Yakın zamanda kaybettiğimiz tiyatromuzun usta ismi Genco Erkal anısına 27 Aralık akşamı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’nda “Güneşin Sofrasında Nâzım, Brecht ve Genco” başlıklı bir söyleşi gerçekleşecek.
Söyleşide konuşmacı olarak yer alacak müzik yazarı Murat Beşer, oyuncu Tülay Günal ve besteci-müzisyen Yiğit Özatalay; Nâzım Hikmet ve Bertolt Brecht’in eserlerinden yola çıkarak hazırlanan müzikli gösteri sürecine dair ayrıntıları dinleyiciyle paylaşılacak. Ayrıca Genco Erkal’ın tiyatrodaki izleri, sahneye taşıdığı eserler ve sanat hayatına dair anekdotlar paylaşılacak.
Genco Erkal’ın yönetmen, oyuncu ve uyarlamacı kimliğiyle tiyatro dünyasına kazandırdığı onlarca değerli eser, kendisini seven seyircileri ve birlikte çalıştığı Dostlar Tiyatrosu ekibiyle hafızalarda yaşamaya devam ediyor. Şubat ayında Genco Erkal anısına düzenlenecek müzikli gösteri öncesinde gerçekleşecek söyleşi, büyük ustanın sanat mirasına ışık tutacak.
27 Aralık Cuma akşamı, saat 18.30’da CRR fuayesinde izleyiciyle buluşacak “Güneşin Sofrasında Nâzım, Brecht ve Genco” başlıklı söyleşiye katılım ücretsiz ve ön kayıtsız herkesin katılımına açık olacak.
İngiliz shoegaze grubu Bdrmm, 15 Mayıs 2025 gecesi %100 Müzik katkılarıyla Blind sahnesine konser verecek.
Baş vokalist Ryan Smith tarafından bir yatak odası projesi olarak başlayan, dolayısıyla adı da buradan gelen Bdrmm, İstanbul’daki ilk konseri için Blind sahnesine konuk olacak. Post-shoegaze, dream pop dörtlüsü Bdrmm, 2020’de ilk albümleriyle dikkatleri üzerine çekti. Ryan Smith, Jordan Smith, Joe Vickers ve Conor Murray’den oluşan grup, üçüncü albümü Microtonic’i önümüzdeki yılın başında yayımlayacak ve bu albümün turnesi kapsamında İstanbul’da sahne alacak.
15 Mayıs 2025 saat 21.30’da Blind’da gerçekleşecek Bdrmm konserinin biletlerine Biletix ve Passo üzerinden ulaşabilirsiniz.
PASAJ İstanbul, “Küçük Acılar, Büyük Şarkılar” başlıklı projenin sergisini 29 Aralık 2024-8 Şubat 2025 tarihleri arasında Barın Han’daki mekânında sanatseverlerle buluşturuyor.
Otuzu aşkın sanatçının işini bir araya getiren “Küçük Acılar, Büyük Şarkılar” sergisinde avuç içine sığacak büyüklükteki sanatçı kitaplarından oluşan özgün koleksiyon izleyicilere sunuluyor. Konseptini PASAJ’ın kurucu üyelerinden Seçil Yaylalı’nın kurguladığı “Small Pains, Great Songs / Küçük Acılar, Büyük Şarkılar”, sanatçıların kişisel mücadelelerinden ve içsel dünyalarındaki kırılmalardan beslenen bir sanatçı kitabı koleksiyonunu izleyiciye sunuyor. Her biri avuç içine sığabilecek boyutlardaki mini kitaplar birbirinden farklı ve eşsiz dünyalar barındırıyor. Sanatçının içsel acılarından doğan büyük yaratıcılıklar küçücük bir objede vücut buluyor. Her kitap kendine has bir estetik dile ve duygusal derinliğe sahip. Proje sanatçılara özgür bir ifade biçimi olarak küçük kitaplara odaklanmalarını ve kendi pratiklerini bu kitaplarla görünür kılmayı öneriyor.
Proje adını, Theodor W. Adorno’nun Minima Moralia adlı kitabında Heinrich Heine’nin Büyük kederlerimden küçük şarkılar yapıyorum şiirinden esinlenerek adlandırdığı “Küçük Acılar, Büyük Şarkılar” bölümünün başlığından alıyor. Adorno sanatın en derin, en etkili formlarının, sanatçının içsel acılarıyla hesaplaşarak ortaya çıktığını savunur. Bu bağlamda “Küçük Acılar, Büyük Şarkılar” büyük acıların küçük sanat eserlerine dönüşümünü sorguluyor, sanatçıların içsel hesaplaşmalarının izlerini taşıyor. Sergide her sanatçının tek edisyonlu, seri hâlinde ürettiği kitaplar yer alıyor. Projenin üretim ortağı olan Barın Cilt Evi’nden zanaatkar Turan Coşkun ise çeşitli teknik ve tasarımlarla üretilmiş kitapların bazıları ciltledi.
Projenin ilk sergisi 2024 Haziran ayında Basel’de düzenlenen “I Never Read” kitap fuarında gerçekleşti. Fuarda Abdullah Güler, Alannah Robins, Arzu Arbak, Beatrice O’Connell, Eda Sarman, Ekmel Ertan, Elvan Erdin, Esin Turan, Eser Epözdemir, Gülşah Bayraktar, Günseli Baki, Nergiz Yeşil, Seçil Yaylalı, Selin Atik ve Züleyha Altıntaş’ın kitapları yer aldı. PASAJ’ın Barın Han’daki mekânında gerçekleşecek proje sergisinde ise bu sanatçıların yanı sıra Almıla Yıldırım, Anıl Özge Avcı, Aslımay Altay Göney, Ayşecan Kurtay, Betül Akzambaklar, Başak Karafaki, Ceyda Oskay, Deniz Varlı, Desen Halıçınarlı, Elif Bursalı, Elif Köse Akdemir, Erkan Nazlı, Ferahi Mengeş, Giorgio Caione, Giulia Gentilcore, Hatice Şencan, Hatiye Garip, İpek Kay, Loya Kader Öztürkmen, Meryem Koç, Özce Coşkun, Özge Enginöz, Şükriye İnan Çalapkulu, Türkan Akkulak Koç ve Zekiye Nazlı bulunuyor.
Ayşe Kulin’in kaleme aldığı ilk kitabı Güneşe Dön Yüzünü’den itibaren geçen kırk seneyi, birikimlerini okurla paylaştığı Kalemimle Kırk Sene, Everest Yayınları’ndan çıktı.
Kulin’in kırkıncı sanat yılı için hazırlanan bu kitapta haber metinleri, yazılar, röportajların yanı sıra Kulin’in yayımlanmamış şiirleri ve hikâyeleri, aldığı davetler, katıldığı paneller ve ödüller, okurlarından gelen bazı mektuplar da yer alıyor.
“Bir kalem, kırk sene... Ayşe Kulin, ilk öykü kitabı Güneşe Dön Yüzünü’den bu yana, tam kırk senedir yazıyor. Kitap, gazete, dergi yazarlığının yanında Kardelenler’e umut oluyor, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve UNICEF’le birlikte hareket ediyor, çocukların ilk adımlarını destekliyor. Onu kırk senedir tanıyoruz, görüyoruz, okuyoruz. Kulin’in kişisel arşivinden ve kendisinin 2023 yılında TED İstanbul Koleji’ne bağışladığı özel arşivinden toplanan belgelerle basından edinilen evrakın bir araya gelmesiyle ortaya çıkan Kalemimle Kırk Sene’de, işte bu kırk senelik birikimi okurla buluşturuyoruz.” (Tanıtım metninden)
Andorralı progresif metal grubu Persefone, %100 Metal kapsamında 25 Ocak’ta IF Performance Hall’da, 26 Ocak’ta ise Ankara 6:45 sahnesinde müzikseverlerle buluşacak.
2001 yılında kurulan Persefone, progresif ve melodik unsurları benzersiz biçimde işledikleri müzikleriyle büyük bir dinleyici kitlesine ulaştı. Güçlü, karmaşık kompozisyonlar ve virtüöz seviyesindeki müzisyenlikleriyle tanınan grup, Spiritual Migration, Aathma ve son albümü Metanoia’yla da dikkatleri üzerine çekti. Şarkı sözlerinde derin, ruhsal temaları ele alan Persefone, müzikleriyle dinleyicilerine kendilerini keşfetme adına bir yolculuğa çıkarıyor.
Persefone, İstanbul ve Ankara konserlerinde de ilk kez sahne alacağı Türkiye’de dinleyicilerini benzersiz bir konser performansı sunma arzusunda. Türkiye’de ilk kez sahne almaya hazırlanan Persefone öncesinde sahneye İstanbullu progresif metal topluluğu Alkera konuk grup olarak çıkacak.
OMM – Odunpazarı Modern Müze, İş Yatırım desteğiyle, sanat ve teknoloji dünyasını birleştiren VR Room etkinliğini, Aralık 2024-Ağustos 2025 tarihleri arasında her Çarşamba ve Cumartesi 15.00 - 18.00 saatlerinde katılımcılarla buluşturacak.
Katılımcılarını ilham verici bir deneyime davet eden etkinlik, sanal gerçeklik (VR) teknolojisinin sunduğu imkânlarla, sanat ve tasarımı deneyimlemek için eşsiz bir fırsat sunuyor.
“Vermillion”, sanal gerçeklik teknolojisini kullanarak sanatın sınırlarını zorlayan bir uygulama olarak dikkat çekiyor. Amatör ve profesyonel sanatçılar için tasarlanmış bu uygulama, katılımcılara sanal ortamda resim yapma fırsatı sunuyor. Etkinlik boyunca, katılımcılar sanal bir tuvalde; renk, ışık, gölge ve doku gibi plastik değerlerle çalışma imkânı bulacak.
Her katılımcıya, uygulamayı kullanmaya başlamadan önce beş dakikalık bir eğitim verilecek ve VR araçları hakkında bilgi sağlanacak. Eğitim sonrası, katılımcılar sanal tuval üzerinde kendi sanat eserlerini yaratmaya başlayacaklar. Katılımcıların sanatsal süreçleri, projeksiyon cihazı ile büyük ekrana yansıtılacak ve diğer ziyaretçiler de bu yaratıcı yolculuğu izleme fırsatı bulacak. Etkinlik sonunda katılımcılar, oluşturdukları sanat eserlerini JPG formatında kaydedebilecek ve e-posta aracılığıyla hatıra olarak saklayabilecek. Bu deneyim, katılımcıların yaratıcı süreçlerini keşfetmelerini ve diğerlerinin yaratımlarından ilham almalarını sağlayacak.
Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojilerinin gücünü birleştiren “Gravity Sketch”, katılımcılara üç boyutlu tasarımlar yaratma imkânı tanıyor. Tasarımcılar ve sanatçılar için geliştirilmiş bu uygulama, fikirlerin hızla hayata geçirilmesine olanak tanıyor. Katılımcılar, belirlenen alanda her yarım saatte bir, VR cihazlarıyla üç boyutlu modellerini oluşturabilecekler. “Gravity Sketch”in sunduğu araçlarla, katılımcılar kendi 3D tasarımlarını yaparken, bu süreç eş zamanlı olarak projeksiyon cihazı ile duvara yansıtılacak ve diğer ziyaretçiler de yaratıcı süreçlere tanıklık edebilecekler. Etkinlik sonunda, katılımcıların üç boyutlu tasarımları FBX ve OBJ formatlarında kaydedilecek ve e-posta aracılığıyla kendilerine iletilecek. Bu sayede katılımcılar, tasarımlarını gelecekte de kullanabilecek ve bu yaratıcı deneyimi hatırlayabilecek.
VR Room; her yarım saatte bir üç katılımcının VR cihazları ile seçtikleri etkinlikleri deneyimlemelerini sağlayacak. VR Room’da, katılımcılar aynı anda farklı uygulamaları deneyimleyerek sanatı ve tasarımı daha derinlemesine keşfedecekler.
Tunç Başaran’ın unutulmaz filmi Uçurtmayı Vurmasınlar’ın ikonik sahnesi, MUBI’nin restorasyon projesi kapsamında, sanatçı Max on Duty’nin resmiyle Tophane’deki bir binanın duvarında yeniden hayat buldu.
Atlas Post Production stüdyosunda 4K kalitesinde restore edilmiş yeni sunumuyla MUBI’de gösterime giren Uçurtmayı Vurmasınlar’ın ikonik sahnesi, Beyoğlu Belediyesi iş birliğiyle Tophane’deki bir binanın duvarına resmedildi. Mural çalışması, İstanbullu sanatseverler için geçmişe yolculuk etme ve eserin ölümsüz ruhunu yeniden hatırlama fırsatı sunuyor. Bir hapishanenin kadınlar koğuşunda annesiyle yaşayan beş yaşındaki Barış ile siyasi mahkûm İnci’nin duygu yüklü arkadaşlığını anlatan film, geçen hafta sonu Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı ve MUBI iş birliğiyle Atlas 1948 Sineması’nda gerçekleştirilen özel bir gösterimde sinemaseverlerle buluştu. Başrol oyuncularından Nur Sürer ve Ozan Bilen’in 35 yıl aradan sonra ilk kez bir araya geldiği gösterimden elde edilen tüm bilet gelirleri, hiçbir çocuğun özgürlüğünden yoksun kalmaması için yapılan çalışmalara destek olmak amacıyla Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı’na bağışlandı. Uçurtmayı Vurmasınlar, 1 Ocak’ta 24 saatliğine MUBI Türkiye’nin YouTube kanalında herkese açık olarak izlenebilecek.
Tunç Başaran’ın Feride Çiçekoğlu’nun aynı adlı romanından uyarladığı Uçurtmayı Vurmasınlar, hapishane yaşamını bir çocuğun gözünden anlatırken, özgürlüğe duyulan özlemi ve dostluğun önemini dokunaklı bir dille işliyor. Pek çok ince detayla dönemin kasvetli ruhunu perdeye yansıtırken, sinemada umudun eşsiz tasvirlerinden birine dönüşen film, büyülü gerçekçiliği, duygusal derinliği ve toplumsal mesajlarıyla sinema tarihimizde özel bir yer tutuyor. Filmde çocuk oyuncu Ozan Bilen ve Nur Sürer’e, Füsun Demirel, Rozet Hubeş, Güzin Özipek, Güzin Özyağcılar, Meral Çetinkaya ve Yasemin Alkaya eşlik ediyor.
Şef Oleksandr Samoylenko’nun yönettiği İstanbul Klasik Orkestrası, “İstanbul Klasik ile Yeni Yıl Konseri” ile 4 Ocak 2025 akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde müzikseverlerle buluşacak.
“İstanbul Klasik ile Yeni Yıl Konseri” kapsamında dinleyiciler, Tchaikovsky’den Rodriguez’e klasik müziğin büyük ustalarının eserlerini dinlerken, Star Wars ve Titanic gibi modern sinemanın hafızalara kazınan filmlerinin müziklerini de İstanbul Klasik’in yenilikçi dokunuşuyla deneyimleyebilecekler. Şef Oleksandr Samoylenko’nun yönettiği İstanbul Klasik Orkestrası, İspanyol ezgilerinden, valslerin zarif tınılarına, modern film müziklerinden, tangonun tutkusuna kadar geniş bir yelpazede eserler seslendirecek. Programda yer alan her eser, anlattığı farklı hikâyelerle dinleyicileri adeta müzikal evrende başka bir dünyaya taşıyacak.
4 Ocak 2025 Cumartesi akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde gerçekleşecek “İstanbul Klasik ile Yeni Yıl Konseri” konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Program Akışı:
1 - N. Rimskiy, Korsakov - Capriccio Espagnol Op.34 IV-V Böl.
2 - Aram Khachaturian - Waltz From “Masquerade”
3 - M. Glinka Spanish Overture No.1 - Capriccio Brilliante “Jota Aragonesa” Fragment
4 - P. Tchaikovsky Waltz From “Sleeping Beauty”
5 - Karl Jenkins - “Palladio” I Böl. “Alegretto”
6 - James Horner - “Titanic”
7 - Nino Rota - “La Passerella”
8 - Elmer Bernstein - “The Magnificent Seven”
=/=
9 - John Williams - “Star Wars Main Theme”
10 - Arr. Özcan Yılmaz - “Paso Doble”
11 - Jorge Caldera - “Pasional”
12 - Maruja Pacheco Huergo - “El Adios”
13 - Consuelo Velazguez - “Besame Mucho”
14 - Donato Racciatti - “Hasta Siempre Amor”
15 - Carlos Marcucci - “Mi Dolor”
16 - A. Piazzolla - “Libertango”
17 - Gerardo Matos Rodriguez - “La Cumparasita”
18 - B. May - “Show Must Go On”
Venedik Bienali 19. Uluslararası Mimarlık Sergisi Türkiye Pavyonu’nda yer alacak “Yerebasan” projesinin küratörleri Ceren Erdem ve Bilge Kalfa, mimarlık bölümü öğrencilerini ve mimarları sergiye katkı sunmaya davet ediyor.
Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu’ndaki sergi İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın koordinasyonunda, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla ve T.C. Dışişleri Bakanlığı himayesinde, Schüco Türkiye ve VitrA’nın eş sponsorluğunda gerçekleştiriliyor. Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi’nin 19’uncu edisyonu, 10 Mayıs-23 Kasım 2025 tarihleri arasında düzenlenecek. “Yerebasan” projesi ise 2025 Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu için seçildi. Toprağın; yaşamın, hafızanın ve bilginin kaynağı olma özelliklerine dikkat çekerek geçmişle gelecek arasında bağ kurmayı hedefleyen “Yerebasan” projesi, mimarlığın toprakla ilişkisini yeniden düşünmeyi, bu ilişkiyi tartışmaya açmayı ve gelecekte toprağın fiziksel ve sosyal mekân üretimindeki rolünü sorgulamayı amaçlıyor.
Açık çağrı, mimarlık öğrencilerini ve mimarları, mimarlığın toprakla ilişkisini yeniden düşünen, Türkiye bağlamında bu ilişkiyi tartışmaya açan ve toprağın geleceğin fiziksel ve sosyal mekân üretimindeki rolünü araştıran projelerle başvuruda bulunmaya davet ediyor. Başvurular ise 3 Mart 2025 Pazartesi günü Türkiye saati ile 17.00’ye kadar devam edecek.
Başvuran projelerin toprağın barındırdığı geleneksel bilgilerin izini sürerken toprağı ötekileştirmeyen, yaşamı onunla birlikte konu alan yenilikçi ve sorgulayıcı çalışmalar olması bekleniyor. Bu sergiye özel yeni projeler geliştirilebileceği gibi, üniversitelerin mimarlık bölümü proje stüdyolarında bugüne dek üretilmiş ya da üretilecek projelerle başvurulabilir. Seçilen projelere 2025 Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu “Yerebasan” sergisinde yer verilecek. Projelerin sergide nasıl yer alacağı, küratörler tarafından proje kapsamı doğrultusunda belirlenecek.
“Yerebasan” projesi ve açık çağrı hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşılabilirsiniz.
Dicle Keskinoğlu’nun sevimli bir sokak köpeğiyle kurulan sıra dışı bir arkadaşlık öyküsü anlattığı, Burak Akbay’ın resimlediği kitabı Bugün İlginç Bir Şey Oldu, Doğan Çocuk’tan çıktı.
Hilmi Bey için saatler, hatta saniyeler çok önemli. Her sabah aynı saatte uyanır, kahvaltısını aynı saatte yapar, kahvesini bile tam saatinde içer. Herhangi bir sürpriz canını sıkar, hayatında hiçbir şey değişmesin ister. Yani aslında gerçekten de sıkıcı bir hayatı vardır ve hayatında ilginç hiçbir şey olmuyordur. Geriye dönüp baktığında son 5 senesinde hemen hemen her gün aynı şeyleri yapmıştır. Ta ki parkta bir köpek gördüğü o güne kadar! Hayır hayır, aslında şöyle demek daha doğru: Bir sokak köpeği Hilmi Bey’i sahiplenmeye karar verene kadar… Bu sevimli köpek Hilmi Bey’in hayatını ummadığı şekilde değiştirir. Bundan sonra hiçbir şey aynı kalmayacaktır…
“İnsanların diğer canlılardan üstün sayıldığı; üreten ve düşünen tarafın insanlar olduğuna inanıldığı için dünyanın sahibi olduğumuzu sandığımız bir sistemde yaşıyoruz. Aslına bakarsanız düşünen yalnızca biz değiliz.”