GÜNDEM
  • 28-12-2024

    Gabriela Těthalová’nın “Hiperbol Yükseliş” başlıklı kişisel sergisi 8 Ocak-16 Şubat 2025 tarihleri arasında Dirimart’ta sanatseverlerle buluşacak.

    Gabriela Těthalovátçı, Fransız şair ve eleştirmen Mallarmé’nin Düzyazı (Des Esseintes için) eserinden ilhamla oluşturduğu en yeni çalışmalarını içeren sergisiyle, İstanbul’da da ilk kez izleyici karşısına çıkacak.

    Gabriela Těthalová’nın sanatsal pratiği, yazı formundaki müziği resimle karşılaştırmasıyla başlıyor. Sanatçı müzik, edebiyat, şiir ve görsel sanatlarda ritmin rolünü araştırırken bilinçle erişilmesi güç estetik değerler üzerine soyut eserler oluşturmayı amaçlıyor. Sanatçının eserleri, matematiksel yapılar ile çiçeksi ve somut unsurları bir araya getirirken, çoğunlukla kelimelerle ifade edilemeyen soyut bir güzellik yaratıyor. Těthalová’nın yaklaşımı, modern güzelliğin karmaşıklığını gizemli kılmayı değil, soyutlama konusunun disiplinler ve kuşaklararası bir perspektifle yeniden değerlendirilmesini amaçlıyor.

    Sergide sanatçı, bilgi teorisi, internet ağları ve kriptografi üzerine inşa edilen çağdaş toplum estetiğine katkı sağlamanın yollarını araştırıyor. Bu noktada izleyiciler, genellikle denklemler ve formüller aracılığıyla ifade edilen matematiksel mekanizmaların, nasıl titizlikle detaylandırılmış görsel kompozisyonlara dönüştüğünü deneyimliyor. Sergide resimlere eşlik eden yerleştirmeler ise malzeme, resim, performans ve dil arasındaki ilişkiler üzerine daha fazla düşünmeyi sağlayarak sergiyi zenginleştiriyor. Sergi; Uzay Ağları, Çoğul Kökler, Büyü Aygıtları ve Çiçek Anatomileri gibi soyut evrenler yaratırken ortak köklerimizi vurguluyor. Bu kökler, bilinmeyene olan merakımızı teşvik ederken sezgisel anlayışımızı geliştiriyor.

    Künye:
    1. Hypnotic Space Web 2024 tuval üzerine yağlı boya oil on canvas 180 x 170 cm
    2. La Trompette d`Eté 2024_ uval üzerine yağlı boya oil on canvas 170 x 160 cm

    0
    0
    1233
  • 28-12-2024

    Sarah Robinson’un bedenin, psikolojinin ve çevresel etkileşimin iç içe geçtiği bir alan olarak “yuva” kavramını ele aldığı, mekânın insan yaşamındaki anlamını araştırdığı Yuva - Beden, Mesken, Zihin adlı kitabı Burag Garen Beşiktaşlıyan’ın çevirisiyle Ketebe Yayınları’ndan çıktı.

    Yuva, geleneksel mimari anlayışların ötesine geçerek doğanın formlarından ve süreçlerinden ilham almanın gerekliliğine vurgu yapıyor ve aynı zamanda ışık, renk, doku gibi çevresel unsurların insan psikolojisindeki etkilerini ele alıyor. Robinson; yaşadığımız mekânların deneyimlerimizi ve algılarımızı nasıl şekillendirdiğine ve kendi bedenlerimizin, mimari tasarımın ne denli ayrılmaz bir parçası olduğuna dikkat çekiyor. Yuvayı, yalnızca dış dünyadan koruyan bir yapı olarak değil, içsel dünyamızı da düzenleyen, bize güven ve huzur sağlayan bir alan olarak tanımlayan bu çalışma, bedenin birincil mimari deneyim olduğunu vurgulayarak duyularımızın ve bedenlenmiş bilişimizin mekân anlayışımıza etkisini inceliyor.

    “Dünya tecrübemiz, zihinlerimizin içsel manzarası ile kurulmuş gerçekliğimiz arasındaki bir kaynaşmadır.”

    0
    0
    1191
  • 27-12-2024

    Can Kılcıoğlu’nun yazıp yönettiği, Vildan Atasever, Nazlı Senem Ünal ve Deniz Karaoğlu’nun rol aldığı Küçük Balkon oyunu, 16 ve 17 Ocak’ta Maximum Unique Box’ta, 29 Ocak’ta Fişekhane’de ve 15 Şubat’ta da Mall of İstanbul Biletinial Moi Sahne’de tiyatroseverlerle buluşacak.

    Küçük Balkon oyunu, izleyicileri özdeşleştiğimiz karakterin sürekli değiştiği, sert ama çocuksu, psikanalitik bir yolculuğa çıkarıyor. İki kişilik bir ilişki hikâyesi gibi başlayan oyun, ablanın, aniden eve girişiyle yön değiştirip bir abla-kardeş hesaplaşması ve sıkı bir kız kardeşlik hikâyesine dönüşüyor. Oyundaki abla ve kardeşe Vildan Atasever ve Nazlı Senem Ünal hayat verirken onlara Deniz Karaoğlu eşlik ediyor.

    “‘Bize o balkonda hiç yer yoktu, annem minnacık iki çocuğunu oraya sığdıramadı.’

    Tadilatı yarım kalmış bir evin salonu. Yerlerde kablolar, kutular, duvarlardan sarkan borular, prizler, toz, kir… Üstü naylon, çarşaf ve gazete kaplı eşyalar...

    İki kişilik bir ilişki hikâyesi gibi başlayan ‘Küçük Balkon’, ablanın, aniden eve girişiyle yön değiştirip bir abla-kardeş hesaplaşması ve sıkı bir kız kardeşlik hikâyesine dönüşür. Annenin hastalığıyla aniden yarım kalan tadilat, bu abla kardeşin anneleriyle yarım kalmış bütün konularının da konuşulmasına eşlik eder. Adeta eşyaların üzerindeki örtüler kaldırıldıkça altlarında gizlenen, saklı kalmış tüm konular su yüzüne çıkar. O gece asıl amaçlarına ulaşamayan üç karakteri absürt ve zor durumların içinde, bir yandan hepsiyle ayrı ayrı bağ kurarak, duygularını anlayarak izleriz. Hem bulundukları durum komiktir hem de aynı durum boğazımızda bir yumru oluşturur.”

    Küçük Balkon oyununun biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    1036
  • 27-12-2024

    border_less EDITIONS pop up sergisi, 2024’te seriye dahil olan altı yeni işle birlikte 5 Ocak 2025 tarihine kadar Galerist’te sanatseverlerle buluşuyor.

    Pop up sergide yeni üretimleriyle sanatçılar Eda Gecikmez, Cem Dinlenmiş, Lara Ögel ile seri için ikinci işlerini üreten Vardal Caniş, Hera Büyüktaşcıyan ve 2021 yılından itibaren border_less EDITIONS için işler üreten Ecem Yüksel, İz Öztat, Aslı Çavuşoğlu, Neslihan Başer, Sinan Tuncay, Sevil Tunaboylu, Burak Ata, Emre Hüner, Sena Başöz, Berkay Tuncay, Ahmet Civelek, Gülşah Mursaloğlu, Ece Ağırtmış, Volkan Aslan, Mert Öztekin, Dilek Winchester ve Huo Rf yer alıyor. Bu yıl ayrıca, border_less KİTAP FONU’nun desteklediği Burak Delier’in sınırlı sayıda üretilen sanatçı kitabı Mistik Konferans da sergide izleyicilerle buluşuyor.

    ​Sergide sanatçı davetleriyle üretilen ve yıl boyunca çevrimiçi tanıtımları yapılan serinin yeni işlerine, önceki yıllarda üretilen edisyonlar ve border_less KİTAP FONU ile desteklenen yeni bir proje eşlik ediyor.

    Künye:
    1. Hera Büyüktaçıyan, Bir Akıntıdan Dizeler, 2024, 42 x 42 cm (çerçeveli), kumaş üzerine serigrafi, of 15 + 3 AP + 3 PP
    2. Cem Dinlenmiş, LÜTFEN MERDİVENLERE OTURMAYINIZ, 2024, 50 x 35 cm, serigrafi, 50 Edisyon + 3AP + 3PP 
    3. Vardal Caniş, Aile Ay Bahçesi, 2024, 50 x 35 cm, serigrafi, 50 Edisyon + 4 AP
    4. Eda Gecikmez, Kırıldıkça Açılır, 2024, 50 x 35 cm, serigrafi, 50 Edisyon + 4 AP + 1 PP 
    Fotoğraflar: Kayhan Kaygusuz

    0
    0
    1041
  • 27-12-2024

    Edebiyat ve müziği bir araya geldiği İş Sanat’ın klasikleşen dinletileri 21 Ocak’ta Adalet Ağaoğlu’nun eserlerine ev sahipliği yapıyor.

    Metnini Atilla Birkiye’nin hazırladığı, müzik direktörlüğünü Serdar Yalçın’ın üstlendiği, Mehmet Birkiye’nin sahneye uyguladığı “Gönlündeki Karanfil” başlıklı dinletide yazarın “Yol”, “Karanfilsiz”, “Özgürlükçü” ve “Oh Canıma Değsin” hikâyeleri bir radyo tiyatrosu dekorunda canlandırılacak.

    Hikâyeleri Tilbe Saran, Metin Belgin, Bülent Emin Yarar ve Hakan Gerçek seslendirecek. Sahnede hikâyelere Serdar Yalçın (piyano), Seda Subaşı (keman), Şemsa İdil Ural (viyolonsel) eşlik edecek.

    ​“Gönlündeki Karanfil” başlıklı dinleti 21 Ocak Pazartesi akşamı 20.30’da İş Kuleleri Salonu’nda gerçekleşecek. Ücretsiz olarak düzenlenen şiir dinletilerine buradan rezervasyon yapabilirsiniz.

    0
    0
    1518
  • 27-12-2024

    Anadolu Efes’in ana destekçisi olduğu ve 15-17 Nisan 2025 tarihleri arasında 20. kez düzenlenecek Köprüde Buluşmalar kapsamında gerçekleştirilecek Kısa Film Atölyesi için başvurular açıldı.

    Kısa film senaryolarının geliştirilmesini, Türkiye’de kısa film yapımının desteklenmesini ve projelerin uluslararası platformlarda yer almasını amaçlayan Kısa Film Atölyesi’ne başvurular 31 Ocak 2025 saat 18.00’e kadar devam ediyor. Atölyeye, geliştirme aşamasında olan ve süresi en fazla 20 dakika olarak planlanan kısa metrajlı kurmaca veya belgesel projeler başvurabiliyor. Mart ayı boyunca yoğun bir eğitim programının uygulanacağı atölyeye en fazla 4 proje seçiliyor.

    ​Kısa Film Atölyesi hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    1007
  • 27-12-2024

    Tuncay Topcu’nun “Benim Küçük Dünyamın Dışında” başlıklı kişisel sergisi 19 Ocak 2025’e kadar Galeri/ Miz’de sanatseverlerle buluşuyor.

    Tuncay Topcu’nun amorf formlarla oluşturduğu soyut resimleri, iç dünyasını yani “ben” olgusunu, iç ve dış dünya arasındaki zıtlık ve çatışmaları keşfe çıkıyor. Sanatçının son dönem üretimlerinden oluşan tuvallerinde amorf yapılar ve girift biçimler, aerodinamik bir yapıyla bütünleşerek, duyarlı renk algısının etkisi ile biçimleniyor.

    Amorf biçimlerin konturü olmaktan çok her an değişmeye ve başka bir şeye benzemeye meyilli çizgileri, birbirini yok etme çabası içinde; hayali ya da gerçek, ne olduğunu tasavvur edemediğimiz insanlar, nesneler, ağaçlar gibi biçimlerin gölgeleri, ecinnileri olarak tuval yüzeyinde gezintiye çıkıyorlar. Sergide sanatçı varoluşsal bir çözümlemeye duyduğu ifade arzusuyla hem görünen hem görünmez bir dünya sunuyor.

    “Ben kendi dünyamın sınırlarını çizerken, dünya da beni sınırları içine aldı.
    Zamanın bitince dışındaki dünya, senin küçük dünyanı keşfedecek…
    Ama zamanın bitince…”

    0
    0
    1115
  • 27-12-2024

    Jip ile Janneke dizisiyle tanınan Andersen Ödüllü yazar Annie M.G. Schmidt’in dayanışma ve hayvan sevgisi üzerine kaleme aldığı romanı Çatıdan Gelen Kedi, Gül Özlen’in çevirisiyle Can Çocuk Yayınları’ndan çıktı.

    Carl Hollander’in resimlediği Çatıdan Gelen Kedi, 10 yaş ve üzeri okurlara eskiden kedi olan bir kadının eğlenceli hikâyesini anlatıyor. Bayan Minoes eskiden bir kediydi. Artık insana dönüşmüş olsa da hâlâ mırlıyor, öfkelenince tırmalıyor ve çatılarda gezmeye bayılıyor. En önemlisi de hâlâ kedilerle konuşabiliyor. Bayan Minoes’un patronu, utangaç gazeteci Tibbe bu sayede birçok gizli habere ulaşıyor. Kedi Haber Ajansı’ndan aldığı son haber şehrin tanınmış simalarından, fabrika sahibi Bay Ellemeet’le ilgili. Anlaşılan Bay Ellemeet göründüğü kadar hayvansever değil ama herkesi kandırmayı başarıyor. Peki Tibbe Kedi Haber Ajansı'nın yardımıyla gerçekleri ortaya çıkarmayı başarabilecek mi?

    “‘Şu büyük, beyaz villanın güllerle kaplı bahçesinde yürüyordum,' dedi Sokak Kedisi. 'Genellikle o bahçeye girmeye cesaret edemem çünkü köpekleri var. Ama bu defa köpek garajda bağlıydı. Uzaktan havlamalarını duyuyordum ama hiç aldırış etmedim. Nasıl olsa yanıma gelemez, diye düşündüm. Bahçe kapıları açıktı ve burnuma leziz kokular geliyordu. Karnım da öyle açtı ki.... Bu altı obur veledin karnını doyurayım derken ben hep aç kalıyorum. Her neyse, içeri baktım, kimse yoktu. Büyük yemek masasının üstündeki vazoda güller vardı. Güller beni ilgilendirmiyordu ama burnuma somon kokusu geldi. Sen olsan ne yaparsın? Şansını denersin değil mi?’”

    0
    0
    1177
  • 26-12-2024

    Merve Dizdar’ın performansıyla bağımlılık ve kimlik arayışını derinlemesine ele alan, Duncan McMillan’ın ödüllü oyunu People Places and Things’den uyarlanan İnsanlar Mekanlar Nesneler, 9 Ocak akşamı Zorlu PSM’de tiyatroseverlerle buluşacak.

    Emma adlı bir oyuncunun alkol ve uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle yaşadığı çöküşün ardından rehabilitasyon sürecine odaklanan İnsanlar Mekanlar Nesneler, geçmişin yüklerinden kurtulmaya çalışan bir insanın hikâyesini anlatıyor. İbrahim Çiçek çevirisi ve rejisiyle sahnelenen oyun, 9 Ocak’taki prömiyerinden sonra 13, 14, 25 ve 26 Ocak’ta da tiyatroseverlerle buluşacak.

    Yapımını idPRo ve Zorlu PSM’nin, yürütücü yapımcılığını Omnia’nın üstlendiği oyunda yönetmenliğini İbrahim Çiçek’in üstlendiği Yutmak oyunuyla 2017 yılında Afife Tiyatro Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan Merve Dizdar, Nihal Koldaş, Selçuk Borak, Kerem Arslanoğlu, Bora Akın ve Ferhat Güneş rol alıyor. Sahne ve kostüm tasarımını Ceyda Balaban’ın üstlendiği oyunun ışık tasarımı Yakup Çartık, koreografisi ise Taner Güngör’e ait.

    Sezon boyunca Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde tiyatroseverlerle buluşmaya hazırlanan “İnsanlar Mekanlar Nesneler” oyununun biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    Künye:
    Yazan: Duncan MacMillan
    Yöneten - Çeviren: İbrahim Çiçek
    Oyuncular: Merve Dizdar, Nihal Koldaş, Selçuk Borak, Kerem Arslanoğlu, İsmet Bora Akın, Ferhat Güneş
    Ensemble: Aslı Sancar, Ayşe Özce Çınar, Başak Kara, Can Arpat, Cansu Eğri, Emre Ünal, Gülfem Demircioğlu, Kağan Kurtaş, Kerem Sert, Sabah Şimşek, Sanem Adar, Selcan Dal, Şimal Yalçın, Yeşim Ayten, Zeynep Aybar, Zeynep Hacıhaliloğlu
    Sahne ve Kostüm Tasarımı: Ceyda Balaban
    Işık Tasarımı: Yakup Çartık
    Ses Tasarımı-Müzik-Performans: Ömer Sarıgedik
    Koreografi: Taner Güngör
    Video Tasarımı: Okan Temizarabacı
    Yapım: IdPro, Zorlu PSM
    Yürütücü Yapımcı: Omnia Yapım
    Yardımcı Yönetmen: Şimal Yalçın
    Yapım Koordinatörü: Zeynep Balkan
    Prodüksiyon Amirleri: Buğra Üstün, Ali Yalçın
    Reji Asistanı: Ayşe Özce Çınar
    Yapım Asistanları: Ekinsu Köse, Okan Eken, Özal Bayram
    Oyun ve Yapım Asistanları: Aslı Sancar, Kağan Kurtaş
    ​Kostüm Realizasyon Ekibi: Efe Arslan, Eylül Kıvılcım, Semanur Zafer

    0
    0
    2291
  • 26-12-2024

    Fotoğrafçı ve foto muhabiri Ali Öz’ün 5.000’e yakın fotoğrafı içeren arşivi Salt Araştırma’da çevrim içi erişime açıldı.

    Salt Araştırma Kent, Toplum ve Ekonomi Arşivi’ne eklenen koleksiyonda, 1978’den 2000’lerin başlarına Türkiye’nin toplumsal ve mekânsal dönüşümünü belgeleyen 5.000’e yakın fotoğraf yer alıyor. Ağırlıklı olarak insana odaklı siyah-beyaz fotoğraflar, Karadeniz’deki yaylalarda çalışan kadınlardan Toroslar’da hayvancılık yapan yörüklere, Zonguldak’taki maden işçilerinden İzmir’deki balıkçılara, Adana’da pamuk tarlasında çalışanlardan İstanbul’da boyacılık yapan çocuk işçilerine kadar geniş bir yelpazede işçi sınıfının yaşam mücadelelerini detaylı bir şekilde gözler önüne seriyor. 1980’lerde İstanbul’daki gecekondu yıkımları ve Tarlabaşı Bulvarı çalışmaları nedeniyle değişen Beyoğlu’ndan fotoğraflar da arşivde öne çıkan malzemeler arasında bulunuyor. Geniş bir coğrafyada hem birey hikâyeleri hem de toplumsal bellekte yer edinmiş değişimlerin kaydını tutan bu fotoğraflar, Türkiye’nin sosyo-kültürel ve kentsel dokusunu anlamak için önemli bir görsel kaynak niteliği taşıyor.

    Künye:
    1. Hergele Meydanı’nda ayakkabı tamircisi, Ankara, 1980 Salt Araştırma, Ali Öz Arşivi
    2. Ortaköy’de balıkçı tekneleri, İstanbul, 1983 Salt Araştırma, Ali Öz Arşivi
    3. Emirgan, İstanbul, 1983 Salt Araştırma, Ali Öz Arşivi
    4. Üsküdar sahilinde balık tutan çocuklar, İstanbul, 1983 Salt Araştırma, Ali Öz Arşivi
    5. Haydarpaşa Tren Garı’nda vedalaşma, İstanbul, 1982 Salt Araştırma, Ali Öz Arşivi
    ​6. Simit satan çocuklar, Mersin, 1980 Salt Araştırma, Ali Öz Arşivi

    0
    0
    1165
DAHA FAZLA
Geldanlage