Esprili ve duygu yüklü çocuk kitaplarıyla tanınan ödüllü yazar Hacer Kılcıoğlu’nun zamanın durduğu bir çocukluğun hikâyesini anlattığı kitabı Leb Demeden Leblebi, Günışığı Kitaplığı’ndan çıktı.
Kılcıoğlu, bu kitabında yakın komşuluk ilişkilerinin yaşandığı, gazoz şişeleriyle, fotoğraf albümleriyle, bahçe oyunlarıyla ve haylazlıklarla dolu, teknolojiden uzak yılları hatırlatıyor. Toplumsal yaşamımızın kültürel değerleri üzerine gülümseterek düşündürüyor.
“Duru, gözünü açtığında kendini bahçeli, tek katlı evlerle çevrili, tanımadığı bir kasabada bulur. Karşısına daldan dala atlayarak soluksuz konuşan, cepleri leblebi dolu yaşıtı Jale çıkınca, mecburen onun peşine takılır. Laklak leyleklerin gölgesinde, kayıp horoz Pataros'un peşinde, buzcu dükkânından tren garına, pişi ziyafetinden postanede telefon bağlatmaya uzanan macerada bilmediği sözcükler ve kendi yaşamından çok farklı anılar toplamaya başlar. Duru, hiç tanımadığı bu eski kasabaya nasıl ve neden geldiğini çözebilecek midir?..”
Türkiye’nin metal festivali %100 Metal Sunar: Headbangers' Weekend, üç günlük geniş kadrosuyla 4, 5 ve 6 Temmuz tarihlerinde İstanbul Life Park’ta gerçekleşecek.
Geçmişinde de efsanevi kadrolara imza atmış olan festival 2025 yılında yoğun bir programla geri dönüyor. Bahçeköy’de yer alan İstanbul Life Park, 3 gün boyunca 2 sahnede 20’den fazla grup ve binlerce müzikseveri ağırlayacak. Festival, birbirinden ünlü grubun sahne performanslarıyla tam anlamıyla bir metal müzik deneyimi sunacak.
Program:
4 Temmuz: Manowar, Candlemass, …
5 Temmuz: Kreator, Machine Head, Dark Tranquillity, Soen, …
6 Temmuz: Opeth, Katatonia, Paradise Lost, Ensiferum, Leprous, Cemetery Skyline, …
%100 Metal Sunar: Headbangers' Weekend biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
“Bir Koleksiyoner Hikâyesi” sergisinin hazırlık sürecini ve küratöryel aşamalarını ele alan, Sıla Ünlü İntepe imzalı “Taviloğlu Koleksiyonu Sergi Kurulum Belgeseli” 22 Şubat Cumartesi günü saat 14.00’te Yapı Kredi bomontiada’da gösterilecek.
Taviloğlu Koleksiyonu serginin hazırlık sürecine dair derinlemesine bir bakış sunan belgesel gösteriminin ardından, Taviloğlu Koleksiyon yöneticisi Neslihan Muratbeyoğlu Aktürk, serginin eş küratörleri Derya Yücel ve Marcus Graf ile bir söyleşi gerçekleştirecek. Söyleşide, serginin fikir aşamasından uygulanmasına kadar geçen süreç sanatseverlerle paylaşılacak.
Yapı Kredi bomontiada, Taviloğlu Koleksiyonu’nun 52 yıllık serüvenini İstanbul’un yedi önemli kültür mekânında sanatseverlerle buluşturan “Bir Koleksiyoner Hikâyesi” sergisinin çekirdeğini oluşturan “Yarım Asırlık Serüven” başlıklı özel bir seçkiye ev sahipliği yapıyor. Taviloğlu’nun, koleksiyona kattığı ilk yapıtlardan 2000’li yıllardan itibaren çeşitlenen medyumların ilk örneklerine kadar koleksiyonun her döneminden eserlere yer verilen seçkide, koleksiyonun hikâyesi Mustafa Taviloğlu’nun anekdotlarıyla ziyaretçilere aktarılıyor.
