Sinan Bökesoy’un “The Wall” adlı sergisi, Sanatorium’da galeri mekânına yayılan ses yerleştirmelerinden oluşuyor. Sergi; zoraki yapılmış ya da isteyerek örülmüş, mutlu bir bahçe partisi ya da bir mülteci kampını dinlediğimiz, iki ayrı savaş ortamına tanıklık ettiğimiz yerleştirmeleri kapsıyor. “The Wall”u tüm dış etkenlerden arınmış bir şekilde, tek duyu organımıza, kulağımıza inanarak gezdik.
Orhan Cem Çetin geçtiğimiz günlerde Sanatorium’da açtığı “Benimsin” sergisiyle sahip olma dürtümüzden yola çıkarak zamanın içinde yer aldığımız kısa dönemi sorguluyor. Kendisiyle 18 Mart’a kadar açık kalacak sergi ve fotoğraftan başlayarak farklı üretim biçimleri ve süreci hakkında konuştuk.