Erhan Coral’ın “Hiçliğin Ortasında Bir Yer” başlıklı kişisel sergisi hem 18. İstanbul Bienali hem de 212 Photography Istanbul Festivali paralel etkinlikleri kapsamında 11 Ekim’e kadar Galeri 77’de sanatseverlerle buluşuyor.
Çağdaş yalnızlığa dair derin ve sarsıcı bir bakış sunan “Hiçliğin Ortasında Bir Yer” sergisi, izleyiciyi Moğolistan’ın ıssız, siyah-beyaz manzaralarında sessizliğin ve absürt olanın peşinden derin bir yolculuğa davet ediyor. Moğolistan’ın uzak bozkır, çöl ve dağlık bölgelerinde gerçekleştirilen bu fotoğraf yolculuğu, “hiçlik” kavramını doğrudan merkezine alırken Erhan Coral’ın kadrajında bir kulübe, bir hurda araba ya da izleyicisi olmayan bir çocuk oyunu, sonsuz sessizlikle çevrelenmiş bir görsel şiire dönüşüyor. Sanatsal anlatımını gösteriden çok aralardaki sessizlikte bulan Coral, bu seride yalnızca coğrafyayı değil, aynı zamanda yalıtılmışlık, hasret ve insan izlerinin garip dokunuşlarını da görünür kılıyor.
“‘Hiçliğin Ortasında Bir Yer’, genişliğiyle insanı küçülten, sessizliğiyle zihni yavaşlatan Moğol bozkırlarında çekilmiş bir fotoğraf serisidir. Bu seri, izleyiciyi sadece fiziksel bir coğrafyada değil, aynı zamanda anlamın sınırlarında bir yolculuğa davet eder. Göz alabildiğine uzanan boşlukların içinde beliren rastlantısal nesneler, yapılmış ama terk edilmiş yapılar, tuhaf işaretler ve yalnız anlar; her biri bu sessizliğin içinde bir soru gibi durur.
Fotoğraflar, belgesel bir gözle izlenmiş olsa da estetik ve kavramsal olarak daha derin bir bakışı yansıtır. Bir ‘Coffee Shop’ tabelasının bozkırın ortasında belirmesi, bir oyun sahasının izleyicisiz kalması ya da hiçbir yere çıkmayan bir yol levhası… Her kare, izleyeni gülümsetirken düşündürür hem gerçek hem de saçma hem tanıdık hem de tamamen yersizdir.
Bu coğrafya, sanki insanın varlığını ve yokluğunu aynı anda kabul eder gibidir. Boşluk, burada yalnızca bir eksiklik değil, başlı başına bir varlıktır. İnsan müdahaleleri, çoğu zaman doğayla yarışamayacak kadar küçük, ama absürtlükleriyle dikkat çekecek kadar gariptir. Bu fotoğraflar, işte tam da bu gerilimi, bu ironiyle örülmüş sessizliği belgelemeyi amaçlar.
‘Hiçliğin Ortasında Bir Yer’, salt görsel bir seri olmanın ötesinde, izleyiciyle hem bireysel hem evrensel düzlemde bir temas kurar. Boşluğun ortasında duran izole nesneler, aslında modern insanın kendi varlığına ve yer arayışına dair imgeler hâline gelir. Yolun kenarındaki terk edilmiş bir araç, durmayı değil, bekleyişi simgeler; kullanılmayan bir basketbol sahası, topluluğun yokluğunu. Ve tüm bunların ortasında duran izleyici, kendi yalnızlığının farkına varır.
Erhan Coral’ın bu yeni serisi, kaybolmanın güzelliğine, amaçsızlığın estetiğine ve sessizliğin içindeki mizaha bir övgüdür. Görünenin ardında neyin saklı olduğunu sorgulayanlara, hiçliğin ortasında bir yer sunar.