Yapı Kredi bomontiada F Blok’ta 30 Mart’a kadar, pazartesi hariç her gün 10.00-19.00 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edilebilecek olan sergide, Taviloğlu’nun koleksiyona kattığı ilk yapıt olan Necdet Kalay’ın “Köy Evi”nden Komet’e, Mehmet Güleryüz’ün meşhur “Kırmızı Araba” isimli eserinden Türkiye sanat tarihine yön vermiş ustaların işlerine kadar birçok eser bir arada izleyiciye sunuluyor.
Kaan Müjdeci’nin senaryosunu Ercan Kesal ile birlikte kaleme aldığı, yapımcılığını Olena Yershova ve Kanat Doğramacı’nın üstlendiği yeni filmi Dreamgirl, 22. Berlinale Ortak Yapım Marketi’nde ARTEKino Uluslararası Ödülü’nü kazandı.
Berlin Uluslararası Film Festivali (Berlinale) kapsamında düzenlenen Berlinale Ortak Yapım Marketi (Berlinale Co-Production Market), dünya çapında yaratıcı projelerin yatırımcı ve yapımcılarla buluşmasını sağlayan en önemli sinema platformlarından biri. 27 ülkeden toplam 35 projenin yer aldığı etkinliğe Türkiye’den seçilen tek proje olan Dreamgirl’ün aldığı bu ödül Alman-Fransız kültür kanalı ARTE tarafından verildi.
Yönetmenliğini Müjdeci’nin üstleneceği Dreamgirl, toplum tarafından dışlanmış bir Roman kızıyla yaralı yarış atı Dreamgirl’ün yollarının kesişmesini ve bu karşılaşmanın her ikisinin kaderini nasıl değiştirdiğini konu alıyor. Masumiyetle vahşetin, dostlukla kıskançlığın, hayallerle gerçeklerin çarpışmasını merkezine alan film, şiddet ve umutsuzlukla dolu bir dünyada direnme ruhunu ve umudun kırılganlığını gözler önüne seriyor. Dreamgirl, hayatta kalma mücadelesinin odağında, umudun derinliklerine inen güçlü, gerçekçi ve şiirsel bir anlatım sunuyor. Çekimlerinin 2026 kışında başlaması planlanan Dreamgirl’ün yapımcılığını, Toronto, Tribeca, Berlinale gibi uluslararası festivallerde birçok ödül kazanan filmlerin yapımcıları Olena Yershova (TatoFilm) ve Kanat Doğramacı (Asteros Film) üstleniyor.
Tatbikat Sahnesi’nin dikkat çeken oyunu Küvetteki Gelinler, 23 Şubat Pazar akşamı 20.30’da Alan Kadıköy’de tiyatroseverlerle buluşacak.
1800’lü yıllarda yaşanmış gerçek bir olaydan esinle Beth Graham, Charlie Tomlinson ve Daniela Vlaskalic tarafından kaleme alınan, Erdal Beşikçioğlu rejisiyle sahnelenen Küvetteki Gelinler’de Hazal Türesan, Selin Zafertepe ve Naz Göktan birlikte rol alıyor. Oyunun büyüleyici dekor tasarımı Barış Dinçel’in, koreografisi Evrim Akyay’ın, ışık tasarımı Yakup Çartık’ın, kostüm tasarımı ise Alisse Nuera’nın imzasını taşıyor. Kadın kimliği, toplumsal baskılar, bireysel özgürlük, yüzleşme gibi konuları çarpıcı bir dille ele alan oyun, hayaller ve gerçekler arasında sıkışmış kadınların iç dünyalarını ustalıkla gözler önüne seriyor.
İzleyicileri bir trajediye ve derin bir sorgulamaya davet eden Küvetteki Gelinler, üç kadının, aynı adam tarafından kandırılıp, dolandırılıp, yalnızlaştırılıp, sahte sözlerle sevilip ardından bulunmalarının bavulda, çöpte ya da küvette bitmesinin hikâyesini anlatıyor. Birbirine yabancı gibi görünen üç kadın, aynı çatı altında bir araya gelir ve geçmişin izleri su yüzüne çıkmaya başlar. Ancak, herkesin anlatacakları kadar sakladıkları da vardır.
23 Şubat Pazar akşamı saat 20.30’da Alan Kadıköy’de sahnelenecek Küvetteki Gelinler oyununun biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Pera Müzesi, “Osman Hamdi Bey: Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonu’ndan yapıtlarıyla yaşamı ve sanatı” sergisi kapsamında düzenlediği “Bir Osmanlı Aydını: Osman Hamdi Bey” başlıklı rehberli sergi turunu 20 Şubat Perşembe saat 17.30’da sanatseverlerle buluşturacak.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, Osman Hamdi Bey’in yaşamı ve sanatına dair daha derin bir anlayış kazanmak isteyenlere özel rehberli sergi turu düzenliyor. “Osman Hamdi Bey: Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonu’ndan yapıtlarıyla yaşamı ve sanatı” sergisi kapsamında düzenlenen rehberli tur, Tanzimat döneminin önde gelen sanatçılarından ve entelektüellerinden Osman Hamdi Bey’i yakından tanıma fırsatı sunuyor.
Ücretsiz olarak gerçekleştirilecek rehberli turda, Osman Hamdi Bey’in Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’nda yer alan beş önemli eseri, sanatçının hayat hikâyesi ve eserlerinin kültürel bağlamına dair detaylarla birlikte ele alınıyor. Rehberli tur kapsamında, Osman Hamdi Bey’in sanatı ile dönemin toplumsal ve tarihsel atmosferi arasındaki ilişki gözler önüne serilirken aynı zamanda eserlerin koleksiyon içerisindeki önemi ve yeri de vurgulanıyor.
20 Şubat Perşembe saat 17.30’da Pera Müzesi’nde gerçekleştirilecek “Bir Osmanlı Aydını: Osman Hamdi Bey” rehberli sergi turu hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Claudia Mills’in beklenmedik dostluklar ve kuşaklar arası hafızaya dair bir hikâye anlattığı kitabı Son Elma Ağacı, İrem Bilkin’in çevirisiyle İlksatır Çocuk’tan çıktı.
Mills, 10 yaş ve üzeri okurlarını şefkat dolu bir kitapla buluşturuyor. On iki yaşındaki Sone, annesi ve küçük kız kardeşiyle birlikte ülkenin bir ucundaki dedesinin yanına taşınır. Dedesinin bir zamanlar görkemli olan bir elma bahçesi yer bir olmuştur. Geriye bir tane yadigâr ağaç kalmıştır. Sone dedesiyle son elma ağacının gün geçtikçe yaşlandığını düşünmek istemez, tek isteği her şeyin yoluna girmesidir.
Zeke ise evde eğitim alarak geçirdiği yıllardan sonra yaşıtlarıyla arkadaşlık kurmakta zorlanmaktadır. Çevre aktivisti babasından ve onun koyduğu kurallardan da utanmaktadır. Sone ve Zeke sözlü tarih ödevi için Sone’nin dedesiyle röportaj yapmaya başlayınca unutulup geçmişe gömülen tüm hatırlar yeniden canlanır.
Morrissey, Piu Entertainment organizasyonuyla 12 Temmuz’da Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda müzikseverlerle buluşacak.
İngiliz müziğine katkıları sebebiyle Ivor Novello Ödülü’ne layık görülen Morrissey, müziği ve sahne performansıyla izleyenlere unutulmaz anlar yaşatmaya devam ediyor. Britanya popunun en etkili isimlerinden biri olan sanatçının, listelerde bir numaraya yükselen sayısız şarkısı dışında, çıkardığı 15 albüm İngiltere albüm listelerinde ilk 10’a girdi ve California Son ve Low in High School albümleri ABD albüm listelerinde de ilk 10’a yükseldi.
The Smiths’in solisti olarak yalnızca dört albümle müzik tarihine damga vurdu ve ardından başladığı solo kariyerinde ise son kırk yılın en saygın isimlerinden biri olmayı başardı. Morrissey; “This Charming Man”, “How Soon Is Now?”, “There Is A Light That Never Goes Out”, “Suedehead”, “Everyday Is Like Sunday”, “First of the Gang to Die” ve daha birçok efsaneleşmiş şarkılarıyla müzik tarihine adını altın harflerle yazdırdı.
12 Temmuz Cumartesi saat 21.00’de Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda gerçekleşecek Morrissey konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
İstanbul Modern, Ömer Uluç’un sanatsal yolculuğunu gözler önüne seren “Ufuk Çizgisinden Öteye” başlıklı sergiyi 21 Mart’ta sanatseverlerle buluşturacak.
Artaş Holding sponsorluğunda düzenlenecek “Ufuk Çizgisinden Öteye” başlıklı sergi, Ömer Uluç’un Türkiye’deki en geniş seçkilerinden birini izleyicilere sunacak. Uluç’un sanatsal pratiğinde erken dönem örneklerini barındıran 1960’lardan 2010’daki vefatına kadar olan süreçteki üretimlerini bir araya getirecek sergi, sanatçının çalışmalarında öne çıkan farklı ifade biçimlerini çeşitli temalar altında toplayacak. Kâğıt üzerine desen ve çizimden tuval üzerine akriliğe, kolajdan heykele birçok disiplini içerecek sergide, Uluç’un kauçuk, keçe, alüminyum, akrilik levha, PVC ve polyester gibi malzemelerle ürettiği 300’ün üzerinde çalışması yer alacak.
Küratörlüğünü Öykü Özsoy Sağnak ve Nilay Dursun, asistan küratörlüğünü ise Naz Uğurlu Benek’in üstlendiği “Ömer Uluç: Ufuk Çizgisinden Öteye” sergisi, sanatçının insanlık ve evren arasındaki karmaşık ilişkiye dair düşüncelerini irdeleyen yapıtları izleyicinin beğenisine sunacak.
“Ufuk Çizgisinden Öteye” başlıklı sergiyi 21 Mart’tan itibaren İstanbul Modern’de ziyaret edebilirsiniz.
Yukito Ayatsuji’nin Japon polisiyesinin imzası Honkaku türünün yeniden doğuşunda büyük rol oynayan eseri Ongen Ev Cinayetleri, Zeynep Ebru Okyar’ın çevirisiyle Domingo Yayınevi’nden çıktı.
Ongen Ev Cinayetleri; polisiye edebiyatın Altın Çağı’na, özellikle de Agatha Christie’nin On Kişiydiler’ine bir saygı duruşunda bulunuyor. Roman, macera için lanetli olduğu söylenen ıssız bir adaya gezi düzenleyen polisiye kulübünün yedi üyesinin kendilerini bir cinayet bilmecesinin içinde bulmasını konu alıyor.
“Bir üniversite polisiye kulübünün üyeleri, yıllık gezileri için bir haftalığına ıssız bir adada toplandıklarında, en sevdikleri polisiye romanlarına taş çıkaracak bir dünyaya adım attıklarını düşünürler. Ancak adanın geçmişindeki korkunç trajediyi anımsatan bir katil onları teker teker avlamaya başladığında, hayatta kalmak için tek sığınakları, çok sevdikleri dedektiflik hikâyeleri olacaktır. İpuçlarını bir araya getirmeye çalışırken, her yeni cinayet ve muhtemel kanıtlar yeni bir sır fısıldar. Katil aralarında mıdır? Yoksa adanın laneti mi geri dönmüştür?”