modern, Ömer Uluç’un sanatsal yolculuğunu gözler önüne seren “Ufuk Çizgisinden Öteye” başlıklı sergiyi 21 Mart’ta sanatseverlerle buluşturacak.
Artaş Holding sponsorluğunda düzenlenecek “Ufuk Çizgisinden Öteye” başlıklı sergi, Ömer Uluç’un Türkiye’deki en geniş seçkilerinden birini izleyicilere sunacak. Uluç’un sanatsal pratiğinde erken dönem örneklerini barındıran 1960’lardan 2010’daki vefatına kadar olan süreçteki üretimlerini bir araya getirecek sergi, sanatçının çalışmalarında öne çıkan farklı ifade biçimlerini çeşitli temalar altında toplayacak. Kâğıt üzerine desen ve çizimden tuval üzerine akriliğe, kolajdan heykele birçok disiplini içerecek sergide, Uluç’un kauçuk, keçe, alüminyum, akrilik levha, PVC ve polyester gibi malzemelerle ürettiği 300’ün üzerinde çalışması yer alacak.
Küratörlüğünü Öykü Özsoy Sağnak ve Nilay Dursun, asistan küratörlüğünü ise Naz Uğurlu Benek’in üstlendiği “Ömer Uluç: Ufuk Çizgisinden Öteye” sergisi, sanatçının insanlık ve evren arasındaki karmaşık ilişkiye dair düşüncelerini irdeleyen yapıtları izleyicinin beğenisine sunacak.
“Ufuk Çizgisinden Öteye” başlıklı sergiyi 21 Mart’tan itibaren İstanbul Modern’de ziyaret edebilirsiniz.
Yukito Ayatsuji’nin Japon polisiyesinin imzası Honkaku türünün yeniden doğuşunda büyük rol oynayan eseri Ongen Ev Cinayetleri, Zeynep Ebru Okyar’ın çevirisiyle Domingo Yayınevi’nden çıktı.
Ongen Ev Cinayetleri; polisiye edebiyatın Altın Çağı’na, özellikle de Agatha Christie’nin On Kişiydiler’ine bir saygı duruşunda bulunuyor. Roman, macera için lanetli olduğu söylenen ıssız bir adaya gezi düzenleyen polisiye kulübünün yedi üyesinin kendilerini bir cinayet bilmecesinin içinde bulmasını konu alıyor.
“Bir üniversite polisiye kulübünün üyeleri, yıllık gezileri için bir haftalığına ıssız bir adada toplandıklarında, en sevdikleri polisiye romanlarına taş çıkaracak bir dünyaya adım attıklarını düşünürler. Ancak adanın geçmişindeki korkunç trajediyi anımsatan bir katil onları teker teker avlamaya başladığında, hayatta kalmak için tek sığınakları, çok sevdikleri dedektiflik hikâyeleri olacaktır. İpuçlarını bir araya getirmeye çalışırken, her yeni cinayet ve muhtemel kanıtlar yeni bir sır fısıldar. Katil aralarında mıdır? Yoksa adanın laneti mi geri dönmüştür?”
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi’nin “Hesaplar ve Tesadüfler” sergisi kapsamında düzenlediği Macaristan çıkışlı Metrum Ensemble Trio+ konseri, 21 Şubat Cuma saat 19.30’da gerçekleşecek.
Klasik ve çağdaş müziği yenilikçi bir anlayışla yorumlayan Metrum Ensemble Trio+, Türkiye’de ilk konserini vermeye hazırlanıyor. Geleneksel bestecilik tekniklerini doğaçlama ve yenilikçi anlatımlarla harmanlayan Metrum Ensemble, klasik, çağdaş ve deneysel müziği bir araya getirerek dinleyicilere benzersiz bir ses dünyası sunuyor. Müziğin hem sistematik hem de özgür unsurlar taşıdığı fikriyle hareket eden topluluk, bu anlayışı daha küçük ve esnek bir grup yapısına uyarlayarak sahneye taşıyor.
Pera Müzesi’nde, “Hesaplar ve Tesadüfler” sergisinin yer aldığı salonda, eserlerle iç içe gerçekleşecek konserde, sergide eserleri bulunan sanatçı Gizella Rákóczy’nin kızı, ünlü flütist Anna Rákóczy de topluluğa eşlik edecek. Sanatçı, performansıyla müziğin yapılandırılmış formu ile doğaçlama arasındaki dengeyi sergi bağlamında yeniden yorumlayacak. Metrum Ensemble Trio+, izleyicileri Rönesans’tan günümüze uzanan geniş bir repertuvarla bestecilik tarihinin farklı dönemleri arasında keşfe çıkaracak.
21 Şubat Cuma akşamı saat 19.30’da gerçekleşecek Metrum Ensemble Trio+ konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Dilşad Akçayöz’ün “Kusur-suz” başlıklı kişisel sergisi 18 Şubat-18 Mart tarihleri arasında Summart’ta sanatseverlerle buluşuyor.
Dilşad Akçayöz’ün pratiği, bedenin yalnızca fiziksel bir varlık değil, aynı zamanda kimlik, aidiyet ve dönüşüm alanı olduğu fikrine dayanıyor. Sanatçı, figüratif yaklaşımla bedenin katı ve akışkan hâlleri arasındaki gerilimi incelerken, bireyin normatif mükemmeliyet algısıyla kurduğu ilişkiyi sorguluyor. Kusursuzluk arayışının bireysel ve toplumsal dayatmalarla nasıl inşa edildiğini irdeleyen Akçayöz, heykel pratiğinde özellikle mermeri tercih ediyor. Mermerin sert ancak kırılgan yapısı, sanatçının ele aldığı dönüşüm ve kırılganlık kavramlarını somutlaştırıyor. Heykel üretimini meditatif bir süreç olarak ele alan sanatçı, sergiyle izleyiciyi hızla mekanikleşen algı sistemlerinden uzaklaşmaya ve bedenin doğasına dair özgürleştirici bir diyaloga davet ediyor.
Joanna Rzezak’ın yazdığı ve resimlediği, hayvanların nasıl birlikte yaşadıklarını örnekler ve çizimler eşliğinde anlattığı kitabı Birlikte, Filiz Karaküçük’ün çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı.
8 yaş ve üzeri okurlara hitap eden Birlikte dünyanın dört bir yanındaki hayvanların yaşamlarını ele alarak “Hayvanlar neden bir araya gelir ve nasıl birlikte yaşarlar?” sorusunu yanıtlıyor.
“Yırtıcı hayvanlardan kaçan ringa balığı sürülerinden hayatlarının aşkını arayan flamingo kolonilerine, göğü kaplayan sığırcık sürülerinden heybetli fil topluluklarına varıncaya dek pek çok hayvan türü birlikte yaşar…”
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, Talât Sait Halman anısına, nitelikli edebiyat çevirilerine armağan edilen Talât Sait Halman Çeviri Ödülü’nün 2024 yılı sahibi Kenzaburo Oe’nin Suda Ölüm (Can Yayınları) romanı çevirisiyle Ali Volkan Erdemir oldu.
Seçici Kurul, Ali Volkan Erdemir’e verilen ödülün gerekçesini şöyle açıkladı: “Ali Volkan Erdemir, çağdaş Japon edebiyatının en önemli yazarlarından, 1994 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Kenzaburo Oe’nin 2009 tarihli deneysel romanı Suda Ölüm’ü Türkçeye aktarırken, yıllardır sabır ve ustalıkla sürdürdüğü Japoncadan Türkçeye çeviri pratiğinden damıtılmış, nitelikli bir metne imza atmıştır. Tokyo’da ve Shikoku Adası’nın ormanlarında geçen bu büyüleyici romanda, Oe, babasının suda ölümünü izleyen Kogito Choko’nun adaya dönüş ve babasının gizemli ölümünü açıklayacağına inandığı belgeleri “kırmızı deri bir bavulda” arayış hikâyesini anlatır. Erdemir, görünürde düz ve basit bir anlatıma sahip olan, ancak ilerledikçe yankılar, üst üste binen konuşmalar, sahne performansları ve telefon konuşmalarıyla örülü bu çok katmanlı metnin sunduğu savaş sonrası Japonya panoramasını Türkçeye büyük bir yetkinlikle çevirmiştir. Bu yaratıcı roman, okura Japonya’nın tarihine ve metnin siyasi ve kültürel bağlamına dair iç görüler sunarken, okurun hem bir romanın yazım sürecine hem de kahramanın hatırlama ve hatırlarken yaratma mücadelesine tanıklık etmesini sağlar. Daha önce Haruki Murakami ve Yukio Mishima’dan yaptığı çevirilerle tanıdığımız Erdemir, teknik ve estetik açıdan övgüyü hak eden bir metne imza atmış, Kenzaburo Oe’nin 2023’te ölümünden önce yazdığı sondan ikinci kitabını Türkçeye büyük bir başarıyla çevirmiştir.”
Başkanlığını yazar Doğan Hızlan’ın üstlendiği Talât Sait Halman Çeviri Ödülü Seçici Kurulu; yazar, çevirmen ve eleştirmen Sevin Okyay; yazar ve çevirmen Ayşe Sarısayın; yazar ve çevirmen Yiğit Bener ile yazar ve çevirmen Kaya Genç’ten oluşuyor. 2015’te başlatılan Talât Sait Halman Çeviri Ödülü daha önce Siren İdemen, Ahmet Arpad, Fuat Sevimay, Ülker İnce, Gökhan Sarı (Jüri Özel Ödülü), Ebru Erbaş, Kamil Kayhan Yükseler, Erdem Kurtuldu, Süleyman Doğru, Zafer Ceylan ve Regaip Minareci’ye sunulmuştu.
Ali Volkan Erdemir’e ödülü, 19 Şubat’ta Salon İKSV’de yapılacak bir törenle takdim edilecek